Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Mahkum kadınlar: Hatamızın bedelini çocuklarımız ödüyor Çocuklarıyla cezaevinde kalan kadınlar sorunlarla mücadele ediyor

        Cezaevinde zorlu bir hayata başlayan kadınların büyük bir bölümü yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle çocuğunu emziremediğini dile getiriyor. Anne, kendisine verilen yemeği ayıklayarak bazen de yeniden yaparak, yoğurtla karıştırarak bebeğinin karnını doyuruyor.

        Cezaevinde çocuklarıyla kalan kadınların büyük bir bölümü evlendikten sonra işini bırakmış olmanın verdiği pişmanlığı dile getirdi. Mahkûm kadınlar, cezaevinde verilen takı tasarımı, tekstil, pasta yapımı, kuaförlük gibi kurslara giderek cezaevi sonrası hayatlarını idame ettirecek meslekler ediniyor. Tekstil atölyesinde çalışan kadınlar hem maaş alıyor hem de sigortaları yatırılıyor.

        ‘BEBEKLERİNİ EMZİREMİYORLAR’

        Çocuklarının cezaevi yerine Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyümesine razı olan anneleriyse zor bir süreç bekliyor. Devlet yurtlarında kalan çocuklar, uzman eşliğinde cezaevindeki annesini ziyaret edebiliyor. Anne sevgisinden uzak, cezaevine annesini ziyarete gelen çocuklar sıkı güvenlik önleminden geçmek zorunda kalıyor.

        ÇOCUK MÖNÜSÜ YOK

        Çocuklarıyla cezaevinde kalan kadınlarsa farklı sorunlarla mücadele ederek çocuklarını büyütmek zorunda. Cezaevinde zorlu bir hayata başlayan kadınların büyük bir bölümü yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle çocuğunu emziremediğini dile getiriyor. Bu nedenle bebekler, mamayla tanışmak zorunda kalmış. Mama yapmaksa başlı başına bir sorun. Bebeklerini dışarıdaki pek çok olumsuzluktan sakınan anneler, cezaevinde olumsuz koşullardan sakınamıyor. Bebek mamaları bebeğin bünyesine göre verilmiyor. Diyet maması yemesi gereken bebeğe normal mama veriliyor. Anne, kendisine verilen yemeği ayıklayarak bazen de yeniden yaparak, yoğurtla karıştırarak bebeğine veriyor. Çocuklarıyla cezaevinde kalan annelerin en büyük talebi cezaevlerinde çocuklara özel mönü hazırlatılması ve dengeli beslenmelerinin önünün açılması oldu.

        ‘Çocuğum, oyuncak yerine televizyon kablosuyla oynadı’

        Sevim Y. ilk kez 15 yaşında cezaevine girdi. İki arkadaşıyla gasp suçundan hüküm giymiş. 3 yıl yattıktan sonra tahliye oldu. 2013’te yeniden mahkûm oldu. Hem gasp hem de hırsızlıktan 5.5 yıl hapis yatacak. 16 aydır cezaevinde. Cezaevine 6.5 aylık hamileyken girdi. Cezaevinde doğum yapanlardan. Eşi de Silivri Cezaevi’nde. Eşi, yaralama suçundan hapse mahkûm olmuş, cezasıysa 5 yıl. Oğulları F., cezaevinde kalan bir annebabanın çocuğu olarak hayata gözlerini açtı. Doğduğu andan itibaren cezaevi koşullarıyla tanışan ve 1 yaşını geçen F., okul çağına gelene kadar evi bildiği cezaevinde kalacak. Minik F., babasıyla iki kez görüştü. Sevim Y.’nin annesi, cezaevine açık görüşe geldiğinde torununu alıp damadıyla görüştürmeye Silivri Cezaevi’ne götürüyor. Sevim Y. “Cezaevinde hamile olmak nasıl?” sorusuna net bir cümleyle yanıt veriyor: “Çok zor. Hiçbir istediğini alamıyorsun. İstediğin gibi giyinemiyorsun. Cezaevine girmeden çocuğuma beşik almıştım. Bir defa bile yatırmak nasip olmadı. Ranzada beraber yatıyoruz. Sürekli yataktan düşüyor.”

        ‘ZEBRADAN KORKTU’

        Sevim Y., oğlunun oyuncakla yeni tanıştığını anlatıyor ve devam ediyor: “Benim çocuğum düne kadar oyuncak diye televizyon kablolarıyla oynuyordu. Oyuncağın ne olduğunu bilmiyordu. Kreşten zebra verdiler. Çocuğum korktu. İlk kez gerçek bir oyuncakla tanıştı. Nasıl oynayacağını bilemedi. Şimdi yeni yeni oynuyor. Oyuncakları kırıyor. Dar bir alanda büyümüş olmanın verdiği agresiflik var. Her şeye tepkili.

        ‘HATAMIN BEDELİNİ ÇOCUĞUM ÖDÜYOR’

        Sevim Y., cezaevinde hiç aşermemiş. Ancak, sigara içenlerin arasında, rutubetli ve güneş görmeyen ortamlarda hamileliğin zor geçtiğini söylüyor. Sevim Y. cezaevinde anne olmanın zorluklarını şöyle anlatıyor: “Gecenin 1’inde çocuk kalkıyor. ‘Anne atta’ diyor. Dışarı çıkaramayacağımı anlatıyorum. Ancak anlayacak durumda değil. Çocuk, daracık bir alanda enerjisini atamıyor. ‘Anne bak’ diyerek televizyondaki parkları ve oyuncakları gösteriyor. Doktorlar ‘Televizyon izletmeyin’ diyor. Ama çocuğun dışarıyı tanımasını sağlayacak tek şey televizyon. Benim yaptığım hatanın bedelini çocuğum çekiyor. Çocuğumun da benimle aynı cezayı çekiyor olması beni kahrediyor. Burada anne olmak çok zor.”

        BEBEKLERİN EN BÜYÜK SORUNU BESLENMEK

        Cezaevindeki çocukların, bebeklerin en büyük sorunlarından biri de beslenmek. Sevim Y., bebeğinin 3 aylıkken sütten kesildiğini ve mamaya başladığını söyledi. “Burada kreşten veriyorlar mamayı (Mahkûmlar, kantine kreş diyor). Mama veriyorlar, bisküvi veriyorlar. Katı gıdalara başladıktan sonra da cezaevindeki yemeklerden vermek zorunda kaldım. Eşim de cezaevinde olduğu için bana annem bakıyor. Haftada 50 lira bırakıyor. Onunla çocuğumun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. Koğuşta temizlik yaparak da kazanıyorum. Yemek seçiyor ve karavanadan verilen yemekleri yemiyor. Yemekleri tekrar yapmak zorunda kalıyorum.”

        BULGUR PİLAVINDAN BULGUR ÇORBASI

        Bebeklere tuzlu yemek verilmesi önerilmiyor. Bu nedenle cezaevindeki anneler yemekleri yeniden pişirme yolunu bulmuş. Çorbayı süzüp yeniden yapıyorlar. Bulgur yemeğinden bulgur çorbası pişiriyorlar. Bulgur pilavının içine konulan yoğurt su ısıtıcısının üzerinde yeniden kaynatılıyor. 25 yaşındaki Sevim Y.’nin anne-babası ayrı. Aile sevgisinin yoksunluğunun kendisini hata yapmaya ittiğini kaydediyor. Ama bundan sonra çocuğu için iyi bir gelecek planlıyor. Cezaevinden çıkar çıkmaz çalışmaya başlayacağını söyleyen Sevim Y., “Burada kurslara gittim. Kuaförlük belgem var. Aşçılık kursuna gidiyorum. Çıkınca bir kuaför dükkânında çalışmak veya kuaför dükkânı açmak istiyorum” diyor. Sevim Y. ekliyor: “Çocuğumun anaokuluna gitmesini ve okumasını istiyorum.”

        TAHLİYEDEN SONRA GELİNLİK GİYECEK

        Sevim Y.’nin kendisi gibi cezaevinde olan eşiyle görüşmesinin tek yolu mektuplaşmak. Ama resmi nikâhları olmadığı için bir araya gelemiyorlar. Dışarıya çıktığında gelinliğini giyip evlenmek en büyük arzusu. “Her genç kızın hayali. Ben de öyle istiyorum” diyor. Cezaevinde çocuk büyütmenin en büyük zorluklarından biri de dört duvar arasında, güneşin az girdiği koğuşlarda çocukların sık sık hastalanması. Sevim Y. çocuğunun bağışıklık durumunun dış dünyaya adapte olamadığını da anlatıyor. “Cezaevinde güneş görmüyor. Rutubetli duvarlar sık sık hastalanmasına neden oluyor” diyor.

        ‘KIZLAR YEMEK’ DİYE BAĞIRIYOR

        Peki, çocuğunu bırakabileceği biri olsa, cezaevi dışına gönderir mi? Sevim Y. bu soruya çok net bir yanıt veriyor: “Hayır. Sanki onunla doğdum, onunla büyüdüm. Sıkıntılarımın azalmasına neden oluyor. İyi ki var. Hepimiz için neşe kaynağı. Ortak alanımız bahçe var. ‘Anne bahçeye çıkar’ diyor. Gardiyanlar ‘Yemek’ diye bağırıyor. Oğlum da ‘Kızlar yemek, kadınlar yemek’ diye sesleniyor. Birine bir şey olduğunda ‘Gardiyan’ diye bağırıyor. Ama çocuğuma sürekli ‘Yapma’ dediğim için cezaevi içinde cezaevi yaşıyor.”

        'EV HAPSİ VERİLSİN’

        Sevim Y., çocuklu kadınlar için cezaevinde yapılması gerekenleriyse şöyle anlatıyor: “Ev hapsi verilsin çocuklu kadınlara. Benim çocuğum evinde büyüsün. Buranın kapalı alan olduğunu algılıyor. Bize ev hapsi verilirse cezamızı ev ortamında çekeriz. Ben cezamı çekeyim. Ama çocuğum cezalandırılmasın.”

        ‘Çocuklu anne hata yapmayacak’

        AYLA P. de cezaevinde kalan yabancı uyruklu kadınlardan. 16 aydır cezaevinde bulunuyor. İranlı. Uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla yargılanıp mahkûm olmuş. Oğlu 1 yaşındayken girmiş cezaevine. Aldığı hapis cezası gereği 26 ay daha cezaevinde kalacak. Eşiyse İran’da. Ama dört duvar arasındaki yaşantısına bir de eşinin hasreti ekleniyor. Eşinin pasaportunda sorun olduğu için Türkiye’ye gelmesine izin verilmiyor. Çocuğunun babasını hiç görmediğini söylüyor Ayla P.

        ‘AĞLAYA AĞLAYA BOĞAZI ŞİŞTİ’

        İranlı Ayla P. cezaevindeki yaşamı “Burası gerçek bir hapishane” sözleriyle özetliyor. En büyük düşüncesi de oğlu... Çocuğunun cezaevinde kendi cezasını da çektiğini söylüyor... En büyük sıkıntısının bu olduğunu vurguluyor. Bu durum onu kahrediyor. Ayla P., cezaevindeki diğer anneler gibi çocuğu için yaşıyor. Onun hastalanması onun daha da perişan olmasına neden oluyor. “Mesela çocuğum hasta olduğunda doktora götüremiyorum. Defterim vardı. Dilekçe vermekten defterimde sayfa kalmadı. Çocuğumun ağlaya ağlaya boğazı şişti” diyor. Ayla P.’nin oğlu en çok bebe bisküvisi seviyor. Ama bisküvinin az verildiğini söylüyor İranlı anne... Sözlerine şöyle devam ediyor: “Çocuk aç kalıyor. Çocuk yemeğinin ayrı olması lazım. Bize verdikleri yemekleri veriyorlar. Bir sürü şey yasak. Anne ve çocuğu tutuyorsa çocuğun ve annenin tüm ihtiyaçlarını karşılamak zorunda.” Hata yaptığını konuşmamızda sürekli tekrarlıyor. “Ben hata yaptım. En büyük hatalı kişi çocuklu anne. Çocuklu anne, çocuğunu düşünüp hata yapmayacak. Bizim görevimiz çocuk büyütmek.”

        YARIN: ÇOCUKLU ANNELERE ÖZEL KOĞUŞLAR İSTENİYOR. EŞİNİ ÖLDÜRDÜ, 6 AYLIK BEBEĞİYLE HAPSE GİRDİ. ÇOCUKLAR OYUNCAKSIZ DURUYOR, ANNESİZ DURAMIYOR.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ