"Veri günümüzde artık yeni para birimi"

Günümüzde dijital dönüşümden sıklıkla bahsediyoruz ve hayatımızın dört bir köşesi dijital bağlantılarla çevrilmiş durumda. Tüm bu dijitalleşmenin temelinde veriler yer alıyor. Bulut teknolojisi diye adlandırılan sistemde elbette veriler bulutlara çıkmıyor ama bizim verilere istediğimiz yerden erişmemize imkan veren ve havadan veri kapmamızın önündeki yolu açan ilk nokta veri merkezleri olarak karşımıza çıkıyor.

Veri merkezleriyle ilgili merak edilen sorulardan bazılarını RadoreVeri Merkezi'nin kurucu ortağı ve Yönetim Kurulu BaşkanıZeki Kubilay Akyol'a yönelttik.

Ülkemizde de dünya genelinde olduğu gibi bireysel ve kurumsal internet kullanımının her geçen gün artması ile veri merkezlerine yönelik ihtiyaç ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Online alışverişten oyunlara, mobil cihazlardan şirketlerin neredeyse tüm iş süreçlerini dijital dünyaya taşımasına kadar bilgi alışveriş trafiği hızı her geçen gün artıyor. Dolayısıyla teknolojinin içinde varlığını sürdüren bir sektör olan veri merkezi hizmetlerindeki büyüme hızı birçok sektörün üzerinde seyrediyor.

IDC istatistiklerine göre 2020’de ulaşılacak veri miktarı, 2009’un 44 katı olacak. Bu da verinin muhafaza edilmesinin, güvenliğinin ve erişilebilirliğinin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Veri merkezleri, kurumların özellikle sağlıklı bir BT altyapısı kurgulaması için en önemli unsurların başında geliyor. Günümüzde hızla yükselen veri kullanımı ve saklama ihtiyacı, veri merkezlerinin önemini de artırıyor.

Veri merkezlerinin kullanıcılarına güvenlikli bir hizmet sunması ve gerekli donanım koşullarını sağlaması hayati bir öneme sahip. Biz de Radore olarak, güvenliği yaptığımız işin merkezine koyup şehrin göbeğinde, internet ağ altyapısına doğrudan erişim sağlayarak müşterilerimizi kaliteli hizmetle buluşturuyoruz.

Veri merkezi ihtiyacının belirlenmesinde öncelikle kurumlarınkendi bünyelerindeki IT departmanları yol gösterici konumda bulunuyor. Veri merkezi hizmetleri ve sunulan çözümler hakkında en güncel ve kurumun ihtiyaçlarına en uygun bilgilerin, veri merkezindeki işin uzmanlarından alınması son derece önem teşkil ediyor.

Veri merkezleri, işletmelere ait kritik bilgilerin yönetildiği; depolama, yedekleme ünitelerinin barındırıldığı; uygulama ve sistem sunucuları ile ağ katmanlarını bulunduran özel tasarlanmış alanlar olduğu için güvenlik ihtiyacının en fazla olduğu alanların başında geliyor.

Enerji altyapısının kesintiye uğramayacak şekilde çalışması da veri merkezi için olmazsa olmazdır.Bunun yanı sıra veri merkezlerinin mutlaka enerji ve iklimlendirme altyapısının da en ileri teknolojiyle donatılması, veri merkezi yeterliliğini onaylayan sertifikalara uygun bir yapıda olması da önemli unsurların başında geliyor.

Veri günümüzde artık yeni para birimi. Dolayısıyla verilerin korunması ve güvenliği bir işletme için hayati derecede önem taşıyor. Burada hem fiziksel güvenlikten, hem de veri güvenliğinden bahsediyoruz. Kişiler ve kurumlar için online dünyada kesintisiz olarak iletişimi ve işleyişi sürdürme olmazsa olmazlardan biri haline geldi.

Bu noktada internet erişiminde oluşabilecek kesinti ve kopmalar hem maddi olarak hem de marka algısı bakımından olumsuz etki yapabilir. Veri merkezleri özellikle kesintisiz hizmet verme şartı sunmaları nedeniyle altyapılarını teknik olarak mükemmel kurgulamak zorundadır.

Dolayısıyla veri merkezleri enerji, iklimlendirme, kapasite, yedekli-kesintisiz ve yüksek hızda internet erişimi gibi konularda herhangi bir herhangi bir kuruma göre minimum riske sahiptir.

Daha çevreci bir dijital endüstri için veri merkezlerine önemli işler düşüyor. Bu konuda yapılan bir araştırmaya göre, yalnızca ABD’deki veri merkezleri tüm ülkenin elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 3’ünden sorumlu. Bir veri merkezinin en önemli maliyetlerinin başında gelen enerji kullanımının düşürülmesi çevreye de doğrudan olumlu katkı sağlıyor.

Radore olarak veri merkezimizin iklimlendirmesinde suyun soğutulması için dış ortamdaki düşük hava sıcaklığını kullanmayı mümkün kılan çevre dostu bir iklimlendirme metodu olan ‘free cooling’ teknolojisi kullanıyoruz. Bu yöntemle özellikle kış aylarında bu işlemle enerji tüketiminde %70 oranında tasarruf sağlıyoruz.

Veri merkezi içinde sıcak hava koridorlarına hapsedilen 30-35°C değerindeki sıcak hava, hassas klima üniteleriyle emiliyor ve soğutuculardan (chiller) gelen soğuk su ile 16-23° dereceye kadar soğutuluyor.

Soğutulan hava doğrudan sunucu sistemlerinin soğuk hava girişlerine yönlendiriliyor. Kış aylarında bu işlem, dış ortamda bulunan soğutucu ünitelerinin kompresörlerini kullanmadan doğal soğuk hava ile gerçekleştiriliyor.

Veri merkezine giren toplam gücün BT ekipmanları tarafından tüketilen güce oranını belirten PUE değerinin düşük olması bir veri merkezinin ne kadar verimli çalıştığını gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki veri merkezlerinin ortalama PUE değeri 1,85 olarak belirlenirken, Radore’nin yıllık PUE oranı ortalaması 1.43.

Kullanılan enerji tasarruflu teknolojiler sayesinde veri merkezimizin yıllık PUE oranı sektör ortalamalarının altında gerçekleşiyor. Bu oranlar oldukça memnun edici çünkü teknoloji sayesinde yüksek karbondioksit salınımının önüne geçerek çevreye karşı sorumluluğumuzu da yerine getiriyoruz. Ayrıca bu enerji verimliliği sayesinde sunucu kiralama, barındırma maliyetlerimizi düşürüyor ve bu avantajı müşterilerimize yansıtabiliyoruz.

Veri merkezlerinin verimli ve ideal koşullarda çalışabilmesi için iki temel unsur bulunuyor: İnternet ve enerji. Bir veri merkezini sürekli çalışır kılmak için enerji altyapısının ideal koşullarda ayakta kalabilmesi gerekir. Enerji altyapısının kesintiye uğramayacak şekilde çalışması olmazsa olmazdır.

Bunun yanı sıra veri merkezi salonlarında çalışan çok sayıda sunucudan dolayı ortam ve cihazların aşırı ısınması söz konusu olabilir. Bu nedenle iklimlendirme altyapısı da sıcaklık ve nem kontrolü için oldukça önemli bir yan unsur olarak ele alınmalıdır.

Her geçen gün çok büyük bir hızla artan veri miktarı ve depolama ihtiyacı nedeniyle veri merkezlerine olan talep de artıyor. Veri merkezlerinde çalışan sunucu sayısı ise tasarrufu ve enerji kaynaklarının titiz kullanımını ön plana çıkarıyor.

Biz de Radore olarak sürekli iyileştirme yaklaşımımız doğrultusunda, tüm süreçlerdeki verimliliğimizi uluslararası düzeyde rekabet edebilecek seviyeye yükseltmeye ve Kalite Yönetim Sistemi’nin standartlara ve yasal mevzuatlara uyumlu olmasına büyük bir önem veriyoruz.

Ülkemizde de dünya genelinde olduğu gibi bireysel ve kurumsal internet kullanımının her geçen gün artması ile veri merkezlerine yönelik ihtiyaç ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Online alışverişten oyunlara, mobil cihazlardan şirketlerin neredeyse tüm iş süreçlerini dijital dünyaya taşımasına kadar bilgi alışveriş trafiği hızı artıyor. Dolayısıyla teknolojinin içinde varlığını sürdüren bir sektör olan veri merkezi hizmetlerindeki büyüme hızı birçok sektörün üzerinde.

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) araştırma raporuna göre 2012-2013 yıllarında Türkiye’de veri merkezi sektörü ortalama %26,58 oranında büyüme gösterdi. Türkiye’nin, 2011 yılında sunucuların yer aldığı alan bazında %60 büyüme hızıyla dünyada ilk sırayı aldığı, 2012 yılında ise bu alanın %22 arttığı ifade ediliyor.

Türkiye’deki veri merkezi tesis büyüklüğünün 70 bin metrekare, sunucuların yer aldığı alanın 12 bin metrekare olduğunun belirtildiği raporda bu alanın, Türkiye’nin dünya ortalamasına ulaşabilmesi için 4,3 kat artırılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Geçmişe göre kıyasladığımızda da, veri merkezlerinin çok daha iyi bir noktaya geldiğini görüyoruz. Örneğin 2004 yılında Avrupa ile aramızda büyük bir uçurum varken, şu an rekabet edebilecek konumdayız. Yabancı internet servis sağlayıcılarının da Türkiye pazarına girmeye başlamasıyla, bunlardan hizmet alıp Avrupa’ya daha hızlı bir şekilde erişmeye de başladık. Yavaş yavaş yabancı müşterilerin de bizden hizmet almaya başladığını görüyoruz.

Özellikle Avrupa’dan talepler artmaya başladı. Avrupa’daki veri merkezlerinden altyapı anlamında farkımız bulunmuyor. Radore olarak; Metrocity AVM’de bulunan ve 1.035 metrekare beyaz alan olmak üzere toplamda 2.500 metrekare büyüklüğündeki 10 bin sunucu kapasiteli TIER 3 standartlarındaki üçüncü nesil veri merkezimizle, 3.000’e yakın kişi ve kuruma hizmet veriyoruz.