Cemaatte ihtilaf kronolojisi!

HT GAZETE

37 şüpheliye yönelik “Kumpas” operasyonu, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün, 2010 yılında Nur Cemaati’nden; liderliğini Mehmet Doğan’ın yaptığı gruba “sözde” “Tahşiye” adlı suç örgütü iddiasıyla yapılan operasyonu yeniden mercek altına almasıyla geldi.

İddiaya göre; ‘’Molla Muhammet’’ adıyla bilinen emekli imam Mehmet Doğan, Nurcu gruba dahil olmasına rağmen Fethullah Gülen’in bazı fikirlerine karşı çıktı. İddiaya göre bu nedenle hedef haline geldi. Gülen, 6 Nisan 2009 tarihinde “herkul.org” sitesinden yayınlanan “İrtica paranoyası” başlıklı konuşmasında, Tahşiye’den bahsetti. Gülen konuşmasında, “Türkiye’de de Hizbulvahşetten sonra El Kaide’yi icat ettiler. Yarın daha başka şeyler de icat edebilirler. Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler. Hafizanallah. İyi organize edebilirlerse bunları, belki hakiki Müslümanlarla, kitap okuyan Müslümanlarla nezahatlerini, nezafetlerini, fikri saffetlerini bulundukları evlerde koruma adına, okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışan insanların içine sokmaya çalışırlar. O kitapların arkasındaki zatın posterlerini evlerine asabilirler. Size yakın bazı kimselerin posterlerini de evlerine asabilirler. Biz zuhurları haşiye yapıyoruz dedirtirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler” dedi.

CEMAAT DİZİ FİLMİNDE

8 Nisan tarihli Zaman Gazetesi’nde, “Terör örgütü üretenler yeni tezgâh peşinde” haberi yayımlandı. Bir gün sonra yani 9 Nisan’da da Samanyolu TV’de yayınlanan “Tek Türkiye” isimli dizide “Tahşiye”den örgüt olarak bahsedildi. 11 Nisan’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne Mehmet Doğan grubuyla ilgili “tarihsiz, isimsiz ve imzasız” bir ihbar mektubu geldi. 4 gün sonra Zaman Gazetesi’nde yazar Ahmet Şahin, “İslam’da irtica ve takiye yoktur” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Tek Türkiye” dizisinin 66. bölümünde de Tahşiye ile ilgili “Rahle” isimli bir örgütten bahsedildi. 26 Nisan tarihli yazısına Nuh Gönültaş, “Tahşiye deşifre oldu, yeni isim vermek lazım. Dinci bir isim olması lazım” ifadesiyle Mehmet Doğan’ın yayın grubu olan Rahle’ye atıf yaptı. Gönültaş yazısında, “Vatan delisini gündemde tutmaya devam edin. Bir de irtica için hazırladığımız ama kullanamadan deşifre olan grup, tahşiye mi tahşidat mıydı neydi, onlar deşifre olmuştur. Bu işin arkasını bırakmayalım, isim değişikliği yapalım, yola devam edelim mutlaka. Silahlar hep bizden mi çıkacak, biraz da bunlardan çıksın” dedi.

TAHŞİYE, EL KAİDE OLDU

29 Nisan’da, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne bir yazı göndererek,” Molla Muhammedciler, Tahşiyeciler soruşturması” açılmasını istedi. 4 Mayıs’ta da Terörle Mücadele Şubesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan soruşturma izni aldı. Ertesi gün teknik takip başlatıldı. 6 Mayıs’ta polis, soruşturmadaki Tahşiye ismini “El Kaide yanlısı Mehmet Doğan grubu” olarak değiştirdi.

17 AY HAPİS YATTI

22 Ocak 2010’da ise İstanbul, Ankara ve Bursa başta olmak üzere Kırıkkale, Samsun, Diyarbakır, Şanlıurfa, Elazığ, Malatya ve Adana’da eşzamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda, aralarında Mehmet Doğan’ın da bulunduğu 122 kişi gözaltına alındı. Doğan ile 10 cemaat üyesi, 17 ay cezaevinde kaldı. Mahkemede, görme özürlü ve MS hastası olduğunu söyleyen Doğan, Adli Tıp Kurumu raporu doğrultusunda tahliye edildi.

Mehmet Doğan grubu, 17 Şubat 2013 günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne kendilerine kumpas kurulduğunu anlatan bir şikâyet dilekçesi verdi. Ancak bu dilekçe işleme konulmadı. Mayıs 2014 tarihinde grup, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na bu kez suç duyurusunda bulundu.

DOĞAN: GÜLEN HAREKETİ 2014'TE ZAYIFLAYACAK

MOLLA Muhammed ismiyle tanınan Mehmet Doğan, Risale-i Nur’daki bazı cümlelere haşiye (dip not gibi yan yorum bölümü) ile ters mana verdiği gerekçesiyle Gülen ve çevresindekilerle ters düşmüş, bu düşüncelerini Reddül Evham serisi ile kitaplaştırmıştı. Doğan’a göre “Sadece Risale-i Nur tahrifle kalınmamış, aynı zamanda Kuran’ın bazı ayetlerinden de ters mana çıkarılmıştı. Doğan’ın iddialarına göre, Gülen bu şekilde “Yahudilik ve Hıristiyanlık hak dindir. Yahudiler ve Hristiyanlar cennete girecektir” gibi “İslam’la ilgili olmayan iddialarda bulunmuştu”. Doğan, 2005 yılında yazdığı Rumuzul Kur’an 4 adlı eserinde Gülen Hareketi’nin 2014’te sönmeye başlayacağını da savunmuştu.

GÜNDEM SÖZLÜĞÜ

Tahşiyecilik: ‘Haşiye’den gelen ifadenin sözlük anlamı, dipnot yazma, isim, dipnot ekleme... Mehmet Doğan grubunun Risale- i Nur’a eklemeler yaptığını ve bir süre sonra bu eklemelerin Risale-i Nur’un önüne geçmeye başladığını düşünen Gülen Cemaati, El Kaide ve Hizbullah gibi tehdit oluşturabilecekleri iddiasıyla grubu “tahşiyeci” olarak tanımlıyor.

Tek Türkiye: 2007’de Samanyolu TV’de yayınlanmaya başlandı. Yönetmenliğini Çelik Berksoy ve Gürsel Ateş’in yaptığı aksiyon ve dram dizisi, teröristlerin elinde bulunan Sağırsu Köyü’nde geçiyordu. 2011’de sona erdi.

Şefkat Tepe: Samanyolu TV’deki dizi Hz. Muhammed’in bir ışık halesi şeklinde yeryüzüne indirilip bir kamyona bindirilmesi sahnesi nedeniyle tepkilerin odağı olmuş ve tartışılmıştı. Doğa üstü olaylar ve dini konuları ele alıyordu.

Sungurlar: Tek Türkiye ve Şefkat Tepe dizisinin devamı olarak görülen dizi. Engin Koç’un yönettiği dizi aksiyon, askeri, dram ve suç olaylarını konu ediniyor.

Risale-i Nur: Güncel ve İslamî konularda Bediüzzaman Said Nursî tarafından 1925 yılında yazılmaya başlanmış, 24 yılda tamamlanmış kitapçıklardan oluşan bir külliyattır. Külliyat, Kuran’ın ayetleri ışığında inanç başta olmak üzere siyasi, ahlaki ve felsefi sorunlar irdelenir.

ERGÜDER, TAHŞİYE'Yİ TV'DE ANLATMIŞTI

OPERASYONDA gözaltına alınan ve “Tahşiye” operasyonuyla kumpas kurmakla suçlanan eski Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, katıldığı bir TV programında “Tahşiyeciler” tanımını şöyle yapmıştı: “Tahşiyeciler grubunda, bir grup lideri var. El Kaide grubu bunlar ve silahlı mücadeleyi savunan bir grup. Ve ilk kez bir Nurcu grubunu Selefileştirerek El Kaideleştirdiler. Eskiden temelde Nurculuk’ta olan bir grup. Fakat daha sonra bu Molla Muhammet diyorlar. Aslında kitapları o yazmıyor ama Ruhname adlı kitapları var. Bu kitaplardan Üstad Bediüzzaman’ın Risale-i Nurlarına tahşiyeler yazıyorlar, açıklamalar yazıyorlar. Tahşiye ismi de oradan geliyor.”