"Canlı bomba değiliz" şikayeti

Serdar KULAKSIZ /HABERTÜRK

Avukatlarıyla adliyeye gelen Tavır Dergisi sahibi Kurt ve Şah, kendilerini canlı bomba olarak gösteren kamu görevlilerinin tespit edilerek haklarında "İftira", "Görevi kötüye kullanma", "İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "İş ve çalışma hürriyetinin engellenmesi", "Ayrımcılık", "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçlarından soruşturma başlatılarak cezalandırılmasını istedi.

EYLEMCİ OLARAK ADIM ÇIKTI

Bahar Kurt, savcıya verdiği ifadesinde daha önce hakkında DHKP-C üyesi olmak suçundan iki kez dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini anlattı. İstanbul Sultanahmet'deki eylemin ardından, basında eylemin DHKP-C örgütü tarafından üstlenildiği dair haberlerin çıktığını belirten Bahar Kurt, "Eylemin de benim tarafından gerçekleştirildiğine dair gazete ve internette haber çıktı. Bu haberlerde ismim ve resmim kullanıldı. Daha sonra eylemi gerçekleştiren bayanın yabancı uyruklu olduğu emniyet kaynaklarınca da açıklandı. Bu haberlerin İstanbul Müdürlüğü'nde görevli kamu görevlileri tarafından basına servis edildiğini düşünüyorum. Hiç ilgim olmadığı halde benim ile ilgili böyle bir haber yapılmasını sağlayan kamu görevlilerinin tespit edilerek cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

"CEZALANDIRILMALARINI İSTİYORUM "

Arapça tercümanı Deniz Şah da ifadesinde, DHKP-C üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında iki kez dava açıldığını birinden 5, diğerinden 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye olduğunu ifade etti. Hakkındaki yargılamanın devam ettiğini belirten Şah, "Örgütün çok sayıda intihar eylemcisi olduğu, bunların da eylem gerçekleştireceği belirtildi. Bu haberlerde ismim ve resmim kullanıldı. Beni intihar eylemcisi olarak gösterdiler. Bahsi geçen haberlerin yayınlanmasına sebep olan kamu görevlilerinin tespit edilip cezalandırılmasını, çıkan haberlerin internet sitesinden kaldırılmasının sağlanmasını istiyorum" diye konuştu.

"BERKİN'İN KATİLLERİNİ BULSUNLAR"

Suç duyurusunu ardından basın açıklaması yapan Bahar Kurt, "6 Ocak'ta Sultanahmet'te gerçekleşen eylemi benim yaptığım söylendi. Ama gördüğünüz gibi buradayım. Eylem gerçekleştirmiş değilim. Böyle bir haberin, ancak emniyetin sızdırdığı basın servis ettiği bir haber olduğunu düşünüyoruz. Bu haberi servis edenler, emniyet, bıraksınlar devrimcilerle uğraşmayı, sosyalistlerle uğraşmayı, Berkin'in katillerini bulsunlar. Berkin'in katilleri 600 gündür hala bulunmadı" dedi. Deniz Şah da "Benim de aslında şu an polisin yaptırdığı habere göre Ankara'da bir eylem hazırlığı içerisinde olmam gerekiyordu. Ancak buradayım. Diğer açıdan baktığınız zaman aslında İstanbul Polisi, Ankara'daki meslektaşlarını çok kötü işletti. Ankara Polisi beni arıyorsa hiç öyle bir çaba içerisine girmesin ben buradayım" diye konuştu.

"CEZAEVİNDEN TAHLİYE OLDUĞUNDA GÖRÜŞTÜK "

Sultanahmet'teki bombalı saldırıyı gerçekleştirdiği yönünde haberler çıkan Elif Sultan Kalsen'le 2,5 yıl önce savcılığa gelerek suç duyurusunda bulunduklarına hatırlatan avukat Günay Dağ ise bir basın mensubunun "Elif Sultan Kalsen sizinle ya da ailesi ile bağlantıya geçti mi?" sorusunu "Hayır. Ne benimle ne de ailesiyle herhangi bir bağlantı söz konusu değil. Zaten müvekkilimizin yaşam hakkına yönelik o tehdit halen devam ediyor" yanıtını verdi. "En son kendisinden ne zaman haber aldınız?" sorusu üzerine de avukat Dağ, "Cezaevinde tahliye olduğu Nisan ayında görüşmüştük" dedi. Açıklamaya destek için gelen Grup Yorum'un solisti Selma Altın, "Canlı bomba olarak ismi geçen diğer arkadaşlarımızı da tanıyoruz. Onlar bu ülkede devrimcilik yapmaya çalışan arkadaşlarımız, demokrasi mücadelesi veren arkadaşlarımız" dedi.