Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Otomobil XC90 ile yeniden ayağa kalktı - Otomobil Haberleri

        FATİH ALTAYLI / GAZETE HABERTÜRK

        Fiyatı, donanım ve kalitesine göre oldukça iyi sayılır. 8 vitesli şanzıman motorla gayet uyumlu. Vites kolunun arkasında bir yere konmuş çalıştırma düğmesi ise manasız. Bulana kadar bir 5 dakika arandım. Artık otomobil üreticileri farklı olmak için bizi otomobillerin içinde bulmaca çözmek zorunda bırakıyorlar. Frenler ise çok ama çok iyi. Koltuklar rahat, sevdiğim türden biraz sert. Arka koltukların diz mesafesi XC90’ı şoförlü kullanıma da uygun hale getirmiş. Sonuç olarak ortada çok başarılı, çok güzel ve çok yeni bir Volvo var. 310 bin TL’den başlayan fiyatı, sunduğu kalite ve donanıma göre oldukça iyi sayılır. Ama beni asıl heyecanlandıran Volvo’nun yeni S80 ve hatta belkide yapacağı S90. Bu gazla Volvo lüks segmentte üç Alman’ın arasına girebilecek bir şey çıkarabilir. Benim Volvo’da yıllar önce gördüğüm bir konsept vardı. O gelirse hiç şaşırmam.

        Volvo, Türkiye’de yıllardır hep “en sağlam otomobil” olarak bilindi. Aslında bu tam anlamıyla doğru değildi. Bu inanışın yaygın olduğu yıllarda aslında “en sağlam otomobil” Volvo değil, bir başka İsveçli Saab’dı. Volvo o zamanlar sağlamlık ve kalitede Saab’ın arkasından geliyordu. Ama yine de Saab’dan daha başarılı bir otomobildi. Çünkü daha fazla ve daha hızlı yenilik yapıyordu, tipi Saab’dan genelde daha güzeldi, Saab kadar tutucu olmadığı için döneme daha çabuk ayak uydurabiliyordu. Ama yine de Saab, Volvo’dan daha sağlamdı. Ama sonunda Saab battı.

        Aşırı kalite takıntısı nedeniyle model geliştirmekte zorlanıp hızlı gelişmelere ayak uyduramayınca ve otomobilin artık hızlı tüketim maddesine dönüştüğünü anlayamayınca koca Saab, kepenkleri indirmek zorunda kaldı.

        Ve artık Volvo “en sağlam otomobil” unvanını rakibinin ortadan kalkması nedeniyle ele geçirmiş oldu. Gerçekten de Volvo, taş gibi otomobildir.

        Yıllar önce bir Volvo’m vardı. Şehir içinde çok da makul bir süratle giderken yere düşen bir şeyi almak için eğildim. Önümdeki araçların durduğunu haliyle göremedim ve çarptım. Benim çarptığım araç da gidip önündekine çarptı. Önümdeki aracın önü arkası dağılmıştı. Onun çarptığı aracın bagajı yarım metre kadar içeri girmişti. Benim Volvo’nun ise ön tarafında biraz boya dökülmüştü o kadar.

        O gün anlamıştım Volvo’nun ne demek olduğunu, otomobilde İsveç sağlamlığının manasını.

        Gerçi Volvo da çok kolay dönemler yaşamadı. O da vatandaşı Saab gibi batmanın eşiğinden döndü. Çin sermayesi imdadına yetişti de yeniden eski parlak günlerine dönmeye başladı. Yıllar önce Volvo’ya yaptığım ziyarette planlanan modelleri, otomobil teknolojisinde yapmaya hazır oldukları atılımları görmüş, “Niye bunları yapmıyorsunuz?” diye sormuştum. “Para yok, yatırım yapamıyoruz” yanıtını almıştım.

        Ama birkaç yıl önce bir Çinli firma tarafından satın alınan İsveçli Volvo, tüm bu yenilikleri ve yepyeni modelleri birbiri ardına piyasaya vermeye başladı. Şahane bir otomobil olan V40 ve bugün size anlatacağım XC90, Volvo’nun yeniden ayağa kalkışının işaretleri. XC90’ın ilk serisi piyasaya çıktığında aslında bayağı sükse yapmıştı. Aralarında bir V8’in de bulunduğu geniş bir motor yelpazesi ve Amerikalı SUV’lar düzeyindeki hacmi ve konforuyla oldukça iyi bir otomobildi, piyasada da bu iyiliğinin karşılığını buldu. Ancak aradan geçen zaman içinde yenilenemeyince eskidi, çağdışı kalmaya başladı. Mali sorunların son birkaç yıl içinde aşılmasıyla neredeyse hazır olan ama bir türlü yapılamayan yeni XC90, bu yılın başında satışa sunuldu. Gerçekten de hem içeriden hem dışarıdan çok güzel bir otomobil olmuştu. Otomobilin tüm fonksiyonları, ön konsolunun orta yerine yerleştirilen dokunmatik ekrandan kumanda ve kontrol edilebilecek şekilde muhteşem bir arayüz hazırlanmış, kusursuz bir yazılımla otomobil Luke Skywalker’a layık bir araç haline gelmişti.

        Türkiye’de iki motor seçeneğiyle satışa sunuluyor

        XC90’ın Türkiye’de satışa sunduğu iki motor seçeneği var. Biri “plug in hybrid” denilen fişe takarak şarj edebildiğiniz benzinli-elektrikli melezi ve dizeli. Benzinli model 2 litrelik turbo bir motora ve bir elektrik motoruna sahip, toplamda 407 beygir gücünde. Benim kullandığım ise 2 litrelik turbo dizel motor, 225 beygir gücünde ve gördüğüm en iyi 2 litrelik dizel diyebilirim. Koca otomobili 8 saniyenin az altında bir zamanda 100 kilometre sürate çıkarabiliyor ve 235 kilometrelik bir son sürate eriştirebiliyor. Motor gerçekten kusursuz ve gücüne oranla tüketimi de fena değil. 100 km’de ortalama 9 litre yakıt tüketiyor. XC90’ın sürüş dinamikleri de çok çok iyi. Akıllı modları ise ben çözemedim. Aklım yetmedi. İşin aslına bakarsanız, bu kadar fazla yazılım, donanım barındıran otomobilleri ben zaten çözemiyorum. Bunca bilgisayar manyaklığı beni yoruyor ve zaten kullanamıyorum da.

        İNGİLİZ AJANI ALMANLAŞIYOR MU?

        Ben Martin, Aston Martin

        Aston Martin, DB9 GT’nin toplam 150 adet üretilecek olan“James Bond edition”larından birini Türkiye’ye gönderdi. Ben ekselanslarını gidip ziyaret ettim. Biliyorsunuzdur, Aston Martin son Bond filmi Spectre için DB10 diye anılan bir otomobil üretti. Ne yazık ki, İstanbul’a satılmak üzere gelen otomobil bu DB10 değil. Zaten DB10’lar satışa da sunulmayacak. Toplam 5 adet üretilmiş. Tamamı Arap ülkelerinde şeyhlere ve belki bir iki Aston Martin koleksiyonerine el altından satılmış bile. Buraya gelen ise James Bond’dan izler taşıyan özel logolu bir otomobil. Fiyatı ise Vanquish’in altında. Yaklaşık 510 bin Euro. DB9’un üretimi zaten önümüzdeki yıl içinde bitecek ve 2016 yılında DB11 serisinin tanıtımı muhtemelen Cenevre Fuarı’nda olacak. Aston Martin’e artık Mercedes de ortak olduğu için DB11’de bol miktarda Mercedes teknolojisi de yer alacak. Aston Martin’in kullanacağı bazı motorlar AMG imzası taşıyacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ