Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Ali Babacan: Merkez Bankası doğru adımlar atıyor - İş-Yaşam Haberleri

        Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Reuters'a verdiği röportajda konuştu. Ekonominin koordinasyonundan sorumlu olarak yaklaşık 10 yıllık görevinden sonra kısa süre önce yerini Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e bırakan Ankara Milletvekili Ali Babacan darbe girişimi sonrası Merkez Bankası'nın doğru adımlar attığını, Türkiye ekonomisinin sağlam olduğunu, bir not indiriminin yanlış bir karar olacağını söyledi.

        Reuters'ın sorularını yanıtlayan Babacan, Türkiye'yi yatırım yapılabilir kredi notuyla değerlendiren Moody's ve Fitch'in bu ay gerçekleştirecekleri not gözden geçirmeleriyle ilgili, "(Türkiye'nin yatırım yapılabilir kredi notunda) bir indirim olursa bu yanlış olur ve 'Niye bunu yaptığınız?' diye sorulduğunda bu kararlarını haklı göstermekte zorluk çekerler" dedi.

        Türkiye'nin kredi notunu darbe girişiminin ardından gözden geçirmeye alan Moody's ve Fitch, yıl başında açıkladıkları takvime göre kredi notu hakkındaki kararlarını sırasıyla 5 ve 19 Ağustos'ta açıklayabilirler.

        "Sayısal değerlendirmelerde Türkiye'nin notunu düşmesi için hiç bir sebep yok" diyen Babacan, makro dengelerinin yatırım yapılabilir notun kazanıldığı dönemden daha iyi seviyelerde olduğunu belirterek, "O güne göre Türkiye'nin borçluluğu, cari açığı daha düşük. Nominal olarak faizler daha düşük, mali disiplin kararlılıkla devam ediyor" dedi.

        "Türkiye'nin şu göstergesi bozuldu da onun için Türkiye'nin notu düştü" gibi bir değerlendirmeyi mümkün görmediğini belirten Babacan, "Niceliksel değil niteliksel değerlendirmelerle bir çalışma yapacaklardır diye düşünüyorum. Eğer konu niteliksel değerlendirme ise dünyada böyle bırakın bir işleyen demokrasiyi sık sık darbeler olmasına rağmen yatırım yapılabilir kredi notu bozulmayan ülkeler var" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

        "Niteliksel açıdan da baktığımızda Türkiye'nin böyle büyük bir riski geçirmiş olması Türk demokrasisinin test edilmiş olması ve böyle bir testten de demokrasinin galip çıkması beklenti kanalından yine olumlu değerlendirilmesi gereken bir faktör diye düşünüyorum. Umarım Türkiye yıllar sonra elde ettiği yatırım yapılabilir notu iki kuruluşta da korur. Böyle bir riskin (darbe) atlatılmış olması olumsuz bir karara sebep olmamalı diye düşünüyorum."

        Not indirimine ilişkin riskin mevcut piyasa fiyatlamalarının içinde olduğuna da dikkat çeken Babacan, "Risk şu anda fiyatların içinde önemli bir ölçüde var" dedi.

        İndirim kararının gelmemesi halinde bunun piyasalara olumlu yansıyacağını da belirten Babacan, "Olur da olumsuz bir şey çıkarsa da 10 yıl Türkiye'yi düşük kredi notuyla da idare ettik" dedi.

        TCMB DOĞRU ADIMLAR ATIYOR

        Kriz dönemlerinde merkez bankalarının çok önemli olduğuna da dikkat çeken Babacan, "TCMB bugüne kadar gerekeni yaptı. Bundan sonra da merkez bankamız günün şartlarında ne gerekiyorsa onu yapacak bir çizgiyi izlemeli. Piyasa şartları ne gerektiriyorsa TCMB onu yapmalı" dedi ve ekledi:

        "Merkez Bankası'nın dikkatli yürümesi gerekir ki şu ana kadar yaptıkları isabetli. İletişim politikalarını da değiştiriyorlar. Biraz daha yakın olacaklar... Bu da olumlu."

        BÜYÜME HEDEFİ ZORLAŞTI AMA HAYAL DEĞİL

        Babacan, büyüme kompozisyona bakıldığında iç tüketimin beklenenden bir patikada ilerlediği, turizm ve dış ticaretin büyümeyi aşağı çeken faktörler olarak ön plana çıktığını ancak büyümede büyük bir sorun görmediğini belirterek, "Bu yıl yüzde 4,5 artık hayal mi? Çok da hayal olmayabilir. Belki ulaşılması zor bir hedef haline gelmiştir ancak Türkiye ekonomisi büyüme konusunda sürekli sürpriz yapan bir ekonomidir" dedi.

        Darbe girişimi sonrasına ilişkin verilerin henüz gelmediğini ancak izlenimin ilk birkaç günden sonra hızlı bir toparlanmaya işaret ettiğini belirten Babacan, "Böylesine büyük bir darbe atlattık, iç tüketim kanalıyla büyümeyi etkileyecek bir durum olmayacak diye düşünüyorum. İç tüketimle ilgili bir problem beklemiyorum, kötüye gideceğine ilişkin bir düşünce de olduğunu düşünmüyorum" dedi.

        TURİZM KAYNAKLI 7-8 MİLYAR DOLAR KAYIP

        Rusya ile kısa süre önce normalleşme eğilimine giren ilişkilerin bugüne kadar ekonomiyi ihracat ve turizm kanalından etkilediğine de değinen Babacan, ihracatın başka ülkelere yönlendirilip ikame edilebildiğini ancak turizmde benzer bir durumun mümkün olmadığını belirterek, "Yani buradaki kayıp daha kalıcı oluyor ve telafisi daha uzun sürüyor" dedi ve şöyle devam etti:

        "Rusya'dan ilişkilerimizin bozulduğu dönemde Rus turist sayısı azaldı. DEAŞ'ın Sultanahmet'te özellikle Alman turistleri hedefleyen terör eyleminden sonra burada da azalma var. Türkiye için Haziran-Temmuz-Ağustos ayları en önemlidir. Haziran ayı ilgili rakamlar açıklandı; turist sayısında yüzde 40 civarında düşüş var. Bu ciddi bir azalış, turizm gelirlerinde bu yıl 7-8 milyar dolarlık bir kayıp olabilir" dedi.

        "Hâlâ çok çok kıymetli Ağustos ayı var; Eylül-Ekim ayları da Rus turistler için uygun... Rusya'da Türkiye özlemi de biriktiği için oldukça hızlı bir şekilde toparlayabilir diye düşünüyorum. Avrupa'daki kayıp ise terör kaynaklı olduğu için telafisi biraz zaman alabilir" dedi.

        KRİZ REFORMLAR İÇİN FIRSAT

        "Reformları hızlandırmak için çok elverişli bir ortam olduğunu düşünüyorum" diyen Babacan, "Böyle bir dönemde tüm ekonomik aktörleri şaşırtacak hızda bir ekonomik reform programı uygulanırsa korkulanlar önleyebileceği gibi Türkiye'nin ekonomik açıdan da bu krizden çok daha güçlenerek çıkmasını sağlayabiliriz" dedi.

        Zor reformların ancak zor şartlarda yapılabildiğine vurgu yapan Babacan, "Mesela Jandarma İçişleri Bakanlığına bağlandı. Ordunun Genelkurmay'ın Kuvvet Komutanlıkları'nın kime nasıl bağlanacağı ile ilgili bir süreç var. Bunlar çok köklü adımlar. Bu köklü adımları cesaretle atabiliyorken ekonomide de köklü adımları cesaretle atmanın büyük faydası olacaktır" dedi ve siyasi partiler arasında son dönemde oluşan diyalog ortamının ekonomik reformlar için de "iyi bir zemin" oluşturduğunu belirtti.

        İlk hafta piyasada yaşanan sert kayıplarının da kısmen terse dönmeye başladığına da dikkat çeken Babacan, ilk hafta yaşanan piyasa tepkisinin de ikinci hafta azaldığına dikkat çekti.

        Piyasalardaki hareketi "yeniden fiyatlandırma" sözleriyle nitelendiren Babacan, "En büyük gürültünün olduğu gerçekten sıkıntının en büyük olduğu haftada hisse senedi piyasasından 220 milyon dolar, DİBS piyasamızdan da 240 milyon dolarlık bir çıkış olmuş. Varlık değerlerine baktığımızda kayıp söz konusu. Ancak bu kayıplar yüksek bir hacimle gerçekleşmiş değil" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ