Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Fenerbahçe’nin sürgündeki başkanının hasret gözyaşları içerisindeki mektubu

        Fenerbahçe’de aylardan buyana devam eden başkanlık yarışının bugün son bulması münasebeti ile klüp hakkında bazı belgeler yayınlıyorum. Belgelerden biri Fenerbahçe’nin 1919’dan itibaren beş sene boyunca başkanlığını yapan Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin bir mektubu. Hayatının büyük kısmını sürgünde geçiren şehzade 1966’daki mektubunda “Fenerbahçe’nin bahsi geçince ağladım” diyor.

        FENERBAHÇE Klübü’ndeAziz YıldırımileAli Koçarasında aylardan buyana devam eden başkanlık yarışı bugün son bulacak. Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada seçim belki neticelenmiş ve başkan da belirlenmiş olacak.

        REKLAM

        Bugün, başkanlık seçimi münasebeti ile seneler önce yazdığım bir konuyu tekrar gündeme getiriyorum: Fenerbahçe’nin ilk başkanlarından olan ve 1924’te bütün aile mensupları ile beraber sürgüne gönderilen bir Osmanlı şehzadesinin, kırk küsur sene sonra bir dostuna gönderdiği mektupta Fenerbahçe’den bahsederken gözyaşlarını tutamamasının hüzünlü öyküsünü...

        PROFESYONEL ASKER

        Klübün sözünü ettiğim başkanıŞehzade Ömer Faruk Efendiidi ve SonHalife Abdülmecid Efendi’nin oğluydu. İstanbul’da, 1898’de doğdu. Almanya’da Potsdam Askeri Akademisi’ni bitirdi, İmparatorİkinci Wilhelm’in hassa alayına katıldı, ilk dünya savaşında Almanlar ile beraber Verdun cephesinde savaştı, sonra Türkiye’ye döndü ve bir kuzini ile, zamanın hükümdarıSultan Vahideddin’in kızıSabiha Sultanile evlendi...

        1919’da Fenerbahçe’ye başkan olduğu zaman 21 yaşındaydı ve klübün tarihinin en genç başkanıydı...

        REKLAM

        HARINGTON KUPASI

        Ömer Faruk Efendi,o senelerde stadyum olarak kullanılan ama şimdi yerinde yeller esen Taksim’deki Topçu Kışlası’nda İstanbul’un işgal altında bulunduğu yıllarda Fenerbahçe ile İngiliz işgal birliği takımı arasında oynanan ve Fenerbahçe’nin galibiyeti ile biten meşhur maç sırasında da klübün başkanlığını yapıyordu.

        İngilizler, 29 Haziran 1923’teki maç için sömürgelerinden dört profesyonel futbolcu getirmiş, boyu bir metreye yaklaşan gümüş bir kupa yaptırmış ve kupaya İngiliz işgal birliklerinin kumandanı GeneralHarington’un ismini vermişlerdi.

        Fenerbahçe’ninŞekip, Hasan Kâmil, Cafer, Kadri, İsmet, Fahir, Sabih, Alâaddin, Zeki, ÖmerveBedri’den oluşan onbiri ile çıktığı maçın ilk golünü Malta’dan getirilen İngiliz futbolcu atmış, beraberlik gölü ikinci yarının on beşinci dakikasındaZeki’den geldiğinde binlerce fes havada uçuşmuştu. Sevincin daha büyüğünü 74. dakikada yineZekiyaşatacak ve gazeteler“Daha önce atılmış olan hiçbir gol bu derece içten alkışlanmamıştır”diye yazacaklardı...

        REKLAM

        BEŞ YIL BAŞKANLIK YAPTI

        Fenerbahçe karşılaşmayı 2-1 galip bitirecekti. İngiliz işgal birliklerinin kumandanı GeneralHarington’un adını taşıyan kupa Fenerbahçe kaptanıŞekip’e verilecek ve Fenerli oyuncular Tünel’e kadar omuzlarda taşınacaktı...

        Ömer Faruk Efendi’nin Fenerbahçe Klübü Başkanlığı 1924 Mart’ına, hanedanın bütün mensupları gibi onun da ailesiyle beraber Türkiye’den çıkartılmasına kadar, beş sene devam etti ve şehzade memleketini bir daha göremedi. Sürgünü tam 45 yıl sürdü, hayattan 1969’da Mısır’da İstanbul hasreti içerisinde ayrıldı.

        REKLAM

        ISKENDERIYE’DEN MEKTUP

        Bu sayfada,Şehzade Ömer Faruk Efendi’nin sürgünde yaşadığı Mısır’ın İskenderiye şehrinden 20 Temmuz 1966’da İstanbul’daki bir dostuna, meşhur tarihçiİsmail Hâmi Danişmend’e yazdığı ve Fenerbahçe’den sözeden bir mektubu yeralıyor. Şehzade, o sırada başkanlığınıFaruk Ilgaz’ın yaptığı Fenerbahçe’den bir mektup aldığını, kendisinden imzalı bir fotoğraf istendiğini, bu kadar sene sonra hatırlanmaktan hissettiği memnuniyeti ve gözlerinden yaşların boşanmasını anlatıyor...

        Mektubun sonlarına doğru geçen“Beyefendi”bahsini, anlamakta zorlanabilecek olanlar için biraz açayım: Sözkonusu cümleler, protokolle ilgili...Ömer Faruk Efendişehzadelere“Efendi hazretleri”diye hitap edilmesi gerektiği halde kulüpten gelen mektupta kendisine“Muhterem Beyefendi”dendiğini yazıyor ama Fenerbahçe aşkından dolayı bu protokol hatasına önem vermediğini anlatıyor...

        REKLAM

        Bu sayfadaki kutuda Fenerbahçe’nin ilk başkanlarındanÖmer Faruk Efendi’nin hüzünlü mektubunun metnini okuyabilirsiniz...

        ‘FENERBAHÇE’Yİ GÖRÜNCE MÜTEESSIR OLDUM, GÖZLERIMDEN YAŞLAR BOŞANDI!’

        İŞTE, Fenerbahçe’nin eski başkanlarından ŞehzadeÖmer Faruk Efendi’nin Mısır’ın İskenderiye şehrinden 20 Temmuz 1966’da tarihçiİsmail Hâmi Danişmend’e gönderdiği mektup:

        “Pek muhterem beyefendi

        Artık sizin de beni tamamen unuttuğunuza emin olmaya mecbur kalıyorum. Evet daha nasılsa ölmemiş bir cenaze aranır mı? ‘Daha yaşıyor musun, bir ihtiyacın var mı?’ diye soran yok.

        REKLAM

        ...Nis’te tanıdığım ve pek zengin olan Reisyan ailesinin küçük oğlu Artin dilenci olarak karşıma çıkmaz mı! Kardeşi aziz bir ahbabım idi. Otomobil meraklısı olduğu gibi onda da benim gibi radyo merakı olduğundan zamanında kendi imal edip bana verdiği makineyle dünyayı dinlerdim. Baba, anne, kardeş ölmüşler; muazzam servet ise ebeveynin idaresizliği yüzünden uçmuş gitmiş, kendisi Mısırlı olmak dolayısıyla buraya düşmüş! Gülbenkyan gibi yakın akraba düşene merhamet etmediğinden benim gibi bir fakirin başına kaldı. Otel belâsının önüne geçmek için burada bir oda temin ettim, yaşatmaya değil ölmemesine uğraşıyorum!

        Bizim Fuad’dan ve babamın kâtibi Hüseyin’den bir mektup aldım. ‘Allah sizden razı olsun, Nis’te muhtacînin yardımına koşan kimdi, onları himaye eden siz değil miydiniz?! İyilik etmesini bir zevk olduğu kadar bir vazife bilen sizden başka kim oldu!’ diyenler olduğu gibi ‘Parasını ötekine berikine dağıtıyor eşşek herif’ diyenler de var!

        Ben vicdanımın bana emrettiğini yapıyorum. Ötekinin berikinin söylediği umurumda değil! Belki, imkânlarım fazla mahdut! ‘Muhtâc-ı himmet bir dede, nerde kalmış garibe himmet ede’ dendiği gibi yalnız çırpınmakla ve kendimi üzmekle meşgulüm! Bir mükâfatını gördüğüm pek pek nadir fakat o da bazen oluyor.

        Geçen gün yine mektup yazmakla meşgul idim, postacı geldi, büyükçe bir zarf uzattı. Üstünde Fenerbahçe Spor Klübü’nü görünce şaşırdım. Mektubu okuyunca büsbütün hayretlere düştüm. Klübün yeni müdürü sabık reislerinin resmini istiyor salonlarını tezyin için. Kırk ve küsur senedir böyle bir alâka görmediğimden şaşırdım, mütehassis oldum, müteessir oldum ve gözlerimden yaşlar boşandı. Yeni ve eski bir resmimi, klüp âzâları ile çıkmış bir eski resmimi ve göstermiş oldukları alâka dolayısıyla teşekkürlerimi yazdım ve gönderdim. Yeni reisin ismi de Faruk olduğundan adaşlık hasebiyle bir sempati duymuş olacak! Bana gönderdikleri klübün resmi ve işareti ve arkasına yazdıkları beni çok mütehassis etti: ‘Klüp erkânı eski reislerine hürmetlerini sunarlar’. Şimdi resim çerçeveye geçmiş yanımda duruyor. ‘Muhterem beyefendi’ diye yazdıkları hatâya dikkat bile etmedim. Çünkü bilmediklerinden! Bundan birkaç sene evvel biri bana gene ‘Beyefendi’ diye hitap edince ‘Affedersiniz, beyefendi değilim, öyle olmuş olsaydım memleketimden çıkarılmazdım. Bana çok pahalıya malolan elkabımdan vazgeçmeyin, pek rica ederim’ demiştim! Bunu size gülün diye yazıyorum. Gülmeyi bile unutmak üzere olduğumdan unutmamaya uğraşıyorum. Bunu da gülün diye yazıyorum.

        REKLAM

        Dün gece televizyona bakarken elektrik gitti. Epey de geç olduğundan elektrik butonlarını kapadım, elektrik lâmbası ile yatak odamı buldum gaz lâmbasını yakıp yattım. Birkaç saat sonra o da sönmez mi! Derhal uyandım bir diğerini buldum onu yaktım ve yanıma koydum. Az sonra onun da camı çatırtı ile kendiliğinden kırılmaz mı! ‘Yukarki yine benimle meşgul, yapacak kalmadı’ dedim ve sabah olmasını bekledim! Neden bilmem, bana bir iğne sokmadan rahat edemiyor.

        ...Muhabbetlerimi takdim ve hanımefendinin ellerinden öperim. 20 Temmuz 1966.

        Ömer Faruk”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ