Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Terör örgütlerini ABD'nin Irak ve Afganistan işgalleri yarattı

        Nevzat ÇİÇEK / YAZI DİZİSİ 2 / HT GAZETE

        ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali ve hemen aynı gün Afganistan’da da Taliban ve El Kaide’ye karşı büyük bir operasyon düzenlemesi bazı terör örgütlerinin doğmasının en büyük etkeni oldu. Bu örgütlerin en öne çıkanı Ebu Musab El Zerkavi’nin temelini attığı Tevhid ve Cihad örgütüdür.

        ABD Başkanı George W. Bush 17 Mart 2003’te uzun yıllardır kitle imha silahlarına sahip olmakla suçladığı Irak yönetimine, 48 saat geçerliliği olan bir ültimatom verdi ve 19 Mart tarihinde Irak işgalini başlattı. Beyaz Saray 20 Mart 2003’te yayınladığı bir bildiride 35 ülkenin işgale askeri destek verdiğini ilan etti. ABD, Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu (Operation Iraqi Freedom) ismini verdiği askeri işgalin aynı gününde Afganistan’da da Taliban ve El Kaide’ye karşı büyük bir operasyon düzenleyerek dünyaya “teröre karşı” savaşın devam edeceği mesajını verdi.

        Irak işgali yeni liderlerin doğmasına ve ABD yanlısı ve karşıtı olmak üzere 2 başat grubun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ülkenin Sünni nüfusu ABD’ye karşı direnişi tercih ederken, bütün Şii hareketler ve Kürtler yeni Irak’ta söz sahibi olmak amacıyla ABD ile anlaşma yoluna gitmişlerdir.

        Saddam Hüseyin iktidarını kısa sürede devirmeyi başaran ABD, birkaç ay sonra daha tehlikeli bir isyan dalgasıyla karşı karşıya kaldı.

        DİRENİŞ ÖRGÜTLERİ

        ABD’nin Irak’ı işgali öncesi El Kaide, savaşı öngörmüş ve bazı birliklerini Irak’ta zaten müttefiki olan Ensar El İslam saflarına, muhtemel ABD müdahalesine karşı savaşmak üzere göndermiş, en azından gidenlere yardım etmişti. Ürdün’ün Zerka bölgesinde doğup Afganistan’da örgütün kamplarında politik ve askeri eğitim alan Ebu Musab El Zerkavi, Irak’a geçen en üst düzey savaşçıdır. Bütün bunlarla birlikte Irak işgaliyle beraber dağıtılan Saddam ordusu, değişik direniş örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Saddam dönemi subayları ve Baas gönüllüleri değişik yapılanmalar adı altında ABD’ye karşı direnişi örgütlemişlerdir.

        Bu örgütlerin en önemlileri şunlardı: Ensar El İslam-Irak El Kaidesi-Irak İslam Ordusu-1920 Tugayları-Ebubekir El Sıddık Tugayları, Fatihler Ordusu- Nakşibendi Ordusu, Irak Aşiret Devrimcileri Askeri Konseyi, Ceyşu’l Mücahidin (Mücahitler Ordusu)...

        ABD’DEN SAHVE ATAĞI

        Bunların dışında özellikle daha sonra Sünni kesimlerle savaşan ve bazen de silahlarını ABD’ye döndüren Bedir Tugayları, Mehdi Ordusu, Ehl-i Kah Grubu, Muhtar Ordusu, Sarallah (Allah’ın İntikamı) Tugayları gibi oluşumlar da zaman içerisinde Irak’taki diğer askeri güçlerdi. Amerika direnişi engellemek adına para vererek Iraklılardan oluşturduğu ve “Sahve” adını verdikleri grupları da özellikle Zerkavi ve El Kaide üzerine saldırttı.

        Direnişin bu ilk aşamasında Saddam’a sadık güçler de yeni örgütler kurma çalışmalarına başlamış, ABD’ye karşı saldırılarını artırmıştı. Bu dönemde Ebu Garib Cezaevi’nde ortaya çıkan işkence görüntüleri tüm ülkede direnişi artırmıştır. Bu örgütlerin en öne çıkanı Zerkavi’nin temelini attığı Tevhid ve Cihad örgütüdür.

        İŞTE IŞİD’İN TEMELİNİ ATAN ZERKAVİ

        BUGÜN gerek IŞİD’in yol haritasını gerekse de beslenme kaynaklarını iyi anlamak, örgütün temellerini atan esas adı Ahmet Fadil Nezzal El-Haleylah olan Ebu Musab Zerkavi’yi tanımaktan geçiyor. Zerkavi hakkında en rahat bilgiye ulaşacağımız kaynak ise cezaevi arkadaşlarının anlatımından Zerkavi’nin hayatını yazan Fuad Hüseyin’in “Zerkavi, El Kaide’nin İkinci Kuşağı” adlı kitaptır...

        -Zerkavi’nin gerçek adı; Ahmet Fadil Nezzal El-Haleylah, lakabı ise Ebu Musab’dır. Zerkavi, Ürdün’ün en büyük aşiretlerinden Beni Hasan Aşireti’ne mensup, fakir ve muhafazakâr bir ailenin çocuğu idi.

        -Zerkavi’nin şahsiyetini oluşturan 3 boyutun ilki, yetişmesiyle bağlantılıydı. İkincisi, inandığı mezhepsel okula bağlı dini boyuttu. Üçüncüsü ise tarihin yansımalarıdır.

        -Zerkavi’nin şahsiyetinin oluşmasındaki temel Bedeviliktir...

        -Mezarlıklarda uzun vakitler geçirmenin sonucunda hayat ve ölüm fikri arasındaki aykırılıkları barıştırmayı öğrendi. Zerkavi en önemli arkadaşlıklarını o mezarlıklarda kurdu.

        -Delikanlılık yaşına geldiğinde evinin yanındaki Abdullah Bin Abbas Camii ikinci evi oldu. Cihat ve şehadet fikirleri yerleşmeye başladı.

        -Zerkavi askeri eğitimini, dini ve siyasi kültürünü Arap ve Afgan mücahitlerle işgalci Sovyetler arasında çıkan savaş esnasında aldı.

        -Zerkavi’nin Afganistan’da kurduğu ilişkilerden en önemlisi Ebu Muhammed El-Makdisi ismi ile bilinen İsam El-Berkavi ile 1989’da kurduğu ilişki idi. El-Makdisi, Zerkavi’nin kişiliğinin oluşmasındaki temel unsurlardan oldu.

        AFGANİSTAN’DAN ÜRDÜN’E DÖNDÜ

        -Sovyetler Birliği güçleri Afganistan’dan çekildikten sonra Afganlı gruplar arasında savaş kızıştı. Zerkavi Ürdün’e dönme kararı aldı.

        -Zerkavi, ailesi Kuveyt’te bulunan Filistin doğumlu Makdisi ile 1993’ün ortasında Ürdün’e dönerek orada dini bir örgüt kurmak için anlaştı. Kurdukları örgüte Tevhid Cemaati adını verdiler.

        -Camilerde, gençlerin toplandıkları mekânlarda, onları yeni gruplarına dahil etmek için dersler ve konferanslar vermeye başladılar.

        -Birçoğunun örgüt tecrübesi olmayan, aralarında Zerkavi ve Makdisi’nin de bulunduğu bu yeni grup göze çarptı ve çalışmalara başladıktan kısa bir süre sonra Ürdün Emniyet Güçleri’nce yakalandılar. Örgütün diğer üyeleri ile beraber ikisi de 29 Mart 1994’te hapse atıldı.

        -Hapishane, Zerkavi’nin şahsiyetinin oluşumunda açık izler bıraktı.

        -Zerkavi 1999’un Mart ayında, babasının ölümünün ardından ikinci Abdullah’ın krallık

        koltuğuna geçmesi münasebetiyle çıkan afla hapishaneden çıktı.

        -Hapisten çıkan Zerkavi’nin önüne, iki seçenek sunulmuştu. Ya Ürdün’ü terk ederek hem rahatlatacak hem de rahatlayacaktı ya da ikinci kez hapse dönecekti. Zerkavi, özgürlüğe düşkün bir insandı bu nedenle serbest bırakıldıktan 6 ay sonra Ürdün’den ayrılmaya karar verdi.

        PAKİSTAN’DA TUTUKLANDI

        -Zerkavi, daha çok Arap mücahitlere ihtiyacı olduğunu düşündüğü Çeçenistan’a gitmek için geçici durak olarak Pakistan’a yöneldi. Ancak Pakistan yöneticileri kendisine tanınan ikamet süresi dolduğu gerekçesi ile Çeçenistan’a gitmek için yapması gereken işleri tamamlayamadan Zerkavi’yi tutukladı.

        -Peşaver’deki 8 günlük tutuklamanın ardından Pakistan yöneticileri kendisini uzaklaştırma kararı aldılar. Zerkavi Ürdün’e dönmeyi hiç düşünmediği için Afganistan’ı seçti.

        -El-Kaide, Zerkavi’nin dönüşünü sevinçle karşıladı. Ancak Zerkavi, yolunu El-Kaide ile sürdüremeyeceğini söyleyerek onlardan özür diledi ve yeni düzenlemeler için anlaşma sağlanana kadar El-Kaide’nin kışlalarında eğitim alma hususunda anlaştı.

        -Seyfüladl ismi ile bilinen, Bin Ladin ve Zevahiri’den sonra El-Kaide’nin 3. adamı olan Muhammed Mekkavi, Zerkavi’ye ihtiyaç duyacağı her şeyde yardım teklif etti.

        -1999’un sonlarında Zerkavi ‘Şam Ordusu’ ismi ile bilinen kendisine bağlı kişileri, Herat Kışlası’na topladı. Bu kışla, hem El Kaide hem de Taliban Hareketi tarafından tam destek gördü.

        -Zerkavi ve grubu, Kandahar ve Tora Bora’daki şiddetli çatışmalara Taliban ve El-Kaide’nin yanında katıldı. Hava bombardımanı sırasında içinde bulunduğu binanın çatısı çöktü. Zerkavi saldırıdan sol kaburga kemiği kırığıyla kurtuldu.

        -Kandahar’ın düşmesinden ve Tora Bora’nın bombalanmasından sonra Zerkavi’nin önünde Afganistan’dan ayrılmaktan başka seçenek kalmadı. Pakistan sınırına yakın İran’ın Zehdan şehrinde, iyi ilişkiler kurduğu İranlı Sünnilerin yardımı ile lojistik bir üs kurdu.

        -Tahran’da Afgan komutan Hikmetyar’ın çiftliğinde başka bir komuta merkezi kurdu.

        İRAN’DAN GİZLİCE IRAK’A

        -Tahran’da komutanları ile şûra meclisini topladı ve onlara Amerikalılarla çatışma meydanı olacağına inancı nedeniyle Irak’a gitmek istediğini bildirdi. Ancak grup üyelerinden hiçbiri Pakistan’ı sonra da İran’ı terk ederlerken Irak’a yöneleceklerini bilmiyorlardı.

        -Zerkavi, üyelerini özellikle resmi pasaport taşıyanları Tahran’daki birkaç otele dağıttı. Kimliklerini ispatlayacak belgesi olmayanları da özel evlere yerleştirdi. Zerkavi önce üyelerinin ailelerini daha sonra üyelerini Irak’a göndermek üzere hava yoluyla Türkiye’ye nakletti.

        -İran İstihbaratı, Zerkavi grubunun Türkiye’ye sefer hazırlıklarını tamamlamış üyelerinin kaldıkları otelleri basıp 23 kişiyi tutukladı. Zerkavi, kalan üyeleriyle hemen Irak’ın kuzeyine yöneldi.

        -Önce Darkayışhan’da sonra Sergat’ta birer üs kurdu. Nablus kentinden gelen ailesinin yerleştiği Zerka kentindeki çocukluk ve gençlik arkadaşı Abdulhadi Daglas’ı başlarına komutan olarak atadı. Ayrıca, Zerkavi ve Kürt Ensar El-İslam Cemaati ile düzenli ilişki içinde bulunmakla sorumlu tuttu.

        -Zerkavi, örgütünün büyük kısmını Arap Yarımadası ve Mısır’dan gelen gönüllülerle, Bin Ladin ve Zevahiri’nin benimsedikleri temellerden farklı esaslar üzerine kurdu.

        -Bin Ladin ve Zevahiri’nin finans kaynakları, Arap Yarımadası’ndan, Zerkavi’nin şebekesi ise Ürdün-Filistin-Suriye’den (Şam ülkeleri) sağlanıyordu. Hatta üyeleri bile ‘Şam Askerleri’ olarak isimlendirilmeye başlandı. Zerkavi, mülteci olarak dünyanın farklı ülkelerine yayılan Suriyelilerden faydalandı.

        ŞİİLERLE SAVAŞTI

        -Zerkavi, örgütünü, parçalanmaktan korumak için ailevi bağlar üzerine kurdu. Şii Lider Bakır Hâkim’in ölümüne sebep olan patlayıcı yüklü ambulansın sürücüsü Şeyh Yasin’in kızı ile evlendi. Kız kardeşini Halid El-Aruri ile evlendirdi.

        -Zerkavi, Irak’ta Şiilerle savaşma tehdidinde bulunmakla yetinmedi açıkça savaştı da. 29 Ağustos 2003’te Necef’te Irak’taki İslami Devrim Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Bakır Hakîm suikastının, Kerbela ve Kazımiye patlamalarının sorumluluğunu üstlendi.

        -Zerkavi’nin savaşı Şiilerle sınırlı kalmadı. Arap ya da Kürt Sünnileri de kapsadı. Çünkü o, iç savaştan korkutma faaliyetlerini, işgale suskun kalmaya çağrıdan başka bir şey olarak görmüyordu.

        -Zerkavi, 20 Eylül 2004’te esir Amerikalı Eugene Armstrong’un kafasını kesti ve görüntüsünü yayınladı. Siyah giyimli ve maskeli grubu içerisinde bir tek o yüzünü açık tutuyordu. 21 Eylül 2004‘te yine Amerikalı esir Jack Hensley öldürüldü. İngiliz Kenneth Bigley’in 8 Ekim’de yine kamera önünde bir duyuru okuduktan sonra boynu vuruldu. O gün de boynu vurulan kişilere Guantanamo’yu çağrıştıran turuncu elbise giydirilmişti.

        -Zerkavi 2006’da ABD’nin uçak saldırısında öldürüldü.

        YARIN: IRAK İSLAM DEVLETİ NASIL KURULDU - EL KAİDE’NİN YEDİ AŞAMALI PLANI NEDİR - BAAS’IN EN ÖNEMLİ ADAMI IRAK İSLAM DEVLETİ’NE NASIL SIZDI

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ