Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Abdurrahman Dilipak fenalaştı, Akil İnsanlar Heyeti'yle yaptığı toplantı sırasında Abdurrahman Dilipak fenalaştı

        Serkan AKKOÇ / İSTANBUL -HABERTÜRK HABER MERKEZİ - AJANSLAR

        Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle yaptığı toplantı sona erdi. Dolmabahçe Başbakanlık Çalışma Ofisi'ndeki toplantı, Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasıyla başladı. Çözüm süreci kapsamında önemli rol oynayan Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin süreçte gelinen noktayı değerlendirdiği toplantı, 10 saat 15 dakika sürdü.

        'AKİLLER'DEN ÖNERİ

        Toplantıda süreçte gelinen nokta değerlendirdi. Çözüm sürecinde heyetteki sivil yapının Abdullah Öcalan ile temasının yararlı olacağı belirtildi.

        Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Beşir Atalay, Öznur Çalık ve Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu da toplantıya katıldı.

        Akil İnsanlar Heyeti'nden ise Rifat Hisarcıklıoğlu, Kadir İnanır, Tarık Çelenk, Nihal Bengisu Karaca, Şükrü Karatepe, Muhsin Kızılkaya, Öztürk Türkdoğan, Hüseyin Yayman, Nafiz Can Paker, Sibel Eraslan, Ayhan Oğan, Mahmut Arslan, Abdurrahman Dilipak, İzzettin Doğan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker, Mehmet Uçum, Tarhan Erdem, Avni Özgürel, Fadime Özkan, Fuat Keyman, Hasan Karakaya, Fehmi Koru, Yılmaz Ensaroğlu, Kezban Hatemi, Mehmet Emin Ekmen, Fazıl Hüsnü Erdem, Etyen Mahçupyan, Ahmet Faruk Ünsal, Lami Özgen, Ahmet Taşgetiren, Beril Dedeoğlu, Celalettin Can, Vahap Coşkun, Doğu Ergil, Erol Göka, Mustafa Kumlu, Hilal Kaplan, Yusuf Şevki Hakyemez, Vedat Bilgin, Fatma Benli, Bendevi Palandöken, Oral Çalışlar, Ahmet Gündoğdu, Yıldıray Oğur, Deniz Ülke Arıboğan, Mithat Sancar, Levent Korkut, Mustafa Armağan, Ali Bayramoğlu, Hayrettin Karaman ve Hülya Koçyiğit toplantıda yer aldı.

        ABDURRAHMAN DİLİPAK FENALAŞTI

        Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Akil İnsanlar Heyeti'yle yaptığı toplantı sırasında, Doğu Anadolu Bölgesi Komisyonu üyesi Abdurrahman Dilipak fenalaştı.

        Tansiyonu yükselen Dilipak, toplantı devam ederken ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kontrollerinin ardından toplantıya geri geldi.

        Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yeniden bir araya gelen Akil İnsanlar Heyeti'nden 78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, Yeni Şafak Yazarı Hilal Kaplan ve Prof. Dr. Doğu Ergil, basın mensuplarına açıklama yaptı.

        CELALETTİN CAN: "ÖCALAN DOĞRUDAN MUHATAP OLSUN GÖRÜŞÜ HAKİM"

        78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, akil insanlar arasında İmralı'da yatan Abdullah Öcalan'ın görüşlerini kamuoyu ile doğrudan paylaşması ve aracıların aradan çıkarılarak görüşlerinin doğrudan süzgeçten geçirilmeden açıklanmasına yönelik eğilim olduğunu söyledi. Can, Başbakan Davutoğlu ve hükümet üyelerinin de bu görüşü olumlu karşıladığı şeklinde intiba edindiğini söyledi.

        Akil İnsanlar Heyeti toplantısı devam ederken dışarı çıkarak basın mensuplarına açıklama yapan Celalettin Can şunları kaydetti: "Akil insanlar arasında Öcalan'ın görüşlerini kamuoyuna doğrudan açıklaması, aracıların aradan çıkması ve Öcalan'ın görüşlerinin süzgeçten geçirilmeden kamuoyuna açıklanması konusunda genel bir eğilim var. Yine akiller arasında şöyle bir eğilim var. Öcalan'ın sekreterya ile güçlendirilmesi ortamının ve sadece akillerle değil sivil toplumla, kendi arkadaşları ile hatta Kandille görüşmesinin koşullarının yaratılması. Hükümet'ten hayır olmaz yanıtını almadık. Dinlediler. Benim görebildiğim tavrı yumuşaktı.

        Bu genellikle 10 kişilik ya da başka gurubun görüşünden öte akillerin genel ortak eğilimi bu. Hükümet bunu dinledi. Tepki ile karşılamadı. Sanırım bu gün ya da başka zaman sayın başbakan ve hükümet yetkilileri bir açıklama yaparlar.

        Ben toplantıya gelirken Kobani Kantonu Başkanı Enver Müslim ile görüştüm. Şu anda Enver Müslim'in gönderdiği ve taleplerini ifade eden yazılı metin sayın başbakanın elinde.

        HİLAL KAPLAN: "ORTAK TALEP ÖCALAN'LA SİVİL GÖRÜŞME"

        Yeni Şafak Yazarı Hilal Kaplan da şunları söyledi: "Geçtiğimiz hafta Can Paker'in çağrısıyla 24 akil insanın yaptığı toplantıda Öcalan'la aracısız görüşme talebi çıkmıştı. Başbakan Davutoğlu ile yapılan görüşmede de ortak talep Öcalan'la görüşme olarak ön plana çıktı. Çözüm sürecinde ana aktör olan Öcalan ile sivil ve direkt olarak temas edilmesinin önemine vurgu yapıldı. HDP ve AK Parti'nin üslubuna dikkat etmesi gerektiği belirtilirken polis memurlarının görev ve yetkilerini artıracak yeni düzenlemeye de dikkat çekildi. Güvenlikçi ve devleti bir politikaya girilmemesi noktasında öneride bulunan akiller, gerek Kürtler gerek mütedeyyin insanların haklarında yapılan iyileştirmelerin Alevi haklarında da yapılması gerektiği konusunda hemfikir."

        DOĞU ERGİL: "KAYINVALİDEM'İ KADİR İNANIR'A ARATTIM"

        Prof. Dr. Doğu Ergil ise şöyle konuştu: "Artık bu iş biraz keyfi sadece resmi şahsiyetlerle Öcalan ve yakın çevresi üzerinden süren değil onların da merkezinde bulunduğu daha geniş çaplı bir mutabakat arayan süreç başlayacağına inanıyoruz ve böyle olmasını arzu ediyoruz. İmralı, bu süreçte madem resmi muhatap olarak alınmıştır kendisi. Bunu hükümet kendisi tercih etmiştir. O zaman böyle dolaylı yoldan değil doğrudan halkla kendi çevresi ile mesela kandille HDP ile temas edebilmesinin gerekliliği söylendi.

        Benim kayınvalidem. Ben bu heyette yer aldığım için bana vatana ihanet etmiş muamelesi yaptı. Ve aile içinde müthiş bir gerilim var. Sonradan öğrendim ki eşimden. Kendisi gençliğinde Kadir İnanır aşığı imiş. Kızlarını toplar eşim küçücükken onun filmlerinde bir torba çekirdek alır seyrederlermiş. Kadire'e dedim ki Allah aşkına kayınvalidemi ara da iyi bir şey yaptığımı söyle dedim. O da hiç yaşlanmayan delikanlı tavrı ile, "Yenge bak biz valla milli bir vazife görüyoruz damadına bu kadar yüklenme" dedi.

        Bu duruma geldi. Aileler içinde bile kutuplaşma ve gerilimin olduğu toplumda bu olumsuz enerjinin boşaltılması lazım. Bu yolda bize düşen ne ise ama akil insanlar heyeti adı altında değil bu isim altında değil yeni görev tanımları ile oluşturulacak sivil toplum kuruluşlarında yer almaya hazır olduğunu söyledik. Hükümet de bu konuda istekli gözüküyor.

        Bu kadar nitelikli bir toplantıya ilk defa şahit oluyorum. Akil insanlar denilen heyetin de şimdiye kadar çalışmalarında çok ciddi tecrübe kazandıklarını doğru ile yanlışı duygusal ile akli olanı ayırabilecekleri olgunluğa geldiklerini gördüm ve umudum arttı."

        "ÇÖZÜM SÜRECİNİ HÜKÜMET ÇOK ÖNEMLİ GÖRÜYOR"

        Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi üyelerinden Fuat Keyman, "Çözüm sürecini, hükümet çok önemli görüyor. Fakat kamu düzeninin sağlanması, 6-7 Ekim olaylarının önemi, bu tür olayların bir daha olmaması için kamu düzeninin sağlanmasının önemi de vurgulandı" dedi.

        Keyman, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

        Çok uzun bir toplantı olduğunu belirten Keyman, Başbakan ve bakanların herkesi dinlediğini, arkasından Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hem açılış hem de kapanış konuşmasında, geçilen kritik dönemle ve çözüm süreciyle ve bu dönemde yapılan açıklamalarla ilgili önemli açıklamada bulunduğunu ifade etti.

        Keyman, şöyle devam etti:

        "Çözüm sürecine hükümetin iradesi devam ediyor. Çözüm sürecini, hükümet çok önemli görüyor. Fakat kamu düzeninin sağlanması, 6-7 Ekim olaylarının önemi, bu tür olayların bir daha olmaması için kamu düzeninin sağlanmasının önemi de vurgulandı. Kamu düzeni dendiği zaman, devlet otoritesi olmadığı, kamu düzeninden sokaklarda esnafın, herkesin, insanların, kahvelerde, şehirlerde hepimizin güvenliğiyle ilgili bir anlayış olduğu, kamu düzeninin insanla, sokakla, mekanla, toplumsal yaşamla ilgili olduğu, devlet otoritesi olmadığının altı çizildi. O yüzden de HDP ile yapılan görüşmelerde kamu düzeninin sağlanmasının önemi vurgulandı. Bence çok önemli bir vurgu."

        6-7 Ekim olaylarından sonra normale dönüşte esas gücü çözüm sürecinin psikolojisinin olduğunun vurgulanmasının önemine dikkati çeken Keyman, "Hükümetin, devletin ne de Abdullah Öcalan'dan gelen mektubun ama esasında çözüm sürecinin bölgede yaratmış olduğu normalleşme, çözüm sürecinin bölgede yaratmış olduğu psikolojik durum, yani eğer çözüm süreci biterse burada aktörlerin, herkesin çok büyük zarar göreceği anlayışı ve algısı, esasında 6-7 Ekim olaylarını bitiren esas unsur oldu. Bunu vurguladı sayın Başbakan o yüzden de çözüm sürecinin değerli olduğu ortaya çıktı" diye konuştu.

        Davutoğlu'nun kamu düzeni sağlanmak şartıyla hükümetin çözüm sürecinin ileri gitmesi için gerekli adımları atacağını söylediğini aktaran Keyman, "Bunun dışında bölgedeki gelişmeler, IŞİD ile olan gelişmelerde, IŞİD'e bugüne kadar hiçbir yardımın yapılmadığı, sürekli vurgulandı. İnsani olarak hiç kimsenin etnik veya dinsel kimliğine bakılmadan Türkiye'ye kabul edildiği vurgulandı. O anlamda da esasında 'Kobani'deki kayıplar, bizim kayıplarımızdır. Kobani'deki üzüntü bizim üzüntümüzdür' Başbakan'ın esası bu kapsayıcı dili vurguluyordu. Uzun bir gün oldu bence bu uzun çalışmanın sonucunda çözüm sürecinin bugün ve yarın Türkiye için herkes için önemi bir kere daha ortaya çıktı" değerlendirmesinde bulundu.

        İMRALI VE KANDİL'LE GÖRÜŞME TALEBİ

        Bir gazetecinin, "İmralı ve Kandil'le direkt görüşme talebinizi ilettiğiniz bilgisini aldık bu doğru mu?" diye sorması üzerine Keyman, şu yanıtı verdi:

        "Bu tür talepler var fakat kamu düzeni sağlanmadan, belli bir normalleşme sağlanmadan, bu tür konularda adımlar atılmayacağı vurgulandı. Önemli olan şu anda esasında çözüm sürecinin esas aktörleri ve çözüm sürecine dahil olan başta HDP olmak üzere diğer aktörlerin kamu düzenini sağlayıcı ve çözümü ileri götürücü adımlar atmasıdır. Bundan sonra eğer kamu düzeni sağlanırsa, yani bir normalleşme olursa ondan sonra Akil İnsanlar grubunun farklı oluşumlar içinde çözüme katkı verecekleri, bu tür toplantıları tekrar yayacakları söylendi. Ama şu anda o tür direkt temasların olmayacağı vurgulandı."

        "Kamu düzeninin sağlanması vurgusu biraz bağlı şart gibi mi geldi?" sorusu üzerine de Keyman, "Biraz evvel söylediğim bu fark sürekli vurgulandı. Kamu düzeni, devlet otoritesi demek değildir, devletin toplum üzerindeki tahakkümü demek değildir, kamu düzeninden anlaşılan kamu genel anlamıyla insanların, sokağın, saldırıların olmaması yani sokakta, mekanda normalleşmenin olması tanımlanıyor. Kamu düzeninin çözüm süreciyle bir arada gitmesinin doğal olduğu söyleniyor. Kamu düzeni sağlanmadan, normalleşme sağlanmadan akil insanlar grubu olarak da örneğin İmralı ile görüşme gibi daha spesifik çalışma gibi çalışmaların yapılması da devletin bu konudaki iradesini sanki bir zayıflama olabileceği algısını yaratacağı için şu anda mümkün görünmüyor. Şu anda temel aktörler AK Parti hükümeti ve Öcalan, ondan sonra HDP, Kandil ve Akil İnsanlar olmak üzere sivil toplum örgütleri olarak görülüyor" ifadelerini kullandı.

        Keyman, "Bu bahsettiğiniz konuda içerideki 53 akil insan aynı fikirde mi?" sorusunu, "Farklı fikirler var ama bundan sonra akil insanlar daha çok komisyonlar temelinde kendi uzmanlık alanlarında ama önemli olan toplumdaki çözüm sürecine önemin ve desteğin devam etmesi için çalışacaklar, ya da çalışmak isteyebilirler" diye cevapladı.

        Fuat Keyman son olarak, "Bu sokaklardaki normalleşmenin sağlanması olarak tanımlanan kamu düzeni ilk önce sağlanıp, çözüm süreci o şekilde gidecek gibi de bir vurgu sürekli olarak yapılıyor" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ