Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Kur, 15 yılda 3. kez faiz yükselttiriyor - İş-Yaşam Haberleri

        Abdurrahman YILDIRIM / GAZETE HABERTÜRK

        Mart ayından bu yana faiz düşüren ve kur gelişmeleri karşısında geçen ay duran Merkez Bankası bu ay faizi artırdı. Artırımın gerekçesi kurdaki sıçrayışı kontrol altına almak. Faiz düşürme dönemine göre ne farklı denirse de, en büyük fark kurun artışında. Kurun artışı da Türkiye’nin reytinginin yatırım yapılabilir düzeyden düşürülmesiyle başladı. Dolar 23 Eylül’deki 2.9662’den dün 3.4420’ye kadar yükseldi ve 2 ayda TL’ye göre yüzde 15 arttı. Çok hızlı ve de yüksek oranlı artışın bir şok etkisi yapması kaçınılmaz. Merkez Bankası da buna karşı bir önlem aldı.

        *Benim gözlemim Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda kur artışının ele alındığı, yapılan açıklamada olduğu gibi, topun Merkez Bankası sahasına sürüldüğü yönündedir. Önceki günkü açıklamalarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bilgilendirildiği ve onayının alındığı izlenimini edindim.

        *Dünkü faiz artırımı Merkez Bankası’nın 2001 sonrasında aldığı üçüncü artırım kararı. 15 yıldaki ilk iki artırımda faizler topluca, yani yüksek oranlarda artırıldı. Biri 2006, diğeri de 2014 yılı başındaydı. Toplu ve büyük artırım yerine bu kez ince ayara gidilmesinin başka nedenleri olabilir. Ama sonuçta yapılan da ekonomik duruma uygun düşüyor.

        *Çünkü ekonomi yavaşlıyor. Üçüncü çeyrek büyümesi önemli oranda düştü. Yüzde 3.2’lik sanayi üretim gerilemesinin ardından büyüme oranının sıfır civarında çıkma olasılığı arttı. 4. çeyrekte alınan önlemlerin de etkisiyle belki toparlanacaktık, şimdi bu kur artışına kurban gidiyor olabilir. Büyüme zaten zayıfken, bunun üzerine kuru durdurmak için yüklü faiz artırımı bindirmek, ekonomik aktiviteyi iyice boğardı. Dolayısıyla böyle bir yanlışlık yapılmadı.

        *Terör, güvenlik, jeopolitik riskler ve siyasi belirsizlikler yanında Türkiye’nin notunun düşürülme riskini hep bir arada yaşıyorduk. 8 Kasım ABD Başkanlık Seçimi’nden bu yana dünyada yeni bir durum var. Altyapı yatırımları ve vergi indirimleriyle büyümenin ivmeleneceği, enflasyonun artacağı tahmin edilirken, buna bağlı olarak faiz oranlarının şimdiden yükselmesi gündeme geldi.

        *Bütün bunlara paralel dolar gelişen ve gelişmekte olan bütün paralara karşı değer kazanıyor. Dolar son 13 yılın en yüksek değerine ulaştı. Doların dışarıdaki değerine karışamayız ama TL’nin de en çok değer yitiren paralardan biri olması bizim sorunumuz. Faizle müdahale edilen durum da bu.

        *Nitekim Merkez Bankası faiz artırımının gerekçesini açıklarken şöyle dedi: “Yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Kurul, söz konusu gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.”

        PEKÂLÂ İŞE YARADI DA

        Faiz artırımının ince ayar olması işe yarayıp yaramayacağı sorusunu beraberinde getirebilir. Çünkü bundan önceki faizle yapılan müdahalelerde hep kalın ayara gidilmişti. Ancak bu kez durumun farklı olduğunu belirtelim.

        *Dünyada yeni bir durum var ve bu duruma karşı bizim gibi faiz artırımına giden ülkeler bulunuyor. Zaten müdahale sonucu kurun yeniden 3 düzeyine veya bunun altına gerilemesini bekleyen ve isteyen de yok. Biraz gerilesin ve yükselişi dursun yeter.

        *Yeni kararla Merkez Bankası parasal sıkılaştırma yapacak. Yani gecelik bazda verdiği paranın faizini artıracak. Buradaki ayarlama günlük, duruma göre olacak. Pekâlâ kur üzerinde etkisini de göreceğiz.

        *Zaman geçtikçe, dolar yükseldikçe ve Trump’ın ne yapacağı ve nasıl yapacağı belli oldukça, dolardaki yükselişte düzelme ihtimali de artıyor. Aralık ayında FED’in faiz kararı ve ardından 20 Ocak’ta Trump’ın resmen başkanlığı devralmasıyla bu süreç tamamlanacak gibi.

        *Eğer bu süreçte Türkiye’yi yarım puanlık faiz artışı kesmez ise yeni artırımlara gitmenin kapısı da açık. Merkez Bankası bütün söylemlere ve baskıya karşılık faiz artırımı yapabileceğini dünkü kararıyla gösterdi. AP kararına denk geldiğinden ilk gün etkisi biraz da güme gitti, ama sonraki günlerde etkilerini pekâlâ yaşayabiliriz.

        *Buradan hareketle dünkü faiz artırımının Merkez Bankası’na silahını yeniden kavuşturması nedeniyle zaten işe yaradığını söyleyelim. Merkez Bankası artık tek kolu arkasına bağlı olarak ringe çıkan boksör durumundan, iki koluyla kendini savunan ve hücum eden sporcu durumuna geldi. Bu önemli bir gelişmedir.

        SONUÇ: “Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter.” Türk atasözü

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ