Bankalar Birliği: Teminat varsa limit konulmasın
BDDK'nın, bireysel kredilere gelirin 3 katı kadar limit geleceği açıklaması sonrasında Bankalar Birliği harekete geçti. Birlik, otomobil gibi teminat alan kredilere limit konulmamasını isteyecek
Hakan ÖZENEN / GAZETE HABERTÜRK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Habertürk’ten Rahim Ak’a dün yaptığı görüşmede, ‘tüketici kredilerine de tıpkı kredi kartında olduğu gibi gelire bağlı limit tavanı getirilecek’ açıklamasında bulundu.
Haber üzerine görüşlerine başvurduğumuz, özellikle otomotiv alanında kredi kullandıran bazı finans kuruluşlarının yöneticileri ise Türkiye Bankalar Birliği’nin BDDK’ya henüz taslak aşamasındaki bu girişiminin teminatlı kredileri etkilemeyecek şekilde çıkarılması için görüş bildireceğini belirttiler.
Özellikle otomotiv finansmanı konusunda çalışan TEB Cetelem Pazarlama Müdürü Necip Cihan Tatari, BDDK tarafından hazırlandığı söylenen yönetmeliğin şu anda kendilerine taslak olarak dahi ulaşmadığını belirtti. Tatari, Bankalar Birliği’nin bu konuda bir çalışma grubu oluşturduğunu ve yönetmeliğin konut ve araç gibi teminatlı kredileri etkilemeyecek biçimde çıkarılması için BDDK’ya öneride bulunulacağını belirterek limit dışında kalma ihtimaline işaret etti.
KREDİYE GELİR LİMİTİ
BDDK Başkan Akben, tüketici kredilerine gelirlerin 3 ya da 4 katı kadar bir limit getirmek üzere çalışma yapıldığını açıkladı.
TAŞIT KREDİSİ STOKU 6.3 MİLYARDA TAKILDI
BDDK verilerine göre, 2016 Ocak itibarıyla bankaların toplam taşıt kredisi stoku 6.3 milyar lira seviyesinde bulunuyor. Taşıt kredisi stoku Eylül 2014’ten bu yana 7 milyar liranın altında seyrediyor. Bunun nedeni ise hem bankaların bu alanda çok iştahlı olmaması hem de daha uygun koşullar sunduğu gerekçesi ile taşıt almak isteyen kişilerin, kredi için bankaları değil, oto finansman şirketlerini tercih etmeleri.
ALICILAR DAHA ÇOK KURUMSAL
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar pazardaki alıcıların ağırlıklı olarak kurumsal alıcılardan oluştuğunu belirterek bireylerin araç kredisi kullanımını kısıtlamayı gerektirecek ‘şişmiş’ bir kredi kullanımı oranı olmadığını düşündüğünü belirtti.
