Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Fatih Altaylı: Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Aykut Kocaman ile devam ederse -1 ile başlar - Galatasaray Haberleri

        Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT'de yayınlanan ve Fatih Kuşçu'nun moderatörlüğünü yaptığı Spor Saati programında önemli açıklamalarda bulundu.

        Fatih Altaylı, hafta sonunda Ülker Stadı'nda gerçekleşen Fenerbahçe Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısı'nı şu sözlerle yorumladı:

        "AZİZ YILDIRIM'IN STAT KAPISININ ÖNÜNDEN GEÇMESİ YASAK OLMALI"

        "Spor kulübü yöneticiliği veya başkanı olmak çok ucuz bir şey olmamalı. Bir birikim gerektirmeli. Niye Ali Koç'un başkan olmasına sevindim diyorum? Kendi kulübünün seçimli kongresinde, 'Ben olsam Galatasaray o statta o kupayı kaldıramazdı' diyen birinin sporda işi yok. Galatasaray o kupayı hak etmiş mi? Etmiş. Zaten şampiyon bitirdiği sezonda play-off oynamak zorunda bırakılmış, aradaki 9 puanlık fark 4,5'a indirilmiş, ve sonunda 1 maça indirilmiş mesele... Bak şu Allah'ın işine ki, rakibinin stadında oynanıyor ve sen o maçta kupa alıyorsun... 'Ben olsam Galatasaray o kupayı orada alamazdı' diyen birinin, Fenerbahçe'nin başında olması bir yana, stat kapısının önünden geçmesi yasak olmalı. Böyle bir kafa olabilir mi? Yer yarılsın, gök yıkılsın ama Galatasaray o kupayı orada kaldıramasın... Aziz Yıldırım gibi birinden değil ama bir spor yöneticisinden beklenen şu olabilirdi ancak 'Ben olsaydım orada, ne ışıklar kapatılırdı, ne olaylar çıkardı, rakibimize o kupayı hiç bu rezillikler olmadan kupayı verirdik' diyen biri olması lazım. Umarım Ali Koç böyle bir başkan olur. Dün de rakibini kutlamadan stadı terk edip giden bir başkan... Böyle bir başkan Türk sporunda herhangi bir şeye layık mıdır? Arkasından ağıt yakanlar, pozitif konuşanlar var. Ben asla 'Kör ölür badem gözlü olur' demedim. Kör ölürse kör ölür. Badem gözlü de badem gözlü ölür. Bu deyişe uyarlamak gerekirse, başkanlıktan bir kör gitmiştir. Kendi takım kaptanını dövdüren, kendi kulübünün altyapısına mafya adamları sokan, kadın ve çocuklardan oluşan bir maçta kendi taraftarına dönüp 'Haysiyetsizler, satılmışlar, paralı askerler' diyebilen bir spor adamı olabilir miydi Fenerbahçe'nin başında? O yüzden önemli Ali Koç'un gelmesi... Çünkü kültürü bunu yaptırmaz. Ali Koç, Aziz Yıldırım'dan yüz bin kere daha Fenerbahçelidir.

        "YÖNETİMİ İSTİKRARLI FENERBAHÇE 6 ŞAMPİYONLUK, 8 BAŞKAN DEĞİŞTİREN GALATASARAY 10 ŞAMPİYONLUK ELDE ETMİŞ"

        Fenerbahçelilerin bilmediği bir şeyi söyleyeyim; 4 Temmuz'da o kulüpte kim vardı? Aziz Yıldırım gözaltında, kulüpte 2 kişi vardı. Ömer Temelli ve Ali Koç. Ali Koç işini gücünü bıraktı, yatağı yorganı kulübe serdi. Kendi şirketindeki asistanları da kulübe getirdi. Kulübü kulüpten yönetti, şirketini de kulüpten yönetti. Şu açıdan seviniyorum, Türk sporuna kalite getirmek lazım. Ali Koç bu kaliteyi getirir diyemem, ama bu kaliteyi getirmeye namzettir Ali Koç. Ve bu çıtayı yukarı çekmek demektir. Fenerbahçe yukarı çekerse Galatasaray yukarı çeker, Galatasaray yukarı çekerse Fenerbahçe çekmelidir... Türk sporunda kaliteli yönetici, giderek aradığımız, özlediğimiz şeyler haline geldi. Bugün bakıyorum, 1-2 tane patron kulübü dışında 'Bu kulüp şahane yönetiliyor' diyebileceğin çok az kulüp var, hatta yok. Aziz Yıldırım yönetimi, Bektaşi'nin şarabı gibidir, daha kötüsü olmaz. İstikrar istikrar... 20 yıl istikrar mıdır? Aziz Yıldırım 20 yıldır başta, Aziz Yıldırım baştayken, ve yönetim anlamında Türkiye'nin en istikrarlı kulübü Fenerbahçe'yken, Galatasaray'da ne oldu? Aziz Yıldırım başkan olduğunda Galatasaray'da kim başkandı? Faruk Süren. Aziz Yıldırım başkanken Faruk Süren'in 2 başkanlığı var. Arkasından kim var, Mehmet Cansun... Arkasından kim var, Özhan Canaydın... Arkasından kim var? Adnan Polat... Arkasından kim var? Ünal Aysal... Arkasından kim var? Duygun Yarsuvat... Arkasından kim var? Dursun Özbek... Arkasından kim var? Mustafa Cengiz...

        Fenerbahçe istikrarlı bir şekilde Aziz Yıldırım tarafından yönetilirken Galatasaray 8 başkan değiştirmiş. İstikrarlı Fenerbahçe bu dönemde 6 şampiyonluk elde etmiş, Galatasaray 10. Aradaki Türkiye kupalarını saymıyorum, artı bir UEFA Kupası, artı bir Süper Kupa... Şimdi biz buna başarı mı diyeceğiz? Borcuna bakarsak da, arada kıl payı fark var, Fenerbahçe biraz daha borçlu. Nerede başarı? Stadı yapılırken kim yaptı? Bir tribünü Ali Koç yaptı. Kötü bir şey demiyorum. 20 sene oraya eşeği bağlasan o da bir şey yapar zaten. Koca Fenerbahçe bu... O yüzden de Ali Koç'un gelmesi bir kere yeniliktir. Yeni bir heyecandır. Fenerbahçe geçen sene ortalama 18 bine oynamış galiba, bu sene 50 bine oynayacak. Aziz Yıldırım artık inandırıcılığını kaybetti. Mustafa Denizli'yi getiriyorsun şampiyon yapıyor, 'O mu şampiyon yaptı' diyorsun, kovuyorsun. Zico'yu getiriyorsun, adam sana Avrupa'da ilk defa hayatında çeyrek final oynatıyor, Türkiye'de şampiyon yapıyor, kovuyorsun. İsmail Kartal'ı getiriyorsun, onu beğenmeyip atıyorsun, Ersun Yanal'ı getiriyorsun... Takım iyi oynuyor, şampiyon yapıyor, taraftarda bir heyecan beliriyor, Ersun Yanal'ı kovuyorsun. Alakasız birini getiriyorsun... Kavgalar, dövüşler, sürekli ceza alan, sürekli hakaret eden bir takım yönetim kurulu üyeleri, acayip acayip adamlar... Kongrede de gördük, konuşma yapan kongre üyesinin yüzüne parmağını dayıyor. Benim Galatasaray kongresinde yaptığım konuşma yenilir yutulur gibi değil, kimse de gelip benim suratıma parmağını dayamadı. Bütün bunlar olduktan sonra taraftar da küsüyor, 'Bu ne biçim adam' diyor. 'Bu nasıl bir yönetim' diyor. Taraftara 'Şerefsizsin, haysiyetsizsin, yetiştirmesin' diyor. Bir tek Aziz Yıldırım ve çevresinde topladığı arkadaşları haklı. Geri kalan herkes kötü, satılmış, adi, FETÖ'cü...

        Açık söyleyeyim ben bu farkı bekliyordum. Halil Özer, '65'e 35 en iyi ihtimal Aziz Yıldırım açısından' dedi. Ben de Halil o kadar fark olmaz dedim. Artık kendi üye yaptıkları bile 'Yeter' diyor. 'Ölünceye kadar Fenerbahçe'yi ben yöneteyim, ben yoksam Fenerbahçe yok' Sen kimsin?

        Ali Koç her yere konuştu, Aziz Yıldırım yine seçti. 'Bunu seviyorum konuşayım, bunu sevmiyorum konuşmayayım'. Her zamanki tipik Aziz Yıldırım'dı. Ben çok merak ediyorum, Aziz Yıldırım bu sabah nasıl uyandı? Halbuki şanla şerefle ayrılabilirdi. 20 sene hizmet ettiği kulüpten, arkandan teneke çalınarak yollanmaktansa, 'Ali kardeşim, hayırlı uğurlu olsun. Senin gibi birip görevi benden devralsaydı' deseydi, stadın önüne heykeli dikilirdi.

        Türkiye'de biriyle baş etme ihtimalin azalıyorsa, hemen bir damga yapıştırmak lazım. Dün belki PKK'lı derlerdi, HDP'li derlerdi, bugün FETÖ moda... Anlamak mümkün değil. İtibar zedelemek için bir yöntem gerekiyor. Ali Koç'un yönetimine baktığın zaman böyle bir iz taşıyan bir kişiyi ben görmüyorum. Hepsi tanıdığımız deve dişi gibi adamlar. Ama geçmişte Aziz Yıldırım'ın yönetimlerinde böyle izler taşıyan adamlar gördüm ben.

        REKLAM

        Ali Koç ve Aziz Yıldırım'ın konuşmalarını izlerken dedim ki 'Bu kulüp, Türkiye'nin en büyük 2 kulübünden bir tanesi. Nasıl bu düzeye düşürebiliyorlar bu işi?'. Ali Bey başta daha dengeli ve daha yumuşak bir konuşma yapıyordu, fakat Aziz Bey işi başka bir noktaya taşıdı. Aziz Bey başka bir noktaya taşıyınca, Ali Bey de 'Ben beyefendi kıyafetimi çıkarır, mahalle çocuğu kıyafetimi giyerim' deyip sahaya indi. 'Madem sen bu tonu istiyorsun, biz bu tonda da varız' kardeşim diye bir mesaj vermeye çalıştı. Ama doğrusu bana hiç hoş görünmedi.

        "ALİ KOÇ TRİBÜNDE BÜYÜMÜŞ BİR GENÇ, ÜNAL AYSAL GİBİ PARAŞÜTLE İNMEDİ"

        Ali Koç gibi, Aziz Yıldırım'a 'Yalancısınız' diyen birine rastlamadım. Gerek ben gerek Serdar Ali Çelikler, Aziz Yıldırım'a çok sert laflar ettik. O da çok doğru şeyler söyledi Aziz Yıldırım'a. Ali Koç tribünden gelme, ağzında gümüş kaşıkla Fenerbahçe başkanlığına gelmedi. Bizim Galatasaraylı Ünal Aysal gibi paraşütle inmedi. Ali Koç tribünde büyümüş bir genç.

        Fanatik Fenerbahçeli bir iş adamı, Türkiye'nin önemli sanayici ailelerinden birinin varisi, spora bir kalite getirme ihtimali var. İlla getirir demiyorum, bilmiyorum, göreceğiz. Ali Koç da deli dolu bir Fenerbahçeli sonuçta. O da zıvanadan çıkabilir. Ama çevresinde de makul insanlar var. Koltukla değer kazanan insan değil, o koltuğa değer katacak insanlardan. Sana soruyorum: Aziz Yıldırım, Fenerbahçe başkanı olmadan adını duymuş muydun? Yönetimindeki arkadaşlarının? Şimdi buraya bakıyorsun Ali Koç'un yönetimine, bunların her biri kendi alanlarında başarılı olmuş, kendini kanıtlamış bir takım işler yapmış kimseler. Fenerbahçe koltuğu sayesinde önümüze çıkmış kişiler değil. Fenerbahçe'ye ihtiyaçları olduğu için orada değiller. Fenerbahçe'nin onlara ihtiyacı olma ihtimaline binaen orada. Bu ideal kulüp yönetim kuruludur. Keşke biz bunu Galatasaray'da da her zaman becerebilsek. Geçmişte Galatasaray bunu becerebiliyordu. Bu ideal ortam, Galatasaray'ı da Beşiktaş'ı da, diğer kulüplerimizi de etkileyecektir. Şunu söyleyeyim, Fenerbahçe taraftarı şunu düşünmesin 'Ali Koç geldi, dertler bitti' diye bir şey yok.

        REKLAM

        Acıbadem anlaşması da, feshi de medya önünde olmadı. Bunu yorumlamak mümkün değil. Açık söyleyeyim, Mehmet Ali Aydınlar'ın Fenerbahçe'ye kötülük yaptığı kanaatinde değilim. Fenerbahçe'yi o günün konjonktürü içinde en az hasarla çıkarmaya çalıştı. UEFA'yla durumu idare etmeye çalıştı. Sıkışık bir ortamda elinden geleni yaptı. 'Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe'yi bitirdi, öldürdü' diyemem. O gün başka bir federasyon başkanı olsa, belki bu kadarını da yapamayabilirdi. Şenes Erzik, gelmiş geçmiş en saygın TFF başkanları arasında ilk 3'e girer. O da iyi bir Fenerbahçelidir, kongre üyesidir. Şenes ağabey de bundan daha fazlasını yapamazdı. O günün şartlarını hep unutuyoruz. Şartlar değişiyor. O gün Türkiye'de başka bir hava vardı. O yüzden Mehmet Ali Aydınlar'a yönelik suçlamaların bu denli abartılmasını doğru bulmuyorum. Madem bu kadar büyük suçlamalar var, madem bu suçlamaları yapanların başında Aziz Yıldırım geliyordu. Sonra kapalı kapılar ardında, büyük suçlamalar yaptığın adamla sponsorluk anlaşması yapıyordu.

        "BU İŞLER PARAYLA OLSAYDI..."

        Bu işler parayla olsaydı, Abramovich'in Chelsea'si, 28 kere üst üste şamiyon olur, 7 kere Avrupa kupası kaldırırdı. Bu işler parayla olsaydı Katarlılar alınca PSG, peş peşe 20 kez Fransa şampiyonu olurdu, Avrupa'da da Şampiyonlar Ligi'ni alırdı.

        Bu işler parayla olan işler değil. Burada rakiplerin zekası, senin zekan, paran, paranı kullanış biçmin, ve bir takım başka faktörler devreye girip başarı gelebilir veya gelmeyebilir. Bu iş zor bir iştir. Rakiplerin de boş değildir. Galatasaray önemli bir camia, Beşiktaş önemli bir camia. Diğerleri de bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ali Koç başarılı olmayabilir. Ama Ali Koç'un gelmesi Fenerbahçe'ye şunu getirdi:

        Fenerbahçe'nin üzerindeki ölü toprağı kalktı. Fenerbahçe'nin içinde yeni bir umut ve heyecan oluştu. Fenerbahçe'nin rakipleri, Fenerbahçe'ye karşı bir sempati beslediler. Fenerbahçe, aynı Galatasaray gibi bir demokrasi geleneğinin bir kulüp için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi ve kendini yeniledi. Fenerbahçe, kilometreyi sıfırladı. O antipatiyi ortadan kaldırdı. Ben Galatasaraylıyım, bugün Fenerbahçe'ye daha bir sempatiyle bakmıyor muyum? Çünkü toplumdaki değişime ön ayak oldu. Höt zört ile bu işlerin yürümediğini gösterdi. Taraftara da özgüven verdi.

        REKLAM

        Fenerbahçe'nin gelirleri artırması lazım. Bu Ali Koç'un pazarlama başarısı olacaktır. Kimse şöyle bir şey var zannetmesin: 'Ben kulübe getirir parayı basarım, kulübün borçları ortadan kalkar.' Böyle bir şey yok, UEFA bunu kabul etmez. Gelir yoluyla olması lazım. Fenerbahçe'nin önümüzdeki yıl ve yıllarda gelirlerini ciddi biçimde artırması lazım. Fenerbahçe zaten iyi gelir üreten bir kulüp her zaman. Başarılı olmadığı zamanlarda bile, rakiplerinin başarılı olduğu kadar gelir üretebiliyordu. O açıdan baktığın zaman zaten Fenerbahçe'nin derdi, bu parayı kötü kullanmak, egolarla heba etmekti. Aziz Yıldırım burada egosal hareket ediyor, o hocayı getiriyor, o futbolcuyu atıyor... Ali Koç'ta henüz daha negatif bir şey görmedik."

        Yeni başkan Ali Koç'un, teknik direktör Aykut Kocaman ile yola devam edip etmeyeceğiyle ilgili bir soruya Fatih Altaylı şu sözlerle cevap verdi:

        "ALİ KOÇ, AYKUT KOCAMAN İLE DEVAM EDERSE -1 İLE BAŞLAR"

        "Ali Koç, Aykut Kocaman ile devam ederse -1'le başlar maça. Taraftarla Aykut Kocaman'ın barışma ihtimali yok. Taraftarın gözünde, sadece taraftar değil camianın da gözünde Aykut Kocaman bir Aziz Yıldırım artığıdır. Fenerbahçe genel kurulu çöp kovasını boşalttı diye bir mecaz yapalım, kovayı düzeltiyorsun bir bakıyorsun ki boşalmamış, içinde bazı şeyler kalmış gibi görülür. Sakın yanlış anlaşılmasın, kimseye çöp demiyorum. Bir temizleme, yenilenme harekatının aslında tam da başarılamadığı ortaya çıkar."

        Türkiye'de genel bir her şeye karşı güven erozyonu var. Yargıya güvenemiyorsun, emniyete güvenemiyorsun, orduya güvenemiyorsun, en güvenilir kurumlar olması gerekir bunlar. Haliyle futbola da güvenemiyorsun. Futbol ezelden beri güvenilmez bir noktada da, bu seneki lige baktığında sezon başındaki, ortasındaki, sonundaki birçok komplo teorisini boşa çıkaran bir lig oldu. 'Bu sene Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar, çünkü hükümet Aziz Yıldırım'ı destekliyor. O yüzden Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için herkes organize oldu' denildi, ama olmadı. 'Başakşehir'i şampiyon yapacaklar, yeni Türkiye'nin takımı' dediler, o da olmadı. Üstelik de çok kritik bir maç öncesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başakşehir'e destek veren açıklamasına rağmen olmadı. Türkiye'de bazı takımların hakları ağır bir şekilde yeniliyor. Kasımpaşa mesela, takımı bitirdiler, perişan ettiler. Kaç sezondur, kaç maçtır... Bu güvensizlik ortamı oluştuğunda VAR'a da güvenemezsin, yoka da güvenemezsin. Sonuçta o videonun başında da bir hakem olacak, ve ben Türkiye ortamında bu VAR'ın iyi bir sonuç vereceğini de açıkçası düşünmüyorum. Adam ofsayt mı değil mi? Hakem ofsayt kaldırdı, durup VAR'a gittin baktın, aslında değilmiş. Durmasın mı, atsın mı?...

        MUSTAFA CENGİZ'E ELEŞTİRİ

        Fatih Altaylı, 'Grey Friday' etkinliği nedeniyle Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'i eleştirdi. Altaylı şu ifadeleri kullandı:

        "Yellow Friday, arkasından Grey Friday, arkasından Pink Friday falan bunlar hoş şeylerdir, ama nihayetinde bunlar çorbada tuzdur. Çorbada tuz olan meseleyi bu kadar önemser bir tavır içerisinde bunu en önemli mesele haline getirmek çok doğru bir şey değildir. Ama atıyorum, sen orada 20 milyonluk satış yaptın, bu 20 milyonluk satıştan Galataasaray'a kalan 2 milyon bile değilse, ve bu 2 milyon senin bir futbolcunun maaşının haftalık ücretiyse... Galatasaray Futbol Takımı'nda en düşük oyuncu ücreti, 1 milyon 900 bin euro. 5 senedir ayağını topa değdirmemiş Tarık Çamdal'ın aldığı ücrettir bu... O yüzden de bunlar camiayı yakın tutmak için zaman zaman verilebilecek mesajlardır ama bir yönetim ilk seçildiğinde 4 ay önce Yellow Friday, arkasından da Grey Friday falan... Bunlar işin geyik kısmıdır. Benim bildiğim UEFA'dan gelecek olan şudur: UEFA'dan Galatasaray'a bir bütçe kısıtlaması... 4 sene boyunca bonservis ödememe yükümlülüğü gibi bazı yaptırımlar gelecek. O zaman senin ayağını yorganına göre uzatacak iyi bir takip yapman gerekir."

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ