Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Diğer Erdoğan, İslam Zirvesi kapanış oturumunda açıkladı

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye olarak 2 milyon dolarlık bir katkıyla İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) bağışta bulunacağını belirterek, "Bunun 1,8 milyon doları Genel Sekreterliğe, 100 bin doları İnsan Hakları Komisyonuna, 100 bin doları İslami Dayanışma Fonu'na olmak üzere teşkilata, toplam 2 milyon dolar gönüllü katkı taahhüdümüzü açıklıyoruz." dedi.

        Erdoğan, İİT 13. Zirvesi'nde yapılan "İİT'ye Destek Bağışları Oturumu'nda" konuştu.

        İSTANBUL BİLDİRGESİ KABUL EDİLDİ

        İİT Toplantısı'nın sonunda İstanbul Bildirgesi kabul edildi. Kabul kararının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

        İstanbul bildirgesinin İslam dünyasına hayırlı olmasını umuyoruz.

        Nasıl daha huzurlu bir dünya inşa edebileceğimiz konusunda fikir alışverişinde bulunduk.

        Önümüzdeki 10 yıl içni üye ülkere hedefler belirleyen Eylem programı Belgesi de ekonomik kalkınma yolunda önemli bir adımdır. Belgenin kabulü önemli olsa da asıl önemli olan etkin bir şekilde uygulanmasıdır.

        Teşkilat üyesi olmayan ülkelerdeki Müslüman toplumların ihtiyaçları konusunda duruşumuzu ortaya koyduk.

        ERDOĞAN'DAN TERÖRE KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI

        Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı 13. İslam Zirvesi sonrasında bir basın toplantısı düzenledi.

        Zirveyi değerlendiren Cuhurbaşkanı'nın konuşmasından satır başları şöyle:

        Şu anda terör belasının insanlık bedelini ödüyor. İşte kendi ülkemizde yaklaşık 35 yıldır biz terörle mücadele ediyoruz. Ve kaybettiğimiz insan sayısı ortada, maddi bedel ortada ama bu ne yaptı? Kendi içinden yeni terör örgütleri doğurdu. PKK'nın içinden doğan terör örgütlerinden bir tanesi PYD'dir, bir diğeri YPG'dir. Bakın şimdi Rusya açıklama yapıyor, 'Evet biz PYD'yi silahlandırıyoruz' diyor. Bu gerçekler ortada ve Moskova'da kendilerine ofis açtırıyor. Kimlerin terör örgütlerinin yanında yer aldığı artık gizlenmiyor, açık net ortada.

        Biz mezhepçilik noktasında ne Şii dinindeniz ne Sünni dinindeniz, o başka bir şey. Bizim tek dinimiz var; İslam. Ben Müslümanım. Diğerleri birer yol olabilir ona saygı da duyarız ama İslamı asla tartıştırmayız. Yeni yeni yollar aranması gibi bu tür fitne unsurlarının içerisine giremeyiz, oralarda rol alamayız.

        İstanbul Zirvesi'ni, adalet ve barış için birlik ve dayanışma temasıyla düzenledik. Birlik ve dayanışma olmadan adalet ve barış inşa edilemez. Birlik anlayışımızı, altını çizerek ifade ediyorum, kesrette vahdet ilkesi üzerine kurmamız gerekiyor. Farklılıklarımızla beraber birlik olmayı başaramadan Müslümanlar olarak yaşadığımız sıkıntıları aşamayız."

        Barış ve adalet sütunları üzerine yükselen bir medeniyetin mirasçılarının bugün daha çok iç savaşlar, silahlı çatışmalar, mezhep taassubu ve terörle anılıyor olması gerçekten üzüntü vericidir. Dikkat edersek, şu anda, en büyük çektiğimiz sıkıntı nedir? Burada 3 ana başlık görüyoruz. Bunlardan bir tanesi, mezhepçiliktir. Bir diğeri ırkçılıktır, bir diğeri de terördür. İslam dünyasının içinde olduğu bu mezhepçilik tahribatını ki bu bir fitnedir de aynı zamanda, ırkçılık tahribatını bu da bir başka fitnedir, bir diğer tarafta da terör olayı, bunlar bizi ciddi manada zayıflatmakta ve kan kaybına neden olmaktadır.

        İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak, ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle, dinimizi istismar eden tüm cinayet şebekeleriyle mücadele etme konusunda mutabık kaldık. Türkiye olarak gündeme getirdiğimiz İstanbul'da, İslam İşbirliği Teşkilatı Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezinin kurulması önerimizin kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz, hayırlı olsun diyorum.

        Kızılaylarımızın ortak bir çatı etrafında buluşarak, dünyanın en etkili yardım kuruluşu haline dönüşmesi gerektiği görüşümüzü ifade ettik. Şu anda 56 İslam ülkesinin olduğu İİT'nin ortak bir Kızılayı yok. Her ülkenin kendine has Kızılay veya farklı isimler altında bu tür kuruluşları var. Ama diyorum ki niçin böyle bir yardım kuruluşunu İİT ortak bir kuruluş haline getirmesin. Bu ortak kuruluş haline gelirse inanıyorum ki herhangi bir İslam veya gayrimüslim hangi ülkede olursa olsun elini uzattığı zaman çok daha güçlü uzatacaktır, yardım eli oralara daha güçlü gidecektir diye düşünüyorum.

        Müslümanların azınlık olarak yaşadıkları yerlerde etkisi hissedilen İslamofobi, baskı, şiddet ve diğer tüm olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için İslam ülkelerinin hep birlikte hareket etmesi şarttır.

        İslam dünyasının ortak sorunlarına ve çözüm yollarına değindiğimiz İstanbul Bildirgesi de bugün katılımcıların dikkatine sunulmuştur. Bu bildirgeyle farklılıklarımızın bilincinde olarak, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirme kararlılığımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Artan terör tehdidi karşısında, terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tamamıyla mücadele etme hedefimizi İstanbul Deklarasyonu olarak tüm dünyaya ilan ettik. Ben 13. İslam Zirvesi'nin bilhassa içinden geçtiğimiz sancılı süreçte, alınan kararlar ve sergilenen ortak duruş itibarıyla tarihi öneme sahip olduğuna inanıyorum. İnşallah önümüzdeki dönemde İslam ülkeleri olarak el ele vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ