Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Ekonomi ve siyaset dünyası Bloomberg HT'nin zirvesinde buluştu - İş-Yaşam Haberleri

        Zirvenin kapanış konuşmasını Başbakan Binali Yıldırım yaptı. Yıldırım'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

        Değerli katılımcılar bugünlerde finans piyasasında bazı hareketlilikler var. Bu şartlar altında böylesine bir toplantının yapılıyor olmasını önemli buluyorum. Türkiye'nin geleceği ve ekonomisi için çok önemli sonuçlara vesile olacaktır.

        Bildiğiniz gibi Türkiye geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde küresel ekonomik krizlerini gelişmekte olan tüm ekonomiler gibi hissetti. Her seferinde de Cumhurbaşkanımız liderliğinde ayağı yere basan kararları ile bu dalgalanmaların en asgari hasarlarla atlatmasını başardı.

        Türkiye üzerinde birtakım emellerini gerçekleştirmek için gayret gösteren siyasi lobiler kaybetti ve milletimiz kazandı. FETÖ terör örgütü sahneye sürüldü. Bu cani örgüt, 15 Temmuz gecesi 250 vatandaşımızı şehit etti ve 2 bin 190 vatandaşımızı da yaraladı.

        Hedefledikleri kaos planını hayata geçiremeyenler hiç zaman kaybetmediler. Türkiye ekonomisi üzerinde istikrarı bozmak için algı operasyonuna başladılar.

        Hemen darbe sonrasında değerlendirme kuruluşları ardı arda Türkiye'nin notunu düşürdüklerini açıkladılar. Döviz ve Türk parası üzerinde bir dalgalanma yaşandı.

        2017 için büyük bir kriz senaryoları hayata geçirilmişti. Çok kötü bir yıl olacağı, ekonominin bozulmaya devam edeceği, ekonomik kriz kapıda diye açıklamaları yapmak sureti ile operasyonlar devam etti. Ama bugün tabloya baktığımızda ilk 9 ay Türkiye'ye giren yabancı yatırım miktarı 7 buçuk milyar dolar.

        GÖSTERGELER SAPASAĞLAM

        Makro göstergelerimiz sapasağlam. Yani Türkiye uluslararası yatırımcılar için güvenli bir yer olmaya devam ediyor. Türkiye yatırımcının yüzünü güldüren ülkelerden biri.

        Bu sefer de Türkiye'nin notunu düşüren bildik kuruluşlar 2017 için tahminlerini düzeltme yarışlarına girdiler. Şimdi de 2017'yi bıraktılar 2018 için kaos ve ekonomik kriz senaryoları tekrar tedavüle sürüldü. İş alemimiz vatandaşlarımız rahat olsun. Nasıl ki 2017'de oyunları ters düz ettikse, büyüme rekoru gerçekleştirdikse, 2018'de gerekli tedbirleri alarak ülkemizi kalkındırmaya devam edeceğiz.

        "FELAKET TELLALLIĞI YAPANLAR TERS KÖŞE OLACAK"

        Çarkların bu kadar uyumlu dönmesi birçok badireye rağmen ekonomimizin sağlam temellerde emin adımlarla geleceğe ilerlemesi bazı çevreleri rahatsız ediyor.

        Bugün döviz kurları üzerinde manipülasyonları görüyoruz. Türkiye ekonomisi sağlam temelleri ile güçlüdür. Şoklara dirençlidir. Bunu geçtiğimiz 15 yıl içerisinde gördük.

        Spekülasyonlar döviz kurlarında kısa vadede bir dalgalanmaya sebep olmaktadır. Bu şoklara karşı direnç göstererek büyümesini sürdürüyor. Bundan sonra orta vadeli plan uygulaması çerçevesinde direncini daha da artacak. Uzun vadede felaket tallahlığı yapanlar yine ters köşe olacak.

        "TÜRKİYE'Yİ ÜÇE KATLADIK"

        Herkes müsterih olsun, yatırım planlarını değiştirmesin, ileriye bakmaya devam etsin. Gelecek Türkiye'nin. 15 yılda küresel finans simsarlarının ayak oyunlarına rağmen Türkiye'yi 3'e katladık. Milli gelirlerimiz 300 milyar dolarlardan 800 milyar dolarların üzerine ve kişi başı milli gelirde 3 bin 200 dolardan 11 bin dolara yaklaşmıştır.

        15 senedir Türkiye'ye birçok başarı kazandırdık. Türkiye ekonomisi her türlü şoka manipülasyona karşı sağlam olduğunu her defasında ispatlamıştır. 3 temel alana bakalım. Kamu kesimi, bankacılık, reel sektör...

        Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 2 civarında, ocak-ekim döneminde bütçe gelirleri 110 milyar, vergi gelirleri 431 milyar olmuştur. Vergi gelirleri performansı da göstermektedir ki ekonomi canlanmaya devam ediyor. Kazanç olmazsa, vergi tahsilatı da olmaz. Vergi performansına baktığımızda Türkiye'de üretimin yatırımın istihdamın devam ettiğini görüyoruz.

        Moody's ne diyor? Güçlü ekonomik büyümesi ve yönetilebilir kamu borcu göstergeleri kredi için kilit öneme sahip olup, diğer ülkeler açısından örnek alınacak niteliktir. Bunu Türkiye için söylüyor. Onlar söyletmiyor, ekonomimiz söylüyor.

        "İNDİRİN KARDEŞİM!"

        Bizim döviz ihtiyacımız var, finans tarafında biraz problemlerimiz var ama çözülebilecek durumda.

        Bankacılık sektörüne bakalım, 2007-2008-2009 finansal çöküşünde dünyaya örnek oldu. Dayanıklılığını tüm cümle aleme ispat etti. Güçlü sermaye yeterliği, bankacılık sistemimiz aynı şekilde devam ediyor. Arkadaşımız özet verdi, bankalar yüksek faizden hoşnut değilmiş. İndirin kardeşim!

        Vatandaş da hoşnut değil. Bir şeyi istemiyorsanız muhakkak istemediğinizi terk etmek istediğinizi elde etmek için azim ortaya koymak lazım. Sarmala girmenin anlamı yok. Daha büyük bir sonuç için bazı küçük kısa vadeli menfaatleri terk etmesini ve ortak platformda buluşmasını mutlaka başarmalıdır.

        Biz hükümet olarak her türlü tedbirleri alacağız. 2017 için ne yaptık? Riski gördük ve kararlarımızı aldık.

        Türkiye 2018'de 2017'den aşağı kalmayacak.

        Reel sektör 2017'de tarihi bir reform yapmış başta kobilerimiz olmak üzere ihracata yönelik firmalarımıza KGF kapsamında 200 milyar liralık kredi hacmi oluşturmuş. Firma sayısı 356 bine ulaşmıştır. Kobilerin payı yüzde 74'tür.

        Bu yılın ilk 10 ayında geçen yıla nazaran yüzde 11 ihracatımızda artış var. Ekim ayı ihracatı son 9 yılın en yükseği. Yüzde 15.5! Geldiğimiz bu noktada yıl sonu itibarıyla bir önceki yıla göre yüzde 10.7 artış ve 154 milyar dolar düzeyinde hracat rakamına ulaşmış olacağız.

        Kredi faizlerinde yukarı bir hareket söz konusu olmuştur. Enflasyonda da bir kıpırdama der demez bir sonuç ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin ekonomide altyapısı sağlam. Toplam kamu özel sektörünün borçlarının toplamı milli gelirin yüzde 30'u civarında.

        "ABD'DEKİ DAVALAR ASILSIZ SÖYLENTİLERE DAYANIYOR"

        Bugünlerde Amerika'da devam eden bir dava üzerinden birtakım dedikodular yalan yanlış laflar ortada dolaşıp duruyor. ABD'deki davalar asılsız söylentilere dayanıyor.

        Bunu da fırsat bilen birtakım çevreler Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yapmaya çalışıyorlar.

        17-25 Aralık’ta terör örgütünün yargı yoluyla gerçekleştirmeye çalıştığı darbe tutmayınca bugün ABD’de görülen davaya Fetöcülerin bir şekilde sızmaları suretiyle tekrar denenmeye çalışılmaktadır.

        Bu davanın temelini hukuki dayanağı oluşturan deliller, bilgiler, belgeler FETÖ terör örgütünün 17-25 Aralık öncesi ülkemizde yaptığı kanunsuz hukuksuz işlerin bir sonucu olduğunun bilinmesini isteriz.

        Türkiye bugüne kadar ihracatında, ticaretinde, uluslararası hukuka aykırı bir şey yapmamıştır. O bakımdan Türkiye'ye zorlama yolu ile buradan finans sektörümüzü sıkıştırarak Türk ekonomisini zora sokmak gayreti beyhudedir. Bu davanın maalesef hukuki olmaktan siyasi bir yöne doğru evrildiğini görüyoruz.

        "YANLIŞTAN DÖNÜLECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUZ"

        Bırakalım hukukçular işlerini yapsın, siyasetçiler işlerini yapsın. Hukukçuların iki ülkenin ilişkilerini zehirlemesine de müsaade etmeyelim. NATO'da beraberiz. Her ne kadar bizim canımızı yakan terör örgütleriyle işbirliği tutuyor olasalar bile bunun geçici bir durum olduğunu kabul ediyor, kısa sürede bu yanlıştan dönüleceğini ümit ediyoruz.

        Hukuk devletinden beklenen; delilleri sağlam bir dava ile yargılamayı gerçekleştirmiş olması. Ne idüğü belirsiz montaj delileri ortaya koymak hukuk değildir, hukuki bir düşünce tarzı değildir. Türkiye'nin başka ülkelerde yaptığı ticaret Türkiye'nin vereceği karara bağlıdır.

        Onlar ambargo koydukları ülkelerle rahat rahat ticaret yapacaklar, Türkiye yapınca bu suç olacak. Buna kargalar güler. İran ile Amerika uçak satışı konusunda prensip anlaşmasına vardılar. Sonra da Türkiye ambargoyu deldi gibi ipe sapa gelmeyen şeyler iddia ediyorlar. Eğer, uluslararası hukuka uyulacaksa bu iddiayı ortaya koyanların ilk önce kendileri riayet etmesi gerekir.

        Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta, ülkemiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık alarak açtığınız dosya daha dava başlamadan tanığa dönüşmüştür. Bunun adalet neresindedir.

        Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir.

        Türkiye'nin ve söz konusu ülkenin hukuku derindir ve bu hukuku zedeyecek birtakım sorumsuz beyanlardan kaçınılması mutlaka elzemdir.

        "2023 HEDEFLERİNE GÖTÜRECEĞİZ"

        Türkiye'yi 2023 hedeflerine götürmekte kararlıyız.

        Finans sektörü, reel sektör, kamu sektörü... Hep beraber bir araya geleceğiz ve ülkemizin ali menfaatleri doğrultusunda çalışacağız

        2017 başında ihracat seferberliği başlattık. İhracatçı sayısı ve miktarı daha artsın, pazar çeşitliliğimiz fazlalaşsın. İhracat artmaya devam ediyor ve geçtiğimiz yıllardaki 156 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz.

        ŞİMŞEK: SORUNLAR GEÇİCİ

        Bloomberg HT Türkiye Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yaşanan sorunların geçici olduğunu ve enflasyonun eninde sonunda tek haneye indirileceğini söyledi.

        Türkiye’nin şoklara karşı direncini, dayanıklılığını daha da artıracak yapısal reform gündemini güçlü bir şekilde uygulamaya devam ettiklerini belirten Şimşek, Türkiye’ye doğrudan yatırım girişinde ciddi hızlanma olduğuna da dikkat çekti.

        Şimşek, Ar-Ge ve inovasyona ciddi teşvikler verdiklerine değinerek, yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payını artırmayı hedeflediklerini aktardı.

        Mehmet Şimşek, “Bankacılara sesleniyorum; bilançonuzun ufak bir kısmını dahi olsa Ar-Ge gibi işlere ayırın, gelecek vadeden şirketlere kredi verin. Bu sizin de kazanacağınız bir alan” diye konuştu.

        BLOOMBERG HT TÜRKİYE EKONOMİ ZİRVESİ'NDE İŞ VE SİYASET DÜNYASININ ÖNEMLİ İSİMLERİ BİRARAYA GELDİ

        REKLAM

        TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ PARLAK

        Uzun vadede Türkiye’nin geleceğinin parlak olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:

        “Son 10-15 yılda bu kadar iç ve dış şoklara rağmen Türkiye yüzde 5,6 büyüdü. Bu çok önemli. Türkiye’nin büyüme performansı diğer gelişmekte olan ülkelere göre oldukça güçlü. Türkiye Avrupa ile arayı kapatıyor. Türkiye, şu anda dünyada satın alma gücü paritesine göre en büyük 13’üncü, cari kurlarla en büyük 17’nci ekonomisi. Türkiye’nin coğrafyası şu anda yük gibi görünebilir ama büyük fırsatlar içeriyor. Türkiye, önemli bir enerji koridoru, lojistik merkez ve altyapısı hızla gelişiyor. Türkiye’nin geleceğine ilişkin asla kötümser olamazsınız. Günlük piyasa iniş çıkışları eninde sonunda ona sebep olan faktörler ortadan kalkınca yönetilecek ve bir normalleşme sağlanacak. Türkiye Avrupa’da ilk 3’e, dünyada ilk 10’a girecek. Dolayısıyla Türkiye’de olmak avantajlıdır. Gelecek gelişmekte olan ekonomilerde. Türkiye de bu reformlarla uluslararası bir kuruluşun öngördüğü gibi 2050’de 5 trilyon dolar değil, onun çok daha üzerine çıkabilecek kabiliyete sahip."

        REKLAM

        "HEPSİ GERİDE KALDI"

        Mehmet Şimşek, Türkiye'nin son 15 yılda birçok iç ve dış sorun, stres ve şokla karşı karşıya kaldığını belirterek, "Ama hepsini aştık, hepsini yönettik, hepsi geride kaldı. Bugünkü piyasalardaki kargaşa, işte ABD’deki bir dava vesaire, hepsi geride kalacak. Türkiye'de güçlü bir hükümet ve siyasi istikrar var. Türkiye’nin önü açık. Türkiye’nin kamu maliyesi, bankacılık sektörü ve adaptasyon kabiliyeti oldukça iyi. Türkiye’nin borçluluğu iddia edildiği gibi kötü değil. Türkiye’nin bugün, evet, bir cari açık sorunu var ama bu yönetilebilir düzeyde" diye konuştu.

        Ülkede esas olarak kurdan beslenen enflasyonist bir süreç olduğunu, eninde sonunda bunu tekrar tek haneye indireceklerini vurgulayan Şimşek, "3 yıl sonra belki biz bu salonlarda Orta Doğu’yu nasıl yeniden inşa ederiz, Türkiye Orta Doğu’nun yeniden inşasının finansmanı konusunda ne tür enstrümanlar geliştirebilir diye paneller yapacağız” dedi.

        REKLAM

        "KİM BU HİSSEYİ ALIRSA ÇOK ŞANSLI OLACAK"

        Şimşek'in ardından BloombergHT tarafından düzenlenen Türkiye Ekonomi Zirvesi kapsamında Açıl Sezen'e konuşan Türk Telekom CEO'su Paul Doany de gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

        Şirketteki hisse dağılımı hakkında konuşan Doany, Türk Telekom'un yüzde 55'lik kısmın yüzde 55'lik kısmı şirketin operasyonel kısmı tarafından tamamen izole edildiğini söyledi. Doany, "Bu şirketin değerini artırmaya çalışıyorum. Yüzde 55'lik kısım borç verenleri rahatlatacak. Önümüzdeki hafta bir sonraki beş yıllık planı hazırlayacağız. Kim bu hisseyi alırsa çok şanslı bir firma olacak" diye konuştu.

        Türk Telekom'un yatırımlarında bir sorun olmadığını söyleyen Doany, kendi döneminde beş firmaya yatırım yapıldığını, üç firmaya daha yatırımın gerçekleşeceğini söyledi.

        "FAİZİN YÜKSEK OLMASINA KARŞIYIZ"

        REKLAM

        Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın da "Türkiye’de Bankacılığın Geleceği" adlı panelde konuştu.

        Türkiye'de nominal faizin yüksek olduğunu belirten Aydın "Bu bir realite. Biz tüm sektör olarak faiz seviyelerinin yüksek olmasına karşıyız. Faizin yüksek olduğunu biz de söylüyor ve altını çiziyoruz." dedi.

        Aydın "Paranın kendisi dışındaki maliyeti oluşturan en önemli unsurlardan biri kamusal yükler onun yanında da operasyonel yükler var. Bu operasyonel yüklerin doğru yönetilmesi lazım. Bu konuda bankacılık sistemi bireysel davrandı. Her birimizin ayrı para taşıma grupları var, her birimiz her sokağa banka şubesi kurduk, dijitali her birimiz farklı yapıyoruz...Yani operasyonel giderleri azaltma imkanı olduğu gibi her bankanın da kendi operasyonel giderini doğru yönetmesi lazım. Özetle eğer biz bu giderleri doğru yönetirsek, kamusal yükleri makul seviyeye çekersek faizleri aşağı çekme şansımız var." diye konuştu.

        Türk bankacılık sistemine talebin devam edeceğini belirten Aydın "İnşallah daha istikrarlı, daha düşük faizli bir ekonomi görebileceğiz, biz bunun olabileceğini düşünüyoruz" dedi.

        REKLAM

        "TL'DEKİ DÜŞÜŞ TEMELLERDEN KAYNAKLANMIYOR"

        TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ise TL'deki son değer kaybının temellerden kaynaklanmadığını ve TCMB'nin gerektiği durumda harekete geçeceğine güvendiğini dile getirdi. Leblebici, bankacılık sektörüne ilişkin ise, bankaların 2018'de yüzde 16-20 aralığında kredi büyümesini koruyabileceği açıklamasında bulundu.

        Cari açık tarafına bakıldığında şiddetli bir ısınmayı gösteren bir durum olmadığını belirten Leblebici, temele bakıldığında büyük bir problem gözükmediğini söyledi. Leblebici, ayrıca, küresel likidite ortadan kaybolmadığı sürece temeller kuvvetli ise Türkiye'nin eninde sonunda kaynak sağlama imkanına sahip olduğunu dile getirdi.

        "KONUT SATIŞLARI ARTIYOR"

        Emlak Konut sponsorluğunda gerçekleşen "Gayrimenkulde Yatırım Fırsatları" paneline katılan Konutder Başkanı ve Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, GYODER Başkanı Feyzullah Yeğin, İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya Türkiye'de inşaat sektöründeki gelişmeleri masaya yatırdı.

        REKLAM

        Konutder Başkanı ve Sur Yapı YKB Altan Elmas buradaki konuşmasında kurların ve faizlerin yükseldiği dönemlerde insanların konut alımlarını ertelediğinin düşünülse de rakamların bunu göstermediğini söyledi.

        Elmas "TÜİK rakamlarına bakınca, ilk 9 ay sonu itibariyle satışlarda %7.5'lik büyüme var. İstanbul'da da % 5'e yakın büyüme var." dedi.

        Türkiye'de büyük bir kitlenin gayrimenkul yatırımcısı olduğunu belirten Elmas "Bu, son 7-8 senedir de her sene bir öncekine göre artarak devam ediyor. Darbe girişime rağmen de yatırımlarda çok bozulma yok." dedi.

        "20 YIL DAHA SÜRER"

        Sektördeki canlılığın muhtemelen 20 yıl daha sürebileceğini söyleyen Elmas "Buna mukabil yapı stoğumuz son derece kötü ve hepimiz 2000'den sonraki yapıları depreme deyanıklı olarak kabul ediyoruz. Kentsel dönüşümle dönüşmesi gereken minimum 7.5 milyon konut var, yılda en az 500 bin konutu dönüştürebilirsek 15 yılda ancak bu 7.5 milyon konutu dönüştürüyoruz. Yani dönüşüm ihtiyacımız devam ediyor." dedi.

        REKLAM

        Ekonomideki dalgalanmalarının sektörde etkili olduğunu ve sektörün negatif etkilendiğini belirten Elmas "ama bunlar hep kısa dönemli oluyor. En fazla 6 ayda bu süreçlerin gelip geçtiğini görüyoruz." dedi.

        Elmas konut satışlarının yılı % 6 veya 7'lik artışla bitirmesini öngördüklerini de sözlerine ekledi.

        "TÜRKİYE'DE İYİMSERLİK VAR"

        Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Feyzullah Yetgin de "KPMG küresel inşaat araştırma raporuna göre, dünyadaki inşaat oyuncuları çok iyimser değil ama Türkiye'de iyimserlik var. Dünyadaki inşaat sektörü rekabetine baktığımızda, Engineering News Record'a (ENR) göre, Türkiye ikinci sırada. 40'ın üzerinde inşaat firmasıyla çok büyük projelerde kuvvetli oyuncularımız var." diye konuştu.

        Yetgin, Türkiye'de konut sahipliği oranının yaklaşık yüzde 70 olduğunu, yüzde 80- 90 olmasının pek mümkün görünmediğini ifade ederek, "Bu sirkülasyon, nüfus artışı ile devam edecek." dedi.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ