Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı 'Truva atıyla kopyalanmış dosyalar var' Oda TV davasının İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmasında bilirkişi ele geçirilen bilgisayardaki dosyaların 'truva atı' adı verilen virüsle kopyalandığını söyledi

        Serdar KULAKSIZ/İSTANBUL

        Ergenekon soruşturması kapsamında açılan ve aralarında gazeteci Soner Yalçın Ahmet Şık, eski emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile Prof. Yalçın Küçük'ün de bulunduğu Oda TV davası, özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından devredildiği İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 414 gün sonra yeniden görülmeye başlandı. Dünkü duruşmaya Yalçın, Avcı, Küçük ve Şık'ın da arasında bulunduğu 11 sanık katıldı. Mümtaz İdil ile yurt dışında olan gazeteci Nedim Şener ise gelmedi. CHP Milletvekili Umut Oran, Ergenekon davası sanığı emekli Albay Dursun Çiçek ve TGS üyeleri de izleyici olarak katıldı.

        DENİZ BAYKAL'IN İFADESİ OKUNDU

        Duruşmada, CHP Milletvekili Deniz Baykal'ın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak alınan iki sayfalık ifadesi okundu. Baykal, ifadesinde, Oda TV davasının sanıklarından olan ve bir kez 20-25 dakika görüştüğü İklim Ayfer Kaleli'nin taciz iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Kaleli hakkında açtığı tazminat davasını kazandığını kaydeden Baykal, Halk TV'nin satışına ilişkin olarak da şunları söyledi:

        Gazeteci Soner Yalçın ile TBMM'de birkaç defa görüşmemiz oldu. Bu görüşmeler esnasında sırasında Halk TV'yi satın almak veya kiralamak istedikleri dile getirilmiştir. Halk TV şirketi hissedarlarının bir kısmıyla dostluk ilişkim olması nedeniyle bu konuda yardımcı olmam istenmiştir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu olayla ilgili bir aracılığı olmamıştır. Halk TV'nin şahsıma ait olmaması nedeniyle ‘Devretmeyi kabul ettiniz mi?' sorusu ve bu konuya ilişkin devamındaki sorular anlamsızdır. Yalçın Küçük'ü üniversiteden tanırım. ‘Baykal'ı indirdik' ibaresiyle neyi kastettiğini de bilmiyorum.

        YILLARCA HAPİSLERDE SÜRÜNDÜK

        Sanık Prof. Yalçın Küçük ise mahkemede şu ifadeleri kullandı: Savcı Öz'e 'Beni tutuklayacaksınız şimdi. Sizi görevden alırlar' dedim. Hemen aynı zamanda televizyon senaristleri yazdılar. Üç gün sonra Tek Türkiye'de çıktı. Bu tür marifetlerim var. Söylediklerim doğru. Siz bizi tanıyacaksınız. Ya ben bir tiyatrocuyum diye bir karar vereceksiniz ya benim suçsuz olduğuma.

        KOZİNOĞLU'NUN KATİLLERİNİ UNUTAMAYIZ

        4 yıldır gerek yandaş gerekse cemaat medyası tarafından haklarında söylenmeyen söz kalmadığını söyleyen Soner Yalçın ise ifadesinde şunları söyledi: İşsiz kaldık, zindanlara atıldık, kimimiz eşini kaybetti. Bu dava gazetecilik davası olsa da kimlik tespiti sırasında bir ismi unuttular Kaşif Kozinoğlu. Ben Kaşif Kozinoğlu'nu hiç tanımadım. Bu karanlık yapı tarafından zindana atıldı. Biz acıya katlanırız, aşılandık. Ama sizlerden rica ediyorum. Bu davada cinayet vardır. Bu davada devlet içine sinmiş odaklar terör yoluyla birini zindana atmıştır. Bu davayı sürüncemede bırakabilir, kısmi aflarla dosyayı rafa kaldırabiliriz bunu yapmayalım. Türk adaleti kim kumpas kurduysa, iftira atölyesinin yakasına yapışır. Biz Kaşif Kozinoğlu'nun katillerini unutamayız. Sizden talebim el birliğiyle suç duyurusuyla bu hainleri buraya getirin, yargılayın ve hakettiklerini verin.

        SANIK SANDALYESİNDEKİLERİN YERİNİ DEĞİŞTİRİN

        Sanıklardan Barış Pehlivan, "Bu nasıl devlet? Biz neden buradayız? Bu davanın iddia sahibinin aslında Fethullah Gülen olduğunu biliyoruz. Sanık sandalyesindekilerin yerini değiştirin" dedi. Ahmet Şık ise, "Bizleri hala yargılanıyor gibi gösteren çetenin varlığından kimsenin şüphesi yok. Gülen cemaatinin kadrolarının bunu yaptığından kimsenin şüphesi yok" diye konuştu.

        YARGILAMAYA KONU EYLEM YOK

        Bu davada yargılamaya konu faaliyet ve eylem olmadığını belirten eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ise, şöyle konuştu:Tüm bunları yapan cemaat mensupları kendilerini beğenmeyen muhaliflere karşı kullandığı belgeler de eldedir. Kitabımın bu sanıklarla ilgisi olmadığı maddi delillerle sabit. Bu dokümanlar çocuk saflığıyla yazılmış. Kitap, Ocak-Şubat ayında yazıldı. Belgeler Temmuz ayında bulundu. Siz mektubun Ankara'dan geldiğini sanırsınız ama zarfın mührüne bakarsanız Amerika'dan geldiğini görürsünüz. Bu dosyadaki bilgiler böyle yollanmıştır.

        BİZE YAPILAN KOMPLO VAR

        TÜBİTAK raporlarında birilerinin sosyal mühendislik yaptığını ileri süren Avcı sözlerini şöyle sürdürdü: E-postalar Türkiye'den gönderilmiş gibi görülüyor ancak aslında Amerika'dan gönderilmiş. Bu işlemler yapılırken mahkeme kararıyla bu e-postalar izleniyor. Bu dosyalar yüklenirken polis görüyor. Bir şey yapmıyor çünkü operasyonu yapmak için bekliyorlar. Bir grup polis ve yargı mensubunun bize yaptığı bir komplo vardır. Biz vicdanen rahatız. Örgütlü bir iftiranın ortaya çıkarılması için suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum.

        EMNİYETİN VE TÜBİTAK'IN RAPORLARI İNGİLTERE'DE KABUL EDİLMEZ

        Yalçın'ın da arasında bulunduğu bazı sanıkların avukatı Hüseyin Ersöz, Adli Bilişim Mühendisi bilirkişi Tuncay Beşikçi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunu mahkemeye sunduklarını belirtti. Tanık olarak dinlenen Tuncay Beşikçi de "TÜBİTAK ve emniyet tarafından verilen raporları inceledim. 10 yıl İngiltere'de yaşadım.Onların verdiği rapor orada mahkeme tarafından kabul edilmezdi" dedi.

        DURUŞMA 12 HAZİRAN'A ERTELENDİ

        Savcı mütalaasında Anayasa'ya aykırılık iddialarının bekletici mesele olarak değerlendirildiğinden reddini karar verilmesini talep etti. Duruşma 12 Haziran'a ertelendi.

        UZAK BİLGİSAYARDAN ZARARLI YAZILIM ARACILIĞIYLA KOPYALANMIŞ

        Tuncay Beşikçi tarafından hazırlanan ve dava dosyasına sunulan 28 Ocak 2015 tarihli raporda suç unsuru teşkil eden dosyaların, Odatv bilgisayarında yaratılmadığı ve açılıp kullanıldığına dair bir iz bulunmadığı belirtildi.

        İddianamede adı geçen, dosyalardan teRTEmiz.doc, mit medya.doc, Bilderberg Çetesi.doc. Fabrikatör.doc, Dergi Proje Analiz.doc, Ulusal Medya.doc, Tv Analiz Proje.doc, Ulusal Medya 2010.doc, ABDULKADIR AYGAN.pdf, radikal dini gurupların faaliyet alanları.pdf, Sabri Uzun.doc, Sn.Komutanım.doc, toplantı.doc, oooKİTAP.docx ve Org mu.doc isimli dosyaların odatv bilgisayarında bulunmayan yabancı bir kullanıcı tarafından oluşturulduğu ve bilgisyarda hiç açılmadığı ifade edildi.

        Suç unusuru teşkil eden dosyaların zaman damgalarının Anti-Adli Bilişim programları ile değiştirildiği, dosyaların aslında Ocak ve Şubat 2011 tarihlerinde kopyalandığı anlatılan raporda, bilgisayarın Aralık 2010, Ocak ve Şubat 2011 tarihlerinde sosyal mühendislik yapılarak ve hedef gözetilerek "yemleme" yöntemi ile virüs saldırısına maruz kaldığı, saldırının başarılı olduğu ve saldırganın sistemde tam kontrolünü sağlayan Truva Atı zararlı yazılımların yüklendiği kaydedildi.

        Zararlı yazılımların sistemde aktif bir şekilde çalıştığı, eldeki tüm veriler, zamanlama, saldırı yöntemi, olayın oluş şekli ve dosyaların uzak bilgisayardan, zararlı yazılım aracılığıyla Odatv bilgisayarına kopyalandığı belirtildi. Çok sayıda şüpheli dosya transfer işleminin bulunduğu, suç unsuru teşkil eden dosyaların aidiyet bilgilerinin kullanıcı ile uyuşmadığı ve sistemde tanımlı olmadığı, bilgisyarda açılıp çalıştırılmadığı, zaman damgalarında anormaliler tespit edildiği ifade edildi.

        Uzaktan tam kontrole imkan sağlayan zararlı yazılımların aktif olarak çalıştığı bir bilgisayardan elde edilen verilerin, dijital delillerin kullanımına dair uluslar arası standartlar nezdinde mahkemelerce delil olarak kabul edilmeyeceği vurgulandı. Tuncay Beşikçi raporunun sonunda ise herhangi baskı ve etki altında kalmadan, bilimsel ve vicdani olarak onaylı teknik düzenlemeler dikkate alınarak hazırlandığını belirtti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ