Denize inen yolda Galata
Bu semtte; tarihin izini sürerken Kuledibi'nde çay molası verince Fransız, Alman, Güneydoğulu çocukların top koşturuşuna tebessüm edebilirsiniz
Galata’yı gezerken başımız hep yukarılarda, çünkü her binada zevkli işlemelerle karşılaşıyoruz. Banker Kamondo’nun yaptırdığı sarmal merdivenden çıkıp Kartçınar ve bunu takip eden Eski Banka Sokağı’nda tarihin izlerini sürmeye devam ediyoruz.
Kartçınar Sokağı’nın köşesinde, 1314 yılında Cenevizliler tarafından yapılmış ve bugün bir elektrikçiye mekân olan Podestat bulunuyor. Podestat’ı arkamıza alarak yol boyunca ilerliyoruz. Dar bir aralık ve bu aralığın sağında siyaha çalan bir bina: Şimdiki adı Sen Piyer Hanı olan binada Fransız Devrimi sırasında giyotine mahkûm edilen şair Andre Chenier’in doğduğu söyleniyor. Bu iki binanın arasındaki sokaktan Galata Kulesi’ne doğru yol alırken, sırasıyla Katolik Aziz Pietro ve Paoli Kilisesi, önceden İngiliz Hapishanesi olan ve bugün restoran olarak hizmet veren Galata Evi karşımıza çıkıyor.
Parke taşlı, yokuşlu dar sokaklarda yaptığım yorucu yolculuğun sonunda, tepede Galata Kulesi’nin devasa bedeniyle karşılaşıyoruz. Kule, 1348’de Cenevizliler tarafından yapılmış. Bizans kaynaklarındaki adı Büyük Burç. Cenevizliler ise ona, “İsa Kulesi” diyor. Her gün açık olan Galata Kulesi’ne bilet alıp girebiliyorsunuz.
Özellikle akşamüstü kuleden İstanbul’un manzarası nefes kesiyor. Hezarfen Ahmed Çelebi’nin vücuduna balmumuyla kanat yapıştırarak kendisini Boğaziçi’nin boşluğuna bırakması ve Üsküdar sırtlarına konması ise buraya dair anlatılan en hoş hikâye. Yüksekkaldırım’ı kesen “Serdar-ı Ekrem Sokağı” denilince akla hemen Kamondo Han geliyor. Bu handa bir zamanlar yazarlar, şairler ve ressamlar ikamet etmiş.
Ahmet Hamdi, Bedri Rahmi, Orhan Kemal, Melih Cevdet, Oktay Rifat, Sait Faik ve daha nice değerli isim... Aynı sokakta, 56 numaradaki kollarını “U” şeklinde Boğaz’a açan Doğan Apartmanı ise çoktan 100 yaşını devirdi. Galata, Asmalı Mescit ve Tünel ile birlikte hak ettiği övgüyü artık almaya başladı. Her gün değişiyor ya da her gün eski haline dönüyor. Hep gözde ve şık..
Çay-kahve: Galata’nın olmazsa olmazlarından biri de, Kuledibi’ndeki küçük kahvehane. Her daim hararetli konuşmaların geçtiği masaları ve kedileriyle mutlaka gidilmesi gereken bir durak. Kahve içinse Camekân Sokak’taki Cherrybean’in karışım taze kahveleri doğru adres.
Yemek-alışveriş: Kiva Han’da Türk yemekleri, Star Büfe’de vejetaryen dürüm yiyebilirsiniz. Tabii bir de bölgenin eskilerinden Nardis Jazz Bar var. Serdar-ı Ekrem Sokak’ta Mavra Kafe ve Building hem yemek yiyebileceğiniz hem de alışveriş edebileceğiniz mekânlardan. Enfes bir kahvaltı için tek adres Galata Şarküteri. Yerli yabancı her türlü şarküteri ürünü, süt, bal, reçel, peynir ve sucukla enfes bir kahvaltı alışverişi yapabilirsiniz. Semtin şu sıralar en tatlı mekânı ise yeni açılan Galata Brasserie. Cupcake’leri çok eğlenceli...
LEVENT ÖZÇELİK- GAZETE HABERTURK- HT CUMARTESİ
