UluslararasI Af Örgütü 2016 raporunu yayınladı
2016 yılında dünyanın daha karanlık ve istikrarsız hale geldiği belirtilen Uluslararası Af Örgütü'nün raporunda, özellikle ABD Başkanı Trump'ın 'zehirli' söylemlerine dikkat çekildi
Uluslararası Af Örgütü, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçilmeden önce kullandığı "zehirli" söylemin dünyayı kararttığını ve giderek daha bölücü olan politikalara doğru küresel yönelimi artırdığını söyledi.
İnsan hakları örgütü, 159 ülke hakkında hazırladığı yıllık raporunda seçim kazanmak isteyen siyasetçilerin insan onuru ve eşitlik ilkelerine zarar verdiklerini belirtti ve bu eleştiride Trump'ı özellikle hedef aldı.
Örgüt bugün Paris'te açıkladığı 2016 raporunda, şöyle dedi: "Donald Trump'un zehirli kampanya söylemi küresel olarak yaygınlaşan daha öfkeli ve daha bölücü politika tarzının örneğidir."
Raporda Avrupa ve ABD'de mültecileri hedef alan nefret kampanyalarının yoğunlaşmasıyla, "dünyanın daha karanlık ... ve istikrarsız bir yer" haline geldiği belirtildi. "Trump'tan edinilen... ilk izlenimler, çok yönlü işbirliğine ciddi ölçüde zarar verecek ve yeni bir istikrarsızlık ve karşılıklı kuşku dönemini başlatacak bir dış politika izleneceğine işaret ediyor."
Trump yönetimi, yeni başkanın 20 Ocak'ta göreve başlamasından itibaren medyaya yöneltilen çok sert eleştiriler ve Müslüman çoğunluklu yedi ülke vatandaşlarının güvenlik riski teşkil ettikleri gerekçesiyle ABD'ye alınmalarını yasaklayan kararnamenin yarattığı yasal çekişmelerle uğraşıyor.
Uluslararası Af Örgütü, "Gereklilik ile eylem, söylem ile gerçek arasındaki uçurum, apaçık hatta zaman zaman da hayret verici boyutta olmuştur" dedi. "Bunun en iyi göstergesi, Birleşmiş Milletler'in mülteciler ve göçmenler için Eylül 2016'da yaptığı zirve toplantısına katılan ülkelerin, küresel mülteci krizine yeterli bir yanıt bulmayı başaramamış olmalarıdır."
Örgüt raporunda, popülist hareketler ve mesajların özellikle Polonya ve Macaristan'da olmak üzere Avrupa'da daha yaygın hale geldiğini vurguladı. "Bunun sonucu hukukun üstünlüğünün giderek zayıflaması ve insan haklarının korunmasında görülen erozyon olmuştur. Bu durum özellikle mülteciler ve terör sanıkları için görülüyorsa da, sonuçta herkes için geçerlidir."
