Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Manganelli’nin ‘Yüz Küçük Irmak’ romanından ‘onaltı’daki ‘keten elbiseli, ayağına kısa çorap giymiş, makosenli adam'gibiyim kaç gündür. Sert bir sandalyenin kenarına ilişmiş, pencereden caddede akıp giden otomobil seline bakıyorum. Tıpkı keten elbiseli adam gibi ben de ‘hiçbir şeyin başlamayacağını’ biliyorum. Tıpkı dün başlamadığı, yarın da başlamayacağı gibi... Kaç gündür böyleyim unuttum. 9? 10? 11?

        Sayıları unuttum, tarihleri unuttum; tek hatırladığım günlerin isimleri. Bugün perşembe, hangi ayın hangi perşembesi olduğunun bir önemi yok. Bugün perşembe işte dün çarşambaydı, yarın cuma... Aslında ‘yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında’ tek bir gün gibi hepsi. Bugünün perşembe olmasının ya da yarının cuma olacak olmasının bir önemi yok! Dünün çarşamba olduğunun da bir önemi yoktu...

        Okuduğum satırlar, izlediğim filmler, dinlediğim şarkılar hep aynı.

        Tıpkı ‘keten elbiseli adam’ gibi her sabah aynı saatte uyanıp, pencerenin kenarındaki sert sandalyenin kenarına oturup ‘tek bir günü yaşıyorum...’ Ben de onun gibi saat 08.00’dan 09.00’a geçemiyorum...

        Aynı onun gibi, daha önce defalarca geçtiğim, nasıl geçtiğimin farkına bile varmadığım, saat 8’le 9 arasında bir boşlukta sallanıp duruyorum kaç gündür. 9? 10? 11?

        Hayatın kıyısında, hayattan milyonlarca ışık yılı uzakta, bir pencerenin kenarında oturmuş saatin 9 olmasını bekliyorum. Dışarıda akıp giden hayata bakıp, ‘her şeyin yoluna gireceğine inandığıma’ inanıyormuşum gibi yapıyorum...

        Oysa içten içe ‘keten elbiseli adam’ gibi bir daha saat 9’u görememekten korkuyorum.

        Scott Kelly
        Scott Kelly

        GÜNLÜK BİR YAPILACAK İŞLER PLANINIZ OLSUN

        Hayatın boyumu aştığı şu günlerde astronot Scott Kelly, boğulmamam için bir ip attı bana geçenlerde. Kelly, dünyanın dört bir yanında koronavirüs salgını nedeniyle evlerine kapanıp izole bir hayat yaşamaya başlayan milyonlarca insana, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda geçirdiği 340 gündekitecrübelerini anlatmış New York Times’ta: “Bir yıla yakın bir süre uzayda kalmak hiç de kolay değildi. Uyumaya gidiyordum ama hala işteydim. Uyanıyordum yine işteydim. Uzayda çalışmak, ‘istifa ediyorum’ diyerek kapıyı vurup çıkamayacağınız belki de tek iş!”

        Eve tıkılı kalmanın zorluğunu çok iyi anladığını belirten Kelly, dünyadan ve insanlardan uzakta uzayda tek başına geçirdiği 340 günün ‘izole’ yaşamla ilgili kendisine çok önemli şeyler öğrettiğini söylüyor.

        Scott Kelly’nin ‘karantina’daki bizlere ilk öğüdü: “Günlük bir planınız olsun ve onu takip edin!”

        Uzayda kaldığı süre boyuncu günlük yapılacak işler planına harfiyen uymak zorunda olduğunu söyleyen Kelly, “Bu bazen 8 saatlik bir uzay yürüyüşü oluyordu bazen de deney için getirdiğim çiçeklerle 5 dakikalık ilgilenme... Plana sadık kalmak evde kapalı kalan size ve ailenizin ‘yeni normalinize’ uyum sağlamakta çok yararı olacaktır. Dünyaya döndüğümde günlük plansız yaşamak benim için çok zor oldu” diyor.

        UYKU SAATLERİNİZE ÇOK DİKKAT EDİN

        Penceremin kenarındaki bu sert sandalyede oturmuş dışarıda akıp giden hayatı izlerken Scott Kelly’nin anlattıklarıyla, başımın binlerce kilometre üstünde boşlukta dönüp duran bir uzay gemisine ışınlandım. Saat 8’i 7 geçiyordu. “Daha 9’a çok var” diye dertlenirken Kelly, “Aynı mekanda yaşamak ve çalışmak zorunda kaldığınızda siz izin verirseniz iş her şeyi ele geçirir” diye uyarıyordu: “Uzaydayken kendi ritmimi yakalamaya çalıştım. Eğlenceli aktiviteler için zaman ayırdım. Siz de öyle yapın. Mesela ben Game of Thrones’un tüm sezonlarını iki kez izledim. Bir de uyku zamanınızda bir tutarlılık olsun. NASA’daki bilim insanları uzay görevindeki astronotların uyku düzenlerini yakında izliyorlar. Uyku kalitesinin ruh hali ve kişilerle ilişkilerde önemli olduğunu söylüyorlar. İyi bir ruh hali ve insanlarla iyi ilişkiler kurmak uzaydaki bir görevi tamamlamak ya da evdeki karantina günlerini sağlıklı bir şekilde geçirmek için çok çok önemli..”

        EVDEYKEN BİLE DOĞAYLA BAĞINIZI KOPARMAYIN

        Uzayda yıldızların yanı başındayken en çok özlediği şeyin dışarı çıkıp, havayı içine çekmek, kırlarda, ağaçların arasında yürümek olduğunu söylüyor deneyimli astronot: “Aylarca daracık bir alanda yaşayınca doğayla iç içe olmak için daha çok can atıyordum. Toprak, yeşil renk, taze kir kokusu ve güneyin sıcaklığını yüzümde hissetmek... İşte bu noktada yukarıda bahsettiğim çiçek deneyi benim için hayal ettiğimden de daha önemli hale geldi...”

        Tam da bu noktada Züleyha’nın günlerdir konuşa konuşa yeniden canlandırdığı, Bülent Ortaçgil’in “Ne şebnem görmüştür ne kırağı tanır ama iyi konuşur kitap gibi” dediği, ‘pencere önü çiçeklerimiz’le göz göze geldim.

        Bazı astrontların dünya seslerini kayıtlarını, ağaçların hışırtısı, kuşların ötüşleri, hatta sivrisineklerin vızıltısını dinlediğini anlatan Kelly, “Bu sesler beni her seferinde dünyaya geri götürürdü” deyip ekliyor: “Bir astronot için dışarı çıkmak günlerce hazırlık gerektiren bir iş! Ama sizin için öyle değil. Günde bir kez kısa bir süreliğine evinizin çevresinde (sosyal mesafeye) dikkat ederek yapılacak bir yürüyüş iyi gelecektir. Araştırmalar temiz havada yapılacak bu kısacık yürüyüşlerin bile hem zihinsel hem fiziksel faydalarının önemini gösteriyor.”

        BİR GÜNLÜK TUTMAYA BAŞLAYABİLİRSİNİZ

        Saat 8’i 21 geçiyor ve ben oturuyorum. Saat 9 bir ömür kadar uzak benden. Gelecek 39 dakika boyunca ne yapacağımı bilmiyorum. Scott Kelly, “Kendinize bir hobi bulabilirsiniz” diyor: “Birçok insan uzaya kitap götürdüğümü duyunca şaşırmışlardı. Ama ellerinizde tutarak okuduğunuz bir kitapta bulacağınız sessizlik ve huzuru başka bir şeyde bulamayabilirsiniz. Ya da bir müzik aleti çalmaya başlayabilirsiniz. Ben bir uygulamadan dijital gitar eğitim satın aldım mesela. Resim yapabilirsiniz ne bileyim yeni bir zanaat öğrenebilirsiniz. Astronotlar uzaydayken bu gibi hobilere çok zaman ayırır. Mesela Kanadalı astronot Chris Hadfiled’ın uzayda yaptığı David Bowie’nin ‘Space Oddity’ cover’ını hatırlayın:)”

        NASA yıllardır izolasyonun insanlar üzerindeki etkisini araştırıyor. Buldukları en şaşırtıcı şey bu durumlarda ‘günlük tutmanı faydası!’

        Scott Kelly, bir yıla yakın kaldığı uzay istasyonunda her gün o gün neler yaşadığını tek tek yazdığını söylüyor: “Siz de bunu yapabilirsiniz. Yalnız bir zaman dilimini değil tüm duyularınızla o gün neler yaşadığınızı, hislerinizi yazın günlüğünüze. Karantinada geçen bu olağanüstü günlerdeki hislerinizi kağıda dökmek, ileride bu tuhaf günlerin anlama geldiğini daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.”

        SEVDİKLERİNİZLE İRTİBATI HİÇ KESMEYİN

        Sandalye sert son birkaç dakikadır sırtım ağrıyor. Ayağa kalkmaya üşeniyorum. 8.25’te bütün bedeni 20 saniye boyunca şiddetli bir şekilde titreyen ‘keten elbiseli adam’dan 1 dakika daha ileri gitmeyi başardım.

        Kelly, bilim insanlarının izolasyonun sadece zihinsel değil fiziksel sağlığa, özellikle de bağışıklık sistemimize zararlar verdiğini söylediklerini anlatıyor: “Tarih boyunca iletişim hiç bu kadar kolay olmamıştı. Siz de her gün sevdiklerinizle video konferanslar yapabilirsiniz. Ben uzayda kaldığım her gün bunu yaptım. Dostlarınızla, uzaktaki akrabalarınızla yapacağınız bu görüşmeler virüsle savaşınızda size yardımcı olacaktır.”

        Az önce bir bilim insanının eğer söz dinler evde oturursak haziran gibi bu virüs belasından kurtulacağımızı söylediğini duydum televizyonda. Her gece ekranlarda çeşit çeşit şeyler söyleyen uzmanlara inanmak istiyorum. Onlara inanmak ve pencere önündeki bu sert sandalyede oturmaktan başka ne yapabilirim ki zaten!

        Scott Kelly de benimle aynı fikirde: “Hayatta çoğu şeyi anlamak için bilim insanı olmaya gerek yok ama anlamadığımız bir şeyler olduğunda o konunun uzmanlarına kulak vermek en doğrusu. Uzayda kalmak bana, mühendislik, tıp ya da beni orada hayatta tutan şeyler hakkında benden daha fazla şey bilen insanların tavsiyelerini dinleme konusunda çok şey öğretti. Tam da şu içinde bulunduğumuz anda bilim insanlarının söylediklerine en çok dikkat etmemiz gereken bir dönemden geçiriyoruz. Sosyal medyadaki yalan yanlış şeylere değil bilim insanlarına inanın.”

        “BU ZOR GÜNLERİ AŞACAĞIZ”

        8’i 26 geçe ağlamadığı halde gözlerinden yaşlar akan Manganelli’nin ‘keten elbiseli adamı’ konuşmak için ağzını açarken 28’inci dakika onu şakağından vurur. Yine 8’den 9’a geçememiştir işte... Saatime bakıyorum saat 08.31... ‘Keten elbiseli adamdan’ daha şanslıyım sanırım onda 3 dakika fazla yaşadım ama işte daha saat 9’a 29 dakika var!

        Scott Kelly uzaydan baktığında kendisini en çok etkileyen şeyin dünyanda sınırların olmaması olduğunu söylüyor: “Ülkeler değil tek bir gezegen var ev içindeki herkes birbirine bağlı.” Koronavirüsün yayılmasının paylaştıklarımızın iyi ya da kötü için bizi birbirimizden ayıran şeylerden daha güçlü olduğunu gösterdiğini vurguluyor: “Dünyaya uzaydan bakmanın yan etkilerinden biri, en azından benim adıma, diğerleri için şefkat hissetmekti. Belki şu anda evlerimizin içine sıkışıp kalmış olabiliriz ama her zaman yapabileceğimiz bir şeyler var. İnsanların internette çocuklar için kitap okuduğunu görüyorum, yaşlı insanlar için alışverişe gidenler, yardım kuruluşlarına para bağışlayanlar var. İnsanlar bu akıl almaz zorluktaki dönemde birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Hepimiz kendi üstümüze düşeni yapar ve bir ekip olarak çalışırsak bu zor günleri aşacağımızı biliyorum...”

        Uzayda birkaç metre karelik bir kabinde tek başına 340 gün geçiren Scott Kelly’den daha iyi bilecek değilim...

        Saat 9’a gelmek üzere, bugün Perşembe; pencerenin önündeki bu sert sandalyede kaç gündür oturuyorum ya da daha kaç gün oturacağım bilmiyorum. Ama eninde sonunda, dünyaya, hayatıma geri döneceğimi biliyorum...

        O zamana kadar lütfen ellerinizi yıkayın ve evde kalın!..

        Diğer Yazılar