Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Merkez Bankası, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı, Türkiye, Durmuş Yılmaz, büyüme kapasitesi - Makro Ekonomi Haberleri

        Merkez Bankası Eski Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Durmuş Yılmaz, Türkiye ekonomisinin son iki yılda kapasitesinin üzerinde büyüdüğünü belirterek "Bu ekonomik büyüme sürdürülemez. 2012 yılında büyüme hızımız yüzde 4 seviyelerine düşecektir" dedi. Türkiye'nin bölgesel bir güç haline geldiğini ve Türk Lirası'nın değerlenme eğiliminde olduğunu da belirten Yılmaz, sürdürülebilir ekonomik büyüme için verimlilik artışının önemine vurgu yaptı.

        Uşak Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mustafa Kemal Amfi'sinde düzenlenen ' Verimlilik; Bir Koyundan İki Post Çıkarma Becerisi' adlı konferansa konuşmacı olarak katılan Durmuş Yılmaz, Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

        Türk Lirası'nın değerlenme eğiliminde olduğunu belirterek sanayicilere bu konuda uyarı yapan Yılmaz, son iki yıldaki ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir büyüme olmadığını söyledi. Türkiye'nin ekonomik büyüme kapasitesinin yüzde 5 ile yüzde 6 arasında değiştiğini de kaydeden Yılmaz, artan işsizliğe de dikkat çekerek, "Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için Türkiye'nin büyüme kapasitesini yüzde 5,5 seviyelerinden yüzde 8 ile 9 seviyelerine çıkarmak zorundayız" dedi.

        TÜRKİYE EKONOMİSİ KAPASİTESİNİN ÜZERİNDE BÜYÜDÜ

        Türkiye'nin 2011 yılındaki ekonomik büyüme rakamlarının net olarak Mart 2012'de açıklanacağını belirten Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Durmuş Yılmaz, "Türkiye ekonomisinin 2011 yılında yüzde 8'in üzerinde büyüdüğü tahmin ediliyor. Bu rakamlar açık bir şekilde yapısal reformlar sonucu Türkiye ekonomisinin dışsal şoklara karşı daha dayanıklı hale geldiğini, ekonomik yapının daha esnek ve değişime uyum yeteneğinin daha da güçlü bir nitelik kazandığını göstermektedir. Daha esnek ve değişime uyum yeteneği güçlü ekonomik yapının önümüzdeki dönemde Türkiye'nin verimlilik tabanlı bir gelişme göstermesi ve sürdürülebilir büyüme politikasına uyum açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

        Şu anda bizim ekonomimizin büyüme kapasitesi alınan tüm önlemlere rağmen yüzde 5 yada 6 civarındadır. Dolayısıyla biz kapasitemizin üzerinde büyüyoruz. Kapasitemizin üzerinde büyüdüğümüz için bu ekonomik büyüme sürdürülemez. 2012 yılında ekonomimizde bir küçülme olacak. Yüzde 8 yada 9 olan fiili büyüme hızımız 2012 yılında yüzde 4 seviyelerine düşecek. Ama şuanda karşı karşıya olduğumuz işsizlik sorununu da dikkate aldığımızda bizim mutlaka ama mutlaka potansiyel büyüme hızımızı son 2 yılda ortaya koyduğumuz fiili büyüme hızımıza yaklaştırmamız gerekiyor. Çünkü yaklaşık 2 milyon 500 bin işsiz vatandaşımız var.

        HER YIL 700 BİN KİŞİ EMEK PİYASASINA KATILIYOR

        Bunun yanında her yıl yaklaşık 700 bin gencimiz emek piyasasına çıkıyor. Biz mevcut işsizlere iş bulmak zorunda olduğumuz gibi emek piyasasına çıkan gençlere de iş bulmak zorundayız. Bu da ancak büyüme ile sağlanır. Sürdürebilir büyümenin sağlanabilmesi için de potansiyel büyüme hızımızı 5 yada 6 seviyelerinden yüzde 8 yada 9 seviyelerine çıkarmak zorundayız. Bunun için de verimliliğimizi arttırmak durumundayız. Verimliliği arttırmak için sermayeyi etkin kullanıp tasarruf etmeli ve aynı işi daha etkin yapmanın yollarını aramalıyız. Örneğin iki metre kumaştan iki işçi bir saatte 3 gömlek çıkarıyorsa aynı kumaştan aynı işçi ile daha az bir zaman diliminde 4 gömlek çıkarmanın yollarını aramalıyız. Aksi takdirde ekonomik büyümemiz istikrarlı hale gelemez" dedi.

        TL DEĞERLENME EĞİLİMİDE

        Türkiye ekonomisinin geçmişteki krizlerden ders çıkarttığını ve yapılan reformlar sayesinde son 10 yılda istikrarlı bir büyüme sağladığını da belirten Merkez Bankası Eski Başkanı Durmuş Yılmaz, "Türkiye 2001 yılından itibaren ciddi reformlar gerçekleştirdi. Ekonomik alanda alınan tedbirlerin temel amacı üretim, yatırım, istihdam ve verimlilik artışlarına zemin oluşturacak güçlü bir makro çerçevenin oluşturulmasıydı. Bu bağlamda enflasyon hedeflemesi uygulanmaya başlandı, serbest kur uygulamasına geçildi. Kamu harcamalarında şeffaflık dönemi başladı. 2004 yılında AB ile müzakerelerin başlamasıyla birlikte kurumsal düzenlemelerde reform sürecine destek verdi. Bu süre içinde Türkiye ekonomisi reform çabalarına oldukça güçlü bir tepki verdi. Verimlilik artışı, büyüme kapasitesi, üretim ve istihdamın yanı sıra gelişmiş ekonomilere yakınsallık gösterdi. Bir çok makine ve üründe Türkiye adete üretim üssü haline geldi. Geçmişte yaşadığımız ekonomik krizlerden çıkarttığımız dersleri devam ettirebilirsek önümüzdeki dönemde Türk Lirası artma eğiliminde olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü artık Türkiye bölgesel bir güçtür. Bizim paramız gelecek dönemde bölge ülkeleri tarafından da kullanılacaktır. Bu yüzden sanayici ve iş adamlarımızı Türk Lirasının değerlenme perspektifini göz ardı etmemelerini öneririm" dedi.

        İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ