Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Yunanistan'da ‘evet’çiler vatana ihanetle suçlanıyor

        Özcan TİKİT / HT GAZETE

        Başkent Atina’nın Taksim’i sayılan Sintagma Meydanı referandum öncesi her gün gösterilere sahne oluyor. Meydanı dolduranlar genellikle “Hayır”cılar oluyor. Parlamentoya nazır bir kafede Prof. Konstantinos İfantis ile buluşuyoruz. İfantis, Türkiye’de Kadir Has Üniversitesi’nde, Yunanistan’da ise Atina Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler dersleri veriyor. Sözlerinden, sonucundan pek emin olmamakla birlikte yine de referandumda “Evet” oyu kullanmakta kararlı olduğu anlaşılıyor. Bunu yazmak için kendisinden izin almadım ama sanırım Yunanistan’ın içine girdiği son derece trajik vaziyetin daha iyi idrak edilmesi için İfantis’in röportajın bir yerinde içine düştükleri durumu anlatırken gözyaşlarına hâkim olamadığını da belirtmek zorundayım. Zira sokaklar ve yüzler trajediyi anlatmaya yetmiyor bazen... Resmin en can alıcı tarafını görmek ancak İfantis’le yaptığımız gibi, derinlemesine bir dertleşme halinde mümkün olabiliyor.

        -Sizce Başbakan Tsipras’ın referandum kararı alması hata mıydı?

        Bana göre referandum kararı çok çok büyük bir hata. Çünkü ilk önce bunun ekonomik açıdan hiçbir getirisi yok, olmayacak. Çünkü ekonomi zaten ölmüş durumda. Hükümet, sunulan kemer sıkma paketini kendi partisine kabul ettiremeyeceği için yani referandum kararı aldığını söylüyor. Yani SYRIZA iktidarı, kendi partisinin istikbali ve birliğiyle, ülkenin istikbali ve birliği arasında tercih yapmak zorunda kaldığını itiraf etmiş oluyor. Ve ne yazık ki kendi partisini tercih edip referendum kararı alıyor. Sonuç ekonomik açıdan tam bir felaket.

        Siyasi açıdan durum daha da kötü. Çünkü Yunanistan’daki bölünme Türkiye’den de kötü bir durumda. Yunanistan tarihinde 3’üncü büyük kutuplaşmayı yaşadık. İlki 1’inci Dünya Savaşı sırasında, Venizelos döneminde yaşandı, neredeyse bir iç savaş haliydi. Sonra 2’nci Dünya Savaşı sonrası toplum yine parçalandı. Üçüncüsü de şimdi yaşanıyor. Tabii şimdi durum farklı, bir iç savaş yaşanmayacak, yani öyle umuyorum en azından. Bakın ben kendimi ultra liberal biri olarak tanımlarım ama şimdi ben öfkeli biriyim.

        -Kime öfkelisiniz?

        Hükümete karşı öfkeliyim. Çünkü toplumsal bir soruna son derece antidemokratik bir şekilde yaklaşıyorlar. 2’nci Dünya Savaşı taktiklerine başvuruyorlar. Toplumdaki kutuplaşma çok fazla. “Evet”çiler, yani hükümeti destekleyen, “Hayır”cıları, muhalefeti korkutuyor, tehdit ediyor ve vatana ihanetle suçluyor. Toplumsal bir bölünmenin eşiğindeyiz.

        -Hangi sonuç Yunanistan’a istikrarı getirir?

        Eğer “Hayır” çıkarsa, bu ekonominin, bankacılık sisteminin ve Yunanistan’ın Avrupalılığının da sonu olacak. Bu hükümetin Yunanistan’ı AB’den çıkarmak istediğine inanıyorum. Çünkü sosyalizmi getirmek istiyorlar ve sosyalizmi AB içindeyken getiremeyeceklerini biliyorlar. AB ile çok ama çok zor şartlar altında bir anlaşma yapılacak. Yine kemerler sıkılacak, ama en azından bankacılık sistemi kurtulacak. Ve ciddi davranırsak yine düzlüğe çıkabileceğiz. Bakın Yunan halkı AB içindeyken 5 yıldır devam eden bir krize rağmen hâlâ zengin olduğunu unutuyor. Halk yoksul olduğunu düşünüyor, oysa hâlâ 11 milyon nüfusa karşı 200 milyarlık GSYH’si olan zengin bir ülkeyiz. Drahmaya dönersek bu bir gecede 100 milyar dolara düşecek, üstelik borç da aynı kalmaya devam edecek.

        ‘TSİPRAS İSTİFA EDEBİLİR’

        -“Evet”in siyasi sonucu ne olur?

        Başbakan Tsipras kemer sıkmayı imzalayan, yani inanmadığı bir şeyi kabul eden başbakan olmayacağını söyledi. Dolayısıyla istifa edebilir ve anlaşmayı imzalayacak bir geçiş hükümeti kurulabilir. Tabii bu arada siyasi istikrarsızlık daha da artacak, tam bir çöküş yaşanacak. İyi senaryo ise bu durumun içinden kurtulmamız olacak.

        KİM ‘HAYIR’, KİM ‘EVET’ DİYOR?

        -Kimler “Hayır” ve “Evet” diyor?

        Yunanistan emperyal bir ülke olmadı Türkiye gibi. Dolayısıyla bir aristoksasi, sınıfları olmadı. Fakat küçük işyeri sahipleri, akademik çevreler, meslek odaları, sosyal demokratlar, liberaller, merkez sağ ve bazı liberal solcular “Evet”i destekliyor. Aşırı solcular, AB karşıtları, aşırı sağcılar, milliyetçiler de “Hayır”ı savunuyor.

        ‘ANKARA ATİNA’YI TEST EDERSE İLİŞKİLER BOZULUR'

        Peki referandum Türkiye ile ilişkileri etkiler mi?

        Umarım olmaz. Ama bu daha çok Türkiye’ye bağlı. Eğer Türkiye’de katı bir bakış açısı olursa ve Yunanistan’ın bu durumunu test etmeye çalışırsa ilişkiler tehlikeye girebilir. Tansiyon yükselirse Yunanistan’ın buna etkin şekilde muamele edeceğini düşünüyorum. Fakat Yunanistan’ın içindeki istikrar umarım çevreye yayılmaz. Türkiye’yi seven, 1999’dan beri ikili ilişkilerinin daha iyiye gitmesi için mücadele eden bir olarak bunun olmasını arzulamam... (Bu noktada gözleri yaşarıyor ve bir müddet sonra devam ediyor.) Bakın ben 50 yaşındayım, bugüne kadar da başarılı şekilde çalışmış bir akedemisyenim, 2 kız babasıyım, şu an yani Yunanistan bu haldeyken kızlarımı koruyabilecek durumda olduğumu sanmıyorum. Kadir Has Üniversitesi’nde de çalışıyor olmasam, durum benim için tam bir felaket olurdu.

        SİRTAKİ, ŞİDDET VE MİTİNGLERİN ADRESİ SİNTAGMA

        Başkent Atina’nın Taksim’i Sintagma ve çevresinde her daim gösteri var. Önceki akşam Komünist Parti’nin gösterisine yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Miting sonrasına bazı “Hayır”- cılar ‘AB karşıtı’ sloganlar atıp sirtaki oynadı. Birkaç saat sonra aynı meydanda, ekonomik krizden ‘dış mihrakları’ ve medyayı sorumlu tutan bir kişi gazetecilere saldırdı, Macar gazetecinin kamerası kırıldı. Referandum yaklaştıkça gerilim de artacak gibi görünüyor.

        BANKALAR KAPANDI, BALAYINDA AÇ KALDILAR

        Bankaların kapatılması, yurtdışındaki binlerce Yunanistan vatandaşını zor durumda bıraktı. 6 Haziran’da evlenen Yunan çift Valasia Limnioti ile Konstantinos Patronis’in ABD New York’taki balayı da kâbusa dönüştü. Balayı haftasında Yunanistan’da banka sistemi kepenk indirince kredi kartları kabul görmeyen çift parasız kaldı, ülkelerine ancak New York’taki Ortodoks kilisesinin yardımı ile dönebildi. Limnioti, “2 gün tam anlamıyla açlık çekti. Evsizler gibiydik. Sürekli ağlıyordum” diyerek yaşadığı sıkıntıyı anlattı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ