Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Çavuşoğlu Alman dergisine konuştu: Merkel'in başka seçeneği yoktu

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen yıl yaşanan zorluklara rağmen Türkiye ile Almanya arasında sorunların yaşanması için bir neden olmadığını söyledi.

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Alman "Der Spiegel" dergisine verdiği röportada, Almanya'daki genel seçimlerden sonra ikili ilişkilerin normale döneceğine inandığını söylediğinin hatırlatılması ve buna hala inanıp inanmadığının sorulması üzerine, buna hala inandığını ve bunun için çaba harcamaya hazır olduğunu belirterek, "Geçen yıl her ne kadar zorlu geçse de Almanya ve Türkiye arasında sorunlar olması için hiç bir neden yok." dedi.

        Türkiye'de yapılan referandumdan dolayı Almanya ile görüş ayrılıklarının ortaya çıktığını ifade eden Çavuşoğlu, "Özellikle referandum sebebiyle görüş ayrılıklarımız vardı. Türk hükümet siyasetçilerinin Almanya’da konuşma yapmalarına izin verilmemesinden rahatsızlık duyduk. Fakat dostum Sigmar Gabriel’e seçimlerden önce de söyledim: Birlikte ileriye bakalım. Siz bize bir adım atarsanız, biz size iki adım atarız." şeklinde konuştu.

        REKLAM

        "ALMANYA TÜRKİYE'YE SAYGI GÖSTERMEYİ ÖĞRENMELİ"

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar Almanya'daki seçimlere hiç müdahale etmediğinin altını çizen Çavuşoğlu, Erdoğan'ın bu kez seçimlere neden müdahale ettiği şeklindeki bir soruya karşılık da, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ne zamandan beri iktidarda? 2002 yılından bu yana, öyle değil mi? Hiç Alman seçim mücadelesine karıştı mı? Hayır. Almanya, referandum sırasında taraf tutmak suretiyle iç işlerimize karışmıştır. Almanya, Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı bir kampanya yürütmüştür. Bu cevapsız kalamazdı." ifadelerini kullandı.

        Federal Alman hükümeti ile güvene dayalı bir işbirliği yürüttüklerini belirten Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç bir zaman kendiliğinden Almanya ile çatışmaya girmemiş; her zaman Almanya'nın saldırılarına tepki vermiştir." diye konuştu.

        REKLAM

        Almanya'da yeni hükümeti oluşturmaya çalışan partilerin Türkiye'yi eleştirdiğinin hatırlatılması ve bu şartlar altında Türk hükümetinin nasıl bir işbirliği düşündüğünün sorulması üzerine de Çavuşoğlu şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk siyasetçilere getirilen konuşma yasağını Nazi metotlarıyla karşılaştırdığında bu Almanya’da büyük infial yarattı. Şimdi bir Alman siyasetçi kalkıyor ve Erdoğan’ı Hitler’e benzetiyor. Kimseden ses çıkmıyor. Burada bir çelişki yok mu? Bu normal mi? Almanların Erdoğan’la ne sorunları var? Erdoğan Türkiye’de reformlar yaptı. Gayrimüslim ve Kürt vatandaşlarımızın haklarını güçlendirdi. Erdoğan, 2002 yılından beri Avrupa standartlarıyla uyuşmayan hiçbir karar almadı. Buna rağmen Almanya tarafından karşımıza güçlükler çıkarılıyor. En son Almanya’nın seyahat uyarısını sertleştirmesi örneğinde olduğu gibi. Bu adil değildir."

        Türkiye'nin de benzer bir karar aldığına işaret edilmesi üzerine de Çavuşoğlu, "Bu Almanya'dan gelen düşmanlığa bir cevaptı ve içerik olarak haklı nedenlere dayanıyordu. Federal Hükümet Türkiye'ye saygı göstermeyi öğrenmelidir." ifadesini kullandı.

        Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir'in, Almanya'da gelecekte Dışişleri Bakanı olması durumunda Türkiye'de misafir olarak ağırlanıp ağırlanmayacağının sorulması üzerine de Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ilişkilerin münferit kişiler üzerinden belirlenmesinin hata olacağına vurgu yaparak, "Her kim Federal Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'ye gelirse gelsin, Türkiye'ye gösterdiği saygı ölçüsünde bizden karşılık görür." dedi.

        "GAZETECİLER DOKUNULMAZLIĞA SAHİP DEĞİLLER"

        Gazetecinin, “Almanya’daki tüm partiler, Alman gazeteciler Meşale Tolu ve Deniz Yücel ile insan hakları savunucusu Peter Steudtner’in cezaevinde olduğu sürece Türkiye ile ilişkilerin normalleşme olmayacağı konusunda hemfikirler.” ifadesine karşılık Çavuşoğlu, “Almanya’daki hapishanelerde iki binin üzerinde Türk vatandaşı var. Almanya’yla aramızda işbirliği için bunların serbest bırakılmasını şart koşsam Federal Hükümet buna nasıl tepki verir? Türk yargısı bağımsızdır. Zanlılara hüküm giydirmek ya da beraat ettirmek benim değil, hakimlerin işidir. Ben yalnızca Adalet ve İçişleri Bakanlarından davaları hızlandırmaları için atılabilecek ilave adımlar varsa bu hususta yardımlarını rica edebilirim. Bunu da Steudtner vakasında yaptım.” dedi.

        REKLAM

        Çavuşoğlu, savcılığın Deniz Yücel hakkında 8 aydan beri iddianame hazırlamadığına ilişkin soruya da, 2016’daki başarısız darbe girişiminden sonra Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğine dikkati çekerek, "Yargımız tam kapasite çalışıyor. Deniz Yücel vakası Almanya’da çok büyütüldü. Yücel davasına Türk kamuoyunda önem de atfedilmiyor. Deniz Yücel bizim için kendisine isnat edilen suçlar sebebiyle tutuklu bulunan bir Türk vatandaşıdır. Bir suç işleyip işlemediğine sonuçta yargı karar verecek. Tabii dava ne kadar çabuk başlarsa, o kadar iyi olur.” değerlendirmesinde bulundu.

        Deniz Yücel’in 2015’den beri Türkiye’de gazeteci olarak akreditasyonu bulunmadığını anlatan Çavuşoğlu, “Resmi olarak gazeteci sıfatı bulunmamaktadır. O sebeple gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandığını anlatmayın bana. Yücel hakkındaki suçlamalar ağır ve kapsamlıdır. Konu hakkında şu anda başka bir şey söyleyemeyeceğim.” ifadesini kullandı.

        “Avrupalı istihbarat servislerini gazetecileri ajan olarak Türkiye’ye göndermekle suçluyorsunuz? Bu suçlamayla ilgili kanıtlarınız var mı?" şeklindeki sorulara Çavuşoğlu, istihbarat servislerin gittikçe daha fazla gazeteciye talip olduklarını gözlemlediklerini belirterek, "Gazeteciler yakalanıp yargı karşısına çıkarıldıkları zaman bunun yankısı büyük olduğundan ülkelerin gazetecileri tutuklamaktan kaçınacakları varsayımına dayanıyor olsa gerek. Türkiye’de bir suçun varlığına ilişkin işaret olmadan hiç kimse tutuklanmıyor. Ama gazeteciler ne Türkiye’de ne de Almanya’da cezai takibata karşı dokunulmazlığa sahip değiller." diye cevap verdi.

        REKLAM

        "AB İLE İLİŞKİLER"

        Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin Türkiye’nin tutumunun yıllardan beri değişmediğine işaret eden Çavuşoğlu, “Müzakerelerin devamına AB karar verecek. Biz her halükarda kendi yolumuzda gitmeye devam edeceğiz." dedi.

        AB’nin yeni fasıllar açıp açmamasının fark etmediğini, Türkiye’de reformları sürdüreceklerini vurgulayan Çavuşoğlu, “AB yeni müzakere fasılları açsın veya açmasın Türkiye’de reform yapacağız. Avrupa’nın ortak değerlerine inanıyoruz. Avrupa Konseyi’ndeki ortaklarımızla başarılı bir şekilde birlikte çalışıyoruz. Maastricht kriterlerini birçok AB ülkesinden daha iyi bir şekilde yerine getiriyoruz. Neden AB’nin başarılı bir üyesi olmayalım?" şeklinde konuştu.

        Almanya Başbakanı Angela Merkel’in seçim kampanyasında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktığının hatırlatılması üzerine de Çavuşoğlu, “Merkel’in başka seçeneği yoktu. Schulz tarafından televizyon düellosunda köşeye sıkıştırıldı. AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler seçim kampanyasına alet edilmemelidir. Ayrıca Avrupa’da Türkiye’yle görüşmeleri sona erdirme yönünde talepte bulunan bir çoğunluk yok." ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasına ilişkin bir soruya da Çavuşoğlu, “Avrupalılara karşı çok hoşgörülü olduk, zira göç birlikte başa çıkmamız gereken bir konudur. Ama AB Türkiye’nin hoşgörüsünün sınırlarını zorlamamalıdır. Bana inanın: sabrımızın sonu vardır." yanıtını verdi.

        "RUSYA İLE İLİŞKİLER"

        Çavuşoğlu Türkiye'nin yeni ortaklar arayışı içerisinde olup olmadığını sorulması üzerine şunları söyledi: "Rusya her zaman bizim ortağımızdı. İlişkilerimiz Suriye üzerinde bir Rus savaş jetinin Kasım 2015’te Türk askerleri tarafından vurulmasından sonra zarar gördü. Şimdi yine yavaş yavaş eski statükoya dönüyoruz." dedi.

        Türkiye’nin Rusya’dan füze savunma sistemi almasına ilişkin bir soruya da Çavuşoğlu, “NATO’daki müttefiklerimizden bir sistem satın almayı memnuniyetle tercih ederdik. Bu olmadı. Bu yüzden bir alternatif bulmamız gerekiyordu. Ancak bu yüzden Batıya sırtımızı dönmüyoruz. 2015 yılında NATO üyesi birçok ülkenin bakanları Rusya’yla ihtilafın sona erdirilmesini benden ısrarla talep ettiler. Şimdi aynı bakanlar Rusya’yla işbirliği yapmamızdan şikayet ediyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

        REKLAM

        Türk askerlerinin Kuzey Irak’ta savaşıp savaşmayacağına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Çavuşoğlu, “Buna gerek olmayacağını ümit ediyoruz. Ama Kuzey Irak’tan Türkiye’ye yönelik bir terör tehdidi oluşursa kendimizi müdafaa hakkımız vardır." dedi.

        ÇAVUŞOĞLU'NDAN BİR MÜLAKAT DA FRANCE 24'E

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "casusluk" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi hakkında ciddi suçlamalar ve deliller olduğunu söyledi.

        Çavuşoğlu, France 24 kanalına verdiği röportajda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran ziyareti sırasında ele alınan konulardan birinin, Kuzey Irak'ta yapılan referandum olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, "İran ve Türkiye, komşu ülkeler olduğu için böyle bir gelişme bizleri de etkileyecektir. Dolayısıyla bu konuyu derinlemesine ele aldık. Tabii ki aynı konumdayız. Hava sahası, Irak'ın kararı üzerine kapatılmış durumda ve dolayısıyla Türkiye, Erbil ve Süleymaniye arasında artık uçuş yok. Türk Hava Yolları dahil üç Türk şirketi Erbil'e uçuyordu, artık uçmuyorlar." dedi.

        REKLAM

        Sınırların da Türkiye ile Kürt bölgesel yönetimi arasında değil, Türkiye ile Irak arasında olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, sınırların kontrolü konusunda Türkiye'nin muhatabının Bağdat olduğunu, onların alacağı kararların Türkiye'nin karar ve eylemlerinin temelini oluşturacağını ifade etti.

        "BÖYLE BİR KARAR ASLINDA CİDDİ BİR HATAYDI"

        Barzani yönetimine sadece Türkiye'nin değil, herkesin referanduma gitmeme çağrısı yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

        "Ancak reddettiler ve uluslararası toplumdan herhangi bir destek bulamadılar, bu desteğe sahip değiller. Bu durumda böyle bir karar aslında ciddi bir hataydı. Bunun oradaki Kürt kardeşlerimize daha fazla hak getirmeyeceğine inanıyorum. Erbil'i ziyaretimde bunu çok samimi bir şekilde ifade ettim, bunun Irak'taki Kürtlerin geleceğini riske attığını ve çok olumsuz bir etkisi olacağını söyledim."

        "BUNU CİDDİ OLARAK DİKKATE ALIRIZ"

        Çavuşoğlu, "Kürt yetkililer bağımsızlık konusunda fikrini değiştirmezse petrol boru hattını kapatmaya hazır mısınız?" sorusuna, "Eğer talep Bağdat'tan gelirse, bunu ciddi olarak dikkate alırız." yanıtını verdi.

        REKLAM

        Bakan Çavuşoğlu, İsrail'in referandumun arkasında olmasına ilişkin değerlendirmeler konusunda ise "Tüm ülkeler (referandum) planı iptal etme, askıya alma ya da erteleme çağrısında bulundu. Destek yalnızca İsrail'den, (İsrail Başbakanı) Netanyahu ve diğer birkaç siyasi figürden geldi. Referandum sonrasında ise bunu görmedik. Ancak Barzani ve Mossad ajanlarının birlikte çalıştığını gösteren ve haberleştirilen fotoğraflar dolaşımda bulunmakta. Dolayısıyla sadece Türkiye'de değil, uluslararası arenada bu referandumu destekledikleri yönünde bir izlenim var." değerlendirmesinde bulundu.

        "İLİŞKİLERİ KESMEMİZ GEREKTİĞİ ANLAMINA GELMEZ"

        Ancak bunun Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerini kesmesi gerektiğini anlamına gelmediğini ifade eden Çavuşoğlu, "Tabii ki hata yaparsa İsrail'i eleştirebiliriz; tersi de olabilir. Ancak bu her aynı görüşü paylaşmadığınızda ilişkileri kesmeniz gerektiği anlamına gelmez." diye konuştu.

        Referandumun Türkiye için çok hassas bir mesele olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Ancak bu, sadece Türkiye'nin meselesi değil; bölgenin, komşu ülkelerin, tüm dünya ve uluslararası toplumun meselesi. Dolaysıyla bu durum, tüm uluslararası toplumun İsrail'le bağları kesmesi gerektiği anlamına gelmez." ifadesini kullandı.

        "CİDDİ BULGULAR VE DELİLLER VAR"

        Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un "casusluk" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklanmasına ilişkin bir soru üzerine ise şunları söyledi:

        REKLAM

        "Soruşturma ve adli yargı sürecine konu olan herhangi bir suç işlemişse, burada ya da orada çalışması kimseye dokunulmazlık vermez. Türkiye'de ciddi bir suçlama yapılmaksızın, ciddi ön bulgu veya kanıt ortaya konulmaksızın hiç kimse gözaltına alınamaz, tutuklamaz veya hapsedilemez. Nihayetinde hüküm verecek olan siyasetçiler, ben veya ABD Dışişleri Bakanlığı değil, bağımsız yargıdır. Ciddi suçlamalar ve deliller var. Diplomatik bir görevde bulunduğu için bilgilendirildim, ben de İstanbul'daki yargı yetkililerine sordum. Ciddi bulgular ve deliller olduğunu söylediler."

        "BUNUN SAÇMA OLDUĞUNU SÖYLEMEK ZORUNDAYIZ"

        ABD yetkililerinin bunu eleştirmesine ilişkin Çavuşoğlu, "Bunun (eleştirel açıklamar) saçma olduğunu söylemek zorundayım. Bu ülkeler söz konusu olduğu zaman bağımsız yargı diyorlar. Bizim de bağımsız yargımız var ve kimse Türkiye'de yargıya müdahale edemez. Türkiye'de siyasi gerekçelerle açılmış bir dava yok." dedi.

        Bir suça karışma veya yasa dışı faaliyette bulunma iddialarının yargı sürecine tabi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, herkesin bunu anlaması gerektiğini söyledi.

        Çavuşoğlu, başkonsolosluk görevlisinin tutuklanmasının, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iadesini zora sokup sokmayacağına ilişkin olarak da, "Zora sokmamalı. Bu tür bir durumla herhangi bir ülkede karşı karşıya kalabilirsiniz." değerlendirmesini yaptı.

        REKLAM

        "GÜLEN'İN İADE EDİLMEMESİ CİDDİ SORUNLARDAN BİRİ"

        Türkiye ve ABD arasında suçluların iadesi anlaşması olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Gülen'in kendisinin ve kültünün Türkiye'deki darbe girişiminin arkasında olduğunu gösteren tüm kanıtları zaten ilettik. Bu nedenle, ABD'deki meslektaşlarımızdan orada soruşturma başlatmalarını ve tüm bu kanıtlar çerçevesinde onu Türkiye'ye iade etmelerini istiyoruz. Şimdiye kadar bu gerçekleşmedi ve aslında bu ilişkilerimizdeki sorunlardan biri." şeklinde konuştu.

        Çavuşoğlu, bu durumun Türkiye'yi hayal kırıklığına uğrattığını ve Türk halkının duygularını etkilediğini sözlerine ekledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ