Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya ‘Milletimizin, oluşturulmaya çalışılan kara bulutları dağıtacağına inanıyorum’

        Selçuk TEPELİ / GAZETE HABERTÜRK

        stepeli@htgazete.com

        JAPONYA uzmanı gazeteci Christian Carly, “Japonya Asya’nın Hamlet’i haline geldi” demişti. “Sürekli dünyadaki etkilerinin azaldığından şikâyet ediyor ama bu konuda pek bir şey yapmıyorlar.” Carly ve bazı başka analistler, Japonya’nın bu çekingenliğini, ülkeyi moralsiz bırakan 1990’ların uzatmalı ekonomik durgunluğuyla açıklıyor; yaşlanan nüfustaki enerji eksikliğini suçlayanlar da çıkıyor. Ama bu gönülsüzlük, dünya ekonomik krizden kurtulmanın yollarını ararken daha da fazla sorun yaratıyor.

        Öte yandan, Japon hükümeti uluslararası meselelere el atmaya başlarsa, epey kaynağa sahip olduğunu görebilir. Japonya her şeye rağmen halen dünyanın 3 büyük ekonomisinden biri. Muhteşem bir makineye benzeyen, herhalde dünyanın en temiz kenti de olan Tokyo’nun gayrısafi yurtiçi hasılası, tüm Kanada’nınkinden yüksek. Japon finans kurumları sağlam. Kuzey Irak’taki altyapı yatırımları için 3 milyar dolar kaynak açmaları Tokyo’da dillerdeydi. Aslında tek mesele, Tokyo’yu bu adımları atmaya ikna etmek. Cumhurbaşkanı Erdoğan da besbelli bu amaçla Tokyo’daydı. Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken söze Japonya ziyaretini özetleyerek başladı:

        5 BÜYÜK JAPON FİRMA

        “İlk ziyareti Tokyo Camii’ne yaptık. Mimarı Hilmi Şenalp Bey’dir. İstanbul’daki Mimar Sinan Camii’nin, Marmara İlahiyat’ın camisinin, Ankara’da Hergelen Meydanı’ndaki caminin, ABD’de Maryland’de inşa edilen külliye bünyesindeki caminin mimarı da kendisidir. Maryland’de açılışı bu ay içinde yapabiliriz... Tokyo’ya ulaştığımız günün akşamında Japon Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu ile bir araya geldik. Ertesi gün, Waseda Üniversitesi’nde şahsımıza bir fahri doktora takdimi yapıldı. Waseda, Japonya’nın ilk 3 üniversitesi arasında. Daha sonra Başbakanlık Yatırım Destek Ajansı tarafından Japon yatırımcılar için organize edilen toplantıya katıldım, yaklaşık 500 yatırımcı ile Türkiye’de yatırım imkânlarını konuştum. Özellikle 5 büyük Japon firmayla (Mitsui, Mitsubishi, Ihi, Toyota, Hitachi) Türkiye’deki yatırımları üzerine detaylı bir görüşme yaptık. Japon yatırımcılar özellikle nükleer tesisler ve Afşin Elbistan Termik Santralı ile ilgileniyor. Toyota, yeni bir SUV modelini Türkiye’de üretmeye başlayacak. 450 milyon dolar yatırım yaptıkları bu modelle, 4 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyorlar. Toyota’nın hibrit otomobilini Türkiye’de üretmesi de gündemde. Tokyo ziyaretimizde İmparatorluk Rezidansı’nda İmporator Akihito ve İmparatoriçe ile de görüşme imkânı bulduk. Ardından Başbakanlık Ofisi’nde heyetlerarası görüşmemizi yaptık. Savunma sanayiinde, siyasi alanda ve ekonomik ilişkilerde neler yapılabileceğini konuştuk. 3.4 milyar dolarlık bir ticari hacmimiz var. 400 milyon ihracatımız, karşılığında 3 milyar dolar onların ihracatı var. Bu eşitsizliğin düzeltilmesi önemli. Marmaray’da ve İzmit geçişi köprüsünde Japonlar aktif görev aldılar. Şimdi Ankara-İstanbul yeni hızlı tren hattı için de Japon şirketlerin çalışmaları var. Çanakkale geçişine katılmak isteyen Japon firmaları da var. Japonya Başbakanı Abe ile bölgesel ve uluslarası sorunları; G-20 toplantısının ana gündem maddelerinin yanı sıra küresel terör hakkında da konuştuk.”

        ‘HDP SUÇÜSTÜ YAKALANDI’

        (HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın “Bir milletvekilimiz bir PKK’lının cenazesine katıldı diye linç edilebiliyor medyada. Seçmenimiz o bizim. Halkımızın acısına sahip çıkmayan milletvekiliyle ilgili soruşturma açtırırım, parti disiplini gereği’ açıklamasıyla ilgili soru üzerine...) “Şaşırtıcı bir gelişme değil. Böylece kendilerini ele vermiş oluyorlar. Yeni kampanyalarında sözüm ona ‘PKK bizden değil, biz de PKK’dan değiliz’ mesajı vermeye çalışmışlardı. Ama adeta suçüstü yakalanmış durumdalar. Millet onların bu durumunu elbette nazarı itibara alacaktır. ‘Çatışmasızlık’ diye bir ifadeyle, halkı kandırabileceklerini zannediyorlar. İktidarı ve şahsımı suçlamaya kalkıyorlar. Çatışmanın faturasını devlete kesmeye çalışıyorlar. Halbuki çatışmaya kimlerin sebep olduğu, halkı kimlerin tehdit ettiği ortada. Bu genel seçimlerde, aslında aday olmak istediği halde aday olamamış birçok vatandaş var. Neden? Terör örgütü ve uzantıları tarafından tehdit edilmelerinden dolayı. Bunların bilgileri geliyor bize. Belirli aralıklarla muhtarlarımızla bir araya geliyorum. Doğu ve Güneydoğu’dan 90 kadar muhtar, başlangıçta teyit vermiş olmalarına rağmen toplantıya gelemedi. ‘Tehdit altındayız, gelemiyoruz’ dediler son anda. Milletimiz her şeyin farkında. Halkımız, terörün ve terörden beslenenlerin yalanlarına itibar etmeyecektir. Milletimizin, 1 Kasım’da demokrasi mekanizmasını çalıştıracağına, ferasetini ortaya koyacağına, ülkemiz üzerinde oluşturulmaya çalışılan kara bulutları dağıtacağına inanıyorum. Tehditlere aldırmamak, sandıklara sahip çıkmak da çok önemli. Bu, milletçe hepimizin görevi.”

        ‘ŞIRNAK’TAKİ FOTOĞRAF MAZUR GÖRÜLEMEZ’

        (Şırnak’ta polis aracının arkasına bağlı ceset fotoğrafıyla ilgili AK Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Ensarioğlu’nun “İşin içinde paralel polisler var” yorumu sorulduğunda...) “Bana intikal eden bir ayrıntı yok. Olayı tasvip etmediğimi belirttim. Ayrıntılar elbette önemli. Ancak böyle bir şeyin yapılması, mazur görülemez. Buna bizim değerlerimiz de müsaade etmez. Ortada bir ölü varsa, yakınlarına verilir ve hemen defnedilir. O şekilde davranılmaz. Döner dönmez İçişleri Bakanlığı’mızdan bu konuda detaylı bilgi alacağım.”

        ‘DEVLET DENETLEME KURULU’NU ÇALIŞTIRABİLİRİZ’

        (28 Şubat davasının sivil ayağında POAŞ ihalesi ilgili tüm bilgi ve belgelerin istenmesine karar verilmesi, Aydın Doğan’ın “Refah-Yol’u ben yıktım” dediği iddiası ve Albayraklar’ın tanık olarak dinlenilmesi kararıyla ilgili soru üzerine...) “Hayra alamet diyorum. Gerçekler ortaya çıksın. Yargı içerisindeki malum yapı bugüne kadar pek çok konuyu görmedi veya üzerini kapattı. Gerçeklerin ortaya çıkması için yargı üzerine düşeni yapmalı. Gerekiyorsa, her ne kadar icracı olmasa da bu tür konularda Devlet Denetleme Kurulu’nu da çalıştırabiliriz. Hiçbir şey gizli kalmasın, her şey gün yüzüne çıksın. Belirli odakların, hiçbir günahı olmayanlara iftiralarla fatura kesmeye kalktığı bir ortamdayız. Doktoraya giden oğluma, iftira atıp ‘Kaçtı’ dediler. Oysa bayramda buradaydı. Haziran-temmuz gibi tezini verince de ülkemize dönecek. Bu ülkeden kimlerin kaçtığı belli. Benim oğlum, kaçanlardan değil. Ama bazı kesimler ‘Çamur at, izi kalır’ mantığıyla iş yapıyor.”

        ‘RUSYA DOSTLARINI KAYBEDEBİLİR’

        (Rusya’nın Suriye’deki hava operasyonları ve hava sahası ihlalleriyle ilgili...) “NATO, Hazar’dan füzelerin de atıldığı gelişmeler sonrasında, gerekirse 48 saat içinde Türkiye’ye NATO güçlerinin konuşlandırılabileceğini açıkladı. Türkiye’nin yanında olduklarını vurguladılar. Rusya, adeta bölgeyi sınıyor. Rusya bu şekilde davranarak dost kazanamaz, tam tersine dostlarını kaybedebilir.” (Füze savunma sistemi ihalesiyle ilgili...) “Neticelendirme aşamasına yaklaşıyoruz. Kasım ayında Çin Devlet Başkanı, G-20 çerçevesinde Türkiye’de olacak. Fransa da teklifini yenilemiş durumda. Hollande, BM Genel Kurulu’nda görüştüğü Ahmet Bey aracılığıyla bana bu konuda bir mektup gönderdi. Türkiye olarak füze ihalesinde bizim üzerinde önemle durduğumuz konu, ortak üretim ve teknoloji kazanımı.”

        ‘SURİYE POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK YOK’

        “Suriye’deki mevcut rejim, bir terör devletidir. Biz pozisyonumuzu değiştirmeyiz. O rejim yüzünden 350 bin insan öldü, 5 milyon insan ülkesini terk etti. 7 milyon insan ülke içinde yer değiştirdi. Herkesin sorduğu şu: ‘Esed giderse, onun yerini DAİŞ mi alacak?’ Halbuki Esed giderse, yönetimin Suriye halkına geçeceğini düşünmek de pekâlâ mümkün. Suriye’yi yönetebilecek nitelikli insanlar olduğunu biliyoruz. Bu nedenle baştan beri Özgür Suriye Ordusu’nu destekliyoruz. NATO’nun son açıklamasının, terörden arındırılmış güvenli bölge için de olumlu bir sinyal olduğunu düşünüyorum. Cerablus ve Azaz arasında terörden arındırılmış bir güvenli bölge oluşturulmasını bekliyoruz. ABD Başkanı Obama ile büyük bir ihtimalle önümüzdeki hafta bir telefon görüşmesi yapacağız. Kendisiyle tüm bu konuları ele alacağız.”

        'YENİ GÖÇLER OLABİLİR'

        “ÖLÜM insanlara her şeyi yaptırır. Suriye’de terör devam ettikçe yeni bir göç dalgası olabilir. Rejim bu işin kara harekâtını üstlendi, Rusya hava harekatını üstlendi. İran da destek oluyor. Mülteciler konusunda Türkiye’nin yaptıklarını AB ülkeleri dahil herkes takdir ediyor. AB yekilileri ilk kez, külfet paylaşımı konusunda bir şeyler yapmaları gerektiğini idrak etmiş görünüyorlar.”

        ‘PYD REJİM DESTEKLİ’

        (Suriye’de Rusya’nın arabuluculuğu neticesinde rejim ile PYD arasında yapılan anlaşma üzerine...) “PYD zaten rejim desteklidir. PKK’nın da içinde olduğu bir örgüttür. Rusya kara harekâtında kullanmak üzere PYD ile anlaşma yapabilir. Aynı şekilde başkaları ile de yapabilirler! Bakıyorsunuz, DAİŞ’in elinde Batı ülkelerinin silahları var, Rus silahları da var. DAİŞ bu silahları nasıl elde ediyor? Bunu sorduğumuz zaman da rahatsız oluyorlar.”

        ‘KARŞIMIZDA YUMRUK OLMAMALI’

        “İsrail-Türkiye ilişkileri konusunda ne zaman umutlanılsa, hemen bir şeyler oluyor. Tam olumlu adımlar atılacakken bir bakıyorsunuz İsrail Mescid-i Aksa’yı basıyor. Orası Müslümanların şahdamarı. Damarı kesmeye kalkarsanız nasıl el uzatacağız? Osmanlı döneminden kalan vitrayları kırıyorlar. İyi niyet karşılıklı olmalı. Elimizi uzattığımızda, karşımızda yumruk olmamalı.”

        ‘AZIZ HOCA’MIZI TEBRIK ETTIM’

        “Aziz Hoca’mızı telefonla aradım, kendisini tebrik ettim. Edebiyat alanından sonra kimya alanında da bir Nobel Ödülü alınması, milletçe hepimizi mutlu etti. Kendisiyle gurur duyduk. Türkiye’ye geldiğinde, kendisini mutlaka beklediğimi söyledim. Bu tür bilim adamlarımızın sayısının artmasını temenni ediyorum.”

        'AB'DE DURUM FARKLILAŞIYOR'

        “ŞARTLAR sizi zaman zaman bir yere doğru sürükleyebiliyor. Benim Şanghay İşbirliği Teşkilatı’yla ilgili beyanatlarımın en önemli sebebi, AB’nin 50 yılı aşkın bir süredir bizi oyalamakta olması. Fakat Brüksel’de yaptığım temaslarda, uzun bir aradan sonra ilk kez, AB yetkililerini Türkiye’ye karşı olumlu bir tavır içerisinde gördüm.

        ‘MERKEL’İN AÇIKLAMASINI GARİPSEDİM’

        (Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili görüşlerimiz değişmedi” açıklamasıyla ilgili...) “Şansölye Merkel’in açıklamasını garipsedim. Gerçi yeni bir şey değil. ‘İmtiyaz’ ifadesini hep kullanır. Bu aslında Almanya’nın görüşü değil. Mesela Schröder, hiç o tür bir ifade kullanmadı. Merkel’in koalisyon ortağı aynı fikirde mi? Mesela Almanya Dışişleri Bakanı ne diyor bu konuda, merak ediyorum. Aslında bizim Almanya ile bambaşka bir ilişki içerisinde olmamız lazım. Zira orada 3 milyon Türk var.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ