Kobani'den kaçanlar, sınıra akın etti

Veysi İPEK-Şefik DİNÇ/ŞANLIURFA

Kobani'deki IŞİD saldırısından kaçışlar bugün de sürerken, ilk gün sınırı geçip Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine gelen Suriyelilerden bazıları akrabalarına giderken, bazıları belediyenin taziye evleri, okullar ve camilerde kaldı, bazıları ise geceyi sokakta ve parklarda geçirdi. Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, 40-45 bin kişinin Türkiye'ye geldiğini belirterek, barınmaları için Suruç ilçesine 15-20 bin kişilik yeni bir çadır kent kurulacağını söyledi.

GECEYİ AKRABALARI, TAZİYE EVİ, OKUL VE SOKAKLARDA GEÇİRDİLER

Suriye'nin kuzeyindeki Kobani bölgesinden IŞİD saldırılarından kaçanlar için dün sınırın açılmasının ardından kaçışlar bugün de kısmen sürdü. Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine bağlı Aşağı Oyuklu köyü ile Mürşitpınar beldesinden tel örgüler kesilerek asker ve polisin gözetiminde Türkiye'ye girişlerine izin verilenlerin sayısı yaklaşık 45 bine ulaştı. Çocuk ve kadın sayısının fazlalığı dikkat çekerken, gelenlerin bir kısmı Şanlıurfa ve ilçelerinin yanı sıra Mersin, Gaziantep, Diyarbakır, Mardin gibi illerdeki akrabalarının yanına gitti. Bazı kişiler ise, okullar ve belediyenin taziye evlerine yerleştirildi. Kalacak yer bulamayanlar ise geceyi sokakta veya parklarda geçirdi. Suruç'ta ekmek fırınları sabaha kadar çalıştı ve vatandaşlar ile belediye ekipleri tarafından alınan ekmekler Suriyelilere dağıtıldı. Bazı vatandaşlar ise evlerinde yaptıkları yemekleri Suriyelilere götürdü. HDP Şanlıurfa Milletvekilleri İbrahim Ayhan ve İbrahim Binici ile DTK Eşbaşkanı ve HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak bölgedeki çalışmaların koordinasyonuna yardım etti. Bölgeden gelen çok sayıda vatandaş, araçlarıyla Suriyelileri karşılayarak misafir olarak ağırlamak üzere evlerine götürdü. Sınırdan hayvanların geçişine ise izin verilmiyor. Mürşitpınar Sınır Kapısı yanında Suruç Kaymakamlığı ve HDP tarafından 4 çadır kuruldu. Kızılay ekipleri, su ve yiyecek dağıtırken, belediye tarafından kurulan çadır aşevinde sıcak yemek servisi yapılıyor.

KAYIT ALTINA ALINIYORLAR

Bu arada Suriyeli mülteciler, Suruç'un Onbirnisan beldesindeki yatılı bölge okuluna götürülüp ailelerin fotoğrafları çekildikten sonra AFAD tarafından kayıtları yapılıyor. Türkiye'de akrabaları olanlar kayıtları yapıldıktan sonra buradan ayrılırken, gidecek ve kalacak yeri olmayanlar da okullara yerleştiriliyor. AFAD, yatılı bölge okulunun bahçesine 35 çadır kurmaya başladı. Her biri 110 metrekare büyüklüğünde olan çadırlar 8 bölmeden oluşacak ve her bölmeye bir aileye yerleştirilecek. AFAD yetkilileri okulun yanındaki araziye de çadır kurulacağını söyledi. Aileleriyle birlikte okula yerleştirilen çocuklar ise bahçedeki spor aletlerinin bulunduğu küçük parkta oynadı.

VALİ: "45 BİN CİVARINDA KİŞİ GELDİ"

Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, "Dün sınırdan kontrollü olarak geçişi yapılarak Türkiye'ye alınan Suriyeli sayısı tespitlerimize göre 40-45 bin civarında. Çok ani göç dalgası oldu, ama bugün itibariyle göç hareketi mevcut değil. Sınırı geçenler buradaki yakınlarının yanına gitti ve yakını olmayanları biz misafir ediyoruz. Gerekli insani yardım her alanda ilgili kurumlar tarafından yapılıyor. Suriyelilere yönelik kalıcı alan konusunda da çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda Suruç ilçesinde 15-20 bin kişilik yeni bir çadır kent kurulması için de çalışmalara başlandı" dedi.

IŞİD İKİ KOLDAN İLERLİYOR

Dün Karamuk köyünü ele geçiren IŞİD'in bugün de geçtiğimiz aylarda Rojava'da özerk bölge oluşumuna dair kutlamaların yapıldığı Alizer köyünün karşısındaki Kobani'ye 15 kilometre mesafedeki Kılhacı köyünü ele geçirdiği öğrenildi. IŞİD'in, hem doğudan, hem güneyden 20 bin civarında militanla ilerleyişini sürdürdüğü belirtiliyor.

DOĞUM YAPTI, BİR GÜNLÜK BEBEĞİYLE KAÇTI

Kaçanlar büyük korku yaşadıklarını ağlayarak anlatıyor. Doğum yaptıktan bir gün sonra Türkiye'ye kaçan Selman Mehame, "Kobani'de yaşıyorduk. Eşim kasaptı. Köyleri bombalayan IŞİD, Kobani'ye doğru geldiği için kaçtık. Dün sabah doğum yaptım Kobani'de. Bebeğimin ismini Mehmet koyduk. Çocuğumun hatırı için eşimden Kobani'yi terk etmesini istedim. Kocam ve 5 çocuğumla beraber şimdi buradayız" dedi. Öte yandan kaçanlardan ismi öğrenilemeyen bir kişinin ise doğum sırasında eşini kaybettiği ve doğan bebeği ile diğer çocuklarını alıp geldiği öğrenildi.

"KARDEŞLERİM IŞİD'LE SAVAŞIYOR, BEN DE DÖNÜP SAVAŞACAĞIM"

Aynbet köyünde yaşayan Ahmet Abbas (22), 8'i kadın ve kız çocuğu olmak üzere 10 aile ferdine refakat etmek için Türkiye'ye geldiğini söyledi. Kardeşlerinin ve babalarının IŞİD'le savaştığını belirterek, "Ben namusumuzu kurtarmak için aileme refakat ettim. Köyümüzün mezrasında kadınları yakaladıklarını gördük. Önce tecavüz edip boğazlarını kesiyorlardı. Aracımızla komşu köye kadar kaçtık. Yaklaşık 10 kilometre yürüyerek sınıra geldik. Ben tekrar geri döneceğim. Kobani'de IŞİD'le savaşacağım. Türkiye kapısını açtığı için minnettarız. Kardeşlerim ve annem Türkiye'ye emanet, buradaki Türklere emanet" dedi.

GECEYİ PARKTA GEÇİREN AİLE: "VATANDAŞLARIN EVE GÖTÜRME TEKLİFİNİ YÜK OLMAMAK İÇİN REDDETTİK"

IŞİD TELSİZLE KADINLARIMIZI PAZARDA SATACAKALRINI SÖYLEYEN ANONSLAR YAPIYORDU

Çapan köyünden kaçan Mehmet Ali Arslan ile Mehmet Arslan kardeşler ise 30 kişilik aile fertleri ile geceyi belediyenin önündeki parkta geçirdi. Vatandaşların eve götürme tekliflerini yük olmamak için reddettiklerini anlatan Arslan kardeşler, köylerine tanklarla giren IŞİD militanlarının insanlarını direklere astığını ve kaleşnikoflarla çatışamadıklarını belirterek, "Amcamızın oğlunun evine havan topu düşünce köyü terk ettik. Yürüyerek sınıra ulaşmaya çalıştık. Ancak geri çekilirken silahlarımızla birlikte geldik. Tanklarla evlerimizin ve köyümüzün yok edilişini izledik. Esir kadınlar vardı ellerinde. Telsizle zırhlı araçlardan Arapça 'Onları pazarda satacağız, erkekseniz önümüze çıkın, neden kaçıyorsunuz?' diye anonslar yapıyorlardı. Acımız Türkiye'de sonlandı Ancak ızdırap içerisindeyiz. Birimiz Kobani'ye giderek YPG saflarında savaşacağız" dedi.

"AKRABAMIZ OLMADIĞINDAN SOKAKTA KALDIK"

Ekmekle karınlarını doyuran 23 kişiden oluşan 3 aile olarak geceyi sokakta geçirdiklerini söyleyen Halil Ahmet, Türkiye'de akrabaları olmadığını ve kalacak yer olmadığını için sokakta kaldıklarını söyledi. Ahmet, geçişlerine izin verildikten sonra bir kaç kilometre yürüdüklerine ve daha sonra da bindikleri bir taksiyle Suruç'a geldiklerini anlattı. Tüm dünyanın IŞİD saldırılarına ve zulmüne seyirci kaldığını ifade eden Halil Ahmet, canlarını kurtardıklarını ve bir gün tekrar köyüne döneceklerini söyledi.

TAZİYE EVİNE YERLEŞTİRİLDİLER

Adının Fatima olduğunu söyleyen 4 çocuk annesi kadın, eşinin biri erkek diğeri kız iki kardeşiyle Kobani'de kaldığını ve PYD saflarında IŞİD'e karşı savaştığını belirterek şöyle konuştu:

"IŞİD 2 yıldır bizi dört bir yandan ablukaya almıştı. Ekmeğimizi, içecek suyumuzu kesti. Bebeklere vereceğimiz süt ve mama bile yoktu. Ama biz buğday ekip un yaptık. Kuyular açtık. Açlık ve susuzluğa da razıydık. Topraklarımızı terk etmedik. Ama namusumuzu IŞİD'in eline bırakamazdık. Bir gün IŞİD bu topraklardan temizlenecek ve bizler geri döneceğiz. Kürtler devletini kurmalı ve kuracak."

Mirfet adlı kadın da 3 çocuğu, gelini ve 2 torunuyla birlikte kaçıp gelenler arasında. Mirfet'in aralarında 3 oğlu ve 1 kızı savaşmak için Kobani'de kalmış.

DÜNYA SEYİRCİ KALDI

Emin Hacer, IŞİD ilerledikçe köy köy, mevzi mevzi kaçtıklarını anlatarak, "İki senedir IŞİD ablukası altındaydık. Tüm dünya o zaman da seyrediyordu, şimdi de seyrediyor. Gidip IŞİD'in kestikleri kafalara, astıkları insanlara baksınlar. Türkiye de, Arap dünyası da Avrupa ülkeri de bu zulme, katliama, vahşete seyirci kaldı. İslam adına yaptıklarını söylüyorlar. Bunların yaptıklarından Allah da peygamber de razı olmaz. Bağdat'tan Şam'a İslam Devleti kuracağız diyorlar. Yahudiler Filistin'de kafa kesmedi. Ama İslam devleti kuracağız diyenler müslümanların kafalarını kesiyor" şeklinde konuştu.