Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel piyasalar son yılların en iyi mayıs ayını yaşadı. Koronavirüs kaynaklı büyük korkuyla mart ayında yaşanan panik satışları, nisanda toparlanma izledi, mayısta durum daha da düzeldi. Dünya borsaları mayısta ortalama yüzde 6.4 prim yaptı.

        -23 Mart sonrası başlayan düzelme döneminde dünya borsalarının yaptığı prim yüzde 32.7’yi buldu. Borsaların düşüşü ise yüzde 33.7 düzeyindeydi.

        -Mayıs sonu itibariyle dünya borsaları 17 Şubat’taki rekor seviyesinin sadece yüzde 12 aşağısında bulunuyor.

        Bu düzelmede petrol fiyatlarında nisan ayında yaşanan çöküşün ardından mayısta gelen toparlanmanın da kayda değer bir etkisi var.

        KORKU MARTTA TAVAN YAPTI

        2020 yılının 5 ayını geride bırakırken mayıs nispeten oynaklıkların azaldığı bir ay oldu. Volatilite Endeksi VIX mayıs sonunda 27’ye geriledi ve mart ile nisandaki değerinin yaklaşık yarısı düzeyine indi. Ancak bu düzey halen yılbaşı değerinin bir kat üzerinde yer alıyor.

        -Aynı zamanda korku endeksi olarak bilinen VIX 13.78 puanla başladığı yılda 18 Mart’ta 85.47’ye kadar çıktı ve küresel kriz seviyelerine vardı. Gerçekten o günler küresel salgın konusunda, ekonominin ve piyasaların geleceği hakkında korkunun tavan yaptığı günlerdi.

        KADERİN DÖNDÜĞÜ AN

        REKLAM

        -Çünkü koronavirüs hakkında çok az bilgi vardı, karantinalar ve önlemler daha yeni başlamıştı. Nitekim 5 gün son 23 Mart’ta FED’in sınırsız varlık alımını açıklaması, ABD Kongresi’nin 2.2 trilyon dolarlık dev yardım paketini onaylamasını, diğer ülkeler ile merkez bankaları da izleyince piyasaların kaderi dönmeye başladı.

        -Bu geri dönüşe nisan ve mayıs ayında küresel salgında ülke düzeyinde elde edilen başarılar ve ekonomilerin normalleşmeye doğru yol alması izledi. Piyasalar da normalleşmeyi satın alarak toparlanmasını sürdürdü.

        -Singapur, Güney Kore ve Vuhan’da virüs yeniden ortaya çıktı. Ancak yayılımı kontrol altına alındı.

        KORKUDA YARI YARIYA AZALMA

        -Dahası artık virüs hakkında daha çok şey biliyoruz. Sağlık sisteminin uyarlanması, tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi, toplumların giderek bağışıklığının artması ile ölüm olayları ivme kaybetti, korku da azaldı.

        - Korkunun azalmasının finansal piyasalardaki yansımasını VIX Endeksi’nde gördük. Aylık ortalamalara göre Haziran ayı başında korku düzeyi Mart ayına kıyasla yaklaşık yarıya azaldı.

        -Ülkelerin ve bu arada Türkiye’nin haziran ile birlikte normalleşme yoluna girmesi toplumun üzerinden korkunun azaltılmasını sağladı. Son olarak uygulandığı belirtilen sokağa çıkma yasağının ardından bugünden itibaren genel hayat da ve çalışma hayatı da normalleşiyor.

        EKONOMİDE DEĞİŞİM

        -Normal hayat başlıyor ama salgın henüz bitmedi. İlacı ve aşısı da bulunmadı. Sadece kontrol altına alındı ve ivme kaybetti.

        -Dolayısıyla küresel salgın öncesi dönem ile normalleşme süreci aynı değil, farklı olacak.

        -Virüs dünyayı tamamen terk etse bile hayata, ekonomiye ve piyasalara kaldığımız yerden devam edemeyeceğiz. Alınan önlemler, ekonomiler ve piyasalar için yapılan desteklemeler, virüs döneminin yaratacağı sonuçlar bizzat ekonomiyi ve piyasaları değiştiriyor, daha da değiştirecek.

        ABD-ÇİN REKABETİ

        -Değişikliği yaratacak dinamiklerden biri ABD ile Çin arasındaki hegemonya mücadelesi olacak. Japonya, Hindistan ve Avusturalya ile bazı Batı ülkelerine yanına alan ABD giderek Çin’i sıkıştırıyor. Son hamle ise Hong Kong’un özel statüsüne son vermek oldu.

        REKLAM

        -Önümüzdeki dönemde çatışma daha şiddetlenebilir. Çünkü Kasım ayındaki seçime hazırlanan Başkan Trump korona virüsten ve yol açtığı ekonomik krizden önemli bir darbe aldı. Bunu telafi etmenin bir yolu da Çin ile çatışmayı tırmandırmaktan geçiyor olabilir.

        -ABD-Çin gerginliğinin tedarik zincirlerini değiştirici, küresel ticareti ve küreselleşmeyi engelleyici, korumacılık eğilimlerini artırıcı sonuçlar yaratacağı açıktır.

        İŞSİZLİKTE PATLAMA

        -2008 küresel kriziyle başlayan işsizlikteki artış korona salgınıyla tam bir patlamaya doğru gidiyor. İlk örneğini ABD’de görüyoruz. Benzer durumları olağanüstü dönemin sonunda diğer ekonomilerde de göreceğiz.

        -Sektörlerin ve şirketlerin konsolidasyonu yanında, küresel daralmanın sonucu olarak sıçrayacak işsizlik bu dönemin en yakıcı sorunu olmaya adaydır.

        -Şu anda bütün mücadele virüs üzerine yoğunlaştığından, sorunların çoğu donduruldu ve gerçek işsizliğin boyutlarını pek göremiyoruz. Ama normalleşmeye doğru yol alındıkça işsizlik sorunu kendini çok daha derin bir şekilde hissettirecektir.

        YÜKSEK BORÇLARLA YÜZLEŞMEK

        -Küresel kriz sonrası dönemde dünya zaten aşırı borçlu hale gelmişti. 255 trilyon dolara varan küresel borçların dünya GSYH’nın 3 katını bile aşmıştı.

        -Devletler küresel salgında doğal olarak kamusal yardımları olağanüstü bir şekilde artırdılar. Bu da bütçelerde büyük açıklara yol açıyor ve kamu borçlarını hızla artırıyor.

        -Normalleşmeye başladığımızda dünya ve bazı ülkeler yüksek borçlarla yüzleşmek zorunda kalacak.

        -Yapılan yeni harcamalarla küresel borç düzeyi sıçrama gösterecek ve tarihi en yüksek düzeyine çıkacak. Önümüzdeki dönemin en ağır sorunlarından birini de borçlar oluşturacak.

        ŞİRKETLERE HİÇBİR ŞEY OLMADI MI?

        REKLAM

        -Tedarik zincirlerinin bozulması ve yeniden kurulması, işsizliğin artışı ile tüketimin azalması, küresel ticaretin gerilemesi, korumacılığın artması şirketlerin önündeki engelleri çoğaltıyor. İflaslar, kamulaştırmalar, birleşme ve satın almalar da yoğunlaşacak. Böyle bir ortamda elbette karlar da düşecek.

        -O zaman piyasalar neyi satın alıyor da, Amerikan borsaları pandemi öncesi rekor düzeyinin sadece yüzde 9.9 uzağında. Tüm dünya borsalarının ortalaması da rekor düzeyinin sadece yüzde 12.1 altında. Yani virüsle birlikte bu şirketlere hiçbir şey olmadı mı? Küresel salgın öncesi borsalarda aşırıya kaçmış fiyat hareketleri veya balon yok muydu?

        VERİLEN LİKİDİTE KALICIDIR

        -Burada varlık fiyatlarını, hükümetlerin rekor düzeydeki mali paketleri ile merkez bankalarının tarihsel büyülükteki parasal paketleri destekliyor.

        -Küresel salgın öncesinde 4.3 trilyon dolar olan FED bilançosu 7.1 trilyona yükseldi. 3 ayda yaklaşık 3 trilyon dolarlık genişleme tarihte görülmemiş büyüklükte ve hızda bir genişleme. Yıl sonuna kadar da 10 trilyon civarına çıkması bekleniyor. Diğer merkez bankaları da arkadan geliyor.

        -2008 küresel kriziyle piyasalar öğrendi ki, merkez bankalarınca verilen likidite bir daha geri çekilemiyor, kalıcı hale geliyor. Bunda piyasaların rolü de çok açık.

        -Şimdi de böyle bekleniyor ve isteniyor. Onun içindir ki, ne kadar likidite artışı o kadar varlık fiyatı yükselişi ortaya çıkıyor.

        -Elbette bu formül tüm varlık fiyatları için değil. Şimdilik hisse senedi, hükümet tahvilleri, menkul kıymetler ile altında böyle.

        -Bir anlamda piyasalar ile merkez bankalarının karşılıklı etkileşimi, al gülüm ver gülüm oyunu devam ediyor.

        PİYASALAR ÖNDEN KOŞAR

        -Üstelik şimdi yeni bir durum var. Sınırsız likidite yanında merkez bankalarının desteği de şirketlerin arkasında.

        -Virüs sonrası normalleşme kayda değer biçimde gerçekleştiğinde, yukarıda belirttiğimiz ekonomik sorunlarla karşı karşıya geleceğiz. Sorunların dondurulduğu ara dönem bitecek ve gerçeklerle yüz yüze kalacağız. O zaman ne yapılacak?

        -Herhalde bir gerekçe bulunur ve piyasalarda yine satışa koşulur. Piyasalar için önemli olan, gerçeklere uyumlu hareket etmek değildir, para kazanmaktır.

        -Bunun için çoğu zaman piyasalar şaşırtıcı ve iddialı senaryolar yazıp oynar. Hep de önden koşarlar. Piyasaların gelişmeleri arkadan izlediği veya gelişmelere paralel hareket ettiği hiç görüldü mü?

        Diğer Yazılar