Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Fatih Altaylı: Bu seçimi yapmak ihanetin katmerlisidir! Spor Haberleri - Futbol Haberleri

        Bloomberg HT'de Fatih Kuşçu'nun sunduğu "Spor Saati" programının yorumcusu Fatih Altaylı, spor gündemini değerlendirdi. Nazım Hikmet'in 116. doğum yıl dönümünün anılmasıyla açılan programda Altaylı, "Türkiye'nin önemli, sevilen, vatansever bir şairi. Bazı şiirlerini çok severim, bazılarını pek sevmem ama Türkiye'nin herhalde cumhuriyet tarihinde ya da son 100 yıldaki en önemli beş şairinden biri. Uluslararası düzeyde kıymet gören şairlerinden biri. Ders kitabında şiirinin bulunup yer almaması konjoktürel, ideolojik şeylerdir. Nazım Hikmet denince tüyleri diken diken olanların son 15-20 yıl içerisinde kürsülerinde Nazım Hikmet şiirleri okuduğu da bir gerçek. Değeri geç de olsa anlaşılmış, teslim edilmiş bir önemli şairimizdi. İnsani yönleriyle ilgili bin tane şey konuşabilirsiniz ancak şair yönüyle çok büyük şeylere imza atmış, tartışılamayacak birisidir. Belki bunlardan çok yoktur, abartırsak bu düzeydeki şairimiz iki elin parmakları kadardır. İyi ki doğmuş." ifadelerini kullandı. Altaylı, Fatih Kuşçu'nun "Kurtuluş Savaşı Destanı" adlı şiirinin liseye kadar müfredatta bulunmasını önermesi üzerine ise "Sen öner, onlar dinlemesinler. O destan güzel bir destandır ancak bazı kısımları hakikaten süper, muazzamdır. Son olarak bir şey söyleyeyim, iki tane şairimizi Türk sağı ve Türk solu kendilerine fazla bayrak edindiler. Bana sorarsan onların bu fazla bayrak edinmeleri, gerçek değerlerinin anlaşılmasının da önünde engeldi. Necip Fazıl Kısakürek de muazzam şairdir, Nazım Hikmet de. İkisi de Türk şiirinin iki dev ismidir, bunlara belki de son dönemden Attila İlhan'ı ekleyebiliriz. İkisinin fazla siyasallaştırılması, görmeleri gereken değeri yüzde 100 olarak görmelerini engelledi." dedi.

        REKLAM

        Altaylı, Suudi Arabistan'da kadınların ilk kez stadyumda maç izlemesini "Buna gelişim diyorsak artık 'ört ki ölem' Ama Suudi Arabistan için tabii ki bir gelişim, oradaki kadınlar için önemli olabilir ama insanlık için utançtır. Böyle bir rezillik olur mu?" yorumunda bulundu.

        "CENK TOSUN PREMIER LİG'E YAKIŞTI"

        Everton formasını Tottenham maçında ilk kez giyen Cenk Tosun hakkında konuşan Altaylı, "İlk maçı olması itibarıyla beğendiğimi söylemem lazım fakat takımı döküldü, fark yediler çok kötü oynadılar. Takımı yenilince Cenk'e övgüler dizmek de olmuyor. Rooney attığı golde 1 adım geride olsa Everton 1-0 öne geçiyor. O zaman maç farklı bir boyuta geçebilirdi, 5 dakika sonra geriye düştüler. Beşiktaş'taki Cenk miydi değildi çünkü Everton, Beşiktaş gibi değildi. Rakipler de farklıydı. Ama Cenk ileride tek başına oynayacak belli ki o yalnızlığın içerisinde ne yapabilir bilmiyorum. Beşiktaş'taki besleme de olmayacak, Beşiktaş kanatlarda çok aktif işler yapıyordu, orada ona yaptırmayacaklar. İlk defa oynadığı bir ligde, takımda, üç dört antrenmanla oynadığı bir takımla hiç de fena değildi. Ancak ilk maçındaki performansı ölçüt olmaz, 'Muazzam oynadı', 'Les Ferdinand şöyle dedi', 'Rob Hughes övdü' falan bunlar hikaye. Berbat oynasa geri mi göndereceklerdi? Arda'nın nasıl başlayıp nasıl bitirdiğine bakınca Cenk'in de nasıl başladığı değil nasıl bitirdiği önemlidir. Biliyorsun 'Türk gibi başla, Alman gibi bitir.' derler, Türk gibi başlamasın, ama hep üstüne koyarak git kardeşim. Boyuyla, posuyla, top tekniğiyle Premier Lig'e, dünyanın en üst ligine yakıştı." ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        ARDA TURAN'IN MEDİPOL BAŞAKŞEHİR'E TRANSFERİ ÜZERİNE:

        "GALATASARAY ONU İSTEMEDİ, ZORLA MI KULÜBE GİRECEKTİ?"

        Medipol Başakşehir'e transfer olan Arda Turan'la ilgili konuşan Altaylı, "Milli Takımımızın eski yıldızı diyelim, son dönemde yıldızlık hali yok. Beyaz cüce dedikleri yıldız vardır ya yıldız fazla büyür büyür, yakıtı tüketir sonra çöker, Arda da şu anda beyaz cüce. İnşallah bir yakıt bulursa yeniden yıldız haline gelir belki. Hayırlı olsun onun adına." dedi. Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın, transferin detaylarını açıklaması ve Arda Turan'ın imza töreninde "Bir gün dönersem sadece Galatasaray'da oynarım" ifadelerinin hatırlatılması üzerineyaptığı "Hiçbir şey değişmedi, 'Kulübüm bana kucağınıaçarsa...' ifadeleriyle başlayan bir cümleydi o. Kimseyle bir problemim yok. Hayalimi gerçekleştirmeye geldim" açıklaması üzerine konuşan Altaylı, "İnsanların hayalleri zaman içerisinde değişim gösterebilir, bu yaşla da ilgilidir. 13, 15 yaşımdaki hayal skalam çok geniştir, bir yandan futbolcu bir yandan rock yıldızı olmayı hayal ediyordum, her şeyin kapısı açık. Ama şu anda futbolcu olmayı hayal edebilir miyim? Gitti. Savaş pilotu olmayı hayal edebilir miyim? Hayaller, o an bulunduğunuz konumla ilgilidir. Arda'nın 19 yaşındaki hayali Barcelona, Liverpool, Manchester United olabilir ama 30-31 yaşındaki hayali bir büyük takıma gitmek değil. İçerisinde bulunduğu koşullar, hayali kendini yeniden kanıtlayacak, futbol oynayabilecek bir ortamı bulabilmek. Ben bunu böyle yorumluyorum. 'Hayal ettiğim takımdayım' demiyor. Ezildiği, vurulduğu, hakaretlere uğradığı yere dönmek istediği takımın kendisiyle ilgilenmediği yerde bir insanın hayali ne olur? 'Ben bir yerde başlayayım da kendimi göstereyim, Arda'nın ne olduğunu bir kez daha kanıtlayayım' olur herhalde. Yoksa 'Hayallerimi süsleyen bir takıma geldim' değil, herhalde Arda 20'li yaşlarındayken 'İleride Başakşehir diye bir takım kurulur, başlarında Göksel Gümüşdağ gibi bir başkan, Abdullah Avcı gibi bir teknik direktör olur, ligde hasbelkader iyi bir yerde olurlar, ben de büyüyünce o takıma giderim' diye bir hayali elbette ki yoktur. O yüzden de kısa vadeli bu dönem için hayali yeniden futbola dönmek, kendini kanıtlamaktı, o hayalini gerçekleştirme fırsatı buldu. Gencecik bir oğlandan kelimeleri nedeniyle büyük bir düşünür gibi yorumlamaya gerek yok. Basın toplantılarında kazık kadar adamların ne saçmaladıklarını görüyoruz. Benim bile bazen bu programda bunca tecrübeye rağmen ağzımdan neler kaçıyor... O yüzden futbolcu bu çocuk, biraz da onun ne demek istediğini izanla, akılla anlamamız lazım. Arda'nın çocukluktan bu yana Başakşehir'in hayalini kurduğunu anlamaması lazım, anlayan kötü niyetli bir okumayla bunu yapmıştır." yorumunda bulundu.

        Altaylı, Arda'nın 'Kulübüm bana kucak açarsa..." ifadelerini ise "O dönemde öyle bir ön şartı yoktu, öyle sunmasını gerektirecek bir ortam da yoktu. Çünkü Galatasaray'dan büyük paralar karşılığı gitmiş, Avrupa'nın en dev iki üç kulübünden birinde oynayan oyuncusunuz elbette ki Türkiye'deki eski takımınız geri ister diye düşünürsünüz. Ancak sonrasında düştüğü durumda Galatasaray kendisiyle ilgilenmedi ama ön şart, en iyi halinde bile olsa Galatasaray'ın istemesi değil midir? Galatasaray istemediği dönemde kulüpte zorla oynayacak hali yok çocuğun." sözleriyle yorumladı.

        Altaylı, Dursun Özbek'in "Arda Turan, ekonomik sebeplerle Başakşehir'i tercih etti" açıklaması üzerine şunları söyledi:

        "Galatasaray, Barcelona'yla görüştü mü? Bildiğimiz kadarıyla görüşmedi. Galatasaray, Arda Turan'a 'Gel bir konuşalım' dedi mi? Menajerini çağırdı mı? Barcelona'nın sportif direktörüyle yarı resmi gayrı resmi bir görüşme gerçekleştirdi mi? Dursun Özbek demiştir ki 'Arda biz sana ancak 1 milyon 500 bin Euro verebiliyoruz' Arda da o zaman 'Ben bu paraya oynamam' deyip 2 milyon Euro'ya Başakşehir'e gitmiştir, 'o zaman parayı tercih etti' denebilir. Ayrıca Dursun Özbek'in 'Parayı tercih etti' demesinde bir anlam yok çünkü Arda için değişen bir şey yok, Barcelona'dan her halükarda 7 milyonu alacak Arda. Arada kalan farkı ödeyecek. Galatasaray anlaşsaydı orası 5,5 verecekti, şimdi 5 verecek. Yani siz Barcelona'yla görüşüp ikna ettiniz de Arda gelmediyse Dursun Özbek haklı. Ama durum böyle değilse Dursun Özbek her zamanki gibi doğru olmayan ve aslanın ağzına başkalarını atan bir beyanatta bulunuyor demektir. Arda'ya Galatasaray'dan bir teklif olduğunu kimse duymadı. Ortadaki gerilimi, Arda'ya gelen tepkileri anlamak mümkün değil. Mesela ben diyorum ki 'HT Bloomberg'de program yapmam kardeşim' bunun için bana kızabilir insanlar ama HT Bloomberg beni istemiyorsa 'Kardeşim seni istemiyoruz, abuk subuk konuşuyorsun, burası çok ciddi bir kanal. Ekonomiyle ilgili sabahtan akşama kadar şahane laflar ediliyor, sen akşam çıkıp saçma sapan konuşmalarınla bizim saygınlığımızı bitiriyor, yerden yere vuruyorsun' derse ben burada ne yapabilirim? Ben de giderim bu abuk subuk lafları edecek başka kanal bulurum."

        ARDA, SELÇUK, MUSLERA, IŞIL ALBEN ARASINDA SOSYAL MEDYADA YAŞANANLAR...

        Arda Turan'ın Instagram'da Selçuk İnan'ı, Fernando Muslera'nın Arda'yı, Galatasaray Kadın Basketbol Takımı Kaptanı Işıl Alben'in Metin Oktay paylaşımı yaparak Arda'yı takipten çıkarmasını değerlendiren Altaylı, "Onun niye olduğunu çözemedim. Yönetim futbolculara bu yönde telkinde mi bulundu, böyle bir şey mi istedi bilmiyoruz. Bilmediğim için de bunun yaptığı yanlıştır, şunun yaptığı yanlıştır diyemem. Benim Instagram hesabım kapalı, ben 100 kişiyi takip ediyorum, 150 tane arkadaşım beni takip ediyor, ne kimseyi alırım ne kimseyi bırakırım. Bu yüzden bu işlere aklım ermez ama sevgililer ayrıldıklarını oradan gösterir olmuşlar nedendir bilmem. Bildiğim zaman bununla ilgili bir şey söylerim. Selçuk bir laf etmiş de Arda'nın kulağına mı gitmiş Arda bir şey demiş de ona mı gitmiş, o onun sevgilisine mi asılmış falan hiçbir fikrim yok." yorumunda bulundu.

        REKLAM

        "DURSUN ÖZBEK SÜREKLİ DÜŞMAN YARATIYOR"

        Altaylı, Galatasaray'ın 20 Ocak 2018'deki olağanüstü seçimli kongresiyle ilgili olarak "Kongreye gideceğim, Galatasaray'ı seven herkes gibi gideceğim." dedi ve başkan adayları Dursun Özbek ile Mustafa Cengiz'in açıklamalarını şu sözlerle değerlendirdi:

        "Galatasaray'da Fatih Altaylı gündemi yok, böyle bir gündemi Dursun Özbek kendi kendine yaratıyor. Dursun Özbek, son dönemde siyasette çok moda olan tavrı benimseyerek pozitif anlamda konuşulan bazı şeyleri negatif anlama çevirerek Galatasaray açısından söylüyorum, bazı düşmanlar yaratıyor. Beni yaratıyor, Ünal Aysal'ı yaratıyor ki benim Ünal Aysal'la aramda hiçbir bağlantı olması mümkün değil, burada konuştuklarımız belli... Bir takım düşmanlar yaratarak ve sürekli proje ortaya koyarak 'Büyüyen Galatasaray, dev Galatasaray' falan diyerek sanki biz Galatasaray'ın öyle olmasını engelleyen bir güçmüşüz gibi... Bunu büyük ihtimalle siyaseti izleyerek öğrendi. Bugün bir siyasiyle konuştum, dedi ki 'Dursun Özbek çok kötü bir Galatasaray başkanı ama çok iyi bir siyasetçi olabilirmiş' hakikaten de 'Bak bu Fatih Altaylı bak şu' diyerek, gerekirse Federasyon'u gösteriyor, Kulüpler Birliği Başkanı olduğundan bu yana onu da göstermiyor, desteğini biraz arkasına almış gibi duruyor. Böyle bir şey yaparak hedef saptırıyor, 'Ben aslında iyiyim, bunlar kötü ve bunlar benim büyük Galatasaray'ımı engellemeye çalışıyor' diyor, bilindik yöntemlerle."

        Altaylı, Fatih Kuşçu'nun 'Siz gündem oldukça ben de oluyorum. Sanki siz suçlusunuz, ben sizi azmettiriyorum gibi" sözlerini ise "Sen beni fişfikliyorsun karşımda böyle pis pis gülerek sorular soruyorsun, beni neyin zıvanadan çıkaracağını biliyorsun. Bütün suçlu sensin. Evet değerli Galatasaray Başkanı beni bütün yoldan çıkaran budur... Ya çocuk muyum ben? Beni kim gaza getirebilir? Sen bana herkesin konuştuğu şeyleri soruyorsun hatta bazen sormadıklarını ben konuyu evirip çevirip getirip söyleyeceğimi söylüyorum. Kimsenin sualiyle kimsenin fişeklemesiyle bir şey yapacak değilim. Hele senin gibi iyi bir gazetecinin beni fişfiklemeyeceğini de herkes bilsin. Sen iyi bir spor yazarı, efendi ve düzgün bir adamsın. Bunu da herkes bilsin." ifadeleriyle değerlendirdi.

        REKLAM

        Altaylı, Dursun Özbek'in "Uzun soluklu yönetim şart" açıklamaları üzerine ise şunları söyledi:

        "Başkan Dursun Özbek sürekli olarak acayip şeyler yapıyor. Geçen gün 'İmzacılar kaçtı' dedi mesela. Elinde böyle bir güç var ise tüzüğü değiştirsin, Galatasaray'ı bu kadar kafaya aldığını düşünüyorsa desin ki 'Dursun Özbek her şartıyla başkandır' Böylelikle en uzun soluklu en rahat başkanlığını yapar. Bu iş mahkemeye giderse mahkemeden döneceği çok açıktır. Konuştuğum bütün hukukçular mayıs ayında seçim olacağını söylüyor. Dernekler Masası'nın bu yüzden Galatasaray'a yazılmış ve Ünal Aysal döneminde Sedat Doğan tarafından sümenaltı edilmiş bir yazı var, çok net."

        "MUSTAFA CENGİZ'İN EN DEĞERLİ AÇIKLAMASI 'MAYISTA SEÇİME GİDECEĞİM' DEMESİDİR"

        Altaylı, Galatasaray Başkan adayı Mustafa Cengiz'in "Şampiyon da olsak mayıs ayında seçime gideceğiz" açıklamalarını ise "Mustafa Cengiz'in söylediği onca şey arasında en değerli şey budur. Benim gördüğüm bu kulüp, dört ay daha Dursun Özbek erozyonuna tabii olmamalı. Bu dört ay için bile Dursun Özbek son derece tehlikelidir. Galatasaray yönetimi Dursun Özbek'i seçeneksizlikten seçmemelidir. Mayıs ayında kulübün tüzüğünün gerektirdiği dönemde girmek isteyen bütün adayların katılımıyla, Adnan Öztürk mü girmek istiyor, Burak Elmas mı, ben mi kim girmek istiyorsa herkesin katılımıyla fair, adil, baskın olmayan, doğru dürüst programlı ve listelerin yapıldığı, bu liste ve programların Galatasaray Genel Kurulu'na sunularak sağlıklı bir değerlendirme yapıldığı bir ortamda Galatasaray seçime gitmelidir. Böyle 15 gün sonraya seçim koyarak, liste hazırlamaya 1 hafta süre bırakarak değil. Bu laf çok değerli. 'Öyle de olsak böyle de olsa mayısta seçime gideceğiz' çok kıymetli bir laftır, Galatasaray'a çok önemli süre ve süreç kazandırmaktır. Mustafa Cengiz'in söyledikleri doğrudur, katılınması gereken bir seçimdir çünkü Dursun Özbek yeniden seçilirse bundan sonraki hiçbir seçim, Galatasaray'ın geleceği açısından kıymet arz etmez. Kısmet arz eden son seçim, mayıs ayındaki seçimdir. 3,5 yıl daha Dursun Özbek'e süre verirseniz 3,5 yıl sonra Galatasaray'ı felaket tablosuyla karşı karşıya bulursunuz ve 3,5 yıl sürmez bile." ifadeleriyle değerlendirdi.

        DURSUN ÖZBEK'İN LİSTESİNDEKİLERE SESLENDİ:

        "YARIN SİZİ DE MEDYANIN ÖNÜNE ATACAKTIR"

        Altaylı, Dursun Özbek ve Mustafa Cengiz'in listeleri üzerine "Tüm isimleri tanıyorum. Dursun Özbek'inki çok sağlam bir siyasi liste. Dursun Özbek, Galatasaray'ın kongre simsarları tarafından oluşturulmuş, büyük bir bölümünü kendisinin hayatında daha önce bir kez bile görmediğinden emin olduğum bir takım isimlerin olduğu, pek çoğunu tanıdığım, bazıları benim Galatasaray Lisesi'nden sınıf arkadaşım olduğu siyasi bir liste. Çeşitli dönemlerden oy potansiyeli olan kimleri alırız da buraya oy sağlarız kaygısıyla oluşturulmuş aralarında çok sevdiğim arkadaşlarımın da bulunduğu bir liste. Kulüp siyaseti açısından 'Nasıl oy devşiririm' zihniyetiyle oluşturulmuş, 'Şunu alırsam şu dönemden oy alırım' diyerek yapılmış, seçimden sonra ne yapar diye bakılmamış, sadece seçim kazanmak üzerine yapılmış bir liste. İçlerinde çok sevdiğim, ayda bir, daha sık görüştüğüm arkadaşlarım var, o ayrı. Ama Galatasaray'ın geleceği ayrı, arkadaşlarıma olan sevgim ayrı. O arkadaşlarım çok sevsem de Galatasaray'ın geleceği açısından doğru arkadaşlarım olmayabilir, hiçbirinin bu konuda hiçbir tecrübesi yok. Dursun Özbek'in olmadığı gibi onların da yok. Kaldı ki Dursun Özbek, onlarla istişare edecek bir konumda da değil, yönetim anlayışını görüyoruz. Yönetim anlayışı insan harcamak üzerine... 1 hafta önce yere göğe koyamadığı Can Topsakal'ı istifa ettiriyor, istifa ettirdiği Can Topsakal'ı yeni listesine de yazdırıyor o arada üç ay önce gittikleri ve benim burada 'Olmaz kardeşim' dediğim basketbol koçunu yolluyor. Dursun Özbek için her şey gözden çıkarılabilir. Yeter ki o koltukta otursun, ne olduğunu bilmediğim amacına yönelik olarak icraatlerine devam etsin ve herkesi harcayabilir. Arkadaşlarım da bilsin ki yarın öbür gün sıkıntıya girdiğinde Dursun Özbek taraftarın önüne sizi atacaktır, medyanın önüne sizi atacaktır. Sizden istifa mektubu alıp teknik direktörünü falan harcayacaktır yeter ki kendisi o koltukta otursun o güzel röportajları versin." dedi.

        KALAMIŞ'TA DURSUN ÖZBEK'E SAYGISIZLIK YAPILDI MI?

        Altaylı, Kalamış'ta Dursun Özbek konuşurken salondaki gürültü üzerine Özbek'in "Sırayla konuşalım değerli Galatasaraylılar, siz konuşun sonra da ben konuşayım" şeklindeki sözleri üzerine "Hoş değil ama insanlar da belki de doğru olmayan şeyleri dinlemekten sıkılmış olabilirler. Ama Kalamış'taki Galatasaraylıların böyle bir tavrı vardır onlar başkanları çok fazla dinlemezler. Her başkan, yöneticinin başına eğer çok merak uyandırıcı bir şeyler söylemiyor, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorsa ya da onların hoşlanmadığı tarzda bir konuşmacıysa ya negatif tepki gösterirler ya da böyle dinlemezler. Ama yine de Galatasaray başkanına yapılan şey hoş değil." yorumunda bulundu.

        REKLAM

        ÜNAL AYSAL, FATİH TERİM, YILDIRIM DEMİRÖREN ARASINDA YAŞANANLAR...

        Dursun Özbek'in Ünal Aysal, Fatih Terim ve Yıldırım Demirören arasında yaşananlar ve Ünal Aysal'a yönelik olarak "Ünal abi sen kaç tane baskın seçim yaptın, sonuncusunda da bırakıp kaçmadın mı?" sözlerini değerlendiren Altaylı, "Ünal Aysal'ın muradının ne olduğunu bilemem, kendine dönük bir adamdır. Galatasaray falan düşünmemiştir, kendinin suçlanmasıyla ilgili konuşmuştur. Bir de Galatasaray başkanlığından sonra medyadan uzak kalmak kendisine ağır gelmiş olsa gerek, Galatasaray başkanı olmadan medyada var olmak bu tip adamların hoşuna gider bu yüzden konuşmuştur. Galatasaray'ın önüne geçmek gibi bir derdi olduğunu düşünmüyorum. Aklına bile gelmemiştir Ünal Aysal'ın, o Galatasaray hakkında bu kadar geniş kapsamlı düşünemez. Benim asıl anlamadığım bunu Sayın Dursun Özbek'in bunu gündeme getirmesi çünkü orada Galatasaray'la ilgili bir şey değil. Federasyon'la eski kulüp başkanı arasındaki bir polemik, bunun ne Galatasaray'la ne de başka bir şeyle alakası var. Tam aksine Federasyon'la Terim'i yakınlaştırarak Galatasaray'a faydası bile olabilir. Dursun Özbek'in değerlendirmesi baştan sona hatalı, yanlış ve gereksiz. Çünkü Galatasaray'ın meselesi değil bu." ifadelerini kaydetti.

        REKLAM

        "İMZACILARTÜYDÜ" İFADELERİNE CEVAP

        Dursun Özbek'in "Seçim isteyenler nerede" ifadeleriyle başlatılan imza kampanyasını değerlendirmesi ve "İmzacılar şu anda ortada yok" açıklamasını yorumlayan Altaylı şunları söyledi:

        "İmzacılar kaçmadı, onlardan biri de benim. O imzalar toplandığı sırada geçen sene nisan ayında divan kurulunda çıkıp 'Başkan yönetiminin en önemli isimleri istifa etti, zaten zayıf yönetimin vardı daha da zayıfladı. Lütfen mayıs ayında bir kongre yap, yönetimini yenileyebiliyorsan daha güçlü isimlerle tekrar aday ol, karşına çıkan biri varsa çıksın ve Galastasaray bir seçim yapsın' diyordu o imzacılar. O imzaların 'Biz adayız, bizim başkan adayımız şudur' gibi bir şeyi yoktu, imzacılara karşı bazılarınca Galatasaraylı bazı muhaliflerce yapılan en önemli eleştiri, Dursun Özbek'in Galatasaray'ı batağa sürüklediğini görmelerine rağmen imza vermeyenlerin gerekçesi şuydu: 'Bir başkan adayı, bu hareketin bir lideri yok.' O hareketin bir lideri yoktu çünkü o hareketin seçime gidip kazanmak için oluşan bir hareket değildi, Galatasaray'ın kötü yönetildiğini vurgulamak üzerine oluşmuş bir hareketti. İçlerinde kimse 'Ben bu hareketin lideriyim' dediği de olmadı. Dursun Özbek kongre olduğunda büyük ihtimalle kongre sandığında o imza atanların nerede olduğunu görecek. Dursun Özbek seçimi kazanır kazanmaz bilmiyorum. 1100 imzacının ne kadarı gelir bilmiyorum çünkü bazılarının Galatasaray'a çok kızgın ve kırgın olduğunu biliyorum. Ama büyük bölümü sandığa gelerek Galatasaray'a ve Dursun Özbek'e tepkisini gösterecektir. Bir yere tüymüşlükleri yok. Bir yere kaçtığımız, tüydüğümüz yok. Biz Dursun Özbek yokken de vardık, o olmadığı zaman da olma ihtimalimiz kuvvetlidir. Ben Dursun Özbek'i hayatımda kongrede görmedim. Özbek'i hayatımda bir maçta, deplasmanda, Galatasaray'ın önemli bir organizasyonunda görmedim. O 1100 kişinin içinde deplasmanda dayak yiyeni de vardır, Galatasaray'ın genel kurulunda en önemli şeyler konuşulduğunda yönetimininde ihtiyaç olduğunda en önemli görevleri alanı da vardır. Onlar bir yere kaçmadılar, onlar oradalar Dursun Özbek hiç merak etmesin. Onlar Galatasaray'ı medyada yer almak, Galatasaray üzerinden prim yapmak, şöhret elde etmek, Galatasaray'ı ne olduğunu bilmediğimiz amaçları için kullanmadılar, onlar Galatasaray'ın pür-i pak evlatlarıdır. Galatasaray'ın iyiliğinden başka hiçbir şey istemezler, hakaret etmezler, 'Tüydü' demezler."

        DURSUN ÖZBEK'İN ÜSLUBUYLA İLGİLİ...

        Altaylı, üslup yüzünden disiplin kuruluna sevk edilmiş, Galatasaray 2. başkanı ve kongre üyesi olması üzerine "Galatasaray'ın en zor döneminde görevden kaçmamış bir adamım ben. Başkanın üslubunu eleştirmek bana düşmez, benim de üslubumun eleştirilecek tarafları vardır. Ben üslubumun dünyanın en doğrusu olduğunu söylemiyorum ama benim burada sadece ve sadece Fatih Altaylı isimli gazeteciyi temsil ediyorum, Galatasaray'ı temsil makamında değilim. O yüzden benim üslubum Galatasaray'ı temsil etmez o yüzden Galatasaray başkanının kullandığı üslup Galatasaray'la ilgilidir. O koltukta oturan biri kongre üyeleriyle ilgili 'Korktular, kaçtılar' diyemez, o lafları ettiğinden itibaren o koltuğa yakışmadığının göstergesi anlamına gelir sözler, başka bir şey değil. Dursun Özbek, benim gibi sadece kendinden mesul değil. Dursun Özbek, Galatasaray başkanı olmadığı durumda kıymetiharbiyesi sıfır olan bir adamdır Galatasaray toplumu açısından. O yüzden söylediği her laf onu bağlar.

        O koltuktan iner , o koltuktan indikten sonra kendisini hala dinleyen bir ferdi vahit kalırsa eğer o zaman kendisini bağlar. Koltuktan indikten sonra onun söylediği lafı dinleyecek tek bir Allah'ın kulunu ortalıkta göremezsiniz." ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        "BU SEÇİMİ YAPMAK İHANETİN KATMERLİSİDİR"

        Altaylı, Dursun Özbek'in "Fatih Altaylı seni affetmiyorum" yorumu üzerine "Benim kendisinden af dilemem söz konusu değil zaten herhangi bir yerde. Beni affetmemesi önemli değil ancak söylediğine bir cevap vermek gerekir. Habertürk Gazetesi'nde ki benim ne kadar alakam olduğunu sen biliyorsun, odam var yazımı yolluyorum başka bir şey yapmıyorum bir de haftada bir gün benimle röportaj yapıyorlar, Halil Özer soruları soruyor, ben de cevaplıyorum. Orada Arda'yla ilgili bir haber çıktı, Galatasaray Kulübünü'nün alakası yokken dedim ki 'Arda böyle bir şey demez, ki nitekim Mehmet Ağar da bağlanarak "Arda böyle bir şey demez" dedi. Ben de bu haberi yapan gazeteciyi eleştirdim. Haberi yapan da Meriç Müldür isimli bu binada, bu gazetede çalışan bir arkadaşımız. Meriç Müldür'ün gerek Galatasaray başkanı gerek Fenerbahçe başkanıyla zaman zaman sözcülüğünü yapacak kadar yakın ilişki içerisinde olduğunu, onların hoşuna gitmeyecek hiçbir şey yazmadığını ben de biliyorum, Türk spor medyası da okurlar da biliyor. Buradan yola çıkarak dedim ki 'Bu haber yanlıştır, büyük ihtimalle de Galatasaray yönetimi tarafından sızdırılmış bir haberdir, Meriç Müldür de böyle yazmıştır' Çünkü bunun hiçbir sağlaması yapılmadı, sağlamasını programda yaptık, Arda beni aradı konuştuk, Mehmet Ağar programı aradı "Arda'nın böyle bir lafı olmadı, bu külliyen yalandır" dedi, ortaya çıktı. Meriç Müldür de sonra "Ben yanlış bilgilendirildim, benim böyle bir iddiam yoktu" gibi ne olduğunu anlamadığım bir cevap yazdı. Bana diyor ki 'Sen bu gazetenin haber müdürüsün' hayır müdürü falan değilim, yazarıyım. Dursun Özbek o gazeteyi nasıl sabah bayiden alıyorsa ben de bayiden alıyorum. Gördüğümde çok kızdığım, Halil Özer'e de 'Kardeşim doğru olmayan haberi nasıl yazarsınız?' diye attığım mesaj da duruyor. Halil de dedi ki 'Arkadaşımız kendisinden çok emin' Ben de 'İyi peki' dedim, isteyene mesajı da gösteririm. Olacak bir şey değildir bu. Ama Dursun Özbek sürekli düşman yaratıyor ya seçime benim yüzümden gittiğini söyledi. Kardeşim, e Sayın Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, neden ben söylediğim dönemde gitmedin 6 ay sonra gittin? Seçime benim yüzümden gitmedin Dursun Özbek, sen çok kötü çuvalladığın, mayısta seçimi kazanma ihtimalin kalmadığı, ne olduğunu bilmediğimiz ajandanı Galatasaray'da gerçekleştiremeyeceğini gördüğün için erken ve baskın bir seçim yaparak Galatasaray'ı kapıp kaçmaya çalışıyorsun. Bu seçimin benle alakası yok. Benim yüzümden ben istedim diye seçim yapsaydı mayıs ayında yapardı. Bu seçimi ne ben istedim ne başka bir Galatasaraylı. Aklı başında hiçbir Galatasaraylı seçime 4 ay kala seçim istemez, devre arasında seçim olsun, lig devam ederken seçim olsun istemez. Bunu istemek ancak Galatasaray'a ihanettir. Böyle bir şeyi istemek ihanet ise yapmak ihanetin katmerlisi ve büyüdüğür." dedi.

        "GALATASARAY'I SEVENLERİN TÜYMEYECEĞİNİ GÖSTERİN"

        Altaylı sözlerini "Son bir şey daha söylemek istiyorum, geçen hafta burada bazı gazetecilerin ve kişilerin isimlerini verdim, çıktı onları da yalanladı, 'Fatih Altaylı yalan söylüyor' diye. O gazetecilerden bir tanesinin rakip başkan adayıyla yapılmış söyleşiyi yayınlatmamak üzere devreye girdiğini bazı gazeteciler bugün çeşitli platformlarda söylediler, bu bir. Ben Serdar Güzelaydın'ın Galatasaray Sportif A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi yapılacağını söylediğimde onu da yalanladı, yalanladıktan 3 gün sonra da Galatasaray Sportif A.Ş.'ye yönetim kurulu üyesi yaptı. Belki yarın başkan da yapacaktı. O Serdar Güzelaydın, Fikret Orman'la ilişkileri ve orada yaptığı işler belli. Galatasaray'ın yarınını, öbür gününü düşünenlerden, çocuklarının da Galatasaraylı olmasını ve babaları gibi ileride gurur duyacakları bir Galatasaraylı olmasını isteyenlerden bu hafta sandığa gelip, gereken yanıtı, tüymediklerini, Galatasaray'ı seven kimsenin tüymeyeceğini ama sonradan Galatasaraylı olmuş bazılarının nasıl tüydüklerini yakın tarihte görüldüğü gibi önümüzdeki günlerde görülebileceğini bilerek oy kullanmalarını gerektiğini söylüyorum." ifadeleriyle noktaladı.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ