Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik DJ Markus Schulz İstanbul'da konser verecek

        T öncesinde konuştuk echno ve progressive müziği trance ile harmanlayan Markus Schulz listeleri zorlayan bir isim. 2004’te 21’inci sıradan girdiği DJ MAG Top 100 listesinde 4 sene üst üste ilk 10 içerisinde yer almayı başardı. Tomorrowland, Ultra, EDC, ASOT gibi festivallerde de çalan Schulz, Future Momentum serisinin 3. etkinliği kapsamında Zorlu PSM Studio’da. Türkiye’de birçok kez konser veren Markus Schulz yeni parçalarıyla sizleri bekliyor HT Cumartesi'nden Serdar Yazıcının haberi...

        Elektronik müziğin geleceğiyle ilgili neler söylemek istersiniz?

        Müziğimizi sergileyebildiğimiz büyük festivallerin olması harika, fakat bu işin kalbi gece kulüpleri. Beni üzen, dünyanın her yerinde mekânların sürekli kapanması. Heart isimli bir kulübün kapanış partisinde çaldım. Son iki senedir ellerimizle var ettiğimiz bir mekândı. Öğrendim ki ses şikâyetleri sebebiyle kapatılıyormuş. Her zaman her anın kıymetini bilmemiz ve her daim çok çalışmamız gerekiyor.

        REKLAM

        Elektronik müzik hızlı tüketilen bir tür müdür? Bunun size yansımaları nasıl?

        Evet hızlı tüketilen bir tür, ama günümüzde tüm tarzlar çok çabuk tüketiliyor. Dijital medyanın yükselişinin olumsuz yanlarından biri; her ürünün raf ömrünün ciddi ölçüde kısalması oldu. Eskiden bir albüm almak istediğinizde CD veya plak almak zorundaydınız ve bunlar göreceli olarak pahalı şeylerdi. Albümü beğenip beğenmediğinize karar vermek için o albümü dikkatli bir biçimde enine boyuna dinlerdiniz. Günümüzde ise dijitalleşmeyle beraber artık bir albümü almanız gerekmiyor. Artık gelirimizin çok büyük bir kısmını konserlerden elde ediyoruz.

        Markus Schulz evde nasıl biri? Neler dinler?

        Genelde turlarım çok yoğun ve yorucu geçtiği için evde sessiz ve sakin biriyim. Müzik zevkim son derece geniş. Sürekli güncellediğim klasik rock’tan günümüz müziğine, chillout’tan deep house ve trance parçalara uzanan 15 civarı playlist’im var.

        REKLAM

        ‘İNSANLARDAN FİKİR ALIYORUM’

        Konserde nasıl bir set olacak?

        Bir sonraki projem olan ‘Bloom’ EP’sindeki ilk single Emma Hewit’le ortak çalışmamız olan Safefrom Harm. Diğer parça ise Jes ile üstünde çalıştığımız Calling For Love. İki parçayı da Türk takipçilerim için çalacağımdan dolayı çok heyecanlıyım. Aynı zamanda yeni nesil Türk sanatçılarla da çalmak için heyecanlanıyorum.

        Bir parçayı bitirdikten sonra “Olmuş mu?” diye soruyor musunuz?

        Her zaman insanlardan fikir alıyorum. Bugün etrafımdaki takıma her zaman parçalarımın ilk denemelerinden itibaren fikirlerini soruyorum. Tabii işin en vurucu kısmı, bir kulüpte parçayı ilk çaldığım an oluyor.

        Bir parçaya, albüme başlamadan önce nasıl hazırlanıyorsunuz?

        Albüme başlıyorum mantığıyla bir albüme başlamamak lazım. Çünkü elinizde hiçbir şey yokken plak şirketi ve menajerlerinize, bir albüm üzerinde çalıştığınızı söylediğiniz anda üzerinizde çok gereksiz bir baskı oluşmaya başlıyor.

        REKLAM

        Türkiye’de takip ettiğiniz sanatçılar var mı?

        Almanya doğumlu olmasından dolayı biraz hile yapıyorum ama Türkiye denince aklıma gelen kişi her zaman DJ Tarkan oluyor. Yaklaşık 15 yıldır takip ediyorum. Faruk Sabancı da uluslararası başarı sağlamış bir diğer isim. Yakın arkadaşım Ferry Corsten’a beni Faruk’un müziğiyle tanıştırdığı için teşekkür etmek istiyorum.

        ‘Stüdyoda görevim ayak işlerini yapmaktı’

        Müzik kariyerinizde kırılma noktası neydi?

        Almanya’dan Amerika’ya taşınırken breakdance hareketine yakalandım ve partiler düzenlemeye başladım. Bir partide arkadaşlarım heyecandan sahne alamayınca ben çalmak zorunda kaldım ve otel sahibi performansımı bana iş teklif edecek kadar beğenmişti. Seneler sonra CeCe Peniston’ın çalıştığı bir stüdyoda asistanlık yaptım. Prodüksiyona ilk adımlarımı bu stüdyoda attım ama oradaki görevim ayak işlerini yapmaktı, çöpleri çıkarır kahve yapardım. Nadiren de kayıtlar esnasında sessizce kenarda durup izlememe izin verirlerdi. Geceleri kimse yokken stüdyoya girme iznim vardı, deneme yanılma yöntemiyle prodüksiyon öğrenmeye başladım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ