Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Diplomasi Kıbrıs müzakereleri sonuçsuz kaldı

        Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında yapılan müzakerelerin, Rum tarafının aşırı taleplerde bulunması ve uzlaşmaz tavırlarından dolayı sonuçsuz kaldığı belirtildi.

        Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı liderliğindeki Türk tarafının, müzakerelerde son ana kadar sürdürdüğü iyi niyetin karşılığında beklediği adımları Rum tarafından göremediği öğrenildi.

        Sorunun aşılması için Rum tarafı ve Yunanistan arasında mekik diplomasisi yürüten BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, dün akşam geç saatlerde her iki liderle ayrı ayrı görüştü.

        Le Mirador Otel'de gerçekleşen görüşmelerde, Rum lider Nikos Anastasiadis başkanlığındaki Rum tarafının aşırı taleplerde bulunması ve uzlaşmaz tavırlarından dolayı müzakerelerin sonuçsuz kaldığı kaydedildi.

        KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum lider Anastasiadis arasında 7-11 Kasım tarihlerinde Mont Pelerin kasabasında gerçekleştirilen müzakerelerin son gününde Rum lider Anastasiadis, masada Türk tarafının açılımları karşısında zamana ihtiyacı olduğunu söylemişti.

        BM de müzakerelerin bir hafta aradan sonra 20-21 Kasım'da İsviçre'de yeniden devam edeceğini duyurmuştu.

        "RUM TARAFININ TALEPLERİ ADİL DEĞİLDİ"

        Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasındaki müzakerelerde Kıbrıs Rum tarafının taleplerinin adil olmadığını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ekibimizin bir bütün olarak çözüme yönelik koyduğu performansın ve iradenin yarısını ortaya koymuş olsalardı şimdi başka şeyler konuşuyor olabilirdik." dedi.

        Burcu, Le Mirador Otel'de sona eren görüşmelerin ardından Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

        Kıbrıs Rum tarafının İsviçre'deki müzakerelere hazırlıksız geldiğini vurgulayan Burcu, "7 Kasım'da Mont Pelerin'de başlayan görüşmelere biz Kıbrıs Türk tarafı olarak bütün ciddiyetimizle, iyi niyetimizle ve hazırlığımızla politik, felsefi ve teknik seviyede her şeye hazır olarak geldik." ifadesini kullandı.

        Burcu, muhataplarının Mont Pelerin'de müzakerelere verilen bir haftalık arayı iyi değerlendiremediğini gördüklerini anlattı.

        Yunanistan'ın süreçle ilgili tutumuna değinen Burcu, şöyle devam etti:

        "Bu bir haftalık zaman içerisinde Yunanistan'ın, 'Garantiler iptal edilmezse, Türk askerlerinin adadan çıkacağı takvim de belirlenmezse 5'li konferansa katılmayacağım' açıklamalarını sıkça okudunuz. Bu adeta sonucu toplantıya gitmeden elde etme taktiği olarak önümüze atıldı. Buna bizim sessiz kalmamız mümkün değildi ve ilk aşamada Mont Pelerin'e niçin geldiğimizi anımsatmak istedik. Bütün bu çalışmanın amacı son aşamaya gitmek değil mi? Son aşamaya gelecek olan tarafların kim olduğu belli değil mi? Yunanistan'ın böyle bir aşamada, böyle bir talep ortaya koymasının mantığı var mı?"

        "TOPRAK KRİTERLERİYLE İLGİLİ TEKLİFİMİZ 29.2'YDİ"

        Barış Burcu, müzakerelerde Türk tarafının kriterlerin en önemlisi olan toprak konusunda "çok makul" ve "yardımcı olacak" bir oranı büyük bir politik cesaret ve dirayetle ortaya koyduğuna, karşı tarafın ise aşırı taleplerde bulunduğuna dikkati çekti.

        Görüşmelerde toprak konusunda daha önce resmi bir açıklama yapılmadığını hatırlatan Burcu, bu kriterle ilgili Türk tarafının masaya getirdiği teklifin yüzde 29,2 olduğunu açıkladı.

        Burcu, "Toprak kriterinde de sanki toprak konusu tümden ceplerinde olacakmış gibi bir pazarlık anlayışıyla geldiler. Oysa uzlaşımız ve görüşmemizin mantığı bu değildi." değerlendirmesini yaptı.

        Kıbrıs Rum tarafının taleplerinin adil olmadığını söyleyen Burcu, gelinen bu aşamada Kıbrıs Türk tarafının soğukkanlılıkla bir değerlendirme süreci geçirmesi gerektiğini belirtti.

        "HAYATIMIN EN BÜYÜK HAYAL KIRIKLIKLARINDAN BİRİ"

        Sözcü Burcu, 42 yıldır barış mücadelesi veren birisi olduğunu ifade etti.

        "Hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından bir tanesini yaşadım." diyen Burcu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve kendisinden fazla bu barışı acaba kimin isteyeceğini düşündüğünü dile getirdi.

        Yapılanlara ve yaşananlara baktığını anlatan Burcu, Kıbrıs Rum tarafını kastederek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ekibimizin bir bütün olarak çözüme yönelik koyduğu performansın ve iradenin yarısını ortaya koymuş olsalardı şimdi başka şeyler konuşuyor olabilirdik." diye konuştu.

        Burcu, bir soru üzerine, İsviçre hükümeti ve BM yetkililerine müzakereler süresince gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti.

        BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve ekibinin sürece bütün güç ve imkanlarıyla olumlu katkı vermeye çalıştığını vurgulayan Burcu, şunları kaydetti:

        "Tabii ki nerede bir emek varsa orada da bir beklenti vardır. Gelinen bu sonuçtan inanın onlar da en az bizim kadar üzgündürler. Onlar da kendi içlerinde bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bunu insani olarak da kurumsal olarak da tespit ettik. Sayın Eide, kendi değerlendirmelerini BM Genel Sekreteri'ne aktaracaktır. Bunlar kamuoyuyla paylaşıldığı oranda biz de değerlendirmemizi yapacağız. Ben Barış Burcu olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızın sözcüsü ve Kıbrıs Türk toplumunun bir neferi olarak da vicdanı rahat olarak oturuyorum burada."

        Barış Burcu, Yunanistan'ın müzakere sürecindeki tavrına tepki göstererek, şöyle konuştu:

        "TOPRAK MESELESİNİ ÇOKLU KONFERANSTA BİTİRECEKTİK"

        "Bu olabilecek bir şey değildi, akıl işi değildi ve sorumluluk örneği değildi. Tam tersine tam bir sorumsuzluk örneğiydi. Yani müzakerelerin bu aşamasında 'Garantiler kalkmazsa, Türk askerinin çekilme takvimi ortaya konulmazsa ben çoklu konferansa gelmeyeceğim' demek, çoklu konferansa götürecek olan bir çalışmayı sabote etmek demektir. Bunun başka bir adı yok, büyük bir sorumsuzluk örneğiydi. Enerji ve vakit kaybettiren bir durum oldu ama bunu görmezden de gelemezdik. Benzer yaklaşımı toprak konusunda Anastasiadis'ten gördük. Toprağı çoklu konferansta bitireceğimize dair kendileriyle de BM ile de prensipte anlaşmıştık."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ