Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Avusturya', ‘İslam Yasa Tasarısı’nı yasalaştırdı

        Bahar BAKIR / Aykut YILMAZ / ANKARA / HT GAZETE

        Avusturya önceki gün, tartışmalara neden olan “İslam Yasa Tasarısı” olarak bilinen tasarıyı, meclis genel kurulunda kabul ederek yasalaştırdı. Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) oluşturduğu koalisyon hükümeti tarafından hazırlanan yasanın başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa geneline yayılması bekleniyor. Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz, İslami derneklerin ve camilerin yurtdışından finanse edilmesi uygulamasına son veren yasanın Avrupa ülkelerinin İslam’la ilgili yasalarına zemin oluşturabileceğini söyledi.

        100 YILLIK YASA RAFA KALKIYOR

        Buna göre yeni İslam yasası, Avusturya’daki Müslümanların toplumdaki hukuki konumlarını belirliyor. Avusturya’da, çoğunluğu Boşnak ve Türk olmak üzere yaklaşık 560 bin Müslüman yaşıyor. Avusturya, 1912 yılında çıkarılan İslam yasasını günün şartlarına adapte etmek için yaklaşık 3 yıl önce yeni bir taslak üzerinde çalışma başlatmıştı. Yeni yasadaki hükümlerden bazıları şöyle: l Camiler yurtdışından finanse edilmeyecek. l Bundan böyle imamlar Avusturya’da eğitilecek. l İmamlar Almanca’yı çok iyi bilecek. l Ramazan ve Kurban bayramları ile Aşure Günü resmi dini bayram olacak. l Radikalleşmeyi engellemek üzere hastane, hapishane gibi kurumlara din adamı gönderilecek. l Belediyeden izin almadan Müslümanlar için mezarlık açılabilecek.

        RAHIP ÖRNEĞI

        Dışişleri ve Uyum Bakanı Kurz, “Örneğin Almanya Başbakanı Angela Merkel Avusturya’ya bir rahip gönderip ona Almanya’dan ücret ödeyemez. Bu zaten hukuka da aykırı. Bizler yurtdışından gönderilen ve maaşı ödenen imamlar istemiyoruz. Kadınlara otomobil kullanma hakkı vermeyen Suudilerin burada yaşayan Müslümanlara imam göndermesini istemiyoruz” diye konuştu.

        TÜRK İMAMLAR DÖNECEK

        -Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’den Avusturya’ya maaşlı imam gönderemeyecek. Buna, din görevlilerinin Avusturya sosyal yaşamına vakıf kişiler olması gerekçe gösterildi.

        -Bu yasa ile Türkiye’den giden ve camilerde görev yapan 65 Türk imam doğrudan etkilenecek. Bu imamlar, Türkiye’ye dönecek.

        -Maaşlarını Avusturya devletinden alan imamlar görevlerine devam edebilecek.

        -Dini cemaatlerin düzenleyeceği etkinlikler, güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilecek.

        İSLAM DERNEKLERİNDEN ONAY

        Avusturya’daki İslam cemiyetleri, uzun tartışmalardan sonra yeni İslam yasasına onay verdi. Cemaat başkanı Fuat Sanaç, ancak yeni yasanın Avusturya hükümetiyle Müslüman temsilciliği arasındaki zoraki bir uzlaşıdan ibaret olduğunu ve bazı hususların değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

        GENÇLER VE YEŞİLLER TEPKİLİ

        Ülkedeki Müslüman gençlerin büyük bölümü yeni yasaya karşı çıkıyor. Müslümanların Avusturya’daki en etkili temsilcisi sayılan Türk İslam Birliği, yasanın iptali için anayasa mahkemesine başvuracağını duyurdu. Birlik öncelikle, İslam kuruluşlarının yurtdışından finanse edilmesine getirilen yasağa karşı çıkıyor. Yeşiller Partisi Milletvekili Alev Korun ise yasanın günün şartlarına uygun bir şekilde yapılması gerektiğini belirterek, “Müslümanlar Avusturya’nın bir parçasıdır, diğer din mensuplarının olduğu gibi” dedi.

        ‘DAHA SERTI YAPILMALI’

        Yasaya karşı çıkıp Müslümanlara karşı daha sert yasalar yapılmasını isteyen partiler de var. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Heinz-Christian Strache, tasarının “radikal İslamcılara” karşı bir yasa olmadığını ifade ederek, daha sert bir yasanın kabul edilmesi gerektiğini söyledi. İmamların kendi dillerinde değil Almanca olarak vaaz vermesi gerektiğini kaydeden Strache, “İslam, Avusturya’nın parçası değildir. Yasada, minare yasağı ve çarşaf yasağı da olması gerekir. Çünkü bunlar politik bir semboldür. Yasa, hedeften uzak bir yasadır” diye konuştu.

        ANALİZ - RUŞEN ÇAKIR

        Avrupa’nın çözümsüz sorunu: Müslümanların statüsü

        Avrupa ülkeleri, İran Devrimi’nden bu yana kendi topraklarında yaşayan Müslümanların statüsü sorununu dert ediniyor, ama bunu bir türlü çözemiyor. Öncelikle her ülkede din-devlet ilişkileri uygulamaları farklı olduğu ve iktidarlarda farklı eğilimlerden partiler bulunduğu için ortak bir Avrupa politikası olduğu söylenemez. İkinci olarak, Müslümanların kimisi vatandaş, kimisi göçmen olduğu için ortak bir statü yaratmak kolay olmuyor. Üçüncü olarak, Müslümanların çoğu, devletlere güvenmiyor, bunların kendi dini hayatlarına müdahale etmesine sıcak bakmıyor, izin vermemeye çalışıyor.

        Avrupa Müslümanlarını, bazı İslam ülkeleri ve onların kurumları (örneğin Türkiye ve Diyanet) aracılığıyla belli bir düzene sokma önerisi, gerek devletlerin çoğuna, gerekse Müslümanların bir kısmına cazip gelmiyor. Avrupa devletlerinin Müslümanların statüsü konusundaki başarısızlıklarının önde gelen nedeni, İslamiyet’i ve Müslümanları öncelikle bir “sorun potansiyeli” olarak görmeleri. Buna bağlı olarak Müslümanları kendi işlerini kendileri görme konusunda cesaretlendirmemeleri. Bu yüzden her yeni girişim, çözümden çok sorunu derinleştirmeye aday.

        TÜRKİYE’DEN TEPKİ VAR

        ‘KABUL EDEMEYİZ’

        AB Bakanı Volkan Bozkır, Avusturya’da kabul edilen “İslam yasası’’ ile ilgili olarak, “Bu yasa çıkmadan önce Avusturya’da yaşayan Müslüman kökenli Avusturyalıların görüşünün daha dikkatli alınması gerekirdi. Bunun onların arzu ettiği şekilde çıkması tercih edilirdi. Sanıyorum bu şekilde tecelli etmedi. Biz bu konudaki görüşlerimizi Avusturya makamlarıyla paylaşıyoruz. Hiçbir şekilde Türk vatandaşlarının veya Avusturya kökenli Türklerin ve Müslümanların bu yasa nedeniyle zarara uğramalarını kabul edemeyiz. Bunun bu şekilde olmaması için her türlü çabayı sarf edeceğiz” dedi. Bakan Bozkır, tepkilerin de Müslüman’a, Türk’e yakışır boyutlarda kalmasını istedi. Bozkır, şöyle devam etti: “Bize yakışan şekilde olursa tepkimizin kale alınması kolaylaşır. Takip ediyoruz. İnşallah zarar verici, bir Müslüman’ı, bir Türk’ü öteki hale getirecek uygulama içine girmeyeceklerdir.”

        ‘BEYHUDE BİR ÇABA’

        Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Avusturya’da kabul edilen İslam yasasına tepki gösterdi. Avusturya’nın İslamiyet’i 1912’de resmen kabul ettiğini belirten Görmez, yasanın zorunlu ihtiyaçtan kaynaklanmadığını savundu. Yasanın “Avrupa’yı saran İslamofobi dalgasının, aşırı sağ ve radikalleşmenin olumsuz etkileriyle gündeme geldiğini” dile getiren Görmez, “Her ülkenin oturup kendi İslam’ını üretmeye kalkışmasını kesinlikle beyhude bir çaba olarak değerlendiriyorum ve bunun doğru olmadığını düşünüyorum” dedi. Görmez, HABERTÜRK’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Artık milletlerin, ülkelerin, medeniyetlerin büyüklüğü sahip olduğu teknolojileri, ekonomik güçleri ile değil, farklı din ve kültürleri barış içinde, özgürlük içinde birlikte yaşatabilme becerisine bağlıdır. Maalesef Avrupa’nın farklılıkları hazmetme kapasitesi zayıflıyor. Bu zayıflama Avrupa’yı sadece küçültür. Siz 50 yıl ülkenizi birlikte inşa ettiğiniz Müslüman vatandaşlarınızın dini manevi gelişimi, kimliklerini geliştirmeleri için hiçbir şey yapmayacaksınız. Onların kendi imkânlarıyla kurdukları dernekleri, inşa ettikleri camileri zan altında tutacaksınız. Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliklerini de içişlerinize müdahale olarak değerlendireceksiniz. Bu doğru değil, bu en hafif ifadeyle adaletsizliktir.”

        FRANSA’DA DOLAYLI ENGEL

        Fransa İçişleri Bakanlığı, terörle mücadele kapsamında, ülkeki 7 milyon Müslüman’ı ilgilendiren bir reform paketi hazırladı. Pakette Müslüman toplumun ileri gelenleri ile devlet kuruluşları arasında bir “diyalog forumu” kurulması öngörülüyor. Taslakta Müslüman din adamlarına eğitim şartı da getiriliyor. “Cumhuriyet değerlerine saygılı bir nesil yetiştirilmesi” için ülkedeki camiler, hastaneler ve hapishanelerde görev yapacak imamların üniversitelerde “medeni sorumluluk” dersi alması zorunluluğu getiriliyor. Bu derslerde Fransa’nın laiklik anlayışı, dini hoşgörü, ifade ve inanç özgürlüğü anlatılacak. İmamların alacakları derslerin Fransızca olması, yabancı imamlara karşı dolaylı bir engel olarak ortaya çıkıyor. France 24 Televizyonu’na konuşan bir içişleri bakanlığı yetkilisi, “Bazı imamlar Fransız dili ve hukukundan haberdar değil” diyerek dolaylı engeli doğruladı. Reform paketinde 2005’te kurulan İslam Vakfı’nın canlandırılması, Müslümanlara ait okullarda verilen eğitimin müfredatlara uygun olup olmadığının denetlenmesi de bulunuyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ