Esin Övet: Kadın intikamını alır

"AKALIN'IN BU TOPA GİRMESİ YAKIŞMADI"

Demet Şener ile Demet Akalın arasındaki tartışma yıllar sonra alevlendi. Akalın’ın, Şener için, “Demet Şener hakkında konuşamam. Sadece ona teşekkür edebilirim. Düşünsenize ben de şu an 2 çocukla dul kalabilirdim” sözü yankı buldu. Şener, Akalın’a dava açacağını açıkladı. Bu polemik nereye evrilir sizce?

BÜLENT İPEK: Demet Akalın bu topa girmeseydi polemik başlamazdı. Şaka maka kavga ilk başladığında doğan çocuklar şimdi 16 yaşında oldu. Google’da bile kayıtları çıkmıyor artık eski haberlerin. Akalın, Türk basınının evli ve çocuklu kadına tanıdığı ayrıcalığı bir kenara koydu. Demet Akalın, eski özel hayatını konuşulabilir hale getirdi.

KADİR KAYMAKÇI: Aradan 16 yıl geçtikten sonra bu tartışma biraz saçma değil mi? Demet Akalın burada asıl saygısızlığı eşi Okan Bey’e (Kurt) yapıyor. Akalın’ın böyle bir topa girmesini hiç yakıştıramadım. Ancak basına çok iyi malzeme verdiler. Demet Akalın, burada ciddi bir iğneleme yapıyor. Dul kalmak ayıp mı yani? Günümüzde bir sürü insan evlendikten sonra boşanıyor ve çocuklarıyla birlikte yaşıyor. Demet Akalın topu 90’a takmış olabilir, onda sıkıntı yok ama keşke yapmasaydı.

OBEN BUDAK: İnsanın içinde unutamadığı hınçlar aradan 16 yıl geçse de ortaya çıkabiliyor. Önümüzdeki en büyük örnek Gülben Ergen ve Seren Serengil kavgası olsa gerek.

ESİN ÖVET: Bu konuyu siyasi yazarlar bile yazmaya başladı, adeta bir meydan savaşına döndü ama bu olaya Demet Akalın-Demet Şener polemiği olarak bakmamak lazım. Bir kadın geçmişte yaşadığını içinden atamıyorsa bu Ayşe de olabilir Fatma da olabilir ama eninde sonunda intikamını alır. Demet Şener, o dönem o kadar çok kişiyi üzüp canını acıttı ki... Bunun da bir bedeli var. Demet Akalın da bu bedeli alacak yani. Akalın, bir yandan empati yapıyor aslında.

İPEK DURKAL: 16 yıl önce doğanlar bu kavganın evvelini bilmiyor dediniz. Demet Akalın, tam İbrahim Kutluay’la evlenmek üzereyken, Kutluay’ın Şener’le beraberliği ortaya çıkmıştı. Akalın’ın “Evli ve 2 çocukla ortada kalabilirdim” tespiti de bence doğru. Akalın bu sözü Şener’in canını acıtmak için söylemedi. Empati kurmak lazım. O dönem Akalın’ın hayat dengesi altüst olmuştu.

ESİN ÖVET: Demet Şener birçok yerden açık verdi ama. “İşsizim, çalışamadım” dedi. Çok yüksek bir tazminat istedi. Bir kadının bir kadına yaptığı acı tabii ancak Demet Şener’in yıllar önce ona yaptığı da acıydı. Bir de dikkat ederseniz Akalın, İbrahim Kutluay’ın ismini hiç ağzına almıyor, burada 2 kadının savaşı var.

REŞAT BALCIOĞLU: Demet Akalın’ın illaki canı acımıştır ancak 16 yıl sonra böyle bir laf ederek gönderme yapması, içinde kalan bir şeyin hıncıdır. Bu açıklamanın son derece gereksiz ve hadsiz olduğunu düşünüyorum. “Allah Demet Şener’in önünü açık etsin” diyebilirdi.

"ALYANSI ÇIKARMAK ÖYLE KOLAY DEĞİL"

GÜL Gölge Saygı, 11 yıllık eşi Murat Saygı ile boşanma kararı aldı. Ancak, “Yüzüğü boşanınca çıkaracağım” şeklinde konuşarak kafa karıştırdı. Gölge’nin bu açıklaması evliliğini kurtarabileceği anlamına mı geliyor yoksa çocuklarının babasına bir saygı duruşu mu?

ESİN ÖVET: Bana gayet mantıklı geldi, tipik bir Türk annesi geleneği. Bu durum, boşanma sürecindeki kişilerin yüzüğe takıntılı olmalarını hatırlattı bize.

İPEK DURKAL: Parmağındaki yüzük bir bağlılığın sembolü değil mi? O bağlılık artık yok ama. Önümüzdeki günlerde mahkeme sonuçlanınca o bağlılık bitecek. Bir takıya bu kadar anlam yüklemediğim için bana çok saçma geldi. Bir de şu var. Evliyken yüzük takmazlar ama genelde boşanırken kıymetli olur.

KADİR KAYMAKÇI: Duygusal bir şey hissediyorsa, alyansı çıkarmak öyle kolay değil.

REŞAT BALCIOĞLU: Parmağında alyansı olması, “Ben kocamı çok seviyorum, mahkeme salonuna gidene kadar bir umut var” anlamına gelmiyor.

BÜLENT İPEK: Gül Gölge’nin 1 yıl önceki fotoğraflarına bakmak lazım bence. Geçen yıl çekilmiş fotoğraflarında alyans var mı acaba? Belki boşanacağı için son anlarda o duyguyu biraz daha yaşama duygusallığı da olabilir. Onları çoktandır birlikte görmüyorduk zaten.

OBEN BUDAK: Boşanmaya kendini hazırlama süreci olarak yorumluyorum.

"TARKAN'IN SES VERMESİ GEREKİYOR"

TARKAN’IN ‘10’ albümündeki ‘Beni Çok Sev’ şarkısının Ayşe Mine’nin yıllar önce okuduğu ‘Ellerim Uğurlar’ şarkısına benzerliği dikkat çekmişti. Ayşe Mine, “Bu şarkının bestecisi Cengiz Tekin’den özür dilenmesi gerek” derken, MESAM Teknik Bilim Kurulu şarkının çalıntı olduğunu ispatladı. Neler söyleyeceksiniz?

E.Ö.: Tarkan sanki bu olay dikkat çekmesin dercesine Etiler Dinlenme ve Bakım Evi’ne gitti. Öte yandan Ozan Çolakoğlu’nun stüdyosundan çıkarken ve bir düğünde görüntülendi. Sanki algıyı değiştirmek istiyor ve hiç umursamıyor.

O.B.: Burada Tarkan’ı ilgilendiren bir mevzu yok. Şarkının söz yazarı değil, bestecisi değil. Birisi gelmiş, dinletmiş, o da şarkıyı almış, seslendirmiş. Şarkının introsunu şarkıya koymuşlar. Ama Tarkan’ın çıkıp “Evet böyle bir talihsizlik olmuş, özür diliyorum” demesi lazım. Esas bestecinin hakkını yeme durumu var.

İ.D.: Tarkan’ın bu iddialar karşısında sosyal medya hesabından bir açıklama yapması gerekirdi. Bu haber sonrası Ayşe Mine’nin ‘Ellerim Uğurlar’ şarkısını dinledim, o da çok güzelmiş.

K.K.: Tarkan’ın seslendirdiği ‘Beni Çok Sev’ şarkısını yapan arkadaş kimbilir kaç kişiye beste veriyordur. Tarkan ortaya çıkıp “Benim bundan haberim yoktu, bir daha bu arkadaş benim albümümde yer alamaz” demeliydi. Tarkan’ın bizden çok ses vermesi gerekiyor.

B.İ.: Burada esas çalıntı olan müzik. Tarkan bunu bilemez ki. O da haberlerden öğrenmiştir.

"ARTIK ÖRÜMCEK AĞI ESTETİĞİ MODA"

SON dönemde başta Nurgül Yeşilçay ve Hakan Peker olmak üzere sanat camiasından pek çok isim botoks ve dolgu yaptırmasıyla gündemde. Botoks ve dolgu işlemleri 20’li yaşlara kadar inmiş durumda. Sizce estetiğin yaşı veya sınırı olmalı mı?

İ.D.: Nurgül Yeşilçay’ın yerinde olsam o fotoğrafı oraya koymamayı tercih ederdim. Spekülasyona açık bir fotoğraf. Hem botoks yaptırmış, hem dolgu yaptırmış hem de arı sokmuş gibiydi. Her cildin ihtiyacı farklı olabilir ama insan kendisini nasıl iyi hissediyorsa o yönde adım atabilir. Oyuncu için tek handikapı var, rolünü oynayamıyor. Bakamıyor, gülemiyor ve en önemlisi ekranda inandırıcılığı azalıyor.

E.Ö.: Nurgül Yeşilçay’a çok saldırdılar ama ben onu anlayabiliyorum. Öncelikle örümcek ağı ve botoks uygulaması fön çektirmek gibi bir şey değil. Her gördüğümüz ünlüye estetik yaptırıyormuş gibi yaklaşmamamız lazım. Şimdi örümcek ağı estetiği çok moda. Hatta erkekler daha çok yaptırıyor.

B.İ.: Nurgül Yeşilçay, o fotoğrafı sosyal medyaya koyarak bence birçok yapımcının zihninde ona gelecek iş tekliflerini geri plana attırdı. Botoks işlemi yaptırdıktan sonra oyuncu gerek ağlarken gerek gülerken büyük handikap yaşar. Bir de 20’li yaşlardaki oyuncular da yaptırmaya başlamış. Bir yapımcı “Bizim en büyük problemimiz estetik müdahale olmayan genç oyuncu bulmak” diye itirafta bulundu. İnanılmaz bir şey.

O.B.: Yüzünde botoksla bir şeyler yapmaya çalışanlar çok inandırıcı gelmiyor.

K.K.: Oyuncunun ekran önündeki seyirciye saygısından buna dikkat etmesi gerekiyor.

R.B.: Sanatçılar yüzleriyle para kazanıyor. Oyuncular yetenekleriyle, yüzleriyle para kazanıyorlar. Kim nasıl mutlu oluyorsa o yönde adım atabilir.

"SILA'YA YAPILAN ELEŞTİRİLER ÇOK YERSİZ"

CEM Karaca’ya saygı albü- münde, ‘Sen de Başını Alıp Gitme’ şarkı- sını seslendiren Sıla’nın yorumu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Sıla’nın yorumuna, “Duyguyu yansıtamamış, çok naif ve vurucu değil” şeklinde çok sayıda mesaj geldi. Eleştirileri haklı buluyor musunuz?

ESİN ÖVET: Hayır, ben çok beğendim. Hatta satın dahi aldım. Sıla kendi yorumunda ve duygusunda yorumlamış şarkıyı.

BÜLENT İPEK: Şimdi bu cover şarkı konusunda fikir birliği aramak kadar saçma bir şey olmaz. Çoğunluk boş yere hep ilk okuyanın yorumuyla kıyaslar durur. Ama Nil Burak şarkıya öyle bir ruh katmış ki Cem Karaca’nın yorumundan daha farklı bir kitleye ulaştı. Ya da Ceylan Ertem, Âşık Mahzuni Şerif’in ‘Zalım’ına öyle bir yorum getirdi ki şarkı yeniden doğdu adeta. Sıla’nın yorumu da tabii ki farklı olacaktı. Kendine has bir yorum yapmış. Ama ben beğenmedim. Nil Burak yorumu bana göre efsanedir. Bence Sıla’ya uygun bir şarkı değildi. Sıla’nın Erol Evgin albümündeki ‘Ateşle Oynama’ cover’ınaysa bayıldım. Muhteşemdi mesela.

İPEK DURKAL: Doğru, Nil Burak gibi vurucu seslendirmemiş Sıla. Çok daha yumuşak, çok daha farklı bir yorum. Ancak Sıla şarkıyı Nil Burak gibi yorumlasaydı o zaman niye Sıla’dan dinleyelim ki? Nil Burak’tan zaten yıllardır dinliyoruz ve çok seviyoruz. Ben Sıla’nın kattığı yorumu da çok beğendim.

KADİR KAYMAKÇI: Sıla’yı tebrik ediyorum. Çünkü bizde şarkıcıların çoğu ‘cover’ diye bir şarkıyı alıp aynen orijinali gibi söylüyorlar! Sıla, Cem Karaca gibi özel bir sesin, bir klasiğini alıp kendine has, özgün bir şekilde yeniden yorumlamış... Beğenmeyenleri anlayabiliyorum ama ‘cover’ biraz da Sıla’nın yaptığı şey bence. Ben sevdim.

OBEN BUDAK: Naif ve vurucu olmadığına nasıl karar vermişler ben onu anlamadım. Bir sanatçı, saygı albümünde seçtiği şarkıyı kendi istediği şekle sokar. Saygı budur zaten, kendi stilinde şarkıyı yorumlayıp söz konusu sanatçıyı anmak. Sıla’nın içinden böyle gelmiş demek ki, eleştirileri yersiz buluyorum.

REŞAT BALCIOĞLU: Bir şarkıyı birden fazla yorumcu kendi tarzıyla okuyabilir. Sıla’yı beğenmeyenler şarkıyı başka birinden dinler, olur biter.

"KARİYERİNDE IŞIK HIZIYLA YÜKSELDİ"

ÜNLÜLERLE tanışma gibi etkinlikleri açık artırmayla satışa sunup gelirin yüzde 80’ini STK’lara bağışlayan ‘Sensin O’ sitesinde en çok bir araya gelinmek istenen ünlü SHOW TV’nin fenomen dizisi ‘Çukur’da Vartolu karakterini canlandıran Erkan Kolçak Köstendil oldu. Bu sizi şaşırttı mı?

E.Ö.: Vartolu çok ciddi alıcı bulur. Çünkü özellikle sosyeteden çok ciddi hayranı olduğunu biliyorum. Hangi mekâna gidiyor, nerelerde yemek yiyor, nerelerde dolaşıyor? Herkes onu soruyor bana.

B.İ.: Beni şaşırtmadı. Her dönem yarattığı efsane kahramanlar olan televizyon dünyasından uzunca bir süredir Vartolu gibi fenomen olan bir kahraman çıkmamıştı. Tabii burada Vartolu mu yoksa onu oynayan Erkan Kolçak Köstendil mi isteniyor? İnsanlar böyle bir buluşma olursa karşılarında entelektüel seviyesi hayli yüksek, kültür deryası oyuncu Erkan Kolçak Köstendil’i görünce ne düşünürler bilmiyorum. Bence Erkan Kolçak’ı da en az Vartolu kadar severler.

İ.D.: Bu bir mal değil ki fiyatı şudur diyebilelim. Erkan Kolçak Köstendil ya da ekibi bir rakam belirleyecek, o parayı ödeyen de o fotoğrafı çektirecek. 500 ya da 5 bin fark etmez. Önemli olan elini taşın altına koymak, elinden geleni yapmak. Ben sanatçıların bu tür sosyal sorumluluk projelerinin içinde olmalarını çok mantıklı buluyorum.

K.K.: Yardım kuruluşları yararına böyle etkinliklere ünlü isimlerin destek vermesi çok güzel. Açıkçası ‘Çukur’un ‘Vartolu’su Erkan Kolçak Köstendil’in en çok bir araya gelinmek istenen isim olmasına şaşırmadım. Son günlerde nereye gitsem laf dönüp dolaşıp Vartolu’ya geliyor mutlaka. Umarım Köstendil, Kıvanç Tatlıtuğ’un rakamının birkaç kat fazlasını kazandırır.

O.B.: Kariyerinde ışık hızıyla yükselmesi ve dolaylı yollardan gelen popülerlik böyle bir şey işte. ‘Çukur’daki rolü o kadar insana dokundu ki, Erkan geçilmesi imkânsız gibi gözüken Kıvanç’ı geçmiş. Tabii bu bir siteyle belli olacak bir şey değil ama günümüzün en değerlisi Vartolu.

R.B.: Sanatçının, hayranlarındaki karşılığı rakamlarla ölçülemez. Bu, gönül işidir. Ancak Vartolu’yla çok büyük bağış toplanacağını düşünüyorum. Vartolu’nun böyle bir etkinliğe katılması başlı başına paha biçilemez.