Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Astımla mücadelede tüm akciğere ulaşmayı sağlayan ilaç hedefi

        Geçtiğimiz haftalarda (9-13 Eylül 2017) İtalya’nın Milano kentinde gerçekleşen Avrupa Solunum Derneği (European Respiratory Society-ERS) Kongresi’nde önemli sunumlar yapıldı ve bildiriler yayınlandı.

        Avrupa’nın farklı ülkelerinin gazete ve televizyon sağlık editör ve muhabirleri olarak oradaydık. Bu sayede astımın kontrol altında tutulabileceğini ve hastaların sorunlardan uzak, sağlıklı bir ömür sürebileceklerini gösteren ‘Salford Akciğer Çalışması’ ile kolay kullanımlı ve çok etkili yeni nesil ilaçların varlığını öğrendik.

        HT Magazin'den Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre; çoğumuz nefes alırken düşünmeyiz. Buna karşın dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca kişi için nefes almak hiç kolay değil. Bazıları bu zorluk yüzünden özel hayatlarını ve iş yaşamlarını verimli geçiremiyor, bazılarının zorlukla aldığı nefesse yaşamı sürdürmeye yetmiyor. Oysa astım, hastaları tam olarak şifaya eriştirilemese de kontrol altında tutulabilecek bir hastalık. Günümüz gelişmeleri ve yeni ilaçların etki ve kullanım kolaylığı bunun en büyük ispatı. Önce rakamlarla başlayalım. Dünyada 358 milyon astım hastası bulunuyor. Türkiye’de astım görülme sıklığının ise yüzde 5 ile 7 arasında olduğu tahmin ediliyor. Her yıl astımdan ölen kişi sayısı 400 bin civarında. Astım hastalarının yüzde 56-74’ü günlük yaşamlarını etkileyen semptomlar yaşıyor. Kontrol altında tutulamayan astım hastalarıysa sağlık sistemi üzerinde ağır bir finansal yük oluşturuyor.

        REKLAM

        ATAKLARI AZALTMAK MÜMKÜN

        Bu nedenle astım yönetiminin kilit hedeflerini ‘kontrol ve gelecekteki risklerin önlenmesi’ oluşturuyor. İngiltere’de yapılan ‘Salford Akciğer Çalışması’ hem bu gerçeği hem de günlük klinik uygulamada solunum ilaçlarını daha iyi anlamayı sağlayan önemli bir çalışma olarak dikkat çekiyor. Peki neye astım deniyor ve bu hastalık hangi sorunlardan kaynaklanıyor? Kongrede görüşlerine başvurduğumuz Göğüs Hastalıkları Uzmanı GSK Medikal Danışmanı Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım, “Astım, bir maddeyle karşılaşmaya karşı vücudun gösterdiği reaksiyondur” diyor. Özellikle kirleticiler, çamaşır suları, yaşanan evde bulunan akarlar, tozlarda bulunan küçük canlılar ile bunların dışkıları temizlik esnasında kullanılan malzemeyle karşımıza çıkabiliyor. Bu gibi unsurlar hastalığa zemin hazırlayıp atakları artırıyor.

        REKLAM

        HASTANIN ÇEVRESİNİ DÜZENLEMEK ÇOK ETKİLİ

        Sadece bunlar mı? Çiçek saksıları, bu saksılarda büyüyen küfler, masum görünen akvaryumlar, kokulu oda spreyleri, duvar yapımı ve boyasında kullanılan malzemeler ile özellikle mutfaklardan eksik olmayan çamaşır suları ve kezzaplar da önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Dahası da var; fotokopi makineleri, duvardan duvara halılar, havalandırma cihazlarının iyi temizlenmemesi ve en çok da sigara, kişiyi astım açısından tehlikeye sokan, yakınmalarını artıran diğer unsurlar olarak sıralanıyor. Bu noktada, “Ne yapılmalı?” sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Astımı kontrol altına almada ilaçların yeri çok önemli de olsa hastanın çevresini düzenlemek de hastalığın ilerleyişini durdurmada bir o kadar etkili bulunuyor.

        Kolay kullanımlı cihazlarla etkili sonuç

        Astım hastalarının tedavide kullandıkları ilacın en önemli görev ve avantajının solunan hava kitlesi içinde akciğerin her noktasına erişmesi olduğu belirtiliyor. Astım ilaçlarının yan etkilerinin azaltılması, etkin ama düşük dozda kullanılması da hastaların yaşam kalitelerini artırıyor. Bir ilacın (inhaler) etkili olabilmesi için bunu sağlamaya yarayan cihazın kullanımının çok basit olması gerekiyor. Prof. Dr. Nurhayat Yıldırım “Astım hastası için cihazın açıldığı anda kullanıma hazır olması çok önemlidir. Şanslıyız ki bu cihazlar artık ülkemizde de bulunuyor” diyor. Yeni nesil ilaçlar hem hastaya kolaylık sağlıyor hem de doktorun hastasına ayırdığı eğitim süresini azalttığı için avantaj yaratıyor.

        REKLAM

        Hava kirliliği uyarısı hastayı koruyor

        Astımın tamamen kontrol altında tutulabilmesi için kişinin çevresel koşullarının, yaşam alanının ve tedavisinin eksiksiz yerine getirilmesi gerekiyor. Avrupa ülkelerinde riskli mevsimlerde astım hastalarına yönelik, “Hava kirliliği düzelene kadar dışarıya çıkmayın!” şeklindeki uyarılar hastaların korunmasına katkı sağlıyor. Yine gelişmiş ülkelerdeki haber bültenlerinde “Polen artmıştır, havada kükürt oranı yükselmiştir, karbonmonoksit oranı tehlikeli düzeye gelmiştir” türü haberler de olumlu sonuçlarıyla dikkat çekiyor.

        Hastaların yüzde 70’i tanı alamıyor

        Türkiye'de astım hastalarının yüzde 70’lik bölümünün tanı almadığı belirtiliyor. Bu hastalar doktora çok büyük oranda nefes darlığı ve öksürük şikâyetiyle gidiyor veçoğu aile hekimine başvuruyor. Aile hekimi hastada altta yatan alerjiyi ya da aile fertlerinde bir veya iki kuşakta var olan alerjik semptomları sorgulamıyorsa tanı konulamıyor ve gereksiz ilaç kullanımı gerçekleşiyor. Tanı konulan astım hastalarının büyük kısmının rahatsızlıklarının ileri düzeyde olduğu belirtiliyor.

        REKLAM

        ASTIM KONTROL TESTİ

        Doktorun yükünü azaltan uygulama

        Hasta bilgilerini, bilgisayar ve benzeri elektronik ortamlara yansıtıp hastayı ve doktorunu bilgilendiren güvenilir sistemler günlük yaşama yerleştirilmeye çalışılıyor. Bunlardan biri de ‘astım kontrol testi’. Test günlük olarak uygulanıyor ve son 4 ha ftayı sorguluyor. Bu hastadan elde edilen veri bir öncekiyle karşılaştırılıp eş zamanlı olarak doktoruna gönderiliyor. Doktor, verileri santra sisteme kaydediyor. Farklı ülkelerde çok sayıda hasta için kullanılması büyük oranlı veri oluşumuna ve bilgilerin paylaşımına neden oluyor. Testten çıkacak puan hastanın doğru yolda olduğunu ya da bir şeyleri yanlış yaptığı için önlem alması gerektiğini gösteriyor. Hasta, bazı semptomlar ve krize sokacak koşullar ortaya çıkmadan bilgilendirildiği için kriz sıklığı azalıyor ve tedavi maliyeti düşüyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ