Değişim şart!

Bir devlet, halkını diyete başlatabilir mi? İngiltere şimdi bunu deniyor. İngiltere Sağlık Bakanlığı (PHE) farklı uygulamaları yürürlüğe sokarak daha sağlıklı bir toplum oluşturmaya çalışıyor.Üç ana kalemde toplanabilecek kanun tasarısının ilki üreticileri ve restoranları ilgilendiriyor. Gıda üreticilerine ve satıcılarına 2024’e kadar kalori değerlerini en az yüzde 20 oranında indirme şartı getiriliyor. Bunun şeffaf bir biçimde takibinin yapılacağı ve bu yolda adım atmayanların ifşa edileceği belirtiliyor. Bakanlık bu konuda üç farklı yol öneriyor. Birincisi reçetelerin gözden geçirilip, daha sağlıklı bir biçimde tekrar yazılması. İkincisi porsiyonların azaltılması. Üçüncüsü de daha sağlıklı yeni ürün gamlarının oluşturulması. HT Pazar'dan Murat Bozok'un haberi...

Kanun tasarısının ikinci kısmı medyaya yönelik. Televizyonlarda, özellikle belirli saat dilimlerinde sağlıksız yiyeceklerin reklamlarına karşı yaptırım getiriliyor. Üçüncü kısmı ise doğrudan vatandaşları hedef alıyor. ‘Sadece Siz’ (‘One You’) adı ile halkın kendi sağlığı ve yaşam kalitesi için büyük bir kampanya başlatıyorlar. 400-600-600 başlığı ile kahvaltıda 400, öğlen ve akşam yemeklerinde 600’er kaloriden fazla tüketilmemesi gerektiğini anlatmaya çalışacaklar.

SAMİMİYETİ SORGULAYALIM

Geçtiğimiz yıl İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın sadece obeziteye bağlı hastalıkların tedavisi için 6.6 milyar sterlin harcadığını düşünürseniz olayın boyutunun halk sağlığını ve kamu yararını aşan bir durumdan öte olduğunu görebilirsiniz. Birçokları İngiltere’nin geleceğinin tehdit altında olduğunu düşünüyor. Bakanlık baş hekimi Doktor Alison Tedstone, İngiltere’de ilkokula başlayan beş çocuktan birinin, ortaokula başlayan her üç çocuktan da birinin obez veya fazla kilolu olduğunu belirtiyor. Yetişkinlerin yüzde 60’ının kilo ile ilgili sorunları olduğunu söyleyen Alison, iddialı bir biçimde tarihinin en kilolu İngiltere halkını zayıflatma zamanının geldiğini belirtiyor.

Baştaki sorumuza geri dönecek olursak, devletin gücü halkını zayıflatmaya yetebilir mi? Önce gelin devletlerin samimiyetini biraz sorgulayalım. Bunu İngiltere özelinde değil, obeziteyi bu noktaya taşıyan her devlet için yapabiliriz. Gıdanın kirlenmesine, genetiğiyle oynanmasına, iyi tarımın öldürülmesine, hayvancılıkta her türlü hokkabazlığın yapılmasına, aşırı şeker tüketimine, tohumun tek elde toplanmasına ve daha sayısız çarpıklığa göz göre göre ses çıkarmayan devletler, bugün yumurta kapıya dayanınca birden kendileri dışındaki herkesi duyarlı davranmaya çağırıyorlar. İnsanın ‘Aklınız neredeydi?’ diye sorası geliyor. Samimiyet sınavından geçemeyen ve aynaya dönüp kendi hatalarını sorgulamayanların atacağı adımlardan emin olamıyorum. Tabii ki bir şeyler yapmak lazım. Değişim şart. Yalnız doğru teşhisi koymadan, tedaviye başlamanın sonuç vermeyeceği kanısındayım.