Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya ABD'de sorgulama günü

        HABERTURK.COM DIŞ HABERLER SERVİSİ

        11 Eylül saldırılarının 10. yıldönümünde ABD medyası o günden bu yana olanları sorguluyor. Ana temalar ise:

        Ülke içinde partilerin giderek birbirinden ayrışarak, ülkenin saldırıdan sonraki birlik ve beraberlikten uzaklaşan ve giderek bölünen bir yapıya doğru gitmesi,

        11 Eylül saldırılarının ardından 'ABD'nin yurtdışında Irak ve Afganistan işgali ile başlattığı saldırgan ve diğer devletlerin çıkarlarını göz ardı eden tek taraflı dış politikasına' yönelik olarak, kadim müttefiklerinde dahi giderek artan bir şüphe, kaygı ve tepkinin oluşması ve 11 Eylül sonrası izlenen dış politikanın savaş harcamalarının artmasıyla ülkeye çıkardığı maliyet,

        Saldırının ardından imzalanan ve devlet istismarına yol açan Patriot Act adlı kanun ile ülkede terörizm ile mücadele adına insanları izleme ve takibin, muhbirliğin artması ve ABD anayasasında yer alan sivil özgürlüklerin ihlal edilmesi,

        etrafında yoğunlaşıyor.

        VOICE OF AMERICA

        10 yıldır düşüş yaşanıyor, bölünmüş durumdayız

        Ülkede nasıl bir ruh halinin oluştuğunu ortaya koymak için anketçilere söz vermiş,

        Anketçi ve politik stratejist Mark Penn,"insanlar ülkede işlerin yolunda olmadığını düşünüyor ve pek çok insan 11 Eylül'den sonra Amerika'nın on yıldır süren bir düşüş yaşadığını düşünüyorlar".

        Bir başka anketçi olan Peter Brown ise "Saldırının hemen ardından bu ülke Pearl Harbor'daki gibi birlik ve beraberlik içinde olduğunda küçük bir umut vardı. Fakat bu umut hızla yok oldu ve biz çok ama çok parçalanmış bir ülke haline geldik."

        Foundation for the Defense of Democracies'ten Clifford May "Çok bölünmüş durumdayız ve iki partinin biraraya geldiğini görmek istediğim ulusal güvenlik

        konusunda bölünmüş durumdayız, çok uzun zamandan beri bölündük."

        NEW YORK TIMES

        Jill Abrahamson'ın "Mission Unfinished" (Tamamlanmamış Görev) adlı makalesinden;

        İstikrarsızlık devam ediyor

        Amerika'nın 10 yıldır süren alacakaranlığında, multi milyar dolarlık işgalde Afganistan yüksek oranda istikrarsız kalmayı sürdürüyor, Pakistanlılar bize eskisinden daha az güveniyorlar ve hala 'yapılan bu büyük şeylerin nasıl sonuç vereceği' kesin değil.

        Tarihin en uzun çatışması

        Afganistan'ın başlangıçta işgali süratli ve başarılı oldu fakat sonra Amerikan askerleri için tarihin en uzun çatışmasına dönüştü.

        ABD Afganistan'a binlerce asker gönderdi, 1600'den fazla asker öldürüldü. Dünyanın en istikrarsız bölgelerinden birinde istikrarlı bir müttefik yaratmak için Afganistan'a 51.8 milyar dolar sivil ve askeri yatırım yapıldı. Onun komşusu olan, El Kaide'nin gizlendiği yer olan Pakistan'a 207 milyar dolar para yollandı,

        Son on yıl fikirlerimizi değiştirdi

        Son on yıl modern savaşın ne olduğuna, gölge düşmanlara ve dönek müttefiklere dair fikrimizi değiştirdi. Ulus olarak 11 Eylül'de kaybettiğimiz 3000 insanın yasını tuttuk fakat bunun aynısını o zamandan bu yana- 10 yılda-ölenler için yapmadık, buna NATO askerleri ve Afgan vatandaşları dahil.

        Afganistan bir ABD'li için hala uzak ve mistik bir ülke

        Afganistan çoğu ABD'liler için hala uzaklarda mistik bir yer. Görece çok az sivil- diplomatlar, gazeteciler ve yardım kuruluşu çalışanları- bölgede üstlendiğimiz şeyin ne olduğunu birinci elden gördü.

        Gelinen noktada: İhtiyatlı iyimserlik

        Bölgedeki NATO'lu müttefikler ve Amerikalı sivil ve askeri yetkililerle konuşulduğunda görüşlerini aynı iki kelime ile tanımlıyorlar: ihtiyatlı iyimserlik.

        İyimserliği destekleyecek somut gelişmelerden alıntı yapıyorlar: Bin Ladin'in öldürülmesi, Taliban'ın Afganistan'da iktidardan uzaklaştırılması, sivil bir hükümetin kurulması, El Kaide'inin çözülmesi, liderlerine yönelik yapılan başarılı insansız hava aracı saldırıları, okulların inşası, kız öğrencilerin okullara alınması...

        Fakat aynı zamanda yetkililer ihtiyatlı. Taliban yeniden tutunma noktası buldu, bazı yerlerde bundan daha ötesine geçti. İsyancıların ölümcül saldırıları Afganistan'ı ve Pakistan'ı derinden istikrarsızlaştırmayı sürdürüyor. Her iki ülke hükümetindeki bölgeye özgün yolsuzluk onları güvenilmez müttefikler yapıyor....

        Sonucu görememek

        Afganistan'ı terk etmekte olan ABD elçisi Karl W. Eikenberry 'Büyük şeylerin nasıl sonuç verdiğini görememenin en büyük üzüntüsü olduğunu söyledi.

        WASHINGTON POST

        "How 9/11 sense of purpose gave way to partisan divisions"(Kararlılık ve azim duygusu yaratan 11 Eylül nasıl partizan bir bölünmeye yol açtı) adlı makaleden;

        11 Eylül birliği yok oldu

        Bugünün aşırı ısınmış, aşırı partizanca ortamını o zaman hayal etmek neredeyse imkansız görünüyor. 11 Eylül terörist saldırılarının ardından haftalarca iki partinin kongre liderleri kendilerini sadece güvenilir müttefikler olarak görmüyor ayrıca vazgeçilmez ortaklar olarak değerlendiriyordu.

        ABD partileri arasında kırılma noktası

        Sonra Senato'daki azınlığın lideri Trent Lott, bir Ekim akşam üstü Mike Mansfield Room of Capitol'de netleşmiş olan gerçekliği değiştirdi kendi parti toplantısında Bush yönetiminin bir başka saldırıyı önlemek için daha geniş yetkiler istemesi nedeniyle muhafazakarlarla mücadele etmeye başlamıştı.

        Irak savaşı politik bölünmeyi derinleştirdi

        11 Eylül saldırısının beşinci yıl dönümünde, Irak savaşı nedeniyle çok fazla kin birikmişti, ulusal güvenlik konusu dahi ülkeyi biraraya getiremedi. Derin bir politik bölünme gelişiyordu.

        On yılın ardından ulusal değerlere dair temel konularda dahi geri dönülemez ayrışma

        Ve şu anda, her şeyi değiştirdiği düşünülen olaydan sadece on yıl geçtikten sonra, iki partinin araları, sadece çoktandır devam eden filozofik sorularda ve hükümetin büyüklüğü ve rolü konusunda değil aynı zamanda bizim ulusal değerlerimize dair daha temel konularda, geri dönülemez bir şekilde açıldı.

        BİR DİĞER MAKALE

        Küresel dayanışma kısa sürdü

        Aynı gazeteden bir değer makale, "After 9/11 Global Solidarity Short Lived" (11 Eylül küresel dayanışması kısa sürdükten sonra)

        ABD dış politikasını kadim müttefikler bile eleştiriyor

        Pew Research Center's Global Attitudes Project, Mısır'dan Pakistan'a, 11 Eylül saldısının ardından 10 yıl geçtikten sonra ABD ve onun politikalarına yönelik olarak müslümanların büyük bir çoğunluğu olumsuz fikirlere sahip diyor. Hatta Avrupa'daki ABD'nin kadim müttefikleri arasında dahi ABD tek taraflı hareket ediyor ve büyük ölçüde ve dış politika kararlarında diğer ülkelerin çıkarlarını dikkate almakta başarısız olarak görülüyor.

        Çin gibi bazı ülkelerde ABD'ye yönelik düşmanlık ve ABD'nin niyetine yönelik şüpheler derinleşti.

        NEW YORK TIMES

        "New York Times Civil Liberties Today" adlı makaleden,

        11 Eylül sivil özgürlükleri sarstı

        Tarihsel standartlara göre, 11 Eylül saldırısına yönelik iç hukukun yanıtı sivil özgürlüklerde depreme yol açmasa da sarsıntı yarattı. Hatta bu değişiklikler kanunda temel değişiklikler yapmaktan ziyade büyük ölçüde hukuki uygulamaların önceliklerinin yeniden düzenlenmesinin bir sonucu oldu.

        Terörizmi önleme kanunu devlet istismarına yol açtı

        ABD Patriot Act'i düşünün. Bu Orwelci lokmanın kısaltılmışı: Uniting and Strengthening America by Providing Appropriate Tools Required to Intercept and Obstruct Terroism Act of 2001( Terörizmi Engellemek ve Durdurmak için Gerekli Uygun Gereçlerin Sağlanması Yoluyla Amerika'yı Birleştirmeye ve Güçlendirmeye Yönelik 2001 tarihli kanun). 300 sayfadan fazla olan bu kanun, saldırının ardından yedi haftada kongreye gitti. Hızla devlet istimarının ve ötesinin bir çeşit stenosu haline geldi.

        Hükümetin izleme, takip yetkileri arttı

        Patriot Act tartışmasız bir şekilde hükümetin izleme, takip yetkilerini ve ceza kanunlarının bazılarının kapsamını genişletti.

        Yeni paradigma

        Saldırıların ardından başsavcı John D. Ashcroft yeni bir paradigma ilan etti. Şu an terörist saldırıları önlemek, suçluları suç işlendikten sonra cezalandırmaktan daha önemli.

        Dini ve karşıt görüşlü grupların takibi ve izlenmesi arttı, Müslüman grupların içine muhbir yerleştirildi

        Yeni paradigma tehlikeli olduğu düşünülen insanların yakalanmasını teşvik etti... dini ve karşıt görüşlü grupların izlenmesini arttırdı.... ABD anayasasında korunduğu düşünülen faaliyetler üzerine baskı oluşturdu. Ve müslüman topluluklar içine muhbirler yerleştirildi, bu da kültürül şüphe ve tuzak suçlarının artmasına neden oldu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ