Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Spor Ekonomisi Cimbom için şampiyonluk ekonomik zorunluluk! - İş-Yaşam Haberleri

        Serdar Ali ÇELİKLER / HABERTÜRK

        Bir şirket düşünün; 

        - Bu şirketin banka borçları, 3 ayda yüzde 45 artarak; yaklaşık 62 milyon TL ek külfet oluşturmuş. (30.11.2012 tarihli açıklamada: 134.836.534 TL. – 28.02.2013 tarihli açıklamada: 196.797.532 TL.)

        - 1 yıl içinde ödenmesi gereken borçlar; 1yıl içinde tahsil edilecek alacaklardan 202 milyon TL fazla durumda. Üstelik,“Bu ‘cari açık’ı kazanıp ödeyeceğim” diyemezler çünkü zaten yaklaşık 60 milyon TL zarar etmişler.

        - Bu şirket; bedelli sermaye artımı yapmış ve kazanılan paranın 115 milyon TL’sini 9 ayda tüketmiş.

        - Bu şirketin bir de ticari olmayan derneği var. Şirket; Türk Ticaret Kanunu’nun 376. Maddesine göre yapmak durumunda olduğu bir açıklamada (Bu madde sermayenin kaybı ve borca batık olma ile ilgilidir.) demiş ki “Derneğim bana kefil olacak.”Ama borca kefil pozisyonundaki dernek daha geçen ay şirketten 15 milyon TL borç almış.

        - Aynı şirket 16.5 milyon TL vergi borcu varken “Bu borçları taksitle ödeyeceğim” demişti. Bu bilanço dönemi itibariyle vergi borcu azalmadığı gibi 17.75 milyon TL’ye çıkmış. - Şirketin öz kaynağı 29.7 milyon TL negatife döndüğü açıklanmış. Bilançoda gelirlerin artışı gözüküyor ama giderler daha hızlı artıyor.

        - Şirketin toplam borcu 690 milyon TL’ye; toplam taahhüt miktarı ise 916 milyon TL’ye çıkmış.

        - Şirket, Avrupa’dan ciddi gelirler kazanmış. Ama önümüzdeki 3 ayda Avrupa’dan bir Euro bile gelir olmayacak.

        - Şirketin, bağlı bulunduğu uluslararası kuruluşun mali kriterlerini tam anlamıyla karşılamak için 300 milyon TL civarı ek gelire ihtiyacı var. Yoksa uluslararası geçerliliğini tehlikeye atacak. Bu bilanço verilerine göre bu şirketin durumu hiç de iyi görünmüyor. Bu şirket Galatasaray.   

        İşte G.Saray yönetiminin bir dönem Fenerbahçesi gibi sürekli bağırmasının nedeni bu. Sayın Ünal Aysal’ın bir dönem Aziz Yıldırım gibi sürekli yakınmasının; “Mağduruz” demesinin; “Bize oyunlar oynanıyor” cümlelerinin; ortada silüet halinde dolaştırılan, bir türlü ete kemiğe büründürülemeyen düşmanlar üretmesinin sebebi bu.

        Şampiyonlar Ligi maçları öncesi cuma günü oynanan lig maçlarından bile “anlam” çıkarmasının sebebi de bu. Çünkü şampiyon olmak G.Saray için ekonomik bir zorunluluk. O yüzdendir ki gördüğüm en medeni, Batılı, centilmen insanlardan biri olan Sayın Aysal, hızla “Türkiye’nin en sevimsiz yöneticisi” olma unvanını Aziz Yıldırım’dan alma yolunda ilerliyor.

        Şampiyonluğu kaybetmekten korkuyor çünkü böylesi bir sonuçta şirketin baş aşağı gidişinin durdurulamayacak boyuta gelmesinden endişe ediyor. G.Saray’ın yönetiminin sürekli “galeyana getirici” açıklamalarını; Etkin G.Saray Medyası’nın tipik sezon sonu taktiklerini; Bu sistem içinde en fazla şampiyon olan teknik adam olarak bu sistemi eleştiren Terim’in davranışlarını anlamlandıramayanlar için net açıklama budur: mali tablo şampiyonluğu mecbur kılıyor.

        Bu turu geçen kupayı alır

        Fenerbahçe en zor sınavını UEFA yarı finalinde verecek. Bu kura; teknik ekip ve oyuncu grubunun isimlerini, kariyerlerini, bilgi ve yeteneklerini sınamak için mükemmel bir eşleşme. Kocaman’ın 3 yıllık teknik adamlığı döneminde sadece oyuncu bonservisine 85 milyon Euro harcayan ve piyasa değerini 180 milyon Euro’ya çıkaran F.Bahçe için kendine denk rakip Benfica. Piyasa değeri; tarihi geçmişi, yıllar öncesinden gelen başarıları ve tıpkı Türkiye gibi 3 büyüğün yer aldığı lokal ligindeki müthiş potansiyeli ile Benfica, tam Fenerbahçe ayarında.

        Onlar da bu kupayı korkunç derecede önemsiyorlar. Onlar da 3 kulvarda yollarına devam ediyorlar. Onların da harika bir statları ve etkileyici atmosfer yaratabilen taraftarları var. Ama Fenerbahçe’nin de kendince çok geçerli final oynama arzusu yüksek. Son derece tecrübeli futbolcuları ve gerçekten final hedefine kilitlenmiş bir camia gücüne sahip. Her iki takım da Chelsea’den daha fazla bu kupayı önemsiyor.

        Her iki takım da Basel’den daha güçlü olduklarını biliyorlar. O nedenle her iki takım için de tek odak noktası olan kupa yolundaki son rakipleri aslında birbirlerinin aynası. Bu turu geçen kupayı alır. Çünkü bu turu geçen takım bugüne kadar edindiği tecrübe ve özgüvenin 2 mislini kazanacaktır. Finaldeki rakiplerinden çok daha istekli ve özgüvenli bir mücadele ortaya koyacaklardır. Eşleşmenin teknik-taktik analizini maç haftası yaparız.

        Ama gerçek bu, Benfica için de F.Bahçe için de bu tur en zoru. Tur için benim oranım yüzde 51 Fenerbahçe. Çünkü Benfica, temsilcimizin aksine rakibini biraz daha küçümser görünüyor. O yüzden bu kibir, küçük de olsa F.Bahçe’yi avantajlı kılıyor.

        Bir Hoca’ya 2 takım yasak da ya kulüplere?

        Kulüpler Birliği bir prensip kararı almış. Demişler ki “Bir teknik adam bir sezonda en fazla bir takım çalıştırsın…” Çok güzel.

        Ben de soruyorum; “Peki kulüpler bir sezonda en fazla kaç hoca ile çalışabilir?” Bu işin makuliyeti şudur: Bir hoca bir sezonda en fazla 2 takım çalıştırabilir. Bir kulüp de bir sezonda en fazla 2 hoca ile çalışabilir. Kulüpler Birliği bir zahmet şu ödeme ihtilafları ile de ilgili bir çalışma yapsa diyorum.

        Geçmişte teknik adam veya oyuncu ile kulüp arasında mali ihtilaf varsa TFF Kurumları araştırıyor, oyuncu veya teknik adam haklıysa onların parasını kulübün hak edişinden kesip mağdura ödüyordu. Özgener döneminde bu uygulama değişti. Ödemesi geciken oyuncu ve teknik adam hakkını mahkemelerde arar oldu. Bu sistem hemen eskiye dönmeli. Evine hak ettiği parayı götüremeyen adam manüplasyona açıktır. Kulüplere 2 hoca şartı ve ödeme garantörlüğü ilk yapılması gereken iştir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ