Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Biden, HABERTÜRK yazarı Soli Özel'in sorularını yanıtladı

        Soli ÖZEL / HT GAZETE

        ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, bugün gerçekleştireceği önemli Türkiye ziyareti öncesi Habertürk yazarı Soli Özel’in IŞİD ile mücadele, Irak siyaseti, Kıbrıs ve Türk-Amerikan ilişkilerine dair sorularını yanıtladı. Diplomatik davranan ve polemik yaratacak yanıtlardan kaçınan Biden, Türk- Amerikan ilişkilerinin gerildiğine ilişkin görüşlere “Türk-Amerikan ilişkileri köklü bir geçmişe sahip. Bunun gündelik haberlerle değerendirilmemesi gerek” yanıtını verdi. Biden’ın açıklamaları şöyle...

        ‘GELECEKTE ESAD’A YER YOK’

        -(Suriye ve IŞİD) Türk hükümeti için Beşar Esad’ın bertaraf edilmesi, uçuşa yasak bölge ve mülteciler için güvenli bölge oluşturulması öncelik teşkil etmekte. Görünüşe göre, sizin hükümetiniz bu öncelikleri paylaşmıyor. Bir noktada buluşabilmek adına Türk mevkidaşlarınıza yeni önerilerde bulunacak mısınız? Birleşik Devletler ve Türkiye yarım asrı aşkın bir süredir güçlü NATO müttefikleridir. Müşterek stratejik menfaatlerimiz ve Suriye ile Irak da dahil olmak üzere bölgeye yönelik, uzun vadeli bir vizyonumuz var. Örneğin IŞİD’in, koalisyon ortaklarının eşgüdümlü çabalarıyla karşı konulması gereken doğrudan bir tehdit teşkil ettiği konusunda hemfikiriz. Geleceğin Suriye’sinin kapsayıcı ve demokratik olması gerektiği ve bu gelecekte Beşar Esad’a yer olmadığı konusunda da hemfikiriz.

        ABD, Türkiye’nin 1.6 milyonun üzerinde Suriyeli mülteciye sağlamakta olduğu muazzam insani yardım faaliyetlerini takdir etmektedir. Ilımlı Suriyeli muhalefete yönelik eğit-donat programımıza katılmalarını ve yabancı militanların sınırdan geçişini önlemek için gösterdikleri çabayı da memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm koalisyon ortaklarımızla yaptığımız gibi, Türkiye ile de IŞİD’in zayıflatılması ve yok edilmesi için beraberce neler yapabileceğimizi görüşmeye devam edeceğiz. Ayrıca, aşırılığı ve mezhepçiliği reddeden, daha istikrarlı ve demokratik bir bölge için çeşitli askeri ve siyasi seçenekler konusunda görüşlerini almayı ve eşgüdümlü olarak hareket etmeyi sürdüreceğiz.

        -Iraklı Sünni Arap toplulukların yaşadığı derin hayal kırıklığı ve bunun sonucunda IŞİD’e verdikleri desteği de göz önüne alırsak, Birleşik Devletler’in Maliki’ye karşı fazla müsamaha gösterdiğini ve ABD birliklerinin bölgeden ayrılması konusunda aceleci davranıldığını, bunun da Irak’ın istikrarına uzun vadede zarar verdiğini söylemek mümkün mü?

        Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, Iraklılar ülkelerinde hükümet ile vatandaş arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiği konusunda karmaşık sorulara cevap vermeye çalışırken, biz de Türkiye ve farklı ülkelerle beraber Irak’ta kapsayıcı ve her kesimi temsil eden bir hükümetin zorlu savunucuları olduk. Fakat, geçmişe odaklanmaktansa, bugüne ve geleceğe odaklanmak daha verimli olacaktır. Birleşik Devletler ve koalisyon ortakları, IŞİD tehdidine karşı koymak ve tüm toplulukların haklarına saygı duyan bir Irak’ın temellerini atmak için yeni Irak hükümeti ile yoğun olarak çalışmaktadırlar. Irak’ın komşularından ve en önemli ticaret ortaklarından biri olarak Türkiye de bu çabada önemli bir rol oynamaktadır.

        ‘BANA MUTLULUK VERİYOR’

        -Türk-Amerikan ilişkileri gerçekten de uzmanların iddia ettiği kadar derin bir kriz içerisinde mi? Katılmıyorsanız, bu görüş sizce neden bu denli yaygın? Katılıyorsanız, başlıca sorunlar neler ve sizce bu sorunlar nasıl aşılabilir?

        Türk-Amerikan ittifakı güçlü ve dayanıklıdır. Bölgedeki çalışmalarımıza ek olarak, Afganistan’da ortak duruş sergilemeyi sürdürüyoruz, Rusya’nın Kırım’ı işgaline karşı tavrımızda beraberiz, ayrıca Terörle Mücadele Küresel Forumu’nun eşbaşkanlarıyız. Ancak, gündelik haberlerden bir adım uzaklaşıp Türk ve Amerikan halkları arasındaki derin ve daimi dostluğu görebilmek de son derece önemli. Üst düzey siyasi ve güvenlik ilişkilerimizin yanı sıra ülkelerimiz her gün pek çok farklı konuda, kamunun ve toplumun her katmanında işbirliği yapmaktadır. Bilim insanlarımız işbirliği yapmakta, öğretmenlerimiz deneyimlerini paylaşmakta, şirketlerimiz ortaklıklar kurmakta, gazetecilerimiz ise birbirlerinin ülkelerindeki gelişmeleri yazmaktadır. Hem burada hem ABD’de öğrenci, turist, sanatçı ve kültür temsilcileri değişim programları yoluyla beraberce çalışıp birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmaktadır. Güçlü ilişkimizin temelinde, bu derin insani bağların yanı sıra refah, karşılıklı güvenlik ve demokrasiye bağlılığımız yatmaktadır. Türkiye’yi bir kez daha ziyaret etmek ve Türk dostlarım ve ortaklarım ile görüşecek olmak bana mutluluk veriyor.

        ‘KIBRIS’TA TANSİYON DÜŞMELİ’

        -Sayın başkan yardımcısı, kısa süre önce çoktandır süregelen bir başka sorunun yaşanmakta olduğu Kıbrıs’ı ziyaret ettiniz. Bugünün şartları altında, ana hatları Annan Planı ile halihazırda çizilmiş olan çözüme ulaşılabileceğine dair ümidiniz var mı?

        Kıbrıs sorununa bir çözüm getirilmesi, Doğu Akdeniz bölgesinin tamamının güvenlik ve refahına katkıda bulunacaktır. Bu da Birleşik Devletler ve Türkiye’nin menfaatleri ile uyumludur. Kıbrıs’ı mayıs ayında ziyaret ettim ve adayı iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyon olarak yeniden birleştirme yönünde BM’nin önderliğinde yapılan çalışmalara destek vermeye kararlıyım. 11 Şubat ortak bildirisi önemli bir başlangıçtı, çalışmalarımızı da bu yönde devam ettirmeliyiz. Bu nedenle, tüm taraflara düşen vazife, çözüm görüşmelerinin devam edebilmesi için bölgedeki tansiyonu düşürmektir. Bu süreci, ilgili tarafların onay vereceği her şekilde desteklemeye hazırım. Ancak, sonunda gerçek bir çözümü doğuracak zor adımları atacak olan Kıbrıs halkıdır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ