Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Libya ateş altında

        Kaddafi yönetimine karşı dün akşam operasyon başlatan koalisyon güçleri Libya'daki hedefleri vuruyor. Libya devlet televizyonu saldırıda 48, yabancı ajanslar ise 90'a aşkın kişinin öldüğünü duyurdu. Libya silahlı kuvvetlerinin devlet televizyonundan duyurulan açıklamasında, saldırıda Trablus'un yanısıra, Sirte, Bingazi, Misrata ve Zuvara'nın vurulduğu ve 150 kişinin de yaralandığı bildirildi.

        OPERASYONUN ADI ŞAFAK YOLCULUĞU

        Amerikan ordusu, Libya yönelik başlatılan uluslararası harekata ilişkin saldırı fotoğraflarını yayınladı. Ordunun internet sitesinde yer verilen fotoğraflarda USS Barry (DDG 52) adlı destroyerdan fırlatılan Tomahawk füzeleri görülüyor.

        Sitede yer alan bilgide İngiliz ve Amerikan gemileri ile denizaltılarından toplam 110 füze fırlatıldığı ve yaklaşık 20 radar ve uçak savar rampasının hedef alındığı belirtildi.

        ABD, Fransa, İngiltere, Kanada ve İtalya'dan oluşan koalisyon güçlerinin düzenlediği operasyonun adı Pentagon tarafından "Şafak Yolculuğu" olarak duyruldu.

        TRABLUS'TA UÇAKSAVAR SESLERİ

        Libya'nın başkenti Trablus'ta pazar sabahının ilk saatleride aralıksız uçaksavar atışları yapıldığı bildirildi.

        Kentteki Reuters muhabirleri, uçaksavar atışlarını patlamalar, makineli tüfek sesleri ve "Allah büyüktür" şeklindeki bağrışmaların takip ettiğini söyledi.

        Libya devlet televizyonu saldırılarda 48 kişinin öldüğünü, 150 kişinin de yaralandığını duyurdu.

        GALERİ İÇİN TIKLAYIN

        NATO OLAĞANÜSTÜ TOPLANIYOR

        Libya lideri Muammert Kaddafi'nin geri adım atmayacağı ve cephanelikleri halka açacağıu yönündeki son açıklamlarından sonra NATO da bir açıklama yapıp Türkiye saati ile 16:00'da olağanüstü toplanacağını duyurdu.

        ABD Genelkurmay Başkanı da yaptığı açıklamada: uçuşsa yasak bölge hali hazırda etkin bir şekilde uygulanıyor. Kaddafi'yi devirmek gibi bir niyetimiz yok. Mevcut operasyonda sivil kaybı rapor edilmedi. Kaddafi'nin kimyasal silah kullanacapına dair bir belirti yok." dedi.

        KADDAFİ GERİ ADIM ATMIYOR

        Muammer Kaddafi kendisine karşı açılan dev cephe ve muhaliflere karşı sert açıklamalarına devam ediyor "Libya halkı ne isterse o olacak. Saldırganların sonu kötü bitecek. Hristiyan ülkelere petrolümüzü vermeyeceğiz. Libya halkı silahlanacak. Tüm cephaneleri Libya halkına açtım. Allah bizim yanımızda. Uzun bir savaşa hazırız.

        Bu saldırı terörizmdir. Gerekirse karış karış bu toprakları koruyacağız. Ölenler, bize saldıranlar olacak. Şeytan'ın koalisyonuna karşı zafer kazanacağız. Vatanımızı yabancıların işgalinden koruyacağız."

        Kaddafi yaptığı açıklamada, Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkelerinin çıkarlarının, "şu andan itibaren tehlike altında olacağını" söyleyerek, Libyalıların, "sömürgeci, Haçlı saldırısına karşı koyacağını" belirtti.

        Kaddafi, Afrikalılara, Araplara, Latin Amerikalılara, Asyalılara, "düşmana karşı Libya'nın yanında yer almaları çağrısı yaptığını" belirtti.

        FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

        Kaddafi, silah depolarını, Libya'yı savunmak üzere Libyalıları her tür silahla donatmak üzere açacaklarını belirtti.

        Libya resmi sağlık yetkililerine göre koalisyon güçlerinin hava saldırılarında ölen sivillerin sayısı 64 kişiye ulaştı.

        MUHALİF GÜÇLERDEN BİR GRUP, ECDEBİYE'YE DOĞRU İLERLİYOR

        Libya'da karşı uluslararası koalisyon güçlerinin hava operasyonlarının başlamasının ardından, Bingazi'de üslenen silahlı muhalif güçlerden bir grubun, Ecdebiye kentine doğru ilerlemekte olduğu görüldü.

        Reuters'ın haberine göre silahlı muhalifler Bingazi-Ecdebiye karayolu üzerinde birkaç kamyonetle kente doğru ilerliyor.

        Düzenlenen hava akınları sonrasında yolun belirli bir noktasında biri ambulans olmak üzere tahrip edilmiş araçlar ve çevrelerinde en az 5 ceset olduğu görüldü.

        KADDAFİ GÜÇLERİ İLERLİYOR

        Libya lideri Muammer Kaddafi güçlerinin, başkent Trablus yakınında bulunan ve muhaliflerin elinde olan Misrata sahil kentinin merkezine girdikleri bildirildi.

        VİDEO İÇİN TIKLAYIN

        Reuters'ın haberine göre Misrata sakinleri, kente giren Kaddafi güçlerinin tanklarla desteklendiğini bildirdi. Kent merkezinde çatışmalar, ölen ve yaralananlar olduğu kaydedildi.

        Kaddafi güçlerinin deniz araçlarıyla kent limanını da bloke etmeye ve kente mal girişini engellemeye çalıştıkları kaydedildi.

        Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı ordu birliklerinin tank desteğiyle girdikleri Misrata kentinde çok sayıda kişinin öldürüldüğü öne sürüldü.

        Reuters'ın haberine göre kentteki muhaliflerden Abdül Basset, "muhaliflerle Kaddafi güçleri arasında çatışmalar var. Tankları kent merkezinde. O kadar çok kayıp var ki, saymaya imkan yok" dedi.

        Bir başka görgü tanığı da, Kaddafi güçlerine bağlı keskin nişancıların bina üstlerinden ateş açtıklarını, sokağa çıkılamadığını söyledi.

        VİDEO 2 İÇİN TIKLAYIN

        Kaddafi yaptığı açıklamada, Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkelerinin çıkarlarının, "şu andan itibaren tehlike altında olacağını" söyleyerek, Libyalıların, "sömürgeci, Haçlı saldırısına karşı koyacağını" belirtti.

        Kaddafi, Afrikalılara, Araplara, Latin Amerikalılara, Asyalılara, "düşmana karşı Libya'nın yanında yer almaları çağrısı yaptığını" belirtti.

        Kaddafi, silah depolarını, Libya'yı savunmak üzere Libyalıları her tür silahla donatmak üzere açacaklarını belirtti.

        SARKOZY POPÜLARİTE PEŞİNDE Mİ?

        Fransa'da basın ve siyasi gözlemcilere göre, Libya'ya yönelik operasyonun öncülüğünü yapan Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ''uluslararası alanda aktif bir tutum izleyerek, son dönemde oldukça düşen popülaritesini tekrar canlandırma'' peşinde.

        G-7 ve G-20 dönem başkanlığıyla iddialı bir program hazırlayan Sarkozy'nin, gelecek yıl düzenlenecek seçimler öncesi tekrar oylarını artırmayı hedeflediği ileri sürülüyor.

        ''Sarkozy'nin 2008 yılı ikinci döneminde Fransa'nın AB dönem başkanlığında Rusya-Gürcistan krizinde oynadığı etkili arabulucu rolü ve yine küresel krizin aşılmasında aldığı inisiyatiflerin popülaritesini arttırdığını'' hatırlatan siyasi uzmanlar, ''Sarkozy'nin, Libya'daki gelişmelerde öncülük yapıp, yine seçimler öncesi arkasındaki halk desteğini artırmak isteyebileceği'' yorumunu yapıyor.

        Fransa'da muhalefetin, ''Mısır ve Tunus'daki gelişmelere ilişkin iktidarın pasif davrandığı ve gelişmeleri önceden tahmin edemediği'' yolundaki sert eleştirilerinin de, Sarkozy'yi Libya'ya yönelik operasyonda daha aktif bir rol almaya ittiği belirtiliyor.

        Muhalefet partileri, Tunus ve Mısır'daki devrik liderlerle Fransa'da iktidarın yakın ilişkilerini ve bu liderlere verdiği desteği geri çekmede geç kalmasını, uzun süre yoğun bir şekilde eleştirmişti.

        Sosyalist Parti'nin önemli isimlerinden Jack Lang, bugün yaptığı açıklamada, ''Fransız hükümetinin Libya konusundaki kararlılığını büyük bir memnunlukla izlediğini'' söyledi.

        Sarkozy'nin gelecek yıl düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki en büyük rakibi aşırı sağcı pati lideri Marine Le Pen ise Fransa'nın operasyonlara katılmasına temkinli yaklaştı.

        Le Pen, ''Fransızlar, Afganistan'dan sonra, Libya'da da askerlerimizin savaşmasını istiyor mu?''sorusunu yöneltti.

        MUHALİF GÜÇLERDEN BİR GRUP, ECDEBİYE'YE DOĞRU İLERLİYOR

        Libya'da karşı uluslararası koalisyon güçlerinin hava operasyonlarının başlamasının ardından, Bingazi'de üslenen silahlı muhalif güçlerden bir grubun, Ecdebiye kentine doğru ilerlemekte olduğu görüldü.

        Reuters'ın haberine göre silahlı muhalifler Bingazi-Ecdebiye karayolu üzerinde birkaç kamyonetle kente doğru ilerliyor.

        Düzenlenen hava akınları sonrasında yolun belirli bir noktasında biri ambulans olmak üzere tahrip edilmiş araçlar ve çevrelerinde en az 5 ceset olduğu görüldü.

        BİNGAZİ'DE ÖNCEKİ GÜN VE DÜN 90'I AŞKIN KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

        Libya'nın doğusundaki Bingazi kentinde önceki gün ve dün yaşanan çatışmalarda 90'dan fazla kişinin öldüğü bildirildi.

        AFP'nin muhabirlerine ve hastane kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, muhaliflerin kalesi konumunda bulunan Bingazi'de Cuma akşamı ve Cumartesi günü şiddetli çatışmalar meydana geldi.

        Libya lideri Muammer Kaddafi'ye bağlı güçlerin saldırısı üzerine çıkan çatışmalarda 90'ı aşkın kişinin öldüğü, hastane kaynakları ve bölgedeki gazeteciler tarafından ifade edildi.

        "LİBYA KAN AĞLARKEN, BİZ ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI OTURUP SEYREDEMEYİZ"

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Libya kan ağlarken, Libya gözyaşı dökerken, biz elimiz kolumuz bağlı oturup seyredemeyiz '' dedi.

        Erdoğan, Cidde Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin katettiği büyük değişimde bir başka önemli etkenin de aktif dış politika olduğunu söyledi. Komşularıyla problem yaşayan bir ülkenin ekonomisini büyütemeyeceğini, refahını artıramayacağını çok iyi bildiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

        ''Dışa açık bir ekonomi olarak Türkiye, bölgesel ve küresel hadiseleri çok yakından takip ediyor; bölgesel ve küresel istikrarı, kendi istikrarı için kaçınılmaz bir ön şart olarak görüyor.

        Burada, hem Türkçe'de hem Arapça'da bulunan şu güzel atasözünü, önemine binaen söylemekte fayda görüyorum; Araplar 'el caar, gable eddar' diyorlar, biz ise aynı anlamda 'ev alma, komşu al' diyoruz. Geçmişte, komşu kavramı, yakın ev, yakın mahalle olarak görülüyordu. Bugünün dünyasında ise ülkeler, coğrafyalar, artık yanı başımızdaki ev kadar yakınımızda duruyorlar. Yine bugünün dünyasında, yakınımızda meydana gelen bir hadise, kaçınılmaz olarak bizleri de etkiliyor; ekonomiyi, refahı, büyüme ve kalkınmayı da doğrudan etkiliyor.

        Burada sadece bir örnek vermek isterim; Irak'ta uzun yıllar boyunca devam eden istikrarsızlık, bölgenin tüm ülkeleri kadar Türkiye'yi de etkilemiş, hatta diğerlerine göre daha fazla etkilemiştir. Türkiye'nin dış ticareti, yatırımları, turizmi üzerine, Irak'ta yaşanan acı hadiselerin gölgesi düşmüştür. Kuzey Irak'ta kendisine zemin bulan terör örgütü, Türkiye'nin huzur ve iç barışına kastetmiş, bu da siyaset ve ekonomi üzerinde olumsuz faturalar ortaya çıkarmıştır. İşte bu nedenle biz, Türkiye olarak, kendi istikrar ve huzurumuz kadar, bölgenin istikrar ve huzurunu da önemsiyoruz.

        Irak huzursuzken biz huzurlu olamayız, Lübnan mutsuzken biz mutlu olamayız, Mısır, Tunus değişirken biz buna bigane kalamayız. Libya kan ağlarken, Libya gözyaşı dökerken, biz elimiz kolumuz bağlı oturup seyredemeyiz. Filistin'de çocuklar ölürken, Filistin'de masum siviller, yaşlılar, kadınlar, fosfor bombaları altında can verirken, biz hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Şunu burada, altını çizerek ifade etmek istiyorum; Biz, bölgemizdeki her ülkenin toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına saygılıyız. Biz, hiç bir ülkenin iç işlerine karışmadık ve asla da karışmayız. Hiçbir ülke üzerinde gizli hesaplarımız, gizli niyetlerimiz olamaz. Türkiye'nin ekseni bellidir, dış politikada eksenimiz bellidir ve gayet açıktır.

        Tunus Tunuslularındır, Mısır Mısırlılarındır, Bahreyn Bahreynlilerindir, Cezayir Cezayirlilerindir, Irak Iraklılarındır. Biz, o ülkelerin yer altı veya yer üstü zenginliklerinin tarafı değiliz. Biz, bölgesel barışın tek tek ülkeler için hayati derecede önem arz ettiğine inanıyor, sadece ve sadece bölgesel barış için katkı sunmaya çalışıyoruz.

        Hele hele, 'yeni Osmanlıcılık' gibi bir iddiayı, böyle bir ithamı kabul etmemiz asla ve asla mümkün değildir. Bu iddia, Türkiye'nin barış çabalarını, barış için yaptığı katkıları engellemek için ortaya atılmış art niyetli bir iddiadır.''

        Herkesin, her ülkenin Türkiye'den emin olmasını, her ülkenin, Türkiye'nin dostluğundan, kardeşliğinden, barış, istikrar ve güvenlik çabalarından emin olmasını isteyen Erdoğan, ''Türkiye'nin samimi çabalarından rahatsız olanlar, bölgede kan üzerine dış politika inşa etmeye çalışanlardır. Türkiye'nin samimi işbirliği çabalarından rahatsız olanlar, kendi kirli çıkarlarının sona ermesinden tedirgin olanlardır. İşte onun için biz, bölgede sadece ve sadece 'kardeşlik' diyoruz. Bizim bölgede, dayanışmadan, paylaşmadan, işbirliğinden, yani kardeşlikten öte bir gayemiz yoktur ve olmayacaktır'' diye konuştu.

        ''BİRLİKTE SEVİNDİK, BİRLİKTE HÜZÜNLENDİK''

        Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

        ''Bağdat'ın, Kudüs'ün, Gazze'nin derdi, nasıl Suudi Arabistanlı kardeşlerimin derdiyse bizim de derdimizdir. Kabil'in meselesi nasıl Riyad'ın meselesiyse bizim de meselemizdir. Kahire, Tunus, Bingazi, Beyrut hüzünlendiğinde nasıl ki Cidde hüzünlenirse, biliniz ki Ankara da o kadar hüzünlenir. Amman, Şam, San'a, Manama sevindiğinde, Mekke ve Medine ne kadar sevinirse, biliniz ki İstanbul da o kadar sevinir. olayın aslı budur.

        Burada, tarihi bir gerçeği de sizlere hatırlatmak isterim; Türk İstiklal Marşı'nın yazarı, Milli Şairimiz ve büyük mütefekkir Mehmet Akif, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Hicaz'a, Medine'ye gelmiş, Kral Abdullah Bin Abdülaziz Es Suud'la görüşmek için aylarca Medine'de çöl fırtınalarının dinmesini beklemişti. Mehmet Akif'in, şu hissiyatını burada bir kez daha hatırlatmak isterim; Diyor ki Akif: Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez...' Evet. Bu coğrafyada bizim yüreklerimiz, kalplerimiz her zaman toplu halde çarptı. Biz, bu coğrafyada her zaman bir ve beraber olduk, birlikte sevindik, birlikte hüzünlendik. Tarihimiz ne kadar ortaksa, biliniz ki geleceğimiz de o kadar ortak olacaktır. Biz Türkiye olarak, sadece ve sadece bu hissiyatla hareket ediyor, bölgesel meseleleri çözmek suretiyle huzurlu bir gelecek inşa etmenin mücadelesini veriyoruz.

        Bu bölgede, özellikle İsrail'in, işte bu gerçeği anlaması gerekiyor. Kan ve gözyaşını hakim kılan düzen, Filistin'e ve bölge ülkelerine zarar verdiği gibi, aslında İsrail'in kendisine de zarar veriyor.

        Bölgedeki istikrarsızlık, Suudi Arabistan'ı, Ürdün'ü, Mısır'ı, Suriye ve Türkiye'yi ne kadar etkiliyorsa, İsrail'i ve İsrail halkını da o kadar etkilemektedir. İsrail Hükümeti, şiddet politikalarıyla sadece Filistin'e zulmetmekle kalmıyor, esasen kendi halkına da zulmediyor.

        Bölgede kan döken, bölgede sivillere saldıran, çocukları katleden, Akdeniz'de korsanlık yaparak uluslararası sularda yardım gemilerine saldıran bir hükümet oldukça, ne bölge ne de İsrail refah içinde olur. İsrail Hükümetinin bu gerçeği artık fark etmesini, Filistinlilere olduğu kadar kendi halkına da zulmetmekten vazgeçmesini bekliyoruz ve bu yöndeki çağrımızı burada yineliyoruz. Dünya değişirken, bölge değişirken, İsrail de değişmeli, kendisini, kendi politikalarını sorgulamalı, bölge ülkelerinin ve kendi halkının sesine, taleplerine kulak vermelidir.''

        Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, bölgenin huzur ve istikrarı için, tüm taraflara diyalog çağrısını kararlı şekilde sürdüreceğini dile getirdi.

        Türkiye'nin, bölgede her tarafla, her kesimle diyalog kurabildiğini, herkesle konuşabildiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu imkanının, bölgedeki dost ve kardeş ülkeler için de bir imkan ve bir fırsat olduğunu vurguladı. Erdoğan, bölgesel meselelerin çözümü için, daha fazla dayanışma, daha fazla işbirliği içinde olunması gerektiğini kaydetti.

        "HADİSE HİÇ ARZU ETMEDİĞİMİZ BİR YERE GELMİŞTİR''

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Askeri müdahalenin, bu operasyonun bir an önce sonuçlandırılmasını, Libya'nın bir an önce istikrara kavuşmasını arzuluyoruz'' dedi.

        Erdoğan, Cidde Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada değişimin önemi üzerinde durdu. 20. yüzyılın her alanda büyük değişimlerin yaşandığı bir yüzyıl olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 21. yüzyılın da değişimin güçlü ve hızlı şekilde devam ettiği bir yüzyıl olduğunu söyledi.

        Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

        ''Şunu artık çok net olarak görüyoruz; değişim, kaçınılmazdır. Değişim, ihmal edilemeyecek, ıskalanamayacak, ertelenemeyecek bir süreçtir. Değişim kadar önemli olan mesele, değişime liderlik etmek, halkın önünden giderek değişime olumlu yönde istikamet çizebilmektir.

        Şu gerçeğe özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum; mukaddes kitabımızın daha ilk kelimeleri, hem Besmele'de, hem de Fatiha suresinde, dikkat ediniz, 'Rahman' ve 'Rahim' kelimeleri, yani 'Esirgeyen' ve 'Bağışlayan' kelimeleridir.

        Bu din, Mekke'nin çetin coğrafyasında kök salmaya başlarken, en önce kız çocuklarının diri diri gömülmesini, kadınların aşağılanmasını, anne babaya kötü muamele edilmesini yasaklamış, kul hakkını, yetim ve öksüz hakkını gözetirken, hayvanlara, bitkilere dahi şefkatle muameleyi emretmiştir.

        Savaş sırasında dahi sivillere, kadınlara, çocuklara, yaşlılara dokunmamak, ders alınması gereken anlamlı bir hassasiyettir. Bu din öyle kucaklayıcıdır ki, çok kısa sürede Orta Asya'nın içlerine, Uzak Doğu'ya, Çin'e, Hint'e, Amerika kıtasına kadar nüfuz etmiş, mazlumların, ezilmişlerin, çaresiz ve kimsesizlerin umudu, dayanağı, gücü olmuştur.''

        Tüm semavi dinlerde olduğu gibi, İslam dininde de canın kutsal ve mübarek olduğunu, insanın malının ve canının dokunulmaz olduğunu vurgulayan Erdoğan, insanın insana zulmüne asla müsamaha gösterilemeyeceğini dile getirdi.

        "KOLTUKLAR LİDERE GÜÇ KATMAZ LİDERLER KOLTUKLARA GÜÇ KATAR"

        ''Ben her zaman söylüyorum, şahsımdan başlayarak söylüyorum, bütün miting meydanlarında söylüyorum, 'Hasibu enfüseküm kable en tuhasebu'... Hepimizin gideceği yer, en nihayetinde kara topraktır. 'Küllü nefsin zaikatül mevt' diyor ilahi mesaj. Her nefis ölümü tadacaktır...

        Yarın her nefis, yaptıklarından sorulacak, yaptıklarından hesaba çekilecektir. Bizim için geride kalacak olan nedir? Bu dünyada yaptıklarımız... Eğer hayır işlemişsek bizimle o gelecektir. Kefenimizden başka bir şey var mı? Hoca efendi cenaze namazını kıldırırken orada 'başbakan niyetine' demeyecek, 'bakan niyetine' demeyecek. Trilyoner olsan ne olur? 'Trilyoner' demeyecek. Ne diyecek? 'Er kişi niyetine, hatun kişi niyetine' diyecek. Gömecekler mezara ve gidecekler... Kimse bizimle beraber mi? Değil. Herkes çekip gidecek. Biz yaptıklarımızla kalacağız. Eğer geride güzellikler bırakmışsak, geride kalanlar 'Allah ondan razı olsun' diyecek. İşte bu, bütün mesele bu... Bunu başarmaya mecburuz. Koltuklar liderlere güç katmaz, liderler koltuklara güç kazandırır. Bunu böyle bilmemiz lazım.''

        Başbakan Yardımcısı Arınç: Türkiye Libya'ya düzenlenen operasyona katılmayacak

        Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Birleşmiş Milletler(BM)'in aldığı karar doğrultusunda Türkiye'nin Libya'ya düzenlenen operasyona katılmayacağını belirtti. Arınç, BM'nin Gazze ve Filistin ile başka bölgelerde yaşanan olaylarda da aynı şekilde hareket etmesini istedi.

        Arınç, Denizli Polisevi'nde Denizli Valisi Yavuz Erkmen, Belediye Başkanı Osman Zolan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamları ile kahvaltıda bir araya gelerek ilin sorunlarını görüştü. Arınç, basına kapalı gerçekleşen toplantı sonrası gazetecilerin Libya'ya yönelik operasyonla ilgili sorularını cevaplandırdı.

        Türkiye'nin bu operasyonlara katılıp katılmayacağı şeklindeki soruyu Arınç, ''Türkiye'nin operasyonlara katılma durumu yok. Bu konudaki görüşümüzü daha önce hem Başbakanımız hem Dışişleri Bakanımız ifade ettiler. Operasyonlar an be an takip ediliyor. Dışişleri Bakanlığımız bu konuda kriz masası oluşturdu. Hadiseleri takip ediyoruz." dedi.

        Libya'da masum halkın kanı dökülmeden, muhalefete karşı ve halka karşı yürütülen sindirme hareketlerine son vermek konusunda BM'nin aldığı kararın takip edildiğini vurgulayan Arınç, "Türkiye bu konuda geçmişten bu yana taşıdığı misyonu devam ettiriyor. Umarız kısa sürede Libya'da normalleşme olur ve halkın can ve mal güvenliği kısa sürede sağlanır." diye konuştu.

        Gazetecilerin, Libya'da BM kararının hemen ardından hava saldırısına başlanıldığını, ancak geçmişte Filistin ve Bosna Hersek'te benzer müdahalenin yapılmadığını ve bu konuda çifte standart olup olmadığına yönelik bir soru üzerine ise Arınç, şunları kaydetti:

        "Çifte standart sadece bu konuda değil, hemen hemen her konuda dünyada yaşanıyor. En şikayetçi olduğumuz konulardan birisi. Ama burada bir oydaşma içerisinde BM'nin aldığı bir karar var. Bu kararın uygulanmasında bazı ülkeler ön plana çıkmak istiyorlar. Belki onların davranışları eleştirilebilir. Ama Türkiye bu konuda üzerine düşeni, büyük bir devlet olarak yapıyor. Gazze'de, Filistin'de ve başka bölgelerde yaşanan olaylara karşı gönül isterdi ki aynı şekilde Birleşmiş Milletler veya başka anlaşmalarla insanlar, ülkeler harekete geçebilsin."

        OPERASYON NASIL BAŞLADI?

        Operasyon, Fransız uçaklarının dün TSİ 18.45'te bir Libya askeri aracına ateş açmasıyla başladı. Fransız savaş uçakları, Kaddafi güçlerine ait 4 tankı Bingazi'nin güneybatısında vurdu. Fransa, operasyonun muhalif güçlerin merkezi olan ve Kaddafi güçlerinin hedeflediği 670 bin nüfuslu Bingazi kentinin çevresindeki 100-150 kilometrelik bir bölgede yoğunlaştığını açıkladı.

        LİBYA TELEVİZYONU: BİR FRANSIZ UÇAĞI DÜŞÜRÜLDÜ

        Libya devlet televizyonu, Trablus yakınlarında bir Fransız uçağını düşürdüğünü duyurdu. Fransa Genelkurmay Başkanlığı ise uçağının düşürüldüğü yolundaki haberi yalanladı.

        ABD'DEN FÜZE SALDIRISI

        Fransa'nın harekatının ardından Akdeniz'de konuşlu ABD savaş gemilerinden de Libya'daki hava savunma sistemlerine füze saldırıları düzenlendi. Amerikalı savunma yetkililerince Washington'da düzenlenen brifingde, Libya'nın kıyı şeridindeki hedeflerin vurulmakta olduğu belirtildi. Koalisyon güçlerinin, özellikle başkent Trablus ile Misrata çevresindeki hedefleri vurdukları bildirildi. Yetkililer, Bingazi çevresinde çok büyük bir operasyonun planlanmadığını ifade etti. Amerikalı yetkililer, ABD'nin operasyonda öncü konumda olduğunu belirterek, ABD savaş uçaklarının da operasyonlara dahil olacaklarını kaydetti. Bölgede koalisyon güçlerine ait yaklaşık 25 savaş gemisi ile 3 ABD denizaltısı olduğu, 5 ABD keşif uçağının da operasyonda yer aldığı ifade edildi. Operasyonlara, şu anda ABD, Fransa, İngiltere, Kanada ve İtalya'dan oluşan koalisyon güçleri katılıyor. Koalisyon güçlerinin operasyonunun, ABD Afrika Komutanlığı'nda olduğunu belirten askeri yetkililer, ABD'nin harekata katılım kapasitesine elektronik saldırının da dahil olduğunu açıkladı.

        112 FÜZEYLE 20 HEDEF VURULDU

        ABD ve İngiliz savaş gemileri ve denizaltılarından 112 seyir füzesi fırlatıldığı, toplam 20 hedefin vurulduğu açıklandı. ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, hedef alınan noktaların, koalisyon güçleri hava kuvvetleri pilotları için tehlike yaratabilecek hedeflerle, sivillere zarar vermesi mümkün olabilecek hedefler olduğunu belirtti.

        ABD: KADDAFİ'NİN HAVA SAVUNMASINA CİDDİ ZARAR VERİLDİ

        Adının açıklanmasını istemeyen ABD'den ulusal güvenlik yetkilisi, "Kaddafi'nin hava savunma sistemleri ciddi şekilde etkisiz hale getirildi. Kaddafi'nin ve ona bağlı kara kuvvetlerinin saldırılara karşılık olarak ne yapabileceğini tahmin etmek için henüz çok erken" diye konuştu.

        OBAMA: KARA GÜCÜ GÖNDERMEYECEĞİZ

        Brezilya'da bulunan ABD Başkanı Barack Obama, yaptığı açıklamada, Kaddafi'nin kendi halkına karşı saldırmayı sürdürdüğünü ve uluslararası topluma, operasyondan başka bir seçenek bırakmadığını kaydetti. Obama, "sınırlı bir operasyon için yetki verdiğini" ifade etti. "Askeri operasyon bizim ilk tercihimiz değildi" diyen Obama, "bir tiranın, kendi halkına, 'acıma olmayacak' dediğini" bunun da başka şans bırakmadığını kaydetti. Obama, ABD'nin Libya'ya kara güçleri göndermeyeceğini belirtti.

        İRAN KOALİSYONUN NİYETİNDEN ŞÜPHELİ

        İran, ''Koalisyon Güçlerinin Libya'da Kaddafi yönetimine karşı saldırısının yeni bir sömürgecilik niyeti taşıdığından şüphe ettiğini'' bildirdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, Koalisyon Güçlerinin Kaddafi yönetimine karşı askeri operasyonuyla ilgili olarak, ''Sultacı ülkelerin sabıka ve tutumlarına baktığımızda, onların zulüm altındaki ülkeleri işgaldeki niyetlerinin şüphe götürdüğünün görüldüğünü'' söyledi. Bu ülkelerin, ilk başta halkları himaye için harekete geçtiğini, ancak daha sonra işgal ettikleri ülkelerde askeri üs kurarak kendi çıkarlarını koruduklarını ifade eden Mihmanperest, bunun yeni bir tür sömürgecilik ve hegemonyacılık olduğunu bildirdi. Mihmanperest, her ülke halkının ve onların meşru taleplerinin desteklenmesini savunduklarını ifade etti. Mihmanperest, Bahreyn ve Yemen'e yabancı müdahalenin bölge güvenliği için tehdit oluşturduğunu belirtti.

        KOALİSYON GÜÇLERİNE TEPKİ YAĞIYOR

        Libya'daki operasyon devam ederken ülkelerden tepki sesleri de yükselmeye başladı.

        EN SERT TEPKİ RUSYA'DAN

        Rusya Dışişleri Bakanlığı, Libya'da operasyonlara başlayan ülkelere, "ayırt etmeksizin güç kullanmaya son vermeleri" çağrısında bulundu.

        Bakanlık Sözcüsü Aleksandır Lukaşeviç yaptığı yazılı açıklamada, başkent Trablus dahil en az 4 kentte askeri olmayan hedeflerin de vurulduğuna dair bilgiler geldiği belirtilerek, bir hastanenin, yollar ve köprülerin de tahrip edilen yerler arasında olduğu ifade edildi.

        Açıklamada, bu kapsamda, ilgili ülkelerin, "ayırt etmeksizin güç kullanmaya son vermeleri" çağrısı yapılarak, BM Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararının operasyonlara gerekçe olarak kullanılmasının kabul edilemeyeceği, bu tür güç kullanımının, kararda belirtilmiş olan, sivillerin korunması hedefinin dışına çıktığı belirtildi.

        İRAN: KOALİSYON GÜÇLERİNİN NİYETİNDEN ŞÜPHELİYİZ

        İran, ''Koalisyon Güçlerinin Libya'da Kaddafi yönetimine karşı saldırısının yeni bir sömürgecilik niyeti taşıdığından şüphe ettiğini'' bildirdi.

        İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanperest, Koalisyon Güçlerinin Kaddafi yönetimine karşı askeri operasyonuyla ilgili olarak, ''Sultacı ülkelerin sabıka ve tutumlarına baktığımızda, onların zulüm altındaki ülkeleri işgaldeki niyetlerinin şüphe götürdüğünün görüldüğünü'' söyledi.

        Bu ülkelerin, ilk başta halkları himaye için harekete geçtiğini, ancak daha sonra işgal ettikleri ülkelerde askeri üs kurarak kendi çıkarlarını koruduklarını ifade eden Mihmanperest, bunun yeni bir tür sömürgecilik ve hegemonyacılık olduğunu bildirdi.

        Mihmanperest, her ülke halkının ve onların meşru taleplerinin desteklenmesini savunduklarını ifade etti.

        Bahreyn ve Yemen'deki halk hareketleri ve yabancıların müdahalesine de değinen Mihmanperest, bu ülkelerde haklarını barışçıl yöntemlerle talep eden halka yönelik şiddeti ''kabul edilemez'' olarak değerlendirdi.

        Mihmanperest, Bahreyn ve Yemen'e yabancı müdahalenin bölge güvenliği için tehdit oluşturduğunu belirtti.

        İKİNCİ BÜYÜK İTİRAZ ÇİN'DEN

        Rusya'nın ardından Çin Dışişleri Bakanlığı da Libya'da istikrarın en kısa sürede sağlanmasını istediğini bildirirken, düzenlenen operasyondan dolayı "üzüntü duyduğunu" açıkladı. Çin ayrıca operasyonun sivil can kaybını artırmasından endişe duyduğunu ifade etti.

        AJANSLAR VE HABERTURK.COM

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ