Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Dışişleri Bakanı'ndan çarpıcı ÖSO açıklaması

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'nin batı tarafında çatışmaların durmasının ardından, DAEŞ’e yönelik yerlere Özgür Suriye Ordusu'na bağlı güçlerin kaydırılabileceğini belirterek, "Özel kuvvetler bunları yönlendirebilir. İlave eğitimle bunları yönetebilecek kadrolar oluşturulabilir. Bizim ordumuzun girmesi yerine, kuzeybatı bölgesinden Özgür Suriye Ordusu'nu DAEŞ’e yönelik yerlere kaydırılmasıdır. İşin özü bu." dedi.

        Çavuşoğlu, A Haber'de gündemi değerlendirdiği programda, Türkiye'nin YPG konusundaki hassasiyetinin ABD tarafından çok iyi bilindiğini vurgulayarak, "En son Washington ziyaretimizde de gerek benim Beyaz Saray'da ve dışişleri bakanlığımdaki ikili görüşmelerimde gerek Cumhurbaşkanımızın kabullerinde ve Obama ile görüşmesinde bu net bir şekilde bir kere daha ortaya koyuldu." diye konuştu.

        Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı ABD ziyaretinin ardından "Türk tarafının ABD Başkanı Obama’ya 'Siz YPG ile işbirliği yapmayın biz onun yerine Türk ve Arap aşiretleriyle beraber bu mücadeleyi sürdürelim dediği" iddialarına ilişkin, Suriye'nin batı tarafında çatışmaların durmasının ardından, DAEŞ’e yönelik yerlere Özgür Suriye Ordusu'na bağlı güçler kaydırılabileceğini belirterek, bunun şu anda yapıldığını aktardı.

        Çavuşoğlu, "İşin özü bu. Biz, Türkiye sınırından havadan ve karadan destek vereceğiz. Bizim bu yönde imkanlarımız var. Bu şekilde DAEŞ’in bölgeden temizlenmesini sağlayacağız. Türk veya ABD ordusunun Suriye'ye girmesi gündeme gelmedi. Zaten bu konuda siyasi düzeyde mutabık kaldık. Askerler bu konunun detayını görüştüler." ifadelerini kullandı.

        ABD yeteri kadar açık konuşamasa da PYD’yi güvenilir bir ortak görmediğini ve Suriye’de ordusunu kullanmak istemeyen ülkelerin PYD’yi kullandığını kaydeden Çavuşoğlu, "ABD, biz PYD’ye silah vermiyoruz dedi. Bu sabah basında çıkan silahlar ilgili sorduğumuzda biz sözümüzün arkasındayız dediler. Tabii ki ABD’nin PYD'ye silah vermediğine inanmak isteriz. ABD’nin YPG’ye silah verdiğine inanmak istemiyoruz. Biz başından beri Fransa, ABD ve diğer ülkelere uyarı yaptık, verdiğiniz silahların nereye verildiğine bakın diye. Bize geçen silahlar arasında, Almanya, Rusya vs. ülkelerin silahları var" dedi.

        Münbiç bölgesinin en kısa içerisinde DAEŞ’ten temizlenerek Türkiye’nin sınırı ve Suriyeliler için güvenli bölge oluşması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, Münbiç’in ılımlı muhalefet tarafından temizlenmesi gerektiğini, Münbiç’e ılımlı muhalefet yerine PYD’nin gelmesinin hiçbir zaman söz konusu olmadığını vurguladı.

        Eğit-donat programının devam ettiğini ve bu konuda yeterli personel olduğu müddetçe programın süreciğini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

        "Esasen DAEŞ’le sahada mücadele eden tek grup, ılımlı muhalefettir. Çatışmaların durdurulmasından sonra, ılımlı muhalefet enerjisini DAEŞ’e karşı yöneltti. Son zamanlarda buralarda ilerleme kaydedildi. Bu süreçte muhaliflerin eğitim veya donanım konusunda eksiği olursa ABD ile bu konuda eğit-donat programını sürdürüyoruz. Ancak DAEŞ nasıl bir terör örgütüyse, DAEŞ’e karşı ortak mücadele ediyorsak, Avrupa'da terörist örgütler listesinde olan PKK ile de konsey olarak mücadelede de aynı şekilde hareket etmeliyiz."

        Çavuşoğlu ayrıca, Türkiye’nin Suriye’yi etnik gruplar üzerinden değil, Suriye’nin geleceği açısından değerlendirdiğini söyledi.

        İSRAİL İLE İLİŞİKİLERİN NORMALLEŞMESİ

        "İsrail ile Londra’daki görüşmelerde ilerleme kaydedildi. Ama herhangi bir kesin netice yok." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, İsraille yüzde yüz anlaşıldığının söylenemeyeceğini belirterek, uygulama ve detayları ile ilgili konuların olduğunu, bunların da bir sonraki görüşmede gündemde olacağını kaydetti.

        Türkiye'nin baştan beri şartlarının belli olduğunu, bunların yerine getirilmesi durumda ilerleme kaydedileceğini aktaran Çavuşoğlu, "Bizim için diğer taraftan çok hassas bir konu olan ambargolar. Gazze ve Filistin’e insani yardımlar istediğimiz düzeyde ulaştırılamıyor. 500 milyon dolar yardım yaptık. En çok Türkiye yardımda bulundu. Mısır'da donörler konferansında da 200 milyon dolar yardım sözü verildi. Elektrik ve su, enerji gibi temel ihtiyaçlar da var. Bu konuların önündeki engellerin de kalkması lazım." dedi.

        Çavuşoğlu, Türkiye’nin İsrail’e büyükelçi göndermesinin anlaşma olmadan söz konusu olmadığını, İsrail ile ilişkilerin şartlar düzelirse eskisi ile aynı seviyeye gelebileceğini vurguladı.

        "RUSYA'NIN İSTEĞİYLE TÜRK SAVCILARI HAREKET EDEMEZ"

        Suriye'de Rus uçağını düşüren kişinin, Türkiye'de yasa dışı silah bulundurduğu gerekçesiyle tutuklandığının ve Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün "Biz pilotumuzun öldürülmesi, uçağımızın düşürülmesi ile ilgili bir şeyler görmek isterdik" ifadesinin hatırlatılması üzerine, Çavuşoğlu, "Bu şahısla ilgili süreç devam ediyor. Rusya’nın isteğiyle Türkiye’deki savcılar, yargı hareket etmez." dedi.

        Bakan Çavuşoğlu, sürecin hukuki zemin içerisinde delil ve elde edilen bilgilere göre işleyeceğini söyledi.

        "RUSYA ADIMLAR ATARSA İLİŞKİLERİMİZİ NORMALLEŞTİRİRİZ"

        Rus uçağının düşürülmesi sonrasında şu an gelinen noktada, Rusya'nın ilk zamanlardaki gibi duygusal olmayıp daha aklı selim davrandığını aktaran Çavuşoğlu, "Bu iyiye işaret. Rusya’nın düşen uçak meselesini şahsileştirdiğini kaydetti. Rus uçağının düşmesi bizim istediğimiz bir şey değildi. Ancak angajman kuralları belli. O zaman da bu konuyla ilgili üzüntümüzü, taziyelerimizi en üst düzeyde ilettik. Önümüzdeki süreçte Rusya adımlar atarsa, biz ilişkilerimizi normalleştiririz" diye konuştu.

        Rusya'nın Türkiye'ye karşı attığı adımların, iş adamlarına, öğrencilere karşı yaptığı uygulamaların hiç insani olmadığını belirten Çavuşoğlu “Tüm bunlara rağmen Rusya’ya yaptırımlara katılmayan tek NATO ülkesiyiz. Rusya’nın bunu anlaması lazım” dedi.

        "TÜRKİYE'YE KARŞI ATILAN ADIMLARA DUYARSIZ KALAMAYIZ"

        Çavuşoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tasarısının Alman parlementosunda gündemine gelmesine ilişkin, bu konunun Demokles'in kılıcı gibi Türkiye’ye baskı unsuru olarak kullanılmasını çocukça bulduklarını dile getirerek, "Hukuk devleti ve Avrupa Birliği’nin en önemli ülkesi olan Almanya’nın bu yollara tevessül etmemesi gerektiğini söylüyoruz. Tarih konusunda meclisler karar almamalı. Bu konuda geçmişte bazı ülkelerin uygulamalarına karşı Türkiye’nin de adımlar attığını ifade ederek, “Biz böyle bir şey olmasını beklemiyoruz. Türkiye’nin tarihini kullanarak Türkiye’ye karşı atılan adımları duyarsız kalamayız." ifadelerini kullandı.

        Bakan Çavuşoğlu, Ermenistan ve Azerbaycan cephe hattında son dönemde çıkan çatışmalara da değinerek, "Sıcak çatışma umarım olmaz. Azerbaycan da biz de bu sürecin barışçıl yollarla çözülmesini istiyoruz” dedi.

        Minsk Grubu'nun bu konuda yeterli adım atmadığını, istese bir haftada bu sorunu çözüme kavuşturacağını dile getiren Çavuşoğlu, Ermenistan’ın Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20’sini işgal ettiğini, tüm BM, AKPM ve uluslararası örgütlerin kararnamelerinde bu durumun açıkça ortaya konduğunu belirtti.

        Ermenistan’ın hem suçlu hem güçlü olmaya çalıştığını, Dağlık Karabağ sorununda iki ülke arasındaki anlaşmayı ihlal ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Ermenistan, Azerbaycan ile ateşkesi, Nahçıvan’a saldırısı ile bir provokasyon peşinde. Burada ciddi bir ihlal var. Azerbaycan bu konuda sabırlı davranıyor.” diye konuştu.

        "İRAN'LA İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMEK KONUSUNDA KARARLIYIZ"

        Geçmişte İran’ın yanında olduklarını ve bugünlerde ambargonun kalkmasını fırsatçılık olarak görmediklerini, 30 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini aktaran Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

        "İki ülke arasında sınırda, ülke içerisinde ulaşım ve taşımacılıkla ilgili küçük çaplı sorunlar var. Gaz anlaşmasını kendi aramızda çözemedik. Bizim gibi iki kardeş ülkenin arasında böyle bir şeyin olması doğru bir şey değil. Enerji, ulaşım, altyapı yatırımlarında potansiyel var. Biz İran’la ilişkilerimizi geliştirmek konusunda her zaman kararlıyız. Suriye ve Esad konusunda farklı düşünüyoruz. Bunu çok tehlikeli görüyoruz. Mezhepçiliğe karşıyız. İran’la ilişkilerimizin iyi bir noktaya gitmemesi için herhangi bir sebep yok."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ