Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fatih Altaylı: Yabancı sınırlamasında artan tek şey, kalitesiz Türk futbolcuya ödenen paralar - Futbol Haberleri

        Bloomberg HT'de Fatih Kuşçu'nun sunduğu "Spor Saati" programının yorumcusu Fatih Altaylı, spor gündemini değerlendirdi.

        Fatih Altaylı programa "Spor dolu günler yaşıyoruz... Bu hafta en fazla ABD Açık'la ilgilendim. Sürpriz finalistler oldu. Kevin Anderson, çok güzel maçlardan sonra final oynadı. Finalde 3-0 kaybetti ama onurlu bir şekilde oynadı. Kendini ezdirmedi. Bitti denilen Nadal 2. Grand Slam'ini aldı bu sene. 36 yaşındaki Federer'le beraber bu sene Grand Slam'leri aldılar, tabii bunda Djokovic'in sakatlığının etkisi olsa da... Tenise yeniden bir heyecan geldi. Kadınlar tenisinde bir problem var. Hala Williams kardeşler etkin, Sharapova doping cezasından sonra döndü ama hale yola gelmiş değil. Kadın tenisinde bir seviye kaybı olduğu görülüyor. Erkek tenisinde 2 büyüğün geri gelmesiyle yeniden heyecan başladı. Formula 1'de, Hamilton-Vettel kapışmasıyla yeniden bir kıpırdanma var." sözleriyle başladı.

        REKLAM

        Kuzey Kore'deki nükleer denemeler nedeniyle Güney Kore'deki Kış Olimpiyatları biletlerinin ilgi görmediği yönündeki haberlere değinen Altaylı "Güney Kore'deki Kış Olimpiyatları öncesi biletlere ilgi olmaması çok inandırıcı gelmiyor, Anti-Kuzey Kore propagandasının bir parçası gibi geliyor." diye konuştu.

        "BASKETBOLDA YABANCILAR SORUMLU DEĞİL Mİ?"

        Fatih Altaylı, EuroBasket 2017'de İspanya'ya yenilerek turnuvaya veda eden 12 Dev Adam için de "Turnuvaya katılıyorsan sonuç önemlidir. Basketbol takımımızı alkışlayalım ama sonuç diye de bir şey var. Basketbol bu ülkede 2. spor, hatta 1. spor olma noktasında. Futbolda yabancı olmasın, peki basketbolda olsun mu? Futbol başarısız olunca yabancı sorunu, peki eğer başarısızlığın faturası yabancılara yüklenecekse basketbolda yabancı sorunu yok mu? Fenerbahçe Avrupa şampiyonu oldu, tamamı yabancılardan oluşan takımla veya Galatasaray ile diğerleri... Böyle bir iki yüzlülük var. Basketbol takımını alkışlıyoruz ama başarı da lazım. Biraz basketbolla haşır neşir ülkelere yenilince 'İyi mücadele ettik' ben yemem bunu. Sonuçta basketbolda bir başarı yok. Rusya'ya yenildik, Sırbistan'a yenildik, Letonya'ya yenildik. Biraz kıpırdanmış, basketbolla ilgilenen bir ülke gelince yeniliyorsun. Futbolda iyi bir kadro çıkaramadığımız zaman yabancılar sorumlu da, basketbolda iyi bir kadro çıkaramadığımız zaman yabancılar sorumlu değil mi? Madem yerlilerin gelişimini engelliyor, hadi basketbola da 2 yabancı, 3 yabancı diye kısıtlama getir" ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        HİDAYET TÜRKOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI...

        Fatih Altaylı, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

        "Hidayet Türkoğlu ne demek istemiş anlamadım. Ben Milli Takım'a karşı bir düşmanlık, bir eleştiri göremedim. Bizim bilmediğimiz başka bir şey biliyor olmalı ki böyle bir şey söylemeye ihtiyaç hissetti. Ben bu söylemleri açıkçası sevmem, niye sevmem çünkü bu herkesin takımı, ama 'İsimlerini söyleyeceğim' dediğine göre Hidayet'in bir bildiği vardır. Boşuna böyle bir şey söylemiyordur. Bilmiyorum, Turgay Demirel mi diyecek... Turgay Demirel'i çok eskiden tanırım, Galatasaray'ın şampiyon olduğu dönemlerde Galatasaray Basketbol Takımı'nın kaptanıydı, o günlerden beri tanırım. Ama sonrasında açıkçası bende ciddi bir hayalkırıklığıdır Turgay Demirel. Uzun yıllar Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığı koltuğunda oturmak için türlü fırıldaklar çevirdiğini, türlü siyasi girişimlerde bulunduğunu bilirim. Benim bildiğim şudur; Turgay Demirel yaralı parmağa işemez. Kendisi dışında herhangi birisi için parmağını kıpırdatmaz."

        "LUCESCU İYİ BİR HOCA"

        Fatih Altaylı, A Milli Takım'ın Hırvatistan galibiyeti için "Lucescu'nun tabii ki etkisi var, ama şöyle söylemek lazım, Hırvatistan iyi bir takım. Hırvatistan'la her oynadığımızda genellikle mağlubiyetten kurtulan taraf oluyoruz. Yenilecek bir oyun oynuyoruz ama yenilmiyoruz. Bu, Türk futbolunun özelliğinden kaynaklanıyor bence, bizim yüksek fizik güce sahip, baskılı oynayan takımlara karşı şansımız olmuyor. Özellikle de kuzey futboluna karşı... Biz de teknik bir takım sayılırız kendi çapımızda, Hırvatistan da daha teknik olmak kaydıyla teknik bir takım. O düzeyde rakibi bozabiliyoruz. Üst düzey fizik futbol oynamayıp, teknik-fizik karma oynayan takımlar karşısında biraz daha başarılı olma ihtimalimiz oluyor. Hırvatistan maçında yenilebilirdik, adamların bir sürü pozisyonu var. Ama şanslı günümüzdeydik, savunmamız iyiydi. Sağ bek ve sol bek olmayınca eksik oluyorsun, o hatalardan dönülmüştü. Bir tarafta İsmail Köybaşı, diğer tarafta Şener hatasından dönülmüştü. Arda ilk maçta da sonradan girdiği bölümde iyiydi diye burada söyledim ben. Arda, Ukrayna maçında kötü değildi. Oğuzhan'ın kişisel beceriyle çıkardığı şutu Cenk Tosun çok iyi tamamladı. Kolay bir gol değildi. Kazandık yani ama muazzam bir futbol oynamadık, akıllı bir futbol oynadık. Zaten Lucescu'nun da genelde becerebildiği budur. Galatasaray Lucescu'yla beraber Süper Kupa'yı aldı, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale kadar gördü, bunların hepsinde de Galatasaray kendisinden çok güçlü takımlar karşısında çok şık olmayan ama akıllı bir futbolla ya kazandı ya berabere kaldı. O yüzden Lucescu iyi bir hoca." değerlendirmesinde bulundu.

        "YABANCI SINIRLAMASIYLA ARTAN TEK ŞEY KALİTESİZ TÜRK FUTBOLCUYA ÖDENEN PARALAR"

        Fatih Altaylı, yabancı sınırı tartışmaları için "Yasakçı zihniyet hiçbir fayda sağlamaz" diyen Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek'in açıklamalarıyla ilgili şunları söyledi:

        "Dursun Özbek bence haklı. Şu anda bunu tartışmanın bir alemi yok. Bu sezon için bir şey değişmesi zaten mümkün değil. Ben şunu anlamıyorum, aynı federasyon döneminde önce yasak, sonra tam serbest, sonra bir daha yasak tartışması... Tutarlılık nerede? Federasyon başkanı ne iş yapar? O yanlışsa o yanlıştan niye dönüldü, bu yanlışsa bu yanlışa dönüldü, şimdi neye geri dönülecek? Bu anlamsız bir şey. Yabancı sınırlamasının Türk futbolundaki kaliteyi artıracağı yönündeki iddiaya asla katılmıyorum. Niye katılmıyorum? Artan tek şey kalitesiz Türk futbolcuya ödenen paralar. Bunun dışında bir şey artmıyor. Tarık Çamdal'ın bonservisine 5-6-7 milyon Euro veriyorsun. Fenerbahçe'nin veya başka takımların aldığı bunun gibi bir sürü oyuncular vardı. Sonuçta ne oluyor? Futbol gelişmiyor, yerli futbolcuları elinde bulunduran kulüplerin gelirleri artıyor veya bu futbolcuların değeri naylon bir şekilde şişiyor. Tarık Çamdal'a Galatasaray 5 milyon, 6 milyon bonservis veriyor. Haydi bakalım o bonservisin 10'da birine satsın şimdi! Bedava verse kimse almıyor! Uluslararası piyasası var bunun... Yıllarca Türkiye gümrükleri savundu, 'Gümrükler açılmasın, yerli sanayimiz batar' denildi. Dünyanın en dandik arabalarına bindik, dünyanın en dandik çamaşır makinelerini kullandık yıllarca. Gümrükler bir açıldı ne oldu? Türkiye, Avrupa'ya en fazla beyaz eşya satan ülke oldu. Demek ki bu işi yasaklamakla kaliteyi artırmak çok birbirleriyle bağlantılı şeyler değil. Ama şuna katılıyorum, belli miktarda oyuncunun 11'de yer almasına izin verilmesi Milli Takım'a bir omurga oluşturmak adına bir fayda sağlayabilir. Ama yine fayda sağlamayabilir, omurgası yabancılardan oluştan takımların faydası olmuyor. Bu, televizyonlarda, gazetelerde tartışılacak bir şey değil. Federasyon Süper Lig ve 1. Lig'deki bütün takımların yerli-yabancı hocalarını toplar, yurtdışından örnek verebilecek birileri getirilir, tartışılır ve bir düzen kurulur. Bu memlekette her şey yalan dolan. Herkes fırıldak olmuş. Bunu söylerler, söylerler sonra Ankara'dan Cumhurbaşkanı 'Bu kısıtlama yanlıştır' der, sonra herkes 'Evet yanlış!' der."

        "SÜPER LİG'DE BU SEVİYEDE RÖPORTAJ VERECEK FUTBOLCU YOK"

        Fatih Altaylı, Altınordu'da forma giyen genç futbolcu Barışcan Işık Altunbaş'ın Türkiye'de oynanan futbolla ilgili açıklamalarını beğendiğini şu sözlerle ifade etti:

        "Süper Lig takımlarında bu seviyede röportaj verecek futbolcu yok. 'Taraftarımıza teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki maçlara bakacağız' dışında bir şey söyleyen futbolcu ender bulunuyor. Bundan birkaç ay önce Galatasaray Divan Kurulu Toplantısı'na gittik. Saygıdeğer ve sayın başkanımız Dursun Özbek dediler ki 'Milli Takım'da 6-7 tane Galatasaray'dan oyuncu var, bunlar süper...' Nerede bu çocuklar? Bunlardan 2 tanesini koy kulübeye, bakalım ne oluyor. Taraftar olarak Selçuk'u ıslıklayacağıma, bu çocuklardan bir tanesini seyredeyim. Belki olur. Zihniyetler sakat. Galatasaray Başkanı 6 tane oyuncuyu alkışlatıyor, sen bunları Galatasaray'da görmüyorsun. Nerede oynayacak bu çocuklar?Galatasaray'da 2. Başkan olduğum dönemde genç takımın antrenmanını seyrediyorduk. Bir çocuk vardı, o seviyede parlıyordu. Lucescu'ya söyledim, 'Ben de izliyorum onu, iyi çocuk' dedi. Niye almıyorsun diye sordum, 'Ezilir diye korkuyorum ama alıcam galiba' dedi. 1 ay sonra A Takım'la antrenmanlara çıkmaya başladı. Kim o çocuk? Sabri. 2001 yılıydı. Galatasaray'a 16 sene hizmet etti. Şimdi Göztepe'de de çok iyi gidiyor. Dene bunları..."

        "SELÇUK DOĞUŞTAN YORGUN"

        Süper Lig'in 4. haftasında Antalyaspor ile 1-1 berabere kalan Galatasaray'ın performansını eleştiren Fatih Altaylı şunları söyledi:

        "Galatasaray 3 tane zayıf takımla oynadı, çok ciddiye almayın, birileri Galatasaray'ın sadece ve sadece koşarak başarıya ulaşmaya çalıştığını görecek, ve bunun önünü kestiği anda Galatasaray'ın yeni bir oyun planı geliştirme durumu yok demiştim. 'Galatasaray sezona diğerlerinden önce başladığı için erken forma girdi, bu formdan düşüş tehlikeli olabilir, çok sıkıntı yaşayabilirler' dedim mi! Geçen hafta burada 'İlk defa Antalya'yla ciddi bir maç oynayacaklar. Antalya'da hem usta ayaklar var, hem de rakibi durdurmayı bilen bir teknik direktör var.' dedim mi! Her pazar günü pazara gidip meyve sebze alıyorum. Pazara gittim, 'Akşam biz puan kaybederiz' dedim. 'Yok ağabey' dediler. 'Haftaya pazar buradayız, konuşuruz. Haklı çıkarsam 1 kutuyu bedavaya alırım' diye gırgır da yaptık. Belli.Tudor'un oyuncu değişiklikleri her zaman yanlış. Badou Ndiaye çıktı oyundan, yorgunmuş. Selçuk doğuştan yorgun. Selçuk geçen seneden beri sürekli yorgun. Selçuk oyun tutmayı biliyor da, geçen sene hangi oyunu tuttu? Bir arkadaşımla beraber maçı seyrediyoruz, 'Yazık oldu Selçuk'a' dedim. Bir veya birkaç gol yiyeceğimiz aşikar. Fatura Selçuk'a çıkacak. Selçuk'un zaten bir şey oynamasını beklemiyorum. Kimse beklemiyor zaten. Niye Selçuk? Kulübeye bakıyorsun, Badou çıkıyorsa alınabilecek bir Selçuk var. Peki niye Ndiaye çıkıyor? Selçuk, Ndiaye'den daha mı agresif? Daha mı enerjik bir top oynamış bugüne kadar? Belhanda'yı çıkarıp Selçuk'u alsa biraz daha mantığı var. Belhanda dökülüyor. Orada Selçuk'u tolere edebilirsin. Ama Ndiaye'nin olduğu yerde, arkada Selçuk'u tolere edemezsin. O zaman başka türlü bir oyun planına geçmen lazım, belki o zaman oraya kaydırman gereken adam Selçuk değil, bir başkası. Galatasaray için konuşacak çok bir şey yok. Galatasaray'la ilgili herkes şişirirken ben şunu söyledim '3 takımla oynadık, bunlar zaten küme düşme adayı, bunlar ölçü değil, daha sen Başakşehir'le oynamadın, Beşiktaş'la oynamadın, Fenerbahçe'yle oynamadın, Kasımpaşa'yla oynamadın, ligde daha can yakan takımlarla karşı karşıya gelmedin. Bu sene Süper Lig takımları bonservislere 101 milyon Euro para harcamışlar. Bu paranın %40'ından fazlasını tek başına Galatasaray harcamış. Buna imza paraları dahil değil, 48 milyon Euro'yu Galatasaray harcamış. Tudor'la bu işin olacağını düşünmedim, hala da düşünmüyorum. Şampiyon olsa bile ben düşünmemeye devam edeceğim. 'Demek ki uzak ara şampiyon olabilirdi' diyeceğim. Tudor 'Yorgunluk vardı' diyor, hamallık mı yaptılar, inşaat işçiliği mi yaptılar, futbol oynadılar. Bunların işi ne? Futbol oynamak... Östersunds denen rezilliği yaşamayıp da, Avrupa kupalarına kalma başarısı gösterseydin sen zaten haftada 2 maç yapacaktın! 15 günde 2 tane milli maç oynadılar diye futbolcular bitik mi? Hani sen acayip antrenman yaptırıyordun? Cenk Ergün, 'Adam geldiğinde öyle bir antrenman koydu ki futbolcular kusuyordu, şimdi aslan gibiler' diye sağda solda övünüyordu. Ne oldu? Bir haftada 2 maç yaptığın zaman böyle bir bahane olabilir mi? Benim teknik direktörüm böyle bir şey söyleyecek, 'Hasta mısın? Kafayı mı yedin?' derim. Saçmalığın dik alası. 10. haftaya kadar Galatasaray lider devam ederse, Tudor'un kredisi olur. Ama daha önce Galatasaray liderliği kaybederse, 'Dursun Özbek istifa' lafları tekrar başlar mı başlamaz mı..."

        "DÜNYANIN EN SAÇMA SAPAN KONUŞAN ADAMI"

        Medipol Başakşehir'e 3-2 mağlup olan Fenerbahçe'nin performansına değinen Fatih Altaylı, teknik direktör Aykut Kocaman'ı da şu sözlerle eleştirdi:

        "Fenerbahçe'de kaleye gelmeyen toplar da gol oluyor. Şaka bir yana, Aykut bundan memnunsa memnun olmaya devam etsin, ama ben memnun olunacak bir şey göremiyorum. Niye dersen, Fenerbahçe iyi oynamıyor. Kendisi 'Rakibimiz Türkiye'nin tek organize takımı' diyor. Sen organize değilsen, doğru düzgün hücum edemiyorsan, gol atamıyorsan, sürekli gol yiyorsan, nesinden memnunsun? Gol yemekten mi? Gol atamamaktan mı? Yenilmekten mi? Berabere kalmaktan mı? Neden memnunsun? Bana bunu anlatsın. Konuşmada bir mantık olmayınca, oynadığı oyunda da bir mantık olmuyor Fenerbahçe'nin. Dünyanın en saçma sapan konuşan adamı... Sesini kalınlaştırıp boğarak ve suratına ciddi bir ifade verip alnını kırıştırarak diye büyük laflar ve doğru laflar etmiş olmuyorsun. Aykut alnını kırıştırıp, sesini boru gibi çıkararak sanıyor ki çok önemli ve büyük laflar ediyor, bir şey demiyor! Neyse..."

        "İSKENDER BAYDAR 3 TEMMUZ'A ATIFTA BULUNUYOR"

        Fatih Altaylı, görevinden ayrıldığını açıklayan Galatasaray Medya ve İletişim Direktörü İskender Baydar'ın istifasının sarı-kırmızılılar için bir kayıp olduğunu söyledi.

        Altaylı, "İskender Baydar 'Böyle bir tweet'e bile tahammül edemeyen kongre üyeleri beni başkana şikayet etmiş' diyor. Başkan istifasını istememiş, kendisi etmiş. İskender Baydar'ın oradan gitmesi kayıp. İskender iyi bir iletişim direktörü. İskender'in orada ne demek istediği çok ortada, İskender gırgır geçiyor... İskender 3 Temmuz'a atıfta bulunuyor aslında. İskender'e kızan bazı Galatasaraylılar 'Rakibimizle dalga geçmek bize yakışmaz' diyorsa bunu anlarım. Ama İskender'in bu söylediğini ciddi bir şey zannedip, yaklaşımını anlamıyorlarsa onlarda sorun vardır. İskender orada rakiple dalga geçiyor. Bana sorarsan 3 Temmuz'a atıfta bulunuyor. Şu da bir gerçek ki, Galatasaray 10 puan, Beşiktaş 10 puan, Medipol Başakşehir 9 puan, Fenerbahçe 5 puan. Daha 4. hafta, henüz daha bir şey yok. Lig daha yeni başladı. Fenerbahçe ışık veriyor mu? Vermiyor. Aykut kimlik kişilik tavır olarak pozitif duygu uyandırıyor mu? Uyandırmıyor. Fenerbahçe'de bir hayat belirtisi var mı? Yok. Ama sonuç olarak ligin başındayız." diye konuştu.

        FENERBAHÇE-BAŞAKŞEHİR MAÇINDA TARTIŞILAN POZİSYON...

        Fenerbahçe-Medipol Başakşehir karşılaşmasında, sarı-lacivertlilerin ikinci golü öncesi yaşanan ofsayt tartışmalarını da değerlendiren Fatih Altaylı "Fenerbahçe-Başakşehir maçında, yan hakemin bayrağı son derece haklı olarak kalktı. Çünkü yan hakem o açıdan, top kaleye giderken 3 oyuncudan birine değdi mi değmedi mi göremez. O oyuncuların ofsayt olduğunu görüyor. Bunlardan biri topa değdiyse açık bir ofsayt, değmediyse de konu karışık. Karışık çünkü kurallar değişmediyse, UEFA'nın açıklamış olduğu kararlar var. 'Eğer kaleciyi meşgul edecek, görüş açısı içerisinde bulunan oyuncular ofsayt pozisyonundaysa, o ofsayt çalınır' diyor. Fırat Aydınus değmediğini görerek bir karar veriyor. Tartışmalı bir karar. Volkan olay yerine 95 metre mesafede. Orada en kendinden emin şekilde 'Dokunma yok' diyen de o. Sosyal medyada haklı olarak Fenerbahçeliler de diyor ki 'Kalene gelen topu görmüyorsun, onu oradan nasıl gördün' diye bunu söylüyorlar, komik tabii." ifadelerini kullandı.

        VOLKAN DEMİREL KONUSU...

        Fatih Altaylı, Fenerbahçe'nin sezon sonunda kaleci Volkan Demirel'in sözleşmesindeki 1 yıllık opsiyon maddesinin kullanılmayacağı yönündeki iddialarla ilgili olarak "Volkan Demirel'in sezon sonunda takımdan ayrılacağı açıklayan Alaaddin Metin. Fenerbahçe Başkanı'nın iki sözcüsünden bir tanesi. Bu şu demek 'İlişmeyin şu çocuğa. Bu sene gidecek işte. Biz uzatmayacağız, o da uzatmayacak ama bu sene de çocuğu rahat bırakın' diye koruma amaçlı bir açıklama bu. Volkan'a da kimse bir şey diyemez. Niye diyemez, bunca yıl kaleyi başarıyla savunmuş bir adam... Ben sever miyim, sevmem. Meslektaşlarıma küfür etmiş, mafyavari tehditler savurmuş birini benim sevmem mümkün değil. Ama Fenerbahçe'ye hizmetleri olmuş... Yeni alınan kaleci eğer ondan daha kötü goller yiyorsa, bu da onun suçu değil. 'Kardeşim beni oynatmazsanız, ben sizi bacağınızdan vururum' demiyor gazeteciye dediği gibi... Volkan'a kötü bir yedek almak, ya da 1. kaleci diye aldığın kalecinin kötü çıkması Volkan'ın kabahati değil." dedi.

        "BEŞİKTAŞLI FUTBOLCU SAHA İÇİNDE TABANCAYLA ADAM VURSA..."

        Fatih Altaylı, Kardemir Karabükspor-Beşiktaş maçında Ricardo Quaresma'nın hakem Ali Palabıyık'la çarpıştığı pozisyon hakkında şu yorumu yaptı:

        "Beşiktaşlı futbolcuları saha içinde cezalandırma konusunda hakemler, saha dışında cezalandırma konusunda da Disiplin Kurulu son derece cimri davranıyorlar. Beşiktaşlı futbolcu saha içinde tabancayla adam vursa hakemler 'Kardeşim bu benim işim değil, adliyenin işi, oyuna devam etsin, maçtan sonra bakarlar' diyecekler yani."

        "BEŞİKTAŞ'A PORTO KARŞISINDA BOL ŞANS"

        Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki grubunda zorlu maçlar oynayacağını belirten Fatih Altaylı,"Beşiktaş o gruptan 4. de çıkabilir, 3. de çıkabilir, 2. zor çıkar, 1. daha zor çıkar... Ama çok dengeli bir grup. Porto karşısında da bol şans. Ama Beşiktaş, geçen seneki futbolundan bir uzakta. 3 sene üst üste aynı performansı sergilemek çok kolay bir şey değil zaten." dedi.

        ERSUN YANAL'A ELEŞTİRİ...

        Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal hakkında da açıklamalarda bulunan Fatih Altaylı "Trabzonspor dün Gençlerbirliği'ni yendi. Spor medyasındaki bazı isimlerin Ersun Yanal aşkını benim anlamam mümkün değil. 'Sihirbaz Ersun', 'Süper Ersun', 'Şahane Ersun' diye bütün medyada övgüler var. Bu transfer döneminin Galatasaray'dan sonra en çok para harcayan takımı Trabzonspor. Dünya kadar oyuncu almışlar. Zor bela yendiği takım lig sonuncusu, 1 puanlı, ve bu sene sonu küme düşecek olan Gençlerbirliği. Öyle görünüyor futbolundan. Bu takım karşısında 60 dakika falan geride oynadı. Abdülkadir, takımın kadrosunda zaten iyi oyuncu olduğu biliniyor... Sanırsın ki Real Madrid'i yendin, Manchester United'ı yendin" diye konuştu.

        "MUSTAFA DENİZLİ'NİN RESMİNİ KOYMAMAK TERBİYESİZLİKTİR"

        Fatih Altaylı, şampiyonluk yaşadığı teknik direktörlerin fotoğraflarına Vodafone Park'ta yer veren ancak Mustafa Denizli'yi pas geçen Beşiktaş'ı sert bir dille eleştirdi.

        Altaylı, "Mustafa Denizli'nin resmini koymamak hakikaten terbiyesizliktir, utanmazlıktır... Bu hata falan değil, bilerek yapılmış bir şey. Mustafa Denizli unutulur mu..." diyerek sözlerini noktaladı.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ