Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan Riyad dönüşü konuştu

        Nihal Bengisu KARACA / HT GAZETE

        ■■ Riyad seyahatiniz beklentilerinizi karşıladı mı?

        Sağolsunlar, beklentilerimizi karşıladılar. Yaptığımız görüşmelerde, Suudi Arabistan’la ikili ilişkilerimizin çok daha iyi bir konuma geleceğine dair umutlarım artmıştır. Siyasi, askeri, güvenlik, terörle mücadele ve insani yardımlar noktasında müşterek çalışmalar içerisine girebileceğimizi karşılıklı olarak teyit ettik. Bölgesel sorunlara yaklaşımımız da büyük ölçüde örtüşüyor. Bu ülkelere İran, Irak, Suriye, Filistin, Libya da dahil.

        ■■ Ancak Mısır konusunda farklı hassasiyetler söz konusu. Bu durum Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini nasıl etkiler?

        Biraz farklılıklar olsa da, bunlar ikili ilişkilerimizi etkileyecek noktada değil. Bütün derdimiz Ortadoğu’da ve İslam dünyasında, özellikle Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerinin çok daha güçlü bir zemine oturtulmasıdır. Örneğin, Suriye’yle ilgili uçuşa yasak ve güvenli bölge noktasında aynı şeyleri düşündüklerini ifade ettiler. Eğit-donat noktasında da öyle. Mısır konusunu ayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor. Mısır meselesi, S. Arabistan ile ilişkilerimize gölge düşürmemelidir.

        ■■ Mısır’daki İhvan liderlerinin siyaset yapabilmeleri, idam cezalarının kaldırılması gibi hususlar gündeme geldi mi?

        Mısır meselesi konuşulurken, kendilerinin dikkatini oradaki duruma çektim. Şu anda, yüzde 52 oyla işbaşına gelmiş olan bir Cumhurbaşkanı halen içeride. Yaklaşık 18 bin siyasi tutuklu var. Binlerce insan idama mahkûm edildi. Tüm bunlar orada bir gaz sıkışması olduğunu gösteriyor. Kontrollü bir yumuşama olmazsa, sosyal patlama olabilir. Öyle bir durumda da Mısır’da ne istikrar kalır, ne de güven. Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye; bu üçlü ayak, bölgenin en önemli ülkeleri. Bölgenin barışı, huzuru, refahı için hepimizin üzerimize düşen görevler var.

        ■■ Suud Kralı, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle de görüştü. Size Sisi’den herhangi bir mesaj iletildi mi? Ya da Mısır ile Türkiye arasındaki sorunların aşılması noktasında bir teklif geldi mi?

        Mısır konusunda şu anda öyle bir şeye ihtiyaç yok. Biz hassasiyetlerimizi paylaştık. Mısır’la üst düzeyde barışmamızı tabii ki istiyorlar, ama ısrarları yok.

        ‘BÖLGEDE ALMAMIZ GEREKEN YÜKLER ARTTI’

        ■■ Suudi Arabistan’da halk arasında Türkiye’ye ve şahsınıza yönelik bir sempati olduğunu gözlemledik.

        Evet, ülkemize yönelik bir sempati var ve her geçen gün artıyor. Rahmetli Kral Abdullah bin Abdülaziz ile de münasebetlerimiz aslında Mısır olayına kadar gayet iyiydi. Hakikaten bir abi-kardeş hukuku vardı. Bölge bugün o günlerden çok daha farklı bir travma yaşıyor. Burada almamız gereken yükler çok daha fazla. Ben Selman bin Abdülaziz’in Suriye konusundaki tavrının bizimle örtüştüğünü söyleyebilirim.

        ■■ Halep’in durumuyla ilgili neler söylersiniz?

        Halep’le ilgili sorun hâlâ devam ediyor. Halep’in özellikleri, nüfusu, kültürel, sanat ve medeniyet anlamında çok farklı. Ancak bombalamalar sonucunda yakılıp yıkıldı. 1 milyon 200 bin nüfuslu Halep’ten göç dalgası başlarsa bu büyük bir sıkıntıdır.

        ‘PARALEL YAPI DEVLETLE DALGA GEÇME PEŞİNDE’

        ■■Paralel Yapı uzantılarının hâlâ tehdit ve şantaj dilini kullanmasını nasıl yorumluyorsunuz?

        Bahsettiğiniz uzantıların, o tür bir dil kullanmasından toplum da rahatsız. Toplumun huzurunu kaçırıp, “Ben bilmediklerinizi biliyor, duymadıklarınızı duyuyorum” diye adeta devletle dalga geçmeye kalkışıyorlar. Devlet, her türlü kanunsuzluğun, yasadışı işin peşinde olacaktır.

        ■■Hakan Fidan’ın MİT’in başından ayrılıp milletvekili aday adayı olmasıyla ilgili kırgın olduğunuzu söylemiştiniz. Hâlâ aynı hissiyatta mısınız?

        Kanaatlerimizi ifade etmiş olmamıza rağmen, istifa edip adaylık söz konusu olmuş ise, elbette bir kırgınlık söz konusudur. MİT sıradan bir kurum değildir. Devletin en önemli kurumudur. Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Madem öyle, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla tabii ki kırgınım.

        ■■İç Güvenlik Paketi’ne muhalefetin eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Tasarıyı inceledim. Eksiği var, fazlası yok.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ