Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Suriye'nin Amazon kadını Kraliçe Zenubiye

        Suriye çöllerindeki Tedmür'ün (Palmyra) Kraliçesi Zenubiye, yaşadığı dönemin üzerinden yaklaşık 2 bin yıl geçmesine rağmen, yerel efsanelerde "babasının süsü", "zarif kraliçe", "ordusunun başındaki komutan", "savaşçı kraliçe", "Roma İmparatorluğu'na başkaldıran hükümdar" ve "altın zincirleriyle bir esir" lakaplarıyla yeni nesillere aktarılıyor.

        Suriyeli çöl bedevileri ile Pagan ve Roma medeniyetlerinin bir arada yaşadığı Tedmür'ü ziyaret edenler, kentin binlerce yıllık dini ve ticari özelliklerinden önce "Doğu'nun Kraliçesi" Zenubiye'ye dair pek çok sözlü efsaneyle karşılaşıyor.

        Tedmürlülerin, Humus kentinin ileri gelen ailelerinden birinin kızı olan Zenubiye'den gururla bahsederek anlattıkları efsanelerde, onun zeki bir kadın olmasından çok, MS 250'li yıllara göre büyük başarıları, orduya komuta etmedeki yeteneği ve imparatorluğunun sınırlarını Ankara'dan Mısır'a kadar geniş bir coğrafyaya yaymasının ardından Roma İmparatorluğu'na başkaldırması gibi yönleri, bazen abartılarak anlatılıyor.

        AŞK VE İHANET, ZAFER VE ESARET

        Suriye'nin Ortadoğu'da ünlü İnanna dans grubunun Zenubiye'nin öyküsünü anlatan dans gösterisi, "savaşçı kraliçe" Zenubiye'ye dair tarihi kaynaklarda belirtilmeyen detayları da sunuyor.

        İnanna dans grubuna göre aşk, ihanet, ihtiras ve yenilgiyle örülen kısa ama zor bir hayat hikayesi olan Zenubiye, varlıklı ve güçlü bir ailenin kızı olarak Tedmür kentinde MS 240 yılında dünyaya geldi.

        Roma İmparatorluğu'na bağlı Tedmür Kralı Septimius Odaenathus ile evlenerek kraliçe olan Zenubiye'nin evliliğinin ilk yılları çok mutlu geçti. Ancak Zenubiye'nin mutluluğu, Sasani Devleti'nden kaçan bir adam ve kızının yardım çağrısına kocası Odaenathus'un olumlu cevap vermesine kadar sürdü. Kral Odaenathus'tan yardım isteyen kızın, Sasanilerden kurtarılıp Tedmür'e getirilmesiyle Zenubiye için kötü günler başladı.

        Kız, kralı etkilemek için birçok yola başvurdu ve en sonunda başarılı olarak kralı etkisi aldı. Zenubiye'dan uzaklaşan kocası, sadece onun değil, refah içinde yaşayan halkının da zor zamanlar geçirmesine neden oldu.

        Tedmür'de anlatılan bir efsaneye göre, aldatılmayı kabullenemeyen Zenubiye, kocasını zehirleyerek öldürdü.

        Bir başka efsanede, bir süre sonra hatasını anlayarak Zenubiye'ye dönen Kral Odaenathus'un, bazı rivayetlere göre yeğeni, bazılarına göreyse ilk eşinden olan oğluyla işbirliği yapan kız tarafından zehirlendiği anlatılır.

        Kocasını kaybeden Kraliçe Zenubiye, kısa bir süre sonra Sasani Devleti ile Roma İmparatorluğu arasında kalarak, her iki taraftan da tehdit edilmeye başladı.

        Tedmür Kraliçesi olarak hükümdarlık tahtına oturan Kraliçe Zenubiye, ordusuyla beraber katıldığı seferlerde art arda zaferler kazanarak topraklarını genişletti.

        Kraliçe Zenubiye, Roma İmparatorluğu'na karşı bağımsızlığını ilan etmesiyle dönemin Roma İmparatoru Aurelian ile karşı karşıya geldi. İmparator Aurelian'ın aşağılayıcı bir ifadeyle kaleme aldırdığı "Teslim ol" çağrısına, "Savaşmaya hazırız" karşılığını veren Zenubiye'nin ordusu, efsanelere göre büyük bir mücadele verdi. Ancak bu efsanevi mücadele, onun Roma askerlerine esir düşmesine ve altın zincirlerle kendi topraklarından koparılmasına engel olamadı.

        İnanna'ya göre Zenubiye, tahminen MS 275 yılında, çıkarıldığı Roma mahkemesinde bileklerindeki altın zincirlere rağmen muhafızlardan birinin kılıcını alarak kendini öldürdü. Son nefesini verirken Zenubiye'nin ağzından sadece, "Roma ebedi olmayacak" cümlesi döküldü.

        ROMA'YA MEYDAN OKUYAN KADIN

        Tarihi kayıtlara göre, kocasının ölümünün ardından henüz 1 yaşında olan oğlu adına 267 yılında tahta geçen Kraliçe Zenubiye, topraklarını, 4 yıllık hükmü döneminde sınırlarına bugünkü Suriye toprakları, Lübnan, Filistin, Mısır ve Anadolu'da Ankara yakınlarına kadar olan bölgeyi de kattı.

        Tarihte "kanlı bir savaş" olarak yerini alan Mısır fethinin ardından kendini "Mısır Kraliçesi" ilan eden Zenubiye, Roma İmparatorluğu'nun en önemli ticaret yollarını ele geçirmesinin ardından Roma İmparatorluğu'yla karşı karşıya geldi ve Roma'ya başkaldırdı.

        Bu kadar kısa bir hayata ve egemenlik süresine üzerinden binlerce yıl geçmesine rağmen hala hatırlanan bir iz bırakmış olması ise Zenubiye'nin karakterine bağlanıyor. Zenubiye'nin güçlü bir karakteri ve diplomatik zekasıyla Roma İmparatorluğu'nun zayıf yönlerini iyi değerlendirdiği ve cesaretiyle ordusunu kısa sürede etkisi altına aldığı belirtiliyor.

        Az sayıdaki tarihi kaynaklara göre, birbirine zıt iki karaktere sahip olan Zenubiye, bir taraftan ata binmek, büyük eğlenceler düzenleyerek içki içmek ve avlanmak gibi hobileriyle bilinirken, diğer taraftan şiire ve felsefeye olan ilgisiyle tanınıyordu.

        Askerleriyle birlikte günlerce at binen veya kilometrelerce yürüyen Zenubiye antik Mısır dili, antik Yunanca, Latince, Aramice ve Arapçayı iyi düzeyde biliyor ve Yunan filozoflarını yakından takip ediyordu.

        Zenubiye'nin güçlü hitabet yeteneği olduğuna ve güzelliğine vurgu yapılan tarihi kayıtlarda, onun döneminde Tedmür Krallığı'nın altın çağını yaşadığı belirtiliyor.

        AMAZON KADINLARIYLA BİRLİKTE ESİR OLDU

        Roma ordusuyla Antakya yakınlarında savaşan Kraliçe Zenubiye'nin o döneme göre inanılmaz bir sayı olan 70 bin civarında askerini kaybettiği öne sürülüyor.

        Ancak ordusunun yenilmesine rağmen oğlu ile birlikte kaçmayı başaran Zenubiye'nin yakalandıktan sonra bileklerine altın zincirler takıldığı tarihi kaynaklarda belirtiliyor.

        Arapların amazon kadını olan Zenubiye'nın, yenildiği dönemde Roma askerleri tarafından esir edilen amazon kadınlarıyla birlikte İtalya'ya kadar götürüldüğü biliniyor.

        Zenubiye'nin yolda oğlunu kaybettiği ve İtalya'da yargılandığı bütün kaynaklarda teyit edilirken, "savaşçı kraliçenin" bundan sonraki hayatına ilişkin çeşitli rivayetler bulunuyor.

        İnanna dans grubunun anlattığının aksine, bazı rivayetlere göre Zenubiye'den etkilenen dönemin Roma İmparatoru, Zenubiye'ye özgürlüğünü vererek, onun İtalya yakınlarında aristokrat bir çevrede hayatının sonuna kadar rahat bir şekilde yaşamasını sağladı.

        Bazı rivayetlere göre, Tedmür yakınlarında düzenlenen suikastta zehirlenen Zenubiye, İtalya'ya ulaştıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

        Hayatını nasıl tamamladığı bilinmese de bugün Suriye'de Zenubiye'nin adına otel ve firma adlarında, müzelerde, ülkeyi tanıtıcı kitaplarda sıkça rastlamak mümkün. Tedmür civarında doğan kız çocuklarının birçoğuna hala Zenubiye adı veriliyor.

        MS 275'de öldüğü tahmin edilen Zenubiye'nin Ortadoğu'da etkisini yüzlerce yıl sürdürdüğü ve onun izinden devam eden bazı kraliçelerin tarihe iz bırakan başarılar kazandığı biliniyor.

        ZENUBİYE'NİN KAYIP SARAYI

        Zenubiye'nin yenilmesinin ardından Tedmür'e giren Roma askerlerinin, ihtişamı dönemin seyyahlarınca kayıt altına alınan Zenubiye'nin sarayıyla birlikte kenti tamamen yıktığı belirtiliyor.

        Bugün az sayıdaki tarihi kaynak ve uydu fotoğrafları yardımıyla Zenubiye'nin sarayını ve içinde çok sayıda Yunan felsefecisinin el yazma eserlerinin bulunduğu kütüphanesini bulmaya çalışan arkeologların çabaları devam ediyor.

        Hikayesi Zenubiye'yle bütünleşen Tedmür Krallığı ise kraliçesinin hayat hikayesi gibi kısa ve iniş-çıkışlı birçok olayla birlikte 13 yıllık varlığının ardından tarihteki yerini aldı.

        Roma İmparatorluğu'nun yabancı olduğu Arap ve Afrika topraklarında ön sınır olarak gördüğü ve özerklik verdiği Tedmür Krallığının MS 260 yılında kurulduğu ve resmi dininin Paganizm olduğu biliniyor.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ