Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Ordu'dan 40 ülkeye gönderiliyor - İş-Yaşam Haberleri
        1

        1- ORDU'DA İMAL EDİLEN MEDİKAL ÜRÜNLER 40 ÜLKEYE SATILIYOR

        2

        Türkiye'nin farklı bölgelerinde tekstil fabrikaları bulunan Ömer Karahan, yaklaşık 3 milyon lira yatırım yaparak Ulubey ilçesinde medikal ve ortopedik ürün imalatı yapmak üzere fabrika kurdu. Ulubey Belediyesinin de desteğiyle yaklaşık 5 ay önce açılışı yapılan fabrikada 30 kişiye iş imkanı sağlandı. Ömer Karahan yaptığı açıklamada, 12 yıllık bir firma olduklarını ve İstanbul başta olmak üzere çeşitli illerde farklı iş kollarında faaliyet gösterdiklerini söyledi.

        3

        Yeni yatırımlarını Ordu'da yapmaya karar verdiklerini ve bunun için Ulubey ilçesini seçtiklerini belirten Karahan, yatırımı bölgeye kazandırmalarında en büyük desteğin Ulubey Kaymakamlığı ve belediyesince sağlandığını dile getirdi. Karahan, henüz yeni oldukları için tam kapasiteyle çalışmadıklarını ifade ederek, "İlk etapta yaklaşık 30 işçiye istihdam sağladık. Hedefimiz bu yıl içinde 80 işçiye ulaşabilmek" dedi.

        4

        Yeni açılan bir fabrika olmalarına rağmen birçok ülkeye ihracat yaptıklarını söyleyen Karahan, "Şu anda 40 ülkeye ihracat yapan bir firma konumundayız. Bu ülkeler arasında ABD, Suudi Arabistan, Rusya ve Irak da var. İhracatımızın büyük bölümü dünya çapında tanınmış, global ölçekteki firmalara gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra Türkiye'nin birçok bölgesine medikal ve ortopedik ürün satıyoruz" diye konuştu.

        5

        Fabrikanın işçilerinden Ufuk Gündağ da firma sahibi ve yetkililere, Ulubey ilçesinde kendilerine çalışma imkanı sundukları için teşekkür etti. Ordu'da bu tür yatırımların yapılmasının memnuniyet verici olduğunu belirten Gündağ, "İlimizde daha önce giyim üzerine birçok tekstil fabrikası açılmıştı ama ilk defa medikal üzerine bir fabrika açıldı. İnşallah 5 aydır faaliyette olan bu firma uzun yıllar burada hizmet vermeye devam eder" dedi.

        6

        2- DÜNYACA ÜNLÜ OTOMOBİL MARKALARININ KADIN ÇALIŞANLARI

        7

        Sivas'ta faaliyet gösteren ve dünyaca tanınan markalar için imalat yapan Eksantrik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde (ESTAŞ) çalışan 150 kadın, motorun kalbi olarak bilinen millerin üretimi için ter döküyor.

        8

        Sivas Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB), 32 bini kapalı 130 bin metrekare alanda faaliyet yürüten ESTAŞ, Volvo, Renault, Nissan, Mitsubishi, Scania gibi dünyaca ünlü firmaların ürettiği otomobil, ağır vasıta, lokomotif ve gemi jeneratörlerinin motorlarının eksantrik milini (kam mili) imal ediyor. Yaklaşık bin işçisinden 150'sini kadınların oluşturduğu ESTAŞ'ta, kadınlar da erkekler gibi firmanın her alanında aktif çalışıyor.

        9

        Firmanın elektrik mühendisliğini yapan, ısıl işlem, taşlama, paketleme bölümünde çalışan, CNC tezgah kullanan kadınlar, motorun kalbi olarak bilinen eksantrik milinin üretiminde büyük rol oynuyor. Kadınların elinden çıkan eksantrik milleri dünyaca ünlü araçlara takılmak üzere 40'ın üzerinde ülkeye ihraç ediliyor.

        10

        ESTAŞ Genel Müdürü Osman Mavuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ünlü motor üreticilerine, orijinal ekipmanlara ve yan sanayideki gruplara hizmet verdiklerini söyledi.

        11

        Ağır sanayi olarak nitelendirilmelerine rağmen kadın çalışanlarının oldukça fazla olduğunu belirten Mavuş, "Son 2 yıldır kadınlarımıza şirketimizde daha fazla yer vermeye başladık. Torna, freze, taşlama, kalite kontrol yapan, CNC tezgah kullanan kadın çalışanlarımız var" dedi.

        12

        Mavuş, kursiyerlerle beraber 150 kadının şirketlerinde çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti:

        13

        "Kadın çalışanlarımız emekleriyle şirketimizde kadınlara daha çok güvenebileceğimize ve daha çok yer verebileceğimize dair sinyaller veriyor. Dünyaca ünlü araçların eksantrik millerinde emekleri var, parçalara dokunuyorlar. Kadınlar her zaman toplumun içinde, her kesiminde yan yana olduğumuz kişiler. Toplumda beraber yaşıyoruz, 'Ağır sanayide de kadınlar olsun' diyerek onlara eğitimler vererek geliştirmeye çalışıyoruz. Kadın çalışanlarımızdan çok memnunuz. Dünyaca ünlü araçların kam millerinde, motorun kalbinde kadınların eli, emeği var."

        14

        AĞIR SANAYİDE ÇALIŞAN KADINLAR

        Çalışanlardan Merve Yılmaz da ESTAŞ'ta 5 aydır çalıştığını dile getirerek, "Burası ağır sanayi ve kadınlara göre şartları biraz daha ağır ama altından kalkmaya çalışıyoruz. Yaptığımız miller lüks araçlara gidiyor, biz de bundan memnunuz. Dünyaca ünlü araçların kam milleri kadınların elinden çıkıyor" diye konuştu.

        15

        Özge Gözübüyük ise yaklaşık bir yıldır fabrikada taşlama bölümünde çalıştığını belirterek, "Genelde erkeklerin yaptığı bir iş ama biz de öğrendik ve yapıyoruz. Dünyaca ünlü araçlara gönderilen millerin elimizden çıkması bizi mutlu ediyor" ifadelerini kullandı.

        16

        Torna bölümünde çalışan Gözde Öztay da ağır sanayide çalışmanın zor olduğunu anlatarak, bir kadın olarak kendini çok güçlü hissettiğini söyledi. ESTAŞ'ta çalışmaktan da gurur duyduğunu aktaran Öztay, "Yakıt pompa mili üretiyoruz. Birçok lüks arabaya bizim de ürettiğimiz millerden gönderiliyor, bu üretimde kadınların da büyük emeği var" dedi.

        17

        3- YILLIK CİROSU 532 MİLYON LİRA CİVARINDA

        18

        Arslantürk Tarım Ürünleri Sanayi İhracat ve İthalat AŞ Genel Müdürü Sebahattin Arslantürk yaptığı açıklamada, dedesinin ticarete 1950'li yıllarda Trabzon'un Araklı ilçesine bağlı Ayvadere köyünde bakkal işleterek başladığını, burada aynı zamanda fındık alım satımı da gerçekleştirdiğini söyledi.

        19

        Babasının ise 1960-1983 yılları arasında Samsun'da fındık başta olmak üzere ticaretle uğraştığını anlatan Arslantürk, babasının ilk fındık kırma tesisini Araklı ilçesinde 1983 yılında kurduğunu belirtti. Arslantürk, 1993 yılında şirketin başına geçtiğini ifade ederek, 1996 yılında ilk ihracatı Almanya'ya gerçekleştirdiklerini aktardı.

        20

        İkinci fındık kırma fabrikasını yine ilçede 1999 yılında faaliyete geçirdiklerini dile getiren Arslantürk, bu fabrika bünyesindeki işleme tesisi yetersiz kalınca 2001 yılında aynı bölgede yeni işleme tesisi kurduklarını söyledi.

        21

        Arslantürk, ihracata başladıktan sonra hızlı şekilde büyüdüklerine işaret ederek, "Türkiye'nin en çok fındık ihracatı yapan 6'ncı firması durumundayız. Büyümeye devam ediyoruz ve bundan sonrasında da büyüyeceğiz. Var olan hacmimizi genişletiyoruz. Tesislere gelişen teknolojiyi de adapte ederek tüketicinin ihtiyacı olan kaliteli ürünü hazırlayabilmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz" dedi.

        22

        Çoğunluğu AB üyesi olmak üzere yaklaşık 50 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Arslantürk, "Bu ülkelerde 300 civarında müşteriye hitap diyoruz. Biz diğer firmalar gibi az sayıda odaklı bir yapıda değiliz, tam aksine daha geniş yelpazede çalışıyoruz. Bu da bizim büyümemizin önünü açıyor. Fındık alan her yerde varız" diye konuştu.

        23

        Arslantürk, yılda 10 bin ile 13 bin ton arasında iç fındık ihraç ettiklerini vurgulayarak, "Fındık üretim miktarına bağlı olarak değişmekle birlikte şirketin yılda 80 ila 100 milyon dolar arasında ihracat geliri söz konusu. Firmanın 2016 yılı cirosu 532 milyon lira civarında" değerlendirmesinde bulundu.

        24

        Üretim yapılan toplam 20 bin metrekare alana sahip tesislerde genişlemenin söz konusu olduğunu anlatan Arslantürk, 300 kişiyi istihdam ettiklerini söyledi. Arslantürk, başarılarının altında ciddi bir emek ve özveri bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

        25

        İlk ihracata başladığımız zaman 365 günün 200 günü hep dışarıdaydım. Dünyayı ülke ülke, müşteri müşteri dolaştık. Fındık sektörü aslında oligopol yapısı olan bir sektör. Türkiye'de bakıyorsunuz 10 ihracatçı toplam ihracatın yüzde 85'ini yapıyor. Karşı tarafa bakıyorsunuz 10 ithalatçı yüzde 80'ini yapıyor. Öyle bir yapıda sektör. O var olan pazarda bizim büyüme şansımız yoktu. Fındığın en büyük alıcı ülkesi Almanya ve herkes o pazarda. Biz onun yerine alternatif pazarlarla ihracata başladık.

        26

        Daha sonrasında meyveleri gelmeye başladı. Örneğin biz son 3 yılda artık dünyayı dolaşmıyoruz, müşteri bize geliyor. Bugün gelinen nokta, işte o altyapının verdiği sonuç. Bundan sonrası için hedefimiz ilk 5'in içinde yer almak. Öyle çok da abartılı gitmiyoruz, firma kendi gücünü, o gücün etrafında yapabileceklerini biliyor ve o boyutta gidiyor. Bizim amacımız müşteriye istediği ürünü, istediği zamanda, istediği kalitede verebilmek ve yüzde yüz güvenle bunu sağlamak. O hedef doğrultusunda bugün firma, dünyada tanınır noktaya geldi.

        27

        4- 30 ÜLKEYE KOCAELİ'NDEN KONDANSATÖR İHRACATI

        28

        Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 100 kişiye istihdam sağlayan kondansatör firması, başta Almanya, Polonya ve Pakistan olmak üzere 30 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.Endüstriyel ve ticari tesislerde kullanılan kondansatörleri yurtiçinde üretmek için 4 bin metrekare kapalı alanda 1973 yılında kurulan Kondaş Kondansatör AŞ, 8 bin metrekarelik kapalı alanda yoluna devam ediyor.

        29

        Ülke ekonomisine kilogram başına yaklaşık 20 avro katkı sağlayan firma, ürünlerini 5 kıtada 30 ülkeye ihraç ediyor. Şirketin Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Başar İbrahim Başaran yaptığı açıklamada, firma olarak kadın istihdamına büyük önem verdiklerini, bundan dolayı özellikle mavi yakalı çalışanların yüzde 65'ini kadınların oluşturduğunu kaydetti.

        30

        Başaran, çok geniş bir ürün yelpazelerinin bulunduğunu, ana ürünlerinin orta ve alçak gerilimli kondansatörler olduğunu dile getirerek, güç faktörü düzeltme amacına hizmet etmek için endüstriyel ve ticari tesislerde kullanılan bu ürünlerin elektrik kullanım maliyetlerini düşürerek, enerji kalitesini arttırdığını anlattı. Yıllık 400 bin alçak gerilim, 10 bin de orta gerilim kondansatör üretim kapasitesine sahip oldukları bilgisini veren Başaran, şöyle konuştu:

        31

        Türkiye'deki tek kondansatör üreticisiyiz. Bundan dolayı avantajlı bir konumdayız ve yurtiçi pazarın ihtiyacının yüzde 60'ını karşılıyoruz. Böylece, yıllık ortalama 50 milyon avroluk ithalatın önünü kesmiş oluyoruz.

        32

        Ciromuzun yüzde 20'sini, üretimimizin de yüzde 30'luk kısmını ihracat oluşturuyor. Ürünlerimizin yerlilik oranı yüzde 80, kilogram başına ihracat değerimiz de 19-20 avro civarında. Halihazırda 5 kıtada 30'un üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. İhracatımız bu kıtalara dengeli bir şekilde dağılmış durumda. Almanya, Polonya ve Pakistan en büyük ihracat pazarlarımızı oluşturuyor.

        33

        Global firmalara da ürün tedarik ettiklerini belirten Başaran, gelecek hedeflerine ve yeni pazar çalışmalarına ilişkin şunları söyledi:

        34

        "Önümüzdeki 5 yıl içerisinde diğer 2 kıtaya ulaşma niyetimiz var. Dünyanın bazı pazarları hala bakir halde ve onları domine eden firmalar genelde onları eskiden sömürge etmiş ülkelerin firmaları. Şu anda da biz o hegemonyayı yavaş yavaş kırmaya başlamış bulunmaktayız. Bunu daha fazla arttırma planımız var. İhracat hedeflerimiz arasında dünyadaki birçok sektör devinin bile sahip olduğundan daha yüksek bir teknolojiyle üretmeye başladığımız güç kontrol rölesininin daha fazla pazarlanması var. Çok ayrı bir yazılım, ilerleyen süreçte dünyada daha fazla yer tutacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda yaptığımız yük ayırıcılarını da yine dünya genelinde pazarlamayı hedefliyoruz."

        35

        Başaran, ihracat yapan bir firma olarak devletten beklentilerine değinerek, Dış Ticaret Müsteşarlığının çok güzel hizmetleri bulunduğunu ancak dünya genelindeki perakende fuarlarıyla ilgili bir veritabanı olmadığını, bir üreticiye en fazla gereken şeyin perakendecilerin adı, adresi ve iş yapabilme hacimleri olduğunu, perakende fuarları hakkında devletin daha fazla bilgi vermesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

        36

        İhracatı milli bir konu olarak gördüğünü vurgulayan Başaran, farklı çekincelerle ihracat yapmaktan çekinen iş adamlarına şu tavsiyelerde bulundu:

        37

        "Günümüz teknoloji çağı o yüzden konvansiyonel pazarlama araçları her ne kadar hala büyük iş yapsa da eskisi kadar etkin değiller. Firmalarımız interneti daha fazla kullanmayı deneyebilirler, müşterilerine ulaşmak için çeşitli sosyal medya araçlarını kullanabilirler. İhracattan çekinenlerin neden böyle bir tutum içerisinde olduklarını az çok tahmin edebiliyorum, yurtdışından ödeme konusunda şüpheleri oluyor. Aslında bunun büyük bir problem olduğunu düşünmüyorum çünkü, bankalar akreditif açıyor, muhtelif başka türlü uygulamalar var."

        38

        5- FIRINCILIĞI BIRAKTI, 8 MİLYON DOLAR KAZANMAYA BAŞLADI

        39

        Batman'da uzun yıllar fırıncılık yapan Aziz Yavuz, ekmek pişirme makinelerini tamir etmekte zorlanınca İstanbul'da aldığı eğitimle girişimci oldu. Yavuz, Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) açtığı küçük atölyeyi zamanla geliştirerek, 7 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 14 bin metrekare alana kurulu fabrikaya dönüştürdü.

        40

        Fabrikasında hamur teknesi, hamur kesme ve tartma makineleri gibi ürünlerin seri üretimini yapan Yavuz, bu ürünleri Irak, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, İran, Estonya, Letonya, Bosna Hersek, Litvanya'ya ihraç ederek, ülke ekonomisine yıllık 8 milyon dolar katkı sağlıyor.

        41

        Yavuz yaptığı açıklamada, Batman'da uzun yıllar 6 kardeşi ile fırıncılık yaptıklarını ancak fırınları arızalandığı zaman bölgede fırın tamircisi bulunmadığı için büyük sıkıntı yaşadıklarını kaydederek, bozulan ekmek pişirme makinelerini kendilerinin tamir etmeye çalıştığını söyledi.

        42

        Daha sonra İstanbul'da bu konuda 6 aylık eğitim gördüğünü belirten Yavuz, eğitimin ardından Batman'da fırıncılığın yanı sıra bölge illerine teknik servis desteği vermeye başladığını ifade etti.

        43

        OSB'de açtıkları küçük atölyeyi zamanla geliştirdiklerini dile getiren Yavuz, son 5 yıldır da hamur teknelerinin yanı sıra hamur kesme ve tartma, hamur eleme, çevirme, dinlendirme, şekil verme makineleri, tava arabası ve ekmek pişirme fırınlarının seri üretimine geçtiklerini belirtti.

        44

        Ürünlerini 9 ülkeye ihraç ettiklerini bildiren Yavuz, yaptıkları ihracatla ülke ekonomisine yılda 8 milyon dolar katkı sağladıklarını aktardı.

        45

        Hedeflerinin, ürünlerini 20 ülkeye ihraç ederek ülke ekonomisine 15 milyon dolar katkı sağlamak olduğunu dile getiren Yavuz, şunları kaydetti:

        52

        Konya'da 37 yıl önce peynir tenekesi üretmek amacıyla kurulan firmanın, bugün İstanbul ve Konya'daki tesislerinde imal edilen metal ambalajlar 25 ülkeye ihraç ediliyor.

        53

        Zeytinyağı kutusundan dekoratif kutulara kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Konya Teneke Kutu Ambalaj ve Makina Sanayi Ticaret AŞ'nin (Kontensan) İhracat Müdürü Muammer Büyükalim yaptığı açıklamada, firmanın faaliyetlerine peynir ambalajı üretimiyle başladığını söyledi.

        54

        Türkiye'deki farklı ambalaj ihtiyaçlarını dikkate alarak, çeşitli sektörler için üretim yapmaya başladıklarını belirten Büyükalim, şöyle konuştu:

        55

        "Önce peynir kutuları, daha sonra sektörün ihtiyaçlarına göre yağ, zeytin, kimyasal kutular, dekoratif kutular üretmeye başladık. Şu anda Konya'daki tesisimizde 330, İstanbul'daki tesisimizde ise 40'ı aşkın personelimiz var. Bu tesislerimizde hem metal levha üzerine baskı yapıyoruz hem de metal ambalaj üretimi yapıyoruz.

        56

        Sonrasında boya, tiner kutuları gibi kimyasal amaçlı ambalajlar üretmeye başladık. 8 yıldır dekoratif amaçlı ürünler de üretiyoruz. Çikolata, baklava, lokum ve şekerleme gibi gıda kutularıyla çeşitli dekoratif kutu üretimimiz var."

        57

        Başlarda Ürdün'e baskılı levha ihracatı yapıyorduk. Tesisimizde baskısını yapıyor, gönderiyorduk. Onlar da orada kutu haline getiriyordu. Yani levhaları ambalaj haline getirmeden satıyorduk. Bu şekildeki ihracatımız devam etmekle birlikte, artık ambalaj haline getirerek de gönderiyoruz.

        58

        Son 5-6 yılda farklı ülkelere yaptığımız ihracat kayda değer ölçüde yükseldi. Genellikle Amerika, Avrupa ve Ortadoğu'ya ihracatımız oluyor. Daha çok dekoratif kutular tercih ediliyor. Bunlar hacim olarak çok yer kaplamıyor, ürünü daha güzel ve şık gösteriyor. Gıdalar metal ambalajda tazeliğini koruyor. Konya ve İstanbul tesislerimizden 25 ülkeye senede 3 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiriyoruz. 2018 yılı ihracat hedefimiz 4,5 milyon dolar.

        59

        Ambalaj sektöründeki ihtiyaçlar, tüketicilerin tercihleri, bizi bugünlere getirdi. Müşterilerimizin taleplerine göre ürün çeşitliliğimizi her geçen gün artırıyoruz. Yeni sektörlere giriş yapıyoruz. Bir ürünü üretirken 'Ben olsam bu ürünü alır mıyım?' diye düşünerek, kalite standardımızı gözeterek çalışıyoruz. Şimdiye kadar hep kaliteli üretim yaptık ve pazarın ihtiyacını iyi gözlemledik. Bunlarla ilgili teknolojik yatırımlarımızı yaptık. İşimiz için gerekli olan bütün yatırımları yaparak bugünlere geldik.

        60

        7- DÜNYACA ÜNLÜ MARKALARA KUMAŞ KAYSERİ'DEN GİDİYOR

        61

        1953 yılında Kayserili girişimciler tarafından kurulan ve yıllar içinde aile şirketine dönüşen şirket, yıllık 100 milyon euroluk ihracat rakamına ulaşarak Türkiye'nin en çok ihracat yapan firmaları arasında ilk 200'e girdi.

        62

        Bin 500'den fazla kişiye istihdam sağlayan firma, Kayseri ve Bahreyn'deki üretim tesislerinde moda, teknoloji ve sanatı birleştirerek yıllık 55 milyon metre kumaş üretiyor.

        63

        Firmanın üretim direktörü Erkan Ilgaz yaptığı açıklamada, fabrikada farklı ham madde ve doğal elyaflardan veya bunların karışımlarından oluşan kumaşlar, comfort, stretch, powerstretch, bi-stretch, warp stretch, kaplamalı kumaşlar ve alchemy prosesi ile kumaş ürettiklerini söyledi.

        64

        İhraç edilen ürünlerin genellikle yumuşak ve rahat kumaşlar olduğunu belirten Ilgaz, şöyle konuştu:

        65

        "İnsan ihtiyaçlarına bağlı olarak bütün dünyada hızlı değişimler yaşanıyor. Bu değişimlerden giyim sektörü de etkileniyor. İnsanlar artık her ortamda ve günün her saatinde daha rahat hissettikleri tarzda giyinmeyi tercih ediyorlar. Bu durumda özellikle comfort ve stretch ürünlere olan talep, farklılaşarak artıyor. Bu nedenle her ürün grubundan kumaşlara talep olmasına rağmen giydiğiniz zaman bu rahatlık hissini veren nitelikte kumaşlar ön plana çıkıyor."

        66

        İhracat ağırlıklı çalışan şirketin yıllık 130 milyon avro ciro yaptığını, bunun yaklaşık 100 milyon eurosunu ihracat gelirinin oluşturduğunu belirten Ilgaz, şunları kaydetti:

        67

        "Üretimimizin yaklaşık yüzde 80'ini ihraç ediyoruz. İç piyasaya sevk edilen ürünlerimizin de büyük bir kısmı ihraç edilmek üzere alınıyor. Dünyanın birçok bölgesinde bulunan 300'ün üzerinde markaya hizmet veriyoruz. ABD ve Avrupa başta olmak üzere Avustralya, Japonya gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 50'nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Ağırlıklı olarak Avrupa ve ABD'de 'premium segment' olarak nitelendirilen üst sınıf markalarla yoğun ilişkiler içindeyiz. Avrupa'da özellikle İtalya, Almanya ve Hollanda'da faaliyet göstermekteyiz."

        68

        Ilgaz, 2012 yılından itibaren toplam pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 15'ini, dünya çapında milyonlarca çiftçinin daha sağlıklı koşullarda pamuk üretmesini sağlamak için oluşturulmuş gönüllü bir program olan Better Cotton pamuğuna ayırdıklarını da sözlerine ekledi.

        69

        8- OKULU BİTİREMEDİ AMA KENDİ TASARLADIĞI ÜRÜNLERİ YURTDIŞINA GÖNDERİYOR

        70

        Kilis'ten 1964 yılında Gaziantep'e göç eden çiftçi bir ailenin çocuğu olan Sıddık Kayabaş (65), babasının maddi durumunun iyi olmaması nedeniyle ilkokul 3. sınıfa kadar okuyabildi. Askerden döndükten sonra kendi işini kuran Kayabaş, iki kez iflas etmesine rağmen pes etmedi. Gaziantep 4. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikasında 130 kişiyi istihdam eden Kayabaş, tasarımları kendisine ait olan bakliyat ve hububat işleme makineleri ile helezonları 25 ülkeye satıyor.

        71

        Kayabaş, Ar-Ge'ye ciddi önem verdiklerini ve önemli yatırımlar yaptıklarını, bu kapsamda TÜBİTAK destekli 3 Ar-Ge projesi ve patentli 7 icadı olduğunu bildirdi. Her gün saat 06.00'da iş başı yaptığını anlatan Kayabaş, şu açıklamalarda bulundu:

        72

        Bu 42 seneden beridir böyledir. Günün programını yaparım. İşverenim diye personelden 1-2 saat sonra gelmek yok. Kimin gelip gelmediğini, işine sahip çıkıp çıkmadığını görebiliyorum. Sen işine sahip çıkmazsan, iş sana sahip çıkmıyor. O bakımdan gençlerimiz azimli olacaklar, yılmayacaklar. 50 yaşına kadar benim günlük mesaim ortalama 16 saatin altına düşmemiştir. Şimdi de 12-13 saat çalışıyorum. Usta çırak ilişkisinden edindiğim tecrübelerin yanı sıra ihtiyaçlara göre makine talepleri geldikçe de kendimizi geliştirmek zorunda kaldık.

        73

        Burada mühendisleri de yetiştiriyorum. Gece yatağa yattığımda 2-3 saat makine tasarımına zaman ayırırım. Yapacağım işe odaklanıp, orada ürettiğim çözümleri sabah mühendislere anlatıp bilgisayara aktartıyorum. Şu anda 6'sı makine mühendisi 130 personelimiz var. Ben mağlubiyeti kabul edemem. Kendi sektörümde de yaptığım yenilikleri hala yeterli bulmuyorum. Şimdiye kadar 50'nin üzerinde fabrika yaptım.

        74

        Ara işlemleri, revizeleri de katarsak 100'ün üzerinde tesisimiz var. Hiçbir projeyi bir diğer tesise uygulamadım. Her tesiste yeni proje yaptım. Azimli olacaksın. Yaşamı ne kadar seviyorsan iş hayatını da o kadar seveceksin. Hedefimiz şirketi 200 kişinin çalıştığı bir işletme haline getirebilmek.

        75

        Sıddık Kayabaş, geçen yıl 25 ülkeye 3 milyon dolarlık makine ihracatı yaptıklarını dile getirerek, yurtdışında 4, yurtiçinde 6 temsilcilikleri bulunduğunu kaydetti.

        76

        Aralarında Suriye, Kanada, ABD, Yunanistan, İran, Avustralya, Kırgızistan, Mısır, Suudi Arabistan, Etiyopya'nın da bulunduğu onlarca ülkeye bakliyat fabrikaları kurduklarına işaret eden Kayabaş, "Kanada'ya 2000 yılında fabrika kurmuştuk. Şimdi daha ileri teknolojiye sahip bir fabrika daha kuracağız. Makine imalatları devam ediyor. Aynı zamanda Suudi Arabistan'a aşurelik bulgur, Mısır ve Kırgızistan'a da kırmızı mercimek fabrikası kurmak için çalışmalarımız sürüyor." diye konuştu.

        77

        9- CEZAEVİNDEKİ ÜRETİMDEN 3 MİLYON LİRALIK CİRO

        78

        Samsun'da, Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumundaki iş kollarında çalışan mahkumlar ile infaz koruma memurlarının üretiminden 2017 yılında 3 milyon liralık ciro elde edildi.

        79

        Bafra ilçesinde 305 hükümlü barındıran kurumda ayakkabı üretim, marangoz, PVC, demir doğrama, plastik boru birleştirme atölyeleri ile adliye çay ocağında 90 hükümlü aktif olarak çalışıyor. Sağlık sigortaları da yapılan çalışanlara günlük 10 lira ücret veriliyor.

        80

        Ayakkabı üretim atölyesinde ayda ortalama 300 çift ayakkabı imal ediliyor. Ayakkabılar, perakende olarak Bafra ve Samsun adliyeleri ile Türkiye genelinde açılan işyurtları fuarlarında satılıyor.

        81

        Marangozhanede ise Adalet Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı arasında yapılan protokol gereğince Karadeniz Bölgesi'ndeki milli parklar ve turistik yerlere kameriye, piknik masası, oyun grubu, salıncak, yön ve tanıtım tabelaları yapılıyor. Bin metrekare alanda faaliyet gösteren atölyede 11 kişi görev yapıyor.

        82

        Demir doğrama atölyesinde çalışanlar ise bina giriş ve bahçe kapıları, korkuluk, panel çit, kafes tel, garaj ve otopark kapıları imal ediyor. Atölyede bu yıl yaklaşık 600 bin liralık üretim gerçekleştirildi.

        83

        PVC atölyesinde de 6-7 hükümlü plastik doğrama işleriyle uğraşıyor. Plastik boru birleştirme atölyesinde 10, adliye çay ocağında da 11 kişi çalışıyor. Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumu bünyesindeki sera ve tarım atölyesinde ise görev yapan 3 infaz koruma memuru, 6 bin metrekare arazide yaz kış sebze yetiştiriyor.

        84

        Bafra Cumhuriyet Başsavcısı Turgut Türkmen yaptığı açıklamada, Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumunun yaklaşık 8 yıldır hizmet verdiğini söyledi. Kurumun 380 kapasitesi bulunduğunu, bunun da yüzde 80'inin dolu olduğunu belirten Türkmen, "Kurumumuzda 7 atölyemiz var. Marangoz atölyemizde özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki milli parklara kameriye ve piknik masası yapıyoruz. Burası cezaevimizin lokomotif atölyesi diyebiliriz" dedi.

        85

        Hükümlülerin atölyelerde çalışarak zamanlarını verimli geçirdiklerine dikkati çeken Türkmen, "Daha sonra bulundukları iş kollarında meslek sahibi oluyorlar. Düzenlenen kurslarla kendilerine halk eğitim onaylı sertifika veriyoruz. Tahliye edildikten, normal hayata döndükten sonra bu sertifikalarla KOSGEB, İŞKUR gibi kurumlardan destek alarak kendi iş yerlerini kurabilirler" dedi.

        86

        Faaliyetlerini Adalet Bakanlığı İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı bünyesinde yaptıklarını anlatan Türkmen, önceki yıl 1,5 milyon lira kar, geçen yıl da 3 milyon lira ciro elde edildiğini kaydetti. Türkmen, "Hükümlülere sağladığımız yarar dışında elde ettiğimiz kar, cezaevi ve adliye yapımları, cezaevlerinin çeşitli harcamalarında kullanılıyor." diye konuştu.

        87

        10- İNŞAAT USTASIYKEN BULDU, İHRACATIN ŞAMPİYONU OLDU

        88

        Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin inşası ile restorasyonlarında kullanılan ve "horasan" olarak bilinen harçtan esinlenen Çanakkaleli inşaat ustası, bor madeni kullanarak geliştirdiği ısı ve ateşe dayanıklı, su geçirmeyen dış cephe malzemesini köyünde kurduğu tesis aracılığıyla 20 ülkeye ihraç ediyor.

        89

        Çanakkale'nin merkeze bağlı Karacaören köyünde kurduğu tesiste "TermoBor" adıyla üretim yapan Burhan Kum (34), Türk Patent ve Marka Kurumundan ürünün patentini almasının ardından ihracata başladı. Kum yaptığı açıklamada, geliştirdiği malzemenin, işlenmiş toz halindeki bor ile çimento, perlit, polimer, selüloz, su itici ve bazı bağlayıcıların karışımından oluştuğunu belirtti.

        90

        "TermoBor" isimli ürünü yaklaşık 6 aydır 20 ülkeye sattığını söyleyen Kum, Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin inşası ile restorasyonlarında kullanılan ve "horasan" olarak bilinen harçtan esinlenerek ürettiği bu ürünün ısıya dayanıklı olmasıyla birlikte su geçirmeme özelliğiyle de ön plana çıktığını anlattı. TermoBor'u, bor madeni ve horasan sistemini birleştirerek geliştirdiğini dile getiren Kum, şöyle devam etti:

        91

        Eski dönemde kalelerde Osmanlı'nın kullandığı horasan sisteminden yola çıkarak biz bu ürünü ürettik. Bu kısa bir sürede olmadı. 15-20 yıldan bu yana Ar-Ge çalışması yapıyoruz. Dış cephe kaplamasında kullanılan bu ürün yanmadığı gibi ısıyı, sıcağı, soğuğu geçirmediğinden binada rutubet, nem yapmamaktadır, antibakteriyeldir.

        92

        Ürünü bor madeni ve horasan sistemini birleştirerek günümüze uyarladık ve kendimizi kanıtladık. Bu ürünü İran, Irak, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna, Katar, Suudi Arabistan ve Rusya gibi ülkelere ihraç ediyoruz. Ülkemizde dış cephe kaplamalarında çok büyük eksiklikler var, daha da geliştirmek için çalışmalarımız sürüyor.

        93

        İnşaat ustası iken yaptığım araştırma ve çalışma sonrasında ürüne patent alıp şirket kurdum. 6 aydan beridir yurtdışına ihracat yapıyoruz. Bu zaman zarfında 300, 400 ton civarı yurt dışına satış yaptık. Hedefimiz tüm dünya ülkelerine ulaşmak. Şu an 20 ülke ile toplam 100 bin tonluk anlaşma yaptık. Yaptığımız çalışmalarla yurt içinde de 200 bayiye ulaştık.

        94

        Mimar Hasan Filizfidanoğlu da son 10 yıldır ana yapıların dış cepheleriyle ilgili sorunlarla ilgilendiğini belirterek, şöyle konuştu:

        95

        "Isı yalıtım diye tabir edilen birçok ürün ülkemizde yıllardır kullanılıyor. Isı yalıtımda bir ürünün yangına direnç gösterme özelliği yok ise o sistemin yapıların ve yaşamsal alanların içinde yaşayanların yangına karşı can güvenliğini sağlayamayacağından çok sağlıklı bir sistem olmayacağı ortaya çıkıyor. Bu üretilen malzemeyi ise test ettik, ısıya dayanıklı ve suyu içeriye geçirmiyor bu yüzden çok sağlıklı bir malzeme."

        96

        11- TÜRKİYE'DEN KATAR ORDUSUNA 'MOBİL MUTFAK TIRI'

        97

        Kurulduğu 1982 yılından bu yana profesyonel mutfak malzemeleri imal eden firma, aynı zamanda mobil mutfak tırı da üretiyor.

        98

        Firma, içinde 10 gün boyunca yetecek LPG, jeneratör, birer tonluk temiz ve kirli su tankının yanı sıra fırın ve soğutma dolabının bulunduğu mobil mutfak tırlarını Katar'a ihraç ediyor.

        99

        Firmanın Genel Müdürü Mustafa Kalyon yaptığı açıklamada, 2004 yılında dış pazara açıldıklarını söyledi.

        100

        Katar'a sahradaki askerlerin kullanması için 10 adet mobil mutfak tırı sattıklarını belirten Kalyon, şöyle konuştu:

        101

        Katarlı yetkililer önce bizden numune istedi. Biz de daha önce Türk Kızılayına yaptığımız tırlardan örnek gösterdik, beğendiler. Yaptığımız numune de istedikleri gibi olunca ordularında kullanmak için 10 tane sipariş verdiler.

        102

        Çöldeki askerlerin yemek ihtiyacını karşılamak için satın aldılar. Yapımını yaklaşık 2 ayda tamamladık. Tırın içinde bir mutfakta ihtiyaç duyulan tüm ürünler var.

        103

        Yani oda, kiler, ocak, mikser, fırın ve bulaşıkhane hepsi mevcut. Yaklaşık 10 gün boyunca herhangi bir şeye ihtiyaç duymadan istenilen yerde kullanılabiliyor.

        104

        Kalyon, mobil mutfak tırını Türkiye'de yapan firmaların az olduğunu aktararak, bu anlamda da firmalarının parmakla gösterildiğini söyledi. Maliyetin tırın içine yerleştirilen ürünlere göre değişebildiğine dikkati çeken Kalyon, sözlerine şöyle devam etti:

        105

        "Bu 10 tırın tüm aksamlarını tamamen biz yaptık. Şu an ürettiğimiz ve Katar'a ihraç ettiğimiz tırın her biri, çekicisi hariç 200 bin avrodur. Tırlar birkaç gün içerisinde teslim edilmiş olacak. İnşallah bu yıl katılacağımız fuarları da dikkate alırsak, her yıl 70 tane mobil mutfak tırını ihraç eder hale geleceğiz."

        106

        12- KÜÇÜK TENCEREDE BAŞLADILAR, 32 ÜLKEYE GÖNDERİYORLAR

        107

        Merkez Osmangazi ilçesi Hürriyet Mahallesi'nde 1994 yılında satın aldıkları küçük bir dükkanda küçük tencereler ile günde ortalama 5 kilogram kestane şekeri üretimi yaparak iş hayatına atılan iki arkadaş, kazandıkları her kuruşu yatırıma çevirerek sürekli büyüme odaklı çalıştı.

        108

        Aradan geçen yıllar içinde "Kardelen" adıyla kendi satış mağazalarını ve üretim tesislerini oluşturan Akgün ve ortağı, kestane şekerinde kentin ve ülkenin sınırlarını aştı. Şirketin Genel Müdürü de olan Akgün yaptığı açıklamada, bu işe 1994'te zor şartlar altında başladıklarını söyledi.

        109

        Teknolojik imkanların şimdiki gibi gelişmiş olmadığını ve üretimin daha çok el emeğiyle gerçekleştiğini anlatan Akgün, ilk işe başladıkları yıllarda küçük tencerelerin en büyük teknolojileri olduğunu dile getirdi.

        110

        Her geçen gün Kardelen markasıyla Bursa'da büyüdüklerini belirten Akgün, "Ortağımla beraber küçük tencerelerde başladık. Kazandığımız parayı işimize yatırdık. Para kazandıkça başka dükkanlar da açtık. Sayıları 7 olunca 2004 yılında şimdi üretim yaptığımız yeri satın aldık. Hijyen için uygun hale getirdik alanı" ifadelerini kullandı.

        111

        Kestane şekerini tüm dünyaya duyurmak için neredeyse fuarların tümüne katıldıklarının altını çizen Akgün, şöyle konuştu:

        112

        "Ülkemizi ve kestane şekerimizi iyi bir şekilde temsil etmeye çalışıyoruz. Ortağımla bu işe küçük çaplı 75 metrekare bir yerde başladık. Şimdi 4 bini kapalı 6 bin metrekarelik tesise sahibiz. O zamanlar benim eşim bayan kuaförüydü. Çikolata bandırma makinemiz yoktu. Çatalla kestane şekerlerini çikolataya bandırıyorduk. Sonrasında saç kurutma makinelerinde kurutuyorduk. Bu büyük tesisi kurmak için hakikatten çok mücadele ettik. Yaklaşık 170 kişiye istihdam sağlıyoruz. Bu sayı giderek artıyor."

        113

        Akgün, yıllık 450 ton civarında üretim yaptıklarını belirterek, "Yılda 50 ton civarı ihracat yapıyoruz. Gönderdiğimiz ülkeler daha çok Ortadoğu ağırlıklı. Suudi Arabistan, Bahreyn, Dubai, Katar, Kuveyt, Rusya, ABD, hatta Brezilya'ya kadar 32 ülkeye kestane şekeri satıyoruz" dedi.

        114

        Panama'ya kestane şekeri göndermek için görüşmelerinin sürdüğünü vurgulayan Akgün, "Yurt dışında her gittiğimiz fuarda 5 bin kişiye kestane şekerini tattırıyoruz. Buradakilerin en az 3 bini hayatında hiç kestane şekeri yememiş ve ilk kez tadıyor" ifadesini kullandı.

        118

        13- METREKARESİ 11 BİN 500 TL'DEN ABD'YE GİDİYOR

        119

        Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen, bugüne kadar 200'e yakın kadının dahil edildiği "Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak" Projesi kapsamında dokunan ipek halılar, ABD'den ilgi görüyor.

        120

        Bursa Büyükşehir Belediyesinden alınan bilgiye göre, Bursa tarihinin kilometre taşları arasında yer alan ancak zamanla üretimi durma noktasına gelen Bursa ipeğinin yeniden, adına yakışır düzeyde bir kent markası olarak canlandırılması amacıyla 2014 yılında "Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak" Projesi başlatıldı.

        121

        Proje kapsamında Bursa'da halen yerli kozadan ipek iplik üreten aileler ve üretimi bırakan aileler belirlenerek kayıt altına alınırken, 2015'te Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi çalışmalara dahil edildi.

        122

        Dut ağacı sayısının artırılmasından yerli koza üretimine kadar ipeğe giden yolda tüm sürecin desteklendiği projede, Orhaneli, Keles, Harmancık, Büyükorhan, İnegöl ve Mustafakemalpaşa ilçelerindeki üreticilere yönelik çalışmalar yapıldı.

        123

        Bu ilçelerin kırsal mahallelerinde işlevlerini kaybeden köy okulları ve konakları restore edilerek ipek halı, kumaş, triko üretim ve tasarım atölyelerine dönüştürüldü. 14 farklı noktada kurulan ve aynı zamanda sosyal donatı alanı niteliği taşıyan atölyelerde kadınlar ipek halı dokudu, kumaş ve triko üretti.

        124

        Halen üretimin devam ettiği proje kapsamında bugüne kadar farklı ölçülerde 225 orijinal ipek Hereke halısı dokundu, 4 bin 452 parça ipek şal, kravat, kese, çanta, triko gibi ürünler üretildi.

        125

        Metrekaresi 11 bin 500 liradan satılan ipek halılar, ABD'den ilgi görüyor. Halılar, ABD'deki bir tüccar üzerinden tüketiciye ulaştırılıyor.İlmek başına para kazanan kadınlar da aylık 400 ile bin lira arasında değişen miktarlarda gelir sağlıyor.

        126

        Coğrafi işaret başvurusu yapılan ipek halılar ayrıca UÜ Tekstil Mühendisliği Bölümünde incelendi. Bölümün laboratuvar sonuçları doğrultusunda halılara "Antibaktetiyel belgesi" verildi.

        127

        Proje Kordinatörü Mehmet Ünal, proje kapsamında 180 halı ve 40 kumaş dokuma tezgahı aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

        128

        "Eskiden halı dokumasını bilen kadınlarımız vardı. İlk önce bu kadınlarımızla başladık. Bu kadınlarımızın yanına birer genç kız oturttuk. Şu anda yeni öğrenen arkadaşlarımız da halı dokuyor. En önemlisi de Bursa ipeğini kullanıyoruz. İhracata başladık, yurt dışına satıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa ipeğinin can bulması için seferber olmuş durumda."

        129

        Projeye 200'e yakın dokumacı kadının katıldığını dile getiren Ünal, şunları kaydetti:

        130

        Bursa'da 30 yıldır halı dokunmuyordu. Geç kalır da bu nesli kaybedersek Bursa ipeğini de kaybetmiş olacaktık. Şimdi yeni nesle de aktardık. En azından 40 yıl daha bu kültürü kurtarmış olduk. Burada dokuduğumuz halılar orjinal Hereke halısıdır.

        131

        'Onlu' kalite halı dokuyoruz. Şu anda ABD'ye gönderiyoruz. Geçenlerde İstanbul'da bir fuar oldu oraya katıldık. Fransa, Kanada ve Hollanda'da bir çok müşteri ile kontak halindeyiz. Önümüzdeki günlerde inşallah bu ülkelere de göndermeye başlayacağız.

        132

        Almanya'da dünyanın en büyük halı fuarı düzenlenecek. Oraya davet aldık ve bütün ekip orada olacağız.

        133

        Usta öğreticilerden Şerman Turhan, Bursa ipeğini dokuyarak yaşatmaya çalıştıklarını söyledi.Kadınların halıyı dokurken ipeğe hayat verdiğini dile getiren Turhan, "Her geçen gün projeyle beraber arkadaşlarımız daha ustalaşıyor. Özellikle genç arkadaşlarımız da bu konuda çok azimli. Onlarla beraber güzel işler yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

        134

        14- EŞİ YÖNLENDİRDİ, İHRACATTA LİDER OLDU

        135

        Diyarbakır'da 14 yıl önce kurulan Lila Kozmetik, Türkiye'nin en çok saç boyası üreten ve ihraç eden firması oldu.

        136

        2002 yılına kadar Bağlar ilçesindeki iş yerinde merdiven altı tabir edilen tarzda şampuan üretimi yapan Mehmet Cansız, kimyager eşi Esra Cansız'ın tavsiyesiyle saç boyası üretmeye karar verdi.

        137

        Lila Kozmetik adıyla kurduğu şirketle 2003 yılında Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nde 2 bin metrekarelik alanda üretime başlayan Cansız, ilk yıl 2 milyon adet saç boyası üretti. Firma olarak büyümenin, ülke ekonomisine ve istihdama katkı sağlamanın yolunun ihracattan geçtiğini fark eden Cansız, ihracata yöneldi.

        138

        Cansız, girişimleri sonucunda Hollanda'ya 7 bin dolar değerinde ürün ihraç etti.İlk ihracatı gerçekleştirmenin verdiği moralle uluslararası fuarlara katılan ve ülke ülke dolaşarak ürünlerini tanıtan Cansız, sekizinci yılında ürettiği 3 milyon adet saç boyasının üçte birini ihraç etmeyi başardı.

        139

        Üretimdeki başarısını, 2011 yılında yayınlanan gözde dizilerden Muhteşem Yüzyıl'ın ön plana çıkan karakterlerinden Hürrem Sultan'ın saç renginden esinlenerek piyasaya sunduğu saç boyasıyla perçinleyen Cansız, bugün ürünlerini aralarında Almanya, Fransa ve Hollanda'nın da bulunduğu 30 ülkeye ihraç ediyor.

        140

        Lila Kozmetik, Türkiye'nin saç boyası ihracatının yaklaşık yüzde 40'ını gerçekleştiriyor.

        141

        Cansız yaptığı açıklamada, eşinin önerisiyle başladığı saç boyası üretiminde 2003 yılından itibaren uluslararası marka haline gelme arayışına girdiklerini söyledi.Yoğun çalışmaların ardından üretimini yaptığı 22 milyon adet saç boyasının 9 milyon adedini ihraç ettiğini kaydetti.

        142

        Cansız, "Diyarbakır'da üretip dünyanın öbür ucuna saç boyası satıyorsak, bizim için çok büyük başarıdır. Kozmetiğin beşiği, saç boyasının ilk üretildiği yer olan Almanya'ya ihracat yapıyoruz. Almanlar bizim ürünlerimizi kullanıyor" dedi.

        143

        Türkiye'nin en çok saç boyası üreten ve ihraç eden firması olduklarını, Almanya ve Rusya'da temsilcilik açtıklarını anlatan Cansız, "Kaliteli ürünü düşük fiyata sunduğumuz için tercih ediliyoruz. Küresel firmalarla dünya pazarında mücadele ediyoruz. Üretimimizin yaklaşık yüzde 40'ını ihraç ediyoruz" dedi.

        144

        167 kişinin istihdam edildiği 8 bin metrekare kapalı alana sahip işletmelerini yeni yatırımlarla 10 bin metrekareye çıkaracaklarını söyleyen Cansız, bu sayede 25 kişiye daha iş imkanı sunacaklarını belirtti.

        145

        Cansız, saç boyalarının kalitesinin iyi olması dolayısıyla Ortadoğu ülkelerinde ürünlerinin taklit edilmeye başlandığını dile getirdi. Anadolu'da üretim gerçekleştiren tüm firmalara ihracata yönelmelerini tavsiye eden Mehmet Cansız, şöyle konuştu:

        146

        İhracat dışarıdan zor görülüyor ancak en kolay satış tekniği. Firmalar ihracata yöneldiklerinde bu işin çok zor olmadığını anlayacak. Yurt içinde birbirimizle boğuşacağımıza dünyaya satış yapmalıyız. İhracat ülkelerin ve şirketlerin büyümesinde en önemli unsurdur.

        147

        Ülkeler ihracat yaparak büyür. Ülkemizin kalkınmasını istiyorsak, üretip dünyaya satmalıyız. Kalkınmanın tek yolu ihracattan geçiyor. 2023 yılında 100 milyon saç boyası üretip, 50 milyonunu ihraç etmeyi hedefliyoruz.

        148
        149

        15- "KİMSE ALMAZ" DEDİLER, DÜNYAYA PIRLANTA ÜRETMEYE BAŞLADI

        150

        Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, dedesinin yenilikçi ruhlu, babasının sanatçı karakterli işletmeci, kendisinin ise tüccar düşünce yapısında olduğunu söyledi. Atölyeye 6 yaşından itibaren gidip gelmeye başladığını anlatan Güzeliş, "Babamla 18 yaşıma kadar beraberdim. Sonra babamdan izin aldım. 20 yaşımda kendi işletmemi kurdum. 1972 yılında Kerim Güzeliş adıyla İstanbul Nuruosmaniye'de dükkan açtım, vergi mükellefi oldum. Ben de ailemden gelen yenilikçi ve sanatçı kültürle yetiştiğim için daima piyasanın ilklerini yaptım" şeklinde konuştu.

        151

        Güzeliş, Türkiye'de 1977'de kuyumculuk alanında fiyatta rekabetin başlamasının ardından İngiltere, İtalya, Avusturya ve Almanya'ya giderek sektöre ilişkin izlenimlerde bulunduğunu ve pırlanta üretmeye karar verdiğini, ülkeye döndüğünde çalışmalarını tamamen bu yöne çevirdiğini anlattı. Güzeliş, pırlantaya yönelmesinde etkili olan bir diğer durumu ise şöyle aktardı:

        152

        "Annem yıllarca babamdan pırlantalı bir alyans istedi. Babam da 'Bu taşa para verilir mi?' diyordu. Bir gün annem pırlantalı beş taşlı bir yüzük aldı getirdi ve babama da, hiç unutmuyorum, 4'te bir fiyatını söyledi. Kendi birikimiyle aldı. Babam kıyameti kopardı ama annem taksitlerini ödedi, borcunu bitirdi. Burada ilginç olan bir baktım ki annem pırlanta alyansı alınca çevremizdeki teyzem, halam ve diğer kadın akrabalarımın her biri bir ayda, 2 ayda bir pırlanta alıyor. Bir baktım ki bizim aileden birkaç ay içinde 8-10 kişi daha pırlanta aldı. 'Eğer yeni bir iş kolu arıyorsam iş bu' dedim. Sonuç olarak annemden ilham aldım, pırlanta sektörüne birçok yeniliği getirdim. Avrupa'da da sektörü incelediğimden karar vermekte zorlanmadım."

        153

        Tasarladığı daha ekonomik pırlanta aksesuarları o dönem uzman görünen bir arkadaşına gösterdiğinde, "Sakın bunları kimseye gösterme çünkü bunları kimse almaz" yanıtı aldığını aktaran Güzeliş, bunun üzerine moralinin çok bozulduğunu söyledi.

        154

        Güzeliş, "Pırlanta konusunda uzmanlığına güvendiğim arkadaş tasarladığım ufak pırlanta yüzükleri beğenmeyince hayallerimin yıkıldığını düşünmüştüm açıkçası... O yüzden gelen eski altın müşterilerime ürünleri çekine çekine gösterdim. Fiyatları söyledim, şaşırdılar. Hiç unutmuyorum 200 parçaya yakın bir koleksiyon yapmıştım, tamamını aldılar, haftaya da parasını gönderdiler. Ben büyük bir şaşkınlık içindeyim. Sağlam bir inovasyon yapmıştım ve başarılı olmuştum" diye konuştu.

        155

        16- 3 BİN 500 DOLAR SERMAYE İLE BAŞLADI, 72 MİLYON EURO CİROYA ULAŞTI

        156

        Sakarya'da 5 ilkokul arkadaşının yerli filtre üretmek için 60 metrekare alanda 3 çalışanla kurdukları Arma filtre, bugün dünyanın en önemli beyaz eşya üreticileri ve çok sayıda otomotiv firmasının en önemli tedarikçileri arasında yer alıyor.

        157

        İlk filtreyi üretmeyi başaran okul arkadaşları, ürünü daha düşük maliyetle yaparak sipariş almaya başladı. Yanlarındaki 3 çalışanla filtre üretimini hızlandıran ortaklar, kalite ve güvene önem vermesinin meyvesini yurtdışından aldığı siparişlerle pekiştirdi. Okul arkadaşlarının daha sonra kurduğu Arma Filtre Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ, alanında kendini ispatlayarak beyaz eşya ve otomotiv sektörünün en fazla tercih edilen tedarikçileri arasına girdi.

        158

        Dünyanın "ilk 10'da" yer alan bütün beyaz eşya üreticilerine parça ve mal üreten Arma filtre, günümüzde 36 bin metrekareyi aşan tesislerinde bin 400'ü Türkiye'de olmak üzere bin 600'den fazla çalışanıyla 3 ülkede 5 bin farklı ürün gamı üreten, 4 kıtada temsil edilen ve sektörün lideri firma haline geldi.

        159

        Arma Filtre Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Kaya, firmanın 1988'de 5 ilkokul arkadaşının Türkiye'nin ithal ettiği filtreyi yerlileştirme hayaliyle kurulduğunu anlattı. Arkadaşlarıyla 30 yıldır yolculuklarına birlikte devam ettiklerini belirten Kaya, şunları kaydetti:

        160

        Her birimiz okuldan sonra ayrılmıştık ama bu hayalle bir araya geldik. Normal çalıştığımız işlerden çıkarak akşam 6'dan sonra küçük bir atölyede ilk yaptığımız makineyle filtreyi üretmeyi başardık. O günün şartlarında 5 arkadaş harçlıklarımızdan 8 ay boyunca biriktirdiğimiz bütçe toplam 3 bin 500 dolardı.

        161

        Hikayemize onunla başladık. Bugün filtre alanında dünyanın en büyük üretimini yapan firma olduk. Aksesuar alanında da Avrupa'nın en büyük kapasitesini gerçekleştiren bir firma haline geldik. Dünyanın toplamda ilk onda yer alan bütün beyaz eşya üreticilerine parça ve mal üreten bir firma konumundayız.

        162

        Sürekli büyümelerinin bir sürpriz olmadığını ancak disiplinli ve vizyoner çalışmanın karşılığını aldıklarının altını çizen Kaya, sözlerine şöyle devam etti:

        163

        "Bu işe 60 metrekare bir atölyede 3 çalışanla başladık, şu anda Türkiye'de bin 420 çalışanımızla 28 ülkeye ihracat yapan bir firma konumuna geldik.

        164

        Toplam üretimimizin yüzde 58'i ihracat. Bu 30 yıllık sürecimizde hem Türkiye'de istihdamı artırdık, hem de bu yıl yapacağımız yüzde 58'ini ihracatı oluşturan 72 milyon avro toplam ciroyla Türkiye ekonomisine de ciddi bir katkıda bulunduk."

        165
        166

        17- OTO ELEKTRİKÇİ DÜKKANINDAN, 5 KITAYA UZANAN BAŞARI HİKAYESİ

        167

        Karaman'da 1950'li yıllarda kendini yetiştiren bir usta olmadığı halde yüzlerce usta yetiştiren merhum Sezai Göçmen'in küçük bir mekanda açtığı "oto elektrik" dükkanı, bugün "Göçmen Makine" markasıyla 5 kıtada 70 ülkeye gofret ve çikolata kaplama makineleri ihraç ediyor.

        168

        Balkanlar'dan ata yurtları Karaman'a 130 yıl önce gelen Göçmen ailesinin çocuklarından 1928 doğumlu Sezai Göçmen, askerliğini topçu olarak yaptı. Göçmen, topların dizel motorlarla çekilmeye başlandığı yıllarda, askerde kendini elektrik ve mekanik konularda geliştirdi. Babasının mesleğini sürdüren Mustafa Göçmen, şu açıklamalarda bulundu.

        169

        Karaman'da ilk elektrikli motor sarımını babam yapmış. O dönemde torna makinesi ihtiyacı fazladır. Torna makinesi alır. Kaynak makinesi alınca tarım aletlerini tamir etmeye başlar. Ardından tarım aletleri üretmeye başlar. Firmamız o yıllarda irili ufaklı 54 tuz fabrikası kurar. Ayrıca Suriye'de iki tuz fabrikasının makineleri üretilir. Babam, tuz makinesi talebi azalınca bulgur fabrikası makineleri üretmeye başlar.

        170

        Ben de o yıllarda babamın yanında çalışmaya başladım. 1980'lerin sonunda Karaman'da bisküvi fabrikaları çoğalınca bu alana girdik. Birçok fabrikanın makinelerini ürettik. Yurt içinde ve dışında fuarlara katılmaya başladık. İlk ihracatı Romanya'ya yaptık. 1997'de Karaman OSB'de 10 bin metrekarelik yerimize taşındık. Tek alanda uzmanlaşma kararı aldık. Bisküvi makineleri işinden çıkarak gofret ve çikolata kaplama makineleri üretmeye başladık.

        171

        5 kıtada 70 ülkeye ihracat yapıyoruz. Amerika, Hindistan, Rusya, Almanya, Vietnam, Filipinler, Hollanda, Güney Kore bu ülkelerin başlıcaları. Üretimimizin yüzde 90'ını ihraç ediyoruz. Üretmeye ve büyümeye devam ediyoruz. İnşallah babamızdan aldığımız bayrağı daha iyi yerlere taşıyacağız.

        172

        18- MEYVE - SEBZE TOZUYLA DÜNYAYA AÇILDILAR

        173

        Isparta'da bir firma, üç yıl önce toz haline getirmeye başladığı 30'a yakın sebze ve meyveyi birçok ülkeye ihraç ediyor. Sebze ve meyvelerin alıp seçme, doğrama ve yıkama işlemlerinden geçtikten sonra fırınlarda kurutup öğütme sistemiyle toz haline getiren firma, üreticiye kolaylığın yanı sıra ekonomik anlamda da katkı sağlıyor.

        174

        Isparta ve çevre illerden alınan sebze ve meyveler doğal ve katkısız şekilde toz haline getirilerek, 10'a yakın ülkeye ihracat ediliyor. Pırasa, brokoli, sarımsak, soğan, havuç, domates, ıspanak, gül, portakal, limon, mandalina, çilek, elma gibi aralarında bulunduğu 30'a yakın sebze ve meyveyi toz haline getiren firma, ürün yelpazesini geliştirebilmek için çalışmalarına devam ediyor.

        175

        Ürünlerimizin Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine ihracatını gerçekleştiriyoruz. Amerika, Almanya ve İngiltere'de raflarda ürünlerimiz satılıyor. Şu an 10'a yakın ülkeye ihracatımız devam ediyor.

        176

        Firma sahibi Mehmet Volkan Poyraz, Ürünlerin tüketiciye birçok faydasının olduğuna dikkati çekerek şu açıklamalarda bulundu:

        177

        Ürünlerin nakliyesi ve saklaması çok kolay. Bir kasa domates bir kilograma düştüğünde çok küçük bir alanda saklanabiliyor.

        178

        Bu ürünlerin besin ögeleri yüzde 90-95 civarında. İçerisindeki protein, lif ve minarelerle vitaminler çok daha yüksek miktarlara çıkıyor.

        179

        Biz başlangıçta bu ürünleri 20-25 kilogramlık paketler halinde üretiyorduk.

        180

        Ev kullanıcısı için küçük tek kullanımlık paketler, ağzı kitlenebilir ve sonrasında yeniden kullanılabilir paketleri de geliştirdik. Bunun için akıllı stant yaptık.

        181

        Kullanıcı burada ürününü alsın, okutsun, nerede kullanabilir, nasıl kullanabilir, kendi telefonundan hazırladığımız tariflere girsin. Buna göre çalışmalarımız da devam ediyor. Yatırımlarımızı bu iş için ayırdık.

        182

        19- ÇEYREK ASIRDA 60 ÜLKEYE TESİS KURDU

        183

        Kendi geliştirdiği teknolojiler ile 1991'den itibaren soğutma ve et işleme makineleri üreten CANTEK, Çad'dan Moğolistan'a, Suudi Arabistan'dan Özbekistan'a 60 ülkede anahtar teslim tesis inşa ediyor.

        184

        CANTEK kurucusu, sahibi ve aynı zamanda DEİK Türkiye-Çad İş Konseyi Başkanı Hakan Karaca, firmasının başarı öyküsünü şöyle anlattı:

        185

        Yaklaşık 25 sene sonra, kendi geliştirdiğimiz teknolojiler ile dünyanın 60 ülkesine tesis kurmuş, Amerika'ya bile mal satmış, dünya piyasasında yer edinmiş bir firma olduk. Tesisleri yaparken projelendirmesinden tesisatına, çeliğinden soğutmasına, kesim ve paketlemesine kadar hepsini bitiriyor, anahtar teslim iş yapıyoruz, böyle bir hizmeti kimse veremez.

        186

        Suudi Arabistan, Moğolistan, Özbekistan, Orta ve Güney Afrika gibi yerlerde çalışıyoruz. Dünya standardında ürün ortaya koymak helal coğrafyasının tamamının ihtiyacı. Tam olarak o hassasiyetlere göre iş yapmanın ötesinde dünyanın geldiği son noktayı da üreten bir firmayız.

        187

        Devlet destek veriyor yeter ki Ar-Ge ve inovasyon yap. Hiçbir ülkede böyle bir şey yok. Uçak ve ofis masraflarının bir kısmını, inovatif ürünlerde prototip ürünün ve personelin parasını devlet ödüyor. Ben ülkemle gurur duyuyorum.

        188

        20- 70 ÜLKENİN SERAMİĞİNİ DÖŞÜYORLAR

        189

        Bilecik'te ve Bozüyük ilçesinde faaliyet gösteren Bien Seramik, 1997 yılında özelleştirme kapsamında devletten satın alındığı tesiste yıllık 5 milyon metrekarede üretim yaparken, bugün 26 milyon metrekarede yıllık 200 bin adet vitrifiye üretimiyle 70 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

        190

        Bilecik ve Bozüyük'teki fabrikalarıyla yur­t i­çin­de 130'dan fazla yet­ki­li sa­tı­cı­sı ve 3 bin 500'den fazla sa­tış noktasıyla pa­zarda ye­ri­ni alan firma, üretiminin yüzde 35'ini ihraç ediyor. Türk ve dünya seramik pazarına yüzlerce ürün sunan ve dünyaca ünlü tasarımlarıyla dikkat çeken firma, tüm üretimini TS EN 14411 standardına uygun olarak sürdürüyor.

        191

        Bien Seramik Fabrika Direktörü Önder Tekeli, armatür, mobilya, klozet kapağı gibi çeşitlere yatırım yapma kararı aldıklarını belirterek, şöyle konuştu:

        192

        1997 yılında devletten özelleştirme kapsamında alınan ve ilk planda 5 milyon metrekarede faaliyet gösteren tesislerden şu an 26 milyon metrekare bir tesise ulaştık. 300 kişi çalışırken, bugün bin 700 kişi bulunuyor bünyemizde. Hedefimiz üretimi daha da artırmak. Bu kapsamda 40 milyon metrekareye ulaşmak için adımlarımızı attık. Banyo konseptini tamamlama adına, müşterinin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için ürün çeşitliliğimizi artıracağız.

        193

        70 ülkeye ihracat yapıyoruz. Hedefimiz seramik ürünlerde Amerika, Kanada ve İngiltere pazarlarında, vitrifiye de Avrupa pazarında daha etkili olmak. Büyümek için Osmaneli, Söke gibi yerlere yatırım düşünüyoruz.

        194

        Özellikle Hindistan'da yoğun ilgi görüyoruz. Müşteri kendi tasarımını yapıyor biz de ona göre üretiyoruz. Ana ürünümüz klozet. Klozet herkesin üretemeyeceği katma değeri çok yüksek bir ürün. Ar-Ge bölümümüze çok önem veriyoruz. Laboratuvarlarımızda çok sayıda ürün tasarımı bilgisayar desteğiyle yapılıyor. Teste tabi tutuluyor, kalıpları çıkarılıyor. Fabrikaya giren ilk ürün sırlama, fırın ve kalite ayrım sürecinden geçtikten sonra paletlere konularak onlarca ülkeye gönderiliyor.

        195

        21- DÜNYANIN DİREKLERİNİ DİKİYORLAR

        196

        Türkiye'nin en uzun bayrak direğini yapan firma, bu alanda dünyanın en büyük 5 üreticisi arasında yer alıyor. Türkiye Elektrik Kurumu ve Türkiye İş Bankası ortaklığıyla 1995 yılında kurulan MİTAŞ, 1989'da özelleştirilerek faaliyetlerine özel sektör şirketi olarak devam etti. 1994'ten beri ihracat yapan firma, yüksek gerilim enerji nakil hattı direkleri, telekomünikasyon direkleri, aydınlatma direkleri, trafo merkezleri ve diğer çelik kontrüksiyon imalatları yapıyor.

        197

        Ankara 50. Yıl Parkı'nda yer alan 110 metrelik boyuyla Türkiye'nin en uzun bayrak direğini üreten firma, Norveç'e yaptığı hem güneş hem rüzgar enerjisi ile çalışan aydınlatma direği, Hollanda'ya yaptığı ülkenin en uzun dekoratif aydınlatma direği ve İzlanda'ya gönderdiği Avrupa'nın en geniş elektrik direğiyle de dikkati çekiyor.

        198

        MİTAŞ Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Bora Aslan, dünyanın en büyük 5 direk üreticisinden biri olduklarını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

        199

        Yıllık üretimimizin yüzde 90'ını ihraç ediyoruz. Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika, Avrupa ve Asya'da 136 farklı ülkeye ihracatımızı gerçekleştiriyoruz.

        200

        Bu 136 ülkede aktif halde çalışıyoruz. Afrika bölgesinde çok büyük açılımlarımız var.

        201

        Kuzey Amerika'da Kanada ve ABD'de ciddi projelerde yol alıyoruz. Avrupa ve komşu ülkeler ana pazarlarımız, Güney Amerika gibi pazarlarda 10 yıldır varız. Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan ve Tacikistan gibi ülkelerde yeni pazarlara girmeye çalışıyoruz.

        205

        22- MOBİLYADA KADIN ELİYLE GELEN İHRACAT BAŞARISI

        206

        İzmir'de bebek ve çocuklar için mobilya takımları üreten Meltem Bebek ve Genç Mobilya AŞ, yarıya yakını kadınlardan oluşan fabrikalarından 14 ülkeye ürün gönderiyor. Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçı Birliğinde başkan yardımcılığı görevini de yürüten Meltem Bebek ve Genç Mobilya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, 1975 yılında çırak olarak başladığı meslekte 1985'te kendi atölyesini kurduğunu, 2003'te bebek mobilyası üretimine başladıklarını söyledi.

        207

        Çocuk ve genç odası mobilyasında yüksek teknolojiyle seri üretim için kurdukları tesisin Avrupa'nın en büyük boyama hatlarından birine sahip olduğunu ifade eden Gürle, günlük ortalama 100 takım mobilya üretiminin yapıldığı tesisle ihracat pazarlarında iddialarını artırdıklarını dile getirdi.

        208

        Ağır metal içermeyen, antikanserojen, antibakteriyel ve antialerjik özelliklere sahip ürünler sayesinde özellikle Avrupa'da ebeveynlerin tercihi haline geldiklerine işaret eden Gürle, toplam üretimin halen yüzde 18'ini 14 ülkeye ihraç ettiklerini anlattı. Gürle, sözlerine şöyle devam etti:

        209

        Kadınlar çok disiplinli, titiz ve düzenli çalıştıkları için daha başarılı. Fabrikada CNC tezgahları, boya tezgahları gibi tüm kritik süreçlerin başında kadınlar var, onların titizliğine, disiplinine güveniyoruz. Amacımız daha fazla sayıda kadını istihdam etmek.

        210

        Bizde mobilyanın kilogram birim fiyatı 3,1 dolar. Almanya ve İtalya'da ise 7 avro. Şirket olarak bizim ulaştığımız seviye de 4,5 avro civarında. Mobilyada ihracat son 3 yıldan beri yerinde sayıyor. 2013'te en yükseğe çıktı ama 3 milyar dolar sınırını aşamadık. Teknolojiyi yoğun olarak kullanıyoruz ancak ihracatın artması için tasarıma daha fazla ağırlık vermemiz gerekiyor. Artık fuarlarda görülüp kopyalanan modellerle devam etmiyor.

        211

        Dünya mobilya pazarının yüzde 60'ının Çin'in elinde olduğunu dile getiren Gürle, Türkiye'nin ise 15. sırada yer aldığını söyledi. Gürle, bunun iyi bir seviye olduğunu ancak yıllık 10 milyar avroluk ihracata sahip Polonya'yı yakalama hedefinin konulması gerektiğini söyledi.

        212

        23- SAKARYA'DAN 40 ÜLKEYE BEBEK VE GENÇ MOBİLYASI İHRAÇ EDİYOR

        213

        Sakarya'da beyaz eşya sektöründe faaliyet gösterirken 14 yıl önce televizyon sehpasıyla mobilya üretimine başlayan New Joy, bugün 40 ülkeye bebek ve genç mobilyası ihraç eden bir firma haline geldi. New Joy Genel Müdürü Birol Öner yaptığı açıklamada, 1980'li yıllarda kurulan firmanın 2003 yılına kadar beyaz eşya sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu dönemden itibaren de televizyon sehpası üretmeye başladıklarını söyledi.

        214

        Hedeflerinin, üretimlerinin yarısını iç pazarda yarısını da dış pazarda satmak olduğunu dile getiren Öner, "Ciddi bir bebek ve genç mobilyası sektörü var. Biz de bu nedenle sektörü seçtik. Yüzde 50 ihracat, yüzde 50 iç pazar odaklı bir hedefle markamızı oluşturduk. Şu anda ihracat oranımız yüzde 25, inşallah bunu ileriki dönemlerde yüzde 50'ye taşımak istiyoruz" ifadesini kullandı.

        215

        Öner, aralarında Amerika, Avustralya, Güney Kore, Çin, Vietnam, Almanya, Belçika, Hollanda, Yunanistan ve Avusturya'nın da bulunduğu 40 ülkeye ihracat yaptıklarını, 30 ülke ve 100 şehirde 150 satış noktasıyla hizmet verdiklerini belirtti. Türkiye'de bebek ve genç odası sektöründe en geniş ürün gamına sahip firma olduklarını söyleyen Öner, yaklaşık 30 ürün çeşidiyle hizmet verdiklerini bildirdi.

        216

        Mobilya sektörünün dış ticaret fazlası veren sektörlerden biri olduğunu anlatan Öner, şöyle konuştu:

        217

        Emek yoğun bir sektör. İhracatı 2 milyar doların üzerinde olan bir sektör. Girdilerinin neredeyse yüzde 100'ü yerli üretim olan bir sektör. Yani biz ihraç ettiğimiz her yüz liranın neredeyse tamamını yerli emek, yerli ürün, yerli ham madde kullanarak yapan nadide sektörlerden biriyiz. Sektöre biraz yabancı gelecek, bizim çalışanlarımızın yüzde 30'u kadın.

        218

        Burada bebek ve genç mobilyası imal ediyoruz. Bir evin sıcaklığını sağlayan kadındır, evin ana direği eşlerimiz, kızlarımızdır. Onun için biz de üretimimizde o hassasiyeti, o titizliği göstersinler diye yüzde 30 oranında kadın istihdamı sağlıyoruz. Bu oranı bir miktar daha artırmak istiyoruz.

        219

        24- AFYONKARAHİSAR'DAN 43 ÜLKEYE DEKORATİF MERMER İHRACATI

        220

        Afyonkarahisar'da 20 yıl önce mermer fabrikası kuran Hüseyin Şehitoğlu, 43 ülkeye ihracat yapıyor. Şehitoğlu yaptığı açıklamada, 1994 yılında bir inşaat şirketinde çalışırken kendi işini kurmaya karar verdiğini söyledi.

        221

        Yatırımlarla işlerini büyüttüklerini, şu anda yıllık üretim kapasitelerinin yaklaşık 200 bin metrekare olduğunu ifade eden Delta Mermer'in sahibi Şehitoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

        222

        Mermer mozaikten tutun da mermer plakaya, traverten fayans, limestone, onyx, granit, eskitme doğal taş ürünlerine, 700'ün üzerinde dekoratif ürün üretiyoruz. Biri İstanbul, diğerleri Afyonkarahisar'da 3 şirket ile yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

        223

        İç piyasada 100'ün üzerinde bayimiz var. Dünyaca ünlü yapı marketlerinde ürünlerimiz satılıyor. Avrupa başta olmak üzere, Kuzey ve Güney Amerika'dan Güney Afrika'ya, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerinden Avustralya'ya toplam 43 ülkeye ihracat yapıyoruz.

        224

        Uluslararası fuarlarda bağlantılar kurarak daha fazla ülkeye ulaşmaya çalışıyoruz. Bu arada kendimizi sürekli dinamik tutmaya çalışıyoruz. Her yıl ürün kataloğumuzu yeniliyoruz. Dünya trend olarak nereye doğru gidiyor, hangi renkler ne tür ürünler daha çok talep görüyor, bunları takip etmeye gayret ediyoruz.

        225

        Ülke genelindeki önemli proje uygulamalarında yer alıyoruz. İstanbul'da bilindik temalı projeler var. Çok güzel işler yaptık. Üretimde katma değere önem veriyoruz. Ar-Ge çalışmaları içerisindeyiz.

        226

        Teknolojiden faydalanmaya çalışıyoruz. Tasarıma önem veriyoruz. Tasarım olmadan dünya pazarında rekabet şansımızın olmadığını biliyoruz. Sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

        227

        25- GENÇ YAŞTA YÖNETİMİNİ DEVRALDIĞI ŞİRKETİ ZİRVEYE TAŞIDI

        228

        Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan Ulusoy Un, 14 yıl önce 23 yaşında göreve başlayan Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, şirketin cirosunu 1 milyar liranın üzerine taşıyarak önemli bir başarıya imza attı.

        229

        23 yaşında ihracat sorumlusu olarak göreve başlayan Eren Günhan Ulusoy, 2007 yılında genel müdürlüğe getirildi. 2011 yılında İcra Kurulu Başkanı olan Ulusoy, 2015 yılında da Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini babası Fahrettin Ulusoy'dan devraldı. Ulusoy, 2006 yılında 61 milyon lira olan şirketin cirosunu 1 milyar liranın üzerine taşımayı başardı. Genç iş adamı Ulusoy, babası Fahrettin Ulusoy'un iş hayatına 1969 yılında 14 metrekarelik kiralık bir dükkanda zahirecilikle başladığını söyledi.

        230

        Ulusoy Un'da göreve geldiği dönemden itibaren büyümeye devam ettiğini vurgulayan Ulusoy, şöyle devam etti:

        231

        Bugün şirketimizin ihracatı 5 kıtada 82 ülkeye ulaştı. Türkiye'nin dünya birincisi olduğu un ihracatında biz de yüzde 5'lik paya sahip olduk. Şirket için önemli dönüm noktası 2014 yılında halka arz olmasıdır. Samsun'dan halka arz olan tek firmayız. Cirosu ağırlıkla un üretimi olan tek şirket olarak borsada yer alıyoruz. Böylece şirketin sermaye ve kurumsal yapısı güçlendi. Halka arzdan gelen sermayeyi de yatırıma yönlendirdik.

        232

        İşin içine girdikten sonra gördüm ki gerçekten sektörün potansiyeli yüksek. Türkiye, gıda ve tarım alanında yeni bir açılım yapıyor. Özellikle Karadeniz Bölgesi önemli tedarikçi haline dönüşmüş. Burada fırsatlar olabileceğini gördüm. Sonra severek ve öğrenme merakı ile işin içine daha çok girerek hayallerimi Ulusoy Un üzerinde kurmaya başladım.

        233

        26- HEDEF UZAKDOĞU PAZARINDA BÜYÜMEK

        234

        Türkiye'de yetiştirilen sebze ve meyve ürünlerini dünya pazarına göndermeye odaklanan Uçak Kardeşler, AB ve Rusya pazarlarında elde ettiği başarıyla ihracat şampiyonları arasına girmeyi başardı. İstanbul Bayrampaşa halinde 1974 yılında meyve sebze alım satımına başlayan Vahit, Hayrettin ve Ali Uçak kardeşler bu ürünlerde ihracat fırsatlarını görerek dışa açıldı.

        235

        İzmir, Antalya, Mersin, Manisa ve Isparta'da üretim ve paketleme tesisleri kuran Uçak Kardeşler, hem üreticiden aldığı hem kendi ürettiği ürünleri Ortadoğu'dan Avrupa'ya, Rusya'dan Güney Afrika'ya toplam 25 ülkeye göndermeye başladı.

        236

        Zamanla toplam cirosunun yüzde 60'ını döviz olarak elde etmeyi başaran şirket, Ege'de en fazla meyve sebze ihracatı yapan firmalar arasına girerek TİM'in ihracat şampiyonları listesinde yer aldı. Şirket sahiplerinden Hayrettin Uçak, şu açıklamalarda bulundu:

        237

        "Bütün aile bireyleri olarak işimize odaklandık. Aile olmanın, birlikte olmanın avantajını şirket yönetiminde kullanıyoruz. En büyük pazarımız Rusya. Rusya krizinden sonra alternatif pazar arayışlarına girdik. Bu sayede yeni pazarlara sevkiyata da başladık. Rusya pazarındaki sorunların aşılması sonrası tekrar eski ihracat seviyesine ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bundan sonra hedefimiz Uzak Doğu pazarında büyümek. Uzak Doğu ülkelerinde çok ciddi bir dinamik yapı var. Bu pazara Türk ürünlerini daha fazla göndermek, ülkemize daha fazla döviz kazandırmak istiyoruz.