Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.

        MHP Genel BaşkanıDevletBahçeli, "Erdoğan, AKP'lileri gruplar halinde kabul edip, dün Bakanlar Kurulu'na başkanlık yaparak ipleri millet önünde bütünüyle eline almıştır. Bu aslında bir sistem ve rejim krizine davetiyedir" dedi.

        Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun geçen hafta "Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı"nı açıkladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

        "Madem şeffaflıkla ilgili program hazırlanmıştır, gelin o halde ilk meyvesini bugün toplayalım, ilk semeresini bugün görelim. Şeffaf bir iktidar adaletten kaçmaz, yolsuzluğun altında kalmaz. Sayın Davutoğlu, hadi buyurun, hodri meydan. Mademki yolsuzlukla mücadele ve şeffaflaşma konusunda 12 yılda olağanüstü mesafeler kat ettiğinizi söylüyorsunuz, işte önünüzde altın değerinde bir fırsat sizi beklemektedir. Sayın Ahmet Sani gereğini yapmalısınız, Hazreti Yesevi'yle ters düşmemelisiniz, akidelerimizle çelişmemelisiniz ve topu taca atmamalısınız. Başbakan, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda hem ulusal bazda hem de evrensel standartlarda bir çerçeve oluşturduklarını, bütün uluslararası sözleşmelere de taraf olduklarını açıklamaktadır. Gerçekten böyleyse bunun ispatı, bugün yapılmalıdır. Sayın Başbakan, siyaset kurumunun hesap verebilme makamı olduğunu söylüyorsunuz. Doğrudur, hakkınız vardır. O halde, bugün baştan ayağa hesap veriniz, hesap sorunuz, hesabı muhataplarına acı da olsa çıkarınız."

        "BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSUDUR"

        Davutoğlu'nun açıkladığı şeffaflık programında siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanından, mal bildiriminde bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nda yapılacak değişikliklere kadar pek çok konunun yer aldığını belirtenBahçeli, İmar Kanunu'nda yapılması planlanan düzenlemeden Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkındaki Kanun ileDevletMemurları Kanunu kapsamına giren bazı değişiklik hedeflerinin de bulunduğunu ifade etti.

        Başbakan Davutoğlu'nun kamu görevlilerinin yolsuzlukla mücadele konusunda ihbarda bulunmaları halinde taltif edileceklerini, izinli sayılacaklarını, hatta ödüllendirileceklerini anlattığını aktaranBahçeli, şunları söyledi:

        "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?Devletin memuru olan savcılar yolsuzluğu ihbar etmişlerdir de ne olmuştur?Devletin memuru polisler hırsız kovanını karıştırmışlardır da ne sonuç çıkmıştır? Başbakan Davutoğlu'nun aklı başında mıdır? Ortada 17-25 Aralığın iddiaları dağ gibi dururken, Davutoğlu neyin ihbarından, hangi muhbirden medet ummaktadır? Sayın Davutoğlu ille de ısrar ediyor ve yolsuzlukla ilgili ihbar istiyorsan ilkini biz yapalım, yeter ki sen kendini paralama, üstünü başını yırtma. Önce, dün başkanlığı altında toplanmak zorunda kaldığın Recep Tayyip Erdoğan, sonra da çevrende dolaşan rüşvet yuvalarına dönüp bakmalısın, gücün yetiyorsa gözün kesiyorsa ciğerin varsa bunlarla ilgili gereğini yaparsın."

        "DAVUTOĞLU HAVANDA SU DÖVMÜŞ, DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMUŞTUR"

        Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan Davutoğlu'nun şeffaflık paketini medya üzerinden ağır şekilde eleştirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

        "(Cumhurbaşkanı Erdoğan) 'Böyle şeyler açıklanmadan istişare yapılmalı' diyerek Başbakan'ın vidalarını sıkmıştır. Geçen hafta Perşembe günü AKP Meclis Grup Yönetim Kurulu'nu saraya çağıran Erdoğan, Davutoğlu'nun gürültü patırtıyla açıkladığı şeffaflık programının büyük kısmını Başbakanlığı döneminde bir genelgeyle hayata geçirdiğini belirtmiştir. Anlayacağınız, Davutoğlu havanda su dövmüş, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur. Erdoğan, şeffaflık lafını duyunca birden bire irkilmiş, yaklaşan yakın ve açık tehlikeyi savuşturmak için doğrudan doğruya ağırlığını koymuş ve Davutoğlu'nu kenara çekmiştir. Bu tip düzenlemelerin seçim öncesi doğru olmadığını, ekonominin olumsuz etkileneceğini, mal bildiriminden dolayı, böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulunamayacağını söyleyen Erdoğan, resmen saray darbesi yapmıştır. Niyazım odur ki Allah hiç kimseyi Sayın Ahmet Davutoğlu'nun durumuna düşürmesin, böyle bir küçülmeye, irtifa kaybına uğratmasın.

        Ayrıca Erdoğan, önemli konuların kendisiyle istişare edilmediğinden yakınmış, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında danışma mekanizmasının yeterince işletilmediğinden dert yanmıştır ve dilinin altındaki baklayı tam manasıyla çıkartarak, istişarenin anlamlı ve aktif olabilmesi için başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu ileri sürmüştür. Başbakan bu sözleri sineye çekmiş, içindeki öfke dalgasını belli etmeden, sanıyorum yumruğunu sıkarak istemeden de olsa uysal ve munis bir maske takmıştır. Artık 62'nci Hükümet, tam anlamıyla mevta olmuş, sadece rutini sürdüren, miş gibi davranarak iktidar oyunu oynayan iradesiz, etkisiz, kifayetsiz zihniyetle teslimiyetin derin çukuruna çam gibi devrilmiştir. Davutoğlu, artık Beştepe vesayetinin kaygan basamaklarından siyasi tutsaklığın derin mahzenine inmiştir. Erdoğan, AKP'lileri gruplar halinde kabul edip, dün Bakanlar Kurulu'na başkanlık yaparak ipleri millet önünde bütünüyle eline almıştır. Bu aslında bir sistem ve rejim krizine davetiyedir."

        "DAVUTOĞLU, 7 HAZİRAN'A KADAR EFTEN PÜFTEN DE OLSA BAŞBAKANLIK GÖREVİNİ NASIL YÜRÜTECEKTİR?"

        Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa'dan kaynaklanan hakları bulunduğuna işaret ederek buna itirazları olmadığını vurguladı. Geçmişte de bunun örnekleri olduğunu dile getirenBahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa'nın amir hükmü gereğince gerekli gördüğü hangi hallerden dolayı Bakanlar Kurulu'na başkanlık yaptığını açıklamak zorunda olduğunu savundu.Bahçeli, şu değerlendirmeleri yaptı:

        "Gölgeden ve tabeladan ibaret bir Başbakan olan Davutoğlu'nun sesi soluğu kesilmiş, dut yemiş bülbüle dönmüş ve Erdoğan'ın yanı başında otururken yüzü asılmıştır. Ne dediyse yutmuş, hangi taahhütte bulunduysa çark etmiştir. Davutoğlu, bu şartlar altında, 7 Haziran'a kadar eften püften de olsa Başbakanlık görevini nasıl yürütecektir? Erdoğan'ın başkanlık isteği, başkanlık hırsı, parlamenter sisteme, yani mevcutdevletnizamına taban tabana zıttır. PKK ve bölücü çevrelerle 'Al özerkliği, ver başkanlığı' mutabakatını sağladığı anlaşılan Erdoğan'ın bundan sonra, ısrarla açıktan siyaset yapacağı ve hatta 7 Haziran öncesi siyasi kampanya yürüteceği güçlü ihtimaldir. Erdoğan, tek adam olmak için bastırmakta, son kozlarını oynamaktadır.

        Cumhuriyet'i reklam filmine benzeten, Osmanlı nedir diye sorsanız iki cümle söylemeyecek şahıslar, başkanlık falı açmaktadır. 'AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk' diyen milliyetsizlerin gayesi başkanlığa hizmettir. Öcalan'a özgürlük, PKK'ya genel af, özyönetim, demokratik konfederalizm diyen fitne lobisi başkanlık vaadiyle Erdoğan'dan her türlü tavizi koparmak için yıkım peronuna yanaşmışlardır. Çözülme diyenler, başkanlık sistemini alkışlamakta, Türk milleti yeni birdevletmodeline ite kaka alıştırılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında istişare olmadığından bahisle, başkanlık sisteminin alt yapısını kuran Erdoğan, İmralı canisini garantiye almış, Kandil'deki adamlarından söz almış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başına çöreklenmiştir. Cizre'de emniyet müdürünün peşine düşüp yakalayan, fakat bölücüleri selamlayarak sözde kanton rezilliğine göz yumanlar başkanlıkla Türkiye'nin fişini çekmek için sıraya girmişlerdir."

        Oyunun 7 Haziran'da bozulacağını iddia edenBahçeli, şunları kaydetti:

        "Türkiye, 7 Haziran'da AKP'den, PKK'dan, bölücülerden ve Erdoğan'ın senaryolarından kurtulacaktır. AKP'nin hasımlarını Türkiye'nin hasmı gören ahlaksızlar 7 Haziran'da sokağa bile çıkamayacaktır. Paris'te İsrail'le kol kola yürüyen, Oslo'yu kutsayan, Ankara'da PKK'ya göz kırpan, İmralı'da caniye göz kulak olan, ihaneti besleyip palazlandıran Davutoğlu sözde genel başkan olarak girdiği ilk seçimde boyunun ölçüsünü alacaktır. 7 Haziran'da dirilen milli ruh kesin bir galibiyete ulaşacak, bir millet uyanacak ve Türkiye'nin kalbi MHP'de atacaktır. Kalkan dokuz zafer ve sefer tuğumuzla AKP'ye demokrasi meydanını dar edeceğimizi, bu konuda aziz milletimize sonsuz güven duyduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Erdoğan'ın başkanlık hayalleri suya düşecek ve Türkiye bu günleri inşallah geride bırakacaktır."

        Bahçeli, TBMM Grup Toplantısından ayrılırken bir gazetecinin, MHP'nin TBMM Genel Kurulu'ndaki yapılacak Yüce Divan oylamasına tam kadro katılıp katılmayacağına ilişkin bir soruna "İnşallah" yanıtını verdi.

        MHP lideriBahçeli, yurt dışında olan MHP Milletvekili Lütfü Türktan'ın da uçakla Türkiye'ye geleceğini söyledi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ