Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Prof. Dr. Afyoncu Teke Tek'te Ayasofya'yı anlattı

        Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Afyoncu Teke Tek'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Milliyetçi-muhafazakar sağ kesimin önemli davalarından birinin de Ayasofya'nın camiye çevrilmesi olduğunun altını çizen Afyoncu, "Bu Türk muhafazakar sağın 70 yıllık rüyasının gerçekleşmesidir" diye konuştu.

        Ayasofya'nın camiye çevrilmesinin Yunanistan için hayal kırıklığı olduğunu belirten Afyoncu, dış dünyadaki yankılarına ilişkin olarak şunları söyledi: Yunanistan'ı üzerimize sürecekler öyle gözüküyor. UNESCO ile üzerimize gelecekler. Yunanistan biraz gürültü koparabilir ama etkili olmaz...

        Ayasofya'nın içinde bulunan fresk ve mozaiklerin ibadete engel olup olmayacağıyla ilgili görüşlerini açıklayan Prof. Erhan Afyoncu konuşmasını şöyle sürdürdü: Bizim bugünkü anlayışımızla geçmişteki anlayış aynı değil. Mesela kapıda İmparator Hz. İsa'nın önünde eğiliyor. Hz. Meryem'in kucağında Hz. İsa var. Ayasofya'nın kubbesinde dört tane melek var. İlginçtir Fatih döneminde bu melekler duruyordu. Fosatti tamirata başlayınca bunların yüzünü kapatıyor. İmparatorluğunun dine bakışı zaman içinde değişime uğramış. Bu meleklerden bir tanesi Haluk Dursun Hoca'nın zamanında açılmıştı. Ayasofya'yı yabancılar 19. yüzyılda gezmeye başlıyor. O zamanlar yanlış işler oluyor. Abdülhamit Ayasofya Nizamnamesi yayınlıyor. 1710 yılında Ayasofya'nın çizimleri var kitapta. Meleklerin yüzü açık. Ayasofya'nın içinde bazı tasvirlerin durduğunu görüyorsunuz. Zaman içinde kapatılmış. Dönemin kaynakları Fatih döneminde kireçle kapatıldığını söylüyor. 19. yüzyılda birçok mozaiği mimar Fosatti kapatmış. Ayasofya'nın ana mekan kısmında namaz kılmaya engel olacak çok fazla tasvir yok.

        İşte Fatih Altaylı'nın soruları ve Erhan Afyoncu'nun yanıtları:

        PROF. DR. ERHAN AFYONCU: Türkiye'nin tartışma noktaları vardır. Uzun süre tartışılır, enerjimizi alır. Üniversitede başörtüsü tartışıldı 30 yıl.

        FATİH ALTAYLI: Özal öncesinde böyle bir dönem yoktu.

        "TÜRK SAĞININ ÖNEMLİ DAVALARINDAN BİRİYDİ"

        AFYONCU: Özal'dan kaynaklanan bir şey değil. Sonradan karar alındı. Ben her zaman şunu söyledim, senelerce öğrencinin başörtüsünü tartışkı, üniversitenin kütüphanesi var mı diye sormadık. Arapça ezanın 1950 yılında Demokrat Parti yasağı kaldırdığında CHP de uyuyor. Burada da büyük bir karşı çıkma olmadı. Münferit oldu. Uzun süre niye böyle gitti? Türk sağının, milliyetçi-muhafazakar kesiminin önemli davalarından biriydi. Bizim üniversite gençlik yıllarımızda da Türk sağı her zaman Ayasofya'nın ibadete açılmasını isterdi. Bazıları namaz kılmak ister, götürülürdü. Cumhurbaşkanı, MHP, BBP olsun bu gelenek Ayasofya'nın cami olarak açılması konusunda hayalleri vardı. Necip Fazıl, Osman Yüksek Serdengeçti, Fahri Armaoğlu'na kadar dilekçeler vardı. Bursa'da 45 metrelik dilekçe toplanmış. Meclis'e verilmiş. Erzurum'dan dilekçe verilmiş. Gazeteler Ayasofya ekleri çıkarmış. Mehmet Şevket Eygi'nin çıkardığı ekler vardı.

        ALTAYLI: Bu çok rahat yapılabilecek bir şeydi. DP döneminde de bir kararname ile yapılabilirdi, Özal, Demirel, Erbakan döneminde yapılabilirdi. Basit bir şeydi. Hakikaten niyet var ise. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir tek imza ile bunu açabilirdi. Sonuç olarak bir kararname, iptal edebilirsiniz. Niye öyle yapıldı da Danıştay defalarca reddettiği bir şeyi bu sefer kabul etti.

        AFYONCU: Danıştay'daki 5 hakim kararı verirken Bakanlar Kurulu kararının vakıf hukukuna aykırı olduğundan hareketle, vakfın devlete karşı korunması gerektiğine işaret ederek karar vermiş. 19-20 sayfalık bir karar. 1950'den sonra ezan Arapça okunmaya başladıktan sonra çok büyük sevinç olmuş, sabaha kadar okunmuş. Menderes'e de Ayasofya için dilekçeler var. Kartal'da bir demiryolu makasçısı Menderes'ten talep ediyor. Osman Yüksel Serdengeçti 'Ayasofya cami olsun' diye yazdığı yazılardan dolayı laiklikten dolayı yargılanıyor. Demirel'e birçok müracaat olmuş. 80 ihtilalinden önce Ayasofya'nın Topkapı Sarayı giden tarafından dışında Hünkar Kasrı var. Burası Fosatti tarafından yapılmış bir yer. Abdülmecid son halini vermiş. Namaz kılınırken devlet ricaline açılıyor. 80 darbesinde yasaklanmş. Daha sonra Namık Kemal Zeybek zamanında tekrar 91'de açıldı. 91'den itibaren Ayasofya'da ezan okunmaya başlandı. Haluk Hoca rahmetli Ayasofya'ya gelince ikinci minareden ezan okunmaya başladı. Daha sonra bütün minarelerden okunmaya başladı. Sultanahmet Camii ile karşılıklı ezan okunmaya başladı. Şevket Kazan önerge verdi, başkaları verdi, her seferinde reddedildi. O zaman SHP vardı. O bölgede cami çok, ihtiyaç yok dendi. O dönemde iktidarların gücü yetmedi. Daha önce aktif olarak bu derece bir şey olmamıştı.

        REKLAM

        ALTAYLI: 1 yıl önce gençler niye açılmadığını sorduğunda sayın Erdoğan'ın 'Önce bir Sultanahmet'i doldurun' dedi, başımıza iş açabileceğinden bahsetti. Bu işler artık önemsizleşti mi?

        "BENİM GÖRDÜĞÜM SEÇİM İÇİN YAPILAN BİR HAMLE DEĞİL"

        AFYONCU: Senelerden beri yapmayı düşünüp de yapabilmiş bir devlet adamı edasıyla konuştu. Şu anda yargının kararıyla oldu. Yargının kararı iyi bir karar. Hiçbir ülke kendi iç meselesinde dışarıdaki paydaşla karar vermez. Mahkemenin kararında UNESCO'ya da atıf var, karışamayacağı yönünde. Biliyorsunuz birçok kilisenin vakfı verildi. Mahkeme kararında hıristiyan vakıflarıyla bağlantı kurmuş. Daha önce bu vakıflara devlet el koymuştu. Herhalde uygun vakit gelmişti. Milliyetçi-muhafazakar sağ için önemli bir adımdır bu. Ben erken seçim olur mu, olmaz mı bilmem. Ama benim gördüğüm bu seçim için yapılmış bir şey değil. Bu kendi hayallerini gerçekleştiren bir siyasi ekibin hamlesi olarak görüyorum.

        ALTAYLI: Türk sağının bazı kimseleri hilafeti de ister.

        AFYONCU: Zannetmiyorum, mesela hilafeti istiyoruz diye hiç miting yapılmadı. Bu Türk muhafazakar sağın 70 yıllık rüyasının gerçekleşmesidir.

        ALTAYLI: Haluk Dursun hocayla konuştuğumuzda 'hepimizin gönlü ister ama açıkçası bugün gerek yok' derdi.

        "YUNANİSTAN İÇİN TAM BİR HAYAL KIRIKLIĞI OLDU"

        AFYONCU: O da isterdi cami olmasını ama zamanın uygun olması lazım. 'Ayasofya cami olsun' denildiğinde yargılamalar var, mahkeme kararlarına bakmak lazım. Haluk Hoca da camiye çevrilnmesini savunurdu ama uygun ortam olması lazım. 28 Şubat sürecinde böyle bir şeyi savunmanız mümkün müydü? İlginç bir şekilde Yunanistan'ı üzerimize sürecekler öyle gözüküyor. UNESCO ile üzerimize gelecekler. Yunanistan'da hayal kırıklığı oldu. Çok üst düzey bir devlet adamıyla oturmuştum, 'İkimiz komşuyuz, boşu boşuna silahlanıyorsunuz, bizi kapıştırıyorlar silah tüccarları kazanıyor' demiştim. 'Haklısınız hocam siyaset bu' demişti.

        ALTAYLI: Yunanistan'ın iç siyaseti bütün çevresine düşmanlık üzerine kurulu

        AFYONCU: Bir Anadolu macerasına giriştiler, 6 generalleri kurşuna dizildi. Yunanistan bütçesinin üzerinde silahlanmaya gidiyor. Bugün İstanbul'da 100 civarında kilise var. 200-300 olsa şeref duyarım. Atalarımız izin varmış. Atina'da, Selanik'te bir cami yok. Belgrat'ta ve Sofya'da bir cami var. Selanik'te bir apartmanda açmışlardı en son. Fakat tarihi camileri açmıyorlar, Fethiye, Hamzabey Camii var ama açmıyorlar. Cumhuriyet Osmanlı mirasını devam ettiriyor, cemaati azalmasına rağmen 100 civarında kilisede ibadet yapılıyor. Atina'da bugün önemli miktarda Arnavut müslüman var. Şimd modern bir cami yapıyorlar, nasıl açacaklar bilmiyoruz. Yanya, Rodos ve Batı Trakya'nın dışındaki yerlerdeki camilerin minareleri yoktur. Bilinçli olarak yıkılmıştır, deprem vs. diye kullanıp daha sonra yapmamıştır. Makedonya, Arnavutluk'a düşmanlık iç siyasetinden gidiyor.

        ALTAYLI: Bizans'ın mirasçısı Yunanistan mı?

        "UNESCO BAZINDA BUNU ÖNÜMÜZE ÇIKARABİLİRLER"

        AFYONCU: Bana göre değil. Roma İmparatorluğu'nun mirasçısı falan değil. Kendilerini oradan görüyorlar ama o şekilde değil. Bizans'ın mirasını alan Fatih Sultan Mehmet'tir. Halil Hoca'nın şöyle bir şey vardır, Bizans'ın nerede hanedan mensubu varsa hepsini ortadan kaldırdı. Kendisi kayser ünvanını kullandı. Yunanistan eski Yunan'ın, Roma'nın mirasçısı, Avrupa'nın şımarık çocuğu. Özellikle UNESCO bazında bunu önümüze çıkaracaklar. Burada ne yaparlar, yapmazlar onu görürüz. Bu tür işlere karışmaya izin verdiğinizde evinizin yolunuzu bulamazsınız. Türkiye Cumhuriyeti buna izin vermeyecektir. Biz bir kiliseyi cami yapmadık. Biz müzeyi tekrar camiye dolaştırdık. Murat'ın (Bardakçı) güzel bir yazısı vardı 'biz kapattık, biz açtık' diye. Fiili, aktif ibadet yapılan bir kilise camiye çevrilmedi.

        ALTAYLI: Kurtuba Camii oturan bir örnek. Hemen hemen Ayasofya ile çağdaş, 100 yıl sonra yapılmış. Sonra kilise oldu ve katedral yaptılar.

        AFYONCU: Biz Haluk hoca ile Balkanlar'ı çok gezdik. Kilise yapılmış birçok cami var. Macaristan'ın Peşte şehrinde var mesela. Biz de Anadolu'yu fethettiğimizde belli şehirlerde özellikle en büyük kiliseler camiye çevrilmiştir. Yunanistan'ın bazı yerlerde gürültüsü olsa bile etkisinin olacağını zannetmiyorum.

        ALTAYLI: Ayasofya döneminde yapılmış en büyük bina. İçinde pagan döneme ait unsurlar da var.

        AFYONCU: İstanbul'un hıristiyan dünyası için önemi, ilk büyük hıristiyan başkentlerinden birisi. 360 gibi bir tarihte büyük bir mabed yapmaya başlıyor. Zaman içinde yıkılıyor, ardından bir daha yapılıyor. Bu sefer Justinyen 537'de Ayasofya'yı bugünkü haliyle yaptırıyor. 5 yılda yapılıyor, 10 binin üzerinde işçi çalışıyor, çok muhteşem bir yapı. En geniş yeri kubbenin 34 metredir. Bizde yanlış bilinir, Sinan Selimiye'de Ayasoyfa'yı geçtiği söylenir Selimiye 31,5'tur. Statik hesapları yanlış yapıldığında Ayasofya'nın kubbesi çökmüş. İrili ufaklı 40'a yakın deprem geçirmiş. 1500 yıldır devam eden bir yapı ama zaman içinde tamirler geçirdiği için ayakta kalabiliyor.

        "FATİH YENİÇERİYİ 'BUNU NİYE YAPIYORSUN' DİYE AZARLAMIŞTI"

        Defalarca tamirat geçiriyor. Bugünkü Ayasofya o dönemlerdeki Ayasofya değil. Arada Bizans imparatorları 1200'lü yılların sonunda tamir ediyor. Payandalar kopuk. Osmanlılar birçok tamirata giriyorlar. Günümüzde bile hala Ayasofya'ya ne zaman gitseniz iskele görürsünüz. Dursun Hoca zamanında kalkmıştı, şu anda büyük iskele duruyor, doğrusu da o. Fatih İstanbul'u fethettiği zaman, uzun bir kuşatmaya giriliyor. Bir liderin en önemli tavrı iradesini sürdürme kararlılığı. Zaman zaman kuşatmanın kaldırılması gündeme gelmiştir hiçbir zaman geri adım atmamıştır. Şehir 29 Mayıs sabahı düştüğü zaman normalde bir padişahın şehrin alındığı gün girmemesi lazım, çok tehlikeli bir şey. Fatih bir şehri, iki Ayasofya'yı merak ediyor. Topkapı tarafından giriyor, şehri seyrede seyrede gidiyor. Ayasofya'ya doğru çevreyi seyrederek yavaş yavaş gidiyor. Bazı resimler vardır, Bizanslı kızlar çiçek atar, öyle bir şey olmaz. Çünkü savaşıyorsunuz, herkes kaçmış korkudan, kimisi gemilere sığınmış. Fatih, beyaz atından iniyor, secde ediyor, başındaki toprakları silkeliyor ve Allah'a dua ediyor. Peygamberimizin sözüne mazhar olmuşsunuz. Ayasofya'da mermeri sökmeye çalışan yeniçeriyi görünce 'niye yapıyorsu' dediğinde asker 'din adına' diyor. Yeniçeriyi azarlıyor. Ayasofya'nın tepesine çıkıp İstanbul'a seyrediyor. Burada şükür namazı kılıp, ayrılıyor. Cuma günü için hazırlanmasını söylüyor. Cuma namazı 3 gün sonra. Yüzlerce usta çalışıyor, yetiştirmek için. Namaz kılmaya engel olan yerler mermer ile kapatılıyor. 1 Haziran'da Fatih Sultan Mehmet geliyor. İlk imam Akşemseddin. Fatih'in hocasıdır, fetihte de önemli rolü vardır. Fatih ne zaman zor duruma düşse sonuna kadar zorlamıştır, 'hükmünü yürütmekten aciz misin' diye azarlamıştır. Gazilerin haykırışları var, her biri peygamberin müjdelediği askerler olmuş. Fatih daha sonra Edirne'ye gidiyor. 1457-58'e kadar İstanbul'a gelmiyor. Rumeli'de savaşlar var, şehrin altyapısıyla uğraşılıyor. Fatih İstanbul'u kendisine yakışır bir başkent yapmıştır. Rahmetli Halil İnalcık hoca 'İstanbul fetihten daha çok şehri düzenlemek de önemlidir' demiştir. Fatih, II. Beyazıd bir minare yaptırıyor. Kanuni'nin oğlu Sarı Selim'in çok hizmetleri vardır. Kendisi İstanbul'da ilk doğan ve İstanbul'da ilk ölen padişahtır. Mimar Sinan, payandaları güçlendirmiştir. Kubbeleri elden geçirmiştir. Bugün Ayasofya'da 5 tane Osmanlı padişahının türbesi vardır.

        "ANADOLU'DAN UZUN SÜRE İNSANLAR BURAYA GELECEK"

        İkinci Selim'in türbesi Sinan'ın eseri, diğerleri Mimar Davud'un eseri. Bu türbeler ücretsiz olarak geziliyordu. Osmanlı'nın defin geleneği bakımdan önemliydi. Sultan Mustafa Osmanlı tarihinin deli diyeceğimiz tek padişahıdır. Sara hastası, vefat ediyor. Öldüğü zaman ortada kalmış. Nereye gömecekler? O zamanın insanları bulaşıcı mı diye mi korkuyorlar, bilemiyoruz. Evliya Çelebi'nin babası Ayasofya'nın oraya gömelim diyor. Bunların psikolojisi bozuk diye vatfizhaneye gömüyorlar. Haluk Hoca 'Ayasofya artık Osmanlı külliyesidir' derdi, ben de o tezi savunurum. Çok uydurma yapılar vardı, Haluk hoca kaldırmıştı. Cumhuriyet döneminde memurlar otursun diye baraka türüydü, çoğu kaldırıldı. Şimdi medrese yeniden yapılıyor. 1035'de yıktırılmıştı. Ayasofya külliye yapısıyla karşımıza çıkıyor. 24 Temmuz'da cuma namazı kılınacak daha sonra vakit namazlarıyla devam edecek. Anadolu'dan çok turlar geliyor. İlk gün herkesin içeride kılması mümkün değil, dışarıda da kılınacak, Eminönü'ne kadar iner. Ben Anadolu'dan uzun süre Ayasofya'da namaz kılmak için insanların geleceğini tahmin ediyorum. Ayasofya İstanbul'un bir ritüeli haline gelecek.

        ALTAYLI: Ayasofya patrikhaneydi değil mi?

        AFYONCU: Papa'nın temsilcisi Ayasofya'da katolik tarzı ibadet yapıyor. Ortodokslar gitmiyor. Fatih geldiği zaman Ortodoksluğu tekrar ihya ediyor. Fatih Rum Ortodoks Patrikliği'ni ihya ediyor. Ardından Ayasofya'yı yöneten büyük vakıf kuruyor. Danıştay'da buna dayanarak kararı verdi. Çok geniş gelir kaynakları var.

        ALTAYLI: Fatih'in vakfı hala aktif mi?

        AFYONCU: Bozulan gelirler var, kullanılan gelirleri var. Vakıf aktif. Birçok vakıf aktif.

        ALTAYLI: Fatih Vakfiyesi'nin malları ne kadarı kaldı

        AFYONCU: Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde vardır. Özellikle çok dükkan var. Zaman içinde bir kısmı satıldı mı bilmiyoruz. Döneminde kapalıçarşıda dükkanlar var. Vakıflar Genel Müdürlüğü zaman içinde alabildiğini geri alıyor.

        ALTAYLI: Şimdi oranın masrafları vakıftan mı, Diyanet'ten mi yürüyecek?

        AFYONCU: Orası Vakıflardan yürütülecek. Caminin ibadet işlerini Diyanet İşleri Başkanlığı yaptırıyor. Tarihi camilerin bütün işleri Vakıflar Genel Müdürlüğü yapıyor.

        ALTAYLI: Hızır Aleyhüsselam'ın orada omuz omuza namaz kıldığı rivayeti vardır

        AFYONCU: Bununla birlikte birçok efsane var. Stefanos Yerasimos Hoca da o efsaneleri çevirmişti. Osmanlı döneminde mihrap ve minber yapılıyor. Mihrabın Kıble ölçümünü Diyanet yapıyor. Siz mevcut bir yapıya mihrap yapıyorsunuz. Bazı yerlerde hafif yan dönerek namaz kılınır.

        ALTAYLI: Bu mozaikler meselesi herkesin kafasını karıştırıyor.

        "ANA MEKANDA NAMAZI ENGELLEYECEK ÇOK TASVİR YOK"

        AFYONCU: Bizim bugünkü anlayışımızla geçmişteki anlayış aynı değil. Mesela kapıda İmparator Hz. İsa'nın önünde eğiliyor. Hz. Meryem'in kucağında Hz. İsa var. Ayasofya'nın kubbesinde dört tane melek var. İlginçtir Fatih döneminde bu melekler duruyordu. Fosatti tamirata başlayınca bunların yüzünü kapatıyor. İmparatorluğunun dine bakışı zaman içinde değişime uğramış. Bu meleklerden bir tanesi Haluk Hoca'nın zamanında açılmıştı. Ayasofya'yı yabancılar 19. yüzyılda gezmeye başlıyor. O zamanlar yanlış işler oluyor. Abdülhamit Ayasofya Nizamnamesi yayınlıyor. 1710 yılında Ayasofya'nın çizimleri var kitapta. Meleklerin yüzü açık. Ayasofya'nın içinde bazı tasvirlerin durduğunu görüyorsunuz. Zaman içinde kapatılmış. Dönemin kaynakları Fatih döneminde kireçle kapatıldığını söylüyor. 19. yüzyılda birçok mozaiği mimar Fosatti kapatmış. Ayasofya'nın ana mekan kısmında namaz kılmaya engel olacak çok fazla tasvir yok.

        ALTAYLI: Nasıl kapatılacak mozaikler

        AFYONCU: Bir metod geliştirilecek. Namaz kılmaya engel olacak çok fazla mozaik yok. Çoğu üst galeride.

        ALTAYLI: Üst galeride derin çatlaklar vardı.

        AFYONCU: Orası şu an tamirde. Milim milim yapılıyor. Oradaki mermerler Bizans dönemindeki orijinal mermerler. Sinan orayı yenilemiş.

        ALTAYLI: Sıvasını Fosatti yapmış.

        AFYONCU: Ayasofya'nın dış rengi 80'li yıllarda boyandı. Öğrencilik yıllarımda da boyanmıştı. Kültür Bakanlığı ve Diyanet teknik kısımlarını halleder. Tamamının kapatılmasına gerek yok. Burada önemli olan ilk günlerdeki aşırı izdiham. Burada milletimizin sabırlı olması lazım. Büyük kalabalıklar gelecek. İstanbul Valiliği yönetecek bunu. Burada sosyal mesafeye de dikkat etmek lazım.

        ALTAYLI: Kaç kişi alır ana mekan?

        AFYONCU: Şu anda iskele var.

        ALTAYLI: İlk başta 450 kişi deniyor.

        AFYONCU: Pandemi tedbirlerinde kalabalığa gerek yok. İnsanların anlayışlı olması lazım. Oraya namaz kılmaya gelen herkes hayalinin gerçekleştiğini biliyor ama olumsuz bir şeye sebebiyet vermemesi lazım.

        ALTAYLI: Osmanlı zamanında bu camide 5 mihrap, 5 müezzin olduğunu biliyoruz. Yine öyle mi olacak?

        AFYONCU: Diyanet 2 imam 4 müezzin atayacağız demişti. İçeride teşkilatı nasıl olacak bilmiyorum. Gerek görülecek mi? 4 müezzin görev yapacak. Diyanet de yeni çalışıyor. Devlet yetkilileri zaman içerisinde problemlerin çözüleceğinin farkıdalar, zamana yayarak. 86 yıldır o camide namaz kılma kültürü ortadan kalktı. Yapıyı tanımıyoruz şu anda. Binanın kendisinden kaynaklanan tarihsel problemleri var.

        ALTAYLI: Fatih İstanbul'u fethettikten sonra 'Ya Fettah' demiş. Bütün kapı kollarında 'Ya Fettah' yazıyordu ama sonradan çalınmış. Haluk hoca bunları tamir ettirecekti.

        AFYONCU: Kapı kollarını ben görmedim. Çeşitli rivayetler var. Fatih atla girdi vs. diye böyle bir şey yok. Bizim kültürümüzde hiçbir ibadethaneye atla girilmez. Mesela Fatih içeriye girdi ok attı kubbeye, izim kalsın diye. Bu o çağlardaki efsane.

        ALTAYLI: Hızır Aleyhisselam'ın kıble meselesini eliyle döndürdüğü anlatılır.

        "BAZI YERLERDE MOZAİKLER BAZI YERLERDE AYETLER SİLİNMİŞ"

        AFYONCU: Bunlar efsaneler. Böyle çok efsane var. Osmanlı geleneğinde Kadir Gecesi Ayasofya'da eda edilir.

        ALTAYLI: Kanuni Sultan Süleyman kendi adına cami yaptırıyor ama gelip Ayasofya'da namaz kılıyor.

        AFYONCU: Sultan Abdülmecid'in cuma selamlığı var. Fosatti'nin tamiratından sonra. 2 yıl kapalı kalmış. Fosatti İtalyan kökenli İsviçreli mimar. Fosatti'nin olumlu olumsuz tamiratları olmuştur. Bazı yerlerde mozaikleri bazı yerlerde ayetleri kapatmış.

        ALTAYLI: Eski Yunanca yazılar var. Bütün bunlar Osmanlı'da cami olarak kullanılmasını engellememiş. Bugün aynı şey olabilir mi?

        AFYONCU: Bizim bir geleneksel uygulamamız var. Biz bunu devlet yetkililerine anlatırız. Mesele insanlara anlatmak. Birisi kalkıp da 'namazım bozuldu' diyebilir. Burada Diyanet İşleri karar verecek.

        ALTAYLI: Bu kadar kalabalıkların oraya akını binaya zarar verir mi?

        AFYONCU: Kontrollü olarak alınacaktır. Sadece namaz için değil gezmeye gelenler için de aynı şekilde. Yarın öbür gün Allah göstermesin provokatörler ortaya çıkabilir. Osmanlı döneminde yabancılar üst tarafta duvarlara yazılar yazılıyormuş. Devlet bu kez hizmetlilere görev vermiş, takip edilsin diye. İzdiham olmaması için çalışmalar yapılıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ