Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik PKK'nın eski yöneticilerinden Nizamettin Taş, Abdullah Öcalan'ın çağrısından sonra PKK'nın silah bırakmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu

        Irak'ın Erbil kentinde siyasi çalışmalarını yürüten PKK'nın eski yöneticilerindenNizamettin Taş, çözüm süreci kapsamında Öcalan'ın, PKK'ya silah bırakma çağrısını değerlendirdi.Kandil'in, Öcalan'ın çağrısına uyacağının altını çizen Taş, "PKK, bu anlamda kendisini bağladı. Yöneticileri, bu işin arkasında olduklarını, Öcalan'ın tezini benimsediklerini dile getirdi. Kongre kaçınılmaz olarak gerçekleşecektir. Şayet bu süreçte gündemi tamamen değiştirecek ciddi provokasyonlar olmazsa PKK yönetimi kongreye gidip Öcalan'ın çağrısına uygun olarak Türkiye'de silahlı mücadeleye son verdiğini ilan edecektir" dedi.

        'KANDİL'E KARŞI ÇIKACAK GÜÇ YOK'

        "Öcalan'ın verdiği karara Kandil'de karşı çıkacak hiçbir güç yok" diyen Taş, şunları söyledi:

        Velev ki olsa bile bu Öcalan'ın talimatını yerine getirmeme düzeyinde olmaz. Öcalan'ın çağrısını askıya alma, erteleme veya kabul etmeme gibi bir durum söz konusu olamaz. Zaten PKK, Öcalan'ın çağrısını kabul ettiğini deklare etmiştir. Önümüzdeki günlerde veya aylarda yapılacak kongrede, 'biz 30 yıllık silahlı mücadele sürecine son veriyoruz ve bu temelde güçlerimizi çekiyoruz' diyecekler. Yani bu kararı alacaklar.

        İşte Taş'ın sözleri:

        'DİĞER ÜLKELERDE TASFİYE YOK'

        - PKK sadece Türkiye devletine karşı silahlı mücadeleye son verdi, diğer ülke topraklarında silah bırakmadı ve gerilla gücünü tasfiye etmedi.Eski tecrübelerime dayanarak şöyle bir formül bulacağını tahmin ediyorum: 'Türkiye'de silahlı mücadeleye son verdik. Dolayısıyla gerillayı çekiyoruz. Siyasal demokratik mücadele yöntemlerini benimsiyoruz' diyecekler. Bunu kararlaştıracaklar. Hemen ardından şunu diyeceklerdir: 'Gerilla Kürdistan'ın savunma gücüdür. Rojava'da, Kürdistan bölgesinde savaş sürüyor. Dolayısıyla gerilla, bu savaşta devrede olacaktır. Kürdistan savunma gücü olarak rol oynamaya devam edecektir.' Böyle bir karara varılacak.

        - Zaten Rojava'da PKK'nın ve PYD'nin öncülüğünde bir savaş sürüyor. Bu gücü çok daha aktif bir şekilde Rojava'da kullanacaklar. Belki İran'a karşı da kullanırlar. Yani alınacak karar sadece Türkiye'ye dönük yanını durdurma ve bitirmedi. Kürdistan'ın diğer 3 parçası için gerilla gücünü aktif halde tutmaya devam ederler. Yani savunma gücü adı altında formüle edip işi böyle yürütecekler.

        'PKK REFORMA KENDİNİ TABİ TUTMAK ZORUNDA'

        -Silahın bırakılması durumunda PKK, KCK ve diğer kadın örgütleri kongreye gitmek zorunda. KCK adı altında PKK, askeri ve siyasi ne kadar örgüt ve parti varsa kongreye gidecektir. Çünkü bir strateji ve sistem değişikliğine gidiliyor. Bu öyle basit toplantılarla geçiştirilecek bir mesele değildir. PKK, kongreye giderek kendisini değişime ve reforma tabi tutmak zorundadır. Türkiye'de PKK gibi illegal yasa dışı örgütlenmelere gerek yok. Zaten siyasi partileri var. PKK gibi illegal ve farklı amaçlar uğruna kurulmuş örgütler artık olmayacak. PKK, Tamamen demokratik ve siyasal mücadeleyi hedef alan bir yapıdır.

        'PKK ROLÜNÜ OYNADI, TARİHE KARIŞTI'

        - Aslında PKK bitmiştir. Yani oynayacağı rolü oynamış ve tarihe karışmıştır. Gerisi uzatma ve Türkiye'nin alacağı tavra bağlı olarak şekillenecektir. Ancak PKK bitmiş ve tasfiye olmuştur. PKK dönemi tarihsel açıdan artık kesinlikle kapanmıştır. Dolmabahçe açıklaması bunun fiilen gerçekleştiğini ilan etmiştir. Bundan sonra stratejik anlamda geriye dönüş olmaz.

        - PKK, Öcalan'ın çağrısını kabul etmiştir. PKK, Türkiye'ye dönük silahlı mücadeleye son verir ve güçlerini çekerse bir biçimde tasfiye olmuş olacaktır. Yani ismi ister kalsın ister kalmasın varlık gerekçesi ortadan kalkacaktır. PKK kalsa bile varlık gerekçesini yitirecek, ismi kalsa bile özünde eskisi gibi abla olmayacaktır.

        'ÖRGÜT TERCİH YAPMAK ZORUNDA KALDI'

        - PKK silah bırakmada bir tercih yapmak zorunda kaldı.PKK, şu tercihle yüz yüze kaldı: Ya İran-Şii cephesinde yer alarak bu süreci sabote edecekti ya da o tercihten vazgeçerek kendini çözüme yatıracaktı. Anlaşıldığı kadarıyla Kandil de nihayetinde İran'dan uzaklaşarak, Şii cephesinden giderek vazgeçip diğer tarafta yer alacak. Bunu biraz da zorlayan Kobani'deki ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırısı, Peşmergelerin ağır silah desteği sunması ve Türkiye'nin sınırını açması gibi etkenlerdir.

        'ŞİDDET MUTLAKA DEVRE DIŞI KALMALI'

        -PKK, Kürdistan'da Kürtler içinde yeni bir sayfa açmak zorunda. İç barışı gerçekleştiremeyen dış barışı hiç gerçekleştiremez. Bu çözümün bir parçası olarak Kürtler arasında da şiddet mutlaka devre dışı kalmalıdır. Madem ki siyaset tercih ediliyor ve yoğunluk bu sahaya kaydırılıyor, öncelikle Kürtler arasında iç barış, özgürlük ve demokratik bir zihniyet şart. Bu kültürün en başta PKK tarafından içselleştirilmesi gerekiyor.

        'TÜM ÇEVRELER SÜRECE DAHİL EDİLMELİ'

        - (çözüm süreci) Kürt sorununun çözümünde diğer bütün çevrelerin de sürece dahil edilmesi gerekiyor. PKK tek başına Türkiye'de Kürt sorununu çözmeye kalkışırsa, bu yetki gasbı olur, irade gasbı olur. Yani Kürtlerin devrede olmadığı, Kürtler adına iki gücün karar verdiği problemli bir durum olur. Yani eğer PKK silahlı mücadeleye son verir ve gerilla gücünü Türkiye'den çekerse, ondan sonraki süreçte Kürt halkı bütün kurum ve kuruluşlarıyla devreye girmelidir.

        - PKK'nın ilk başta gerilla mücadelesine başlamasının bir gerekçesi vardı, devlet kurmak istiyordu" diyen Taş, "PKK, devlet kurma stratejisinden vazgeçip hedef olarak demokratik cumhuriyet tezini savunmaya başlayınca artık savaşı sürdürmenin de gerekçesini ortadan kaldırdı. Aslında şimdi değil 12-13 yıl önce artık savaşı sürdürmenin izahı kalmamıştı. Zira demokratik cumhuriyet kurmak için savaşa gerek yoktu. Demokrasinin kendisi savaşı reddeden bir sistemin adıdır. PKK'nın 10 maddelik esas üzerinde hükümetle anlaşmasının böyle teorik bir altyapısı var. PKK açısından zaten savaş gereksizdi. Çünkü savaşı gerekli kılacak hiçbir amaç ve hedefe sahip değildi. Değişik nedenler ve dış koşullardan dolayı zoraki bir savaşı sürdürme gerçeği vardı, o da nihayet son buluyor.

        HDP'NİN BARAJ SORUNU

        - Taş, barajı aşma potansiyeline sahip olan HDP'nin yüzde 15 oy potansiyeli olduğunu belirterek, "Fakat bu, barajı aşacağı anlamına gelmiyor. Eğer demokratik bir zihniyetle hareket etmez, herkesi kucaklayacak bir politika izlemez, hala kimisine hayın kimisine düşman tavrını sürdürür ve eski alışkanlıklarını devam ettirirse barajı geçemez. Fakat demokratik, kucaklayıcı, herkesin kendi rengini yansıtabileceği ve kendi iradesini konuşturabileceği bir zemin yaratırsa barajı zorlayabilir" diye konuştu.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ