Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Balçiçek İlter’in bu haftaki konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin

        Balçiçek İLTER / PAZARTESİ SOHBETLERİ / HT GAZETE

        Önce haberi vereyim, tam 5 yıllık mücadelenin ardından Gaziantep baklavası, Avrupa Birliği’nin kalite standartlarını ifade eden ‘CE’ işaretine kavuştu. Haliyle Gazianteplilerin yüzü gülüyor, elbette Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in de... “Bak bu Gaziantep baklavası şişmanlatmaz’’ diyor gülümseyerek “Fıstığı bol, karbonhidratı az, katkı maddesi yok, böyle ters çevirip yiyeceksin.’’

        Uzun yıllardır tanışıyoruz Fatma Şahin’le. Siyaset dünyasında bu kadar sevdiğim, saygı duyduğum, gönül gözüne böylesine güvendiğim insan azdır. Fatma Şahin aslında mühendis, AK Parti’nin de kurucularından... Memleketinin ilk kadın milletvekili, ilk kadın bakanı, şimdi de ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı... Arı gibi çalışkan, durmuyor, durdurulamıyor. Geçtiğimiz hafta ‘Okkalı Muhabbetler’ başlığı altında 3 kişiyle Gaziantep’te bir sohbet gerçekleştirdim: Fatma Şahin, en az onun kadar gönlünü markalaşmaya vermiş ve Türk kahvesinin dünyada hak ettiği değeri görmesi için canla başla çalışan Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, bir de Türkiye Satranç Federasyonu’nun ilk kadın başkanı Gülkız Tülay... İnsan onları ve hikâyelerini dinledikçe, “Bu ülkede çok güzel şeyler de oluyor’’ diye mırıldanırken buluyor kendisini. Fatma Şahin ve Murat Kolbaşı, Türk kahvesi ve Gaziantep baklavasının ardından şimdi de Menengiç kahvesini dünyaya tanıtmayı takmışlar kafalarına. Ama elbette ben, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı’nı bulunca sadece kahveyi ve baklavayı sormadım. Konu siyasete de geldi, kadın olmaya da, kadına şiddete de...

        ‘Okkalı Muhabbetler’ için gittiğim Gaziantep’te baklava ve Türk kahvesinin dünyada hak ettiği değeri görmesi için verilen çabayı kahramanlarından dinledim.

        -Onca yıl bakanlık, ardından Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı... Nasıl geçti buradaki 1 yıl?

        “Nasıl geçti” der ya o meşhur şarkı, benimki de öyle galiba, inanılmaz çabuk geçti. Önce şehri bir masaya yatırdık, ne bekleniyor, neye ihtiyaç var belirledik. 3 dönem vekillik, bakanlık yaptım. Kadın çalışmalarında beraber yol arkadaşlığımız oldu. Bütün görevler çok kıymetli, çok öğreticiydi. Belediye başkanlığında, somut ve hızlı iş yapabilme, çözümü hemen ortaya koyabilme şansınız var, bu çok önemli. Kişiliğimle de çok örtüşüyor. Biliyorsun bakanlıkta mevzuatı oturtacaksın, bürokrasiyi ikna edeceksin vs... Ama öncelikleri iyi belirler, hedefe kilitlenirseniz, belediyede çok hızlı iş yapabilme gücünüz var. Yasal altyapı da buna imkân veriyor. Bu büyük bir artı.

        -Gaziantep’in ilk kadın vekili, ilk kadın bakanı, şimdi de ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı oldunuz...

        Çok kutsal, çok onur verici ama bir o kadar da ağır... “Biz alan açtık da ne oldu?’’ dedirtmemek için, kadınlara bu işin bir cinsiyet değil, bir ehliyet ve liyakat meselesi olduğunu, insan odaklı olduğunu ve herkesin yapabileceğini ispatlamaya çalışıyorum.

        -Yaklaşık 14 yıldır siyasettesiniz ve halen kadın olarak mücadele etmek durumundasınız...

        Hepimiz mücadele ediyoruz. Tercih ettiğimiz yaşamın en zor taraflarından biri bu. Kendi içinde büyük bir rekabeti yönetmek zorundayız, hizmet ve insan odaklı çalışma büyük bir sabır ve azim istiyor.

        -Dünyada kaç kadın belediye başkanı var?

        85 taneyiz. Kritik konumları itibarıyla Paris ve Japonya beni heyecanlandıran kadın belediye başkanlarına sahip. Kadınsız siyaset, kadınsız mücadele olmaz. Sürdürülebilir kalkınmada toplumun yarısını bir tarafa ayırma lüksümüz yok. Tek kanatlı kuş olur mu? Kadınlar siyasete girdi ve bu alanı sevdi. Erkeklerde de zihinsel bir dönüşüm yaşandı. Örneğin AK Parti kadın siyasetçilerden sonra nasıl kazançlı çıkıldığını, yaşanan değişimi ve dönüşümü fark etti. Ve gördüler ki, kadınlarsız olmayacak.

        "ERKEĞİN KAFASI KARIŞIK"

        -Gelelim kadına şiddete... Ne yapılsa azalmıyor...

        Sen de vardın bu konuda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki yemekte. Cumhurbaşkanı’na da net söyledim, kadın meselesi partiler üstüdür ve kadına şiddet toplumsal bir sorundur. Aynı masada oturmak zorundayız. Toplumda büyük bir değişim var. Demokratikleşme ve eğitim yükseldikçe, kadının toplumdaki yeri güçlendikçe dönüşüm yaşanıyor. Erkeğin, kadının “insan hakkı’’ üzerinde kafasını düzeltmesi lazım.

        -Nasıl?

        Erkeğin kafası karışık. Aile değerleri içinde, eğitimli ve güçlü bir kadının onu rahatsız etmemesi gerekiyor aslında, ama ediyor. Özgecan olayında erkekler durup bir düşündüler. Erkeklerde zihinsel dönüşümün hızlı yaşanmasını istiyorsak, kız çocukları üzerinden gitmemiz lazım. Eşlerinden çok kendi kız çocukları daha önemli. “Öldürülen benim kızım olabilirdi” diye düşündüğünde, yumuşak karnı orası bence. Bu bütün söylemlerini, duruşunu değiştirebiliyor.

        -Kadın olmak zor bu memlekette... Siz de yaşadınız hep, ‘ilk’ olarak...

        Kendi özelimde, işini iyi yapmaya odaklı bir yapım vardır, o yüzden ‘Ne olacak’ diye hiç düşünmem. Evet kadın olmak zor. 1987’de İstanbul Teknik Üniversitesi’ni bitirdim, geldim ve işe girdim. O zaman sanayi içerisinde erkek ustalar, mühendisler var ve ben kadın mühendisim. Boya bölümünde 150 kişiydik, tek kadındım. Erkeklerle çalışarak geldim bugünlere. O geçişleri öyle daha kolay atlattım galiba. İşçi emeklisi bir ailenin kız çocuğu geliyor ve Aile Sosyal Politikalar Bakanı oluyor. Bu aslında ülkenin geldiği demokrasi çıtası bakımından çok önemli. Kızlarımıza “Okuyun, mücadele edin ve benden daha iyi olun” diyorum. Ben olabildiysem herkes olabilir.

        -Erkeklerle nasıl mücadele edecekler peki?

        Allah’ın kadınlara verdiği özellikler var. Daha çalışkanız, daha disiplinliyiz. Analığın getirdiği, aynı anda birkaç işi başarabilecek bir beyin kodumuz var. Duygusal zekâmız, iletişimimiz daha iyi. Siyaset de buralardan besleniyor. Ben bu özelliklerimden dolayı hiç zarar görmedim, kendimi hep özgür hissettim. Emeğime, yüreğime güvendim. Öyle yapsınlar... Aslında ilk başta “Olur mu kadından” cümlelerini duyuyorsun ama sonra yaptığın iş ortaya çıkınca, cinsiyet meselesi olmadığını anlıyorlar. Kişisel olarak erkeklerle mücadele etmedim, savaşmadım, inatlaşmadım, karşıma almadım. Birlikte olma gücüne inandım, hep de öyle davrandım.

        -Bakan iken kadınlarla ilgili başlattığınız projeler devam ediyor mu?

        Kadın meselesini erkekten, mağduru failden bağımsız ele alamayız. Eşzamanlı çalışma olmazsa ve birimler arası koordinasyon sağlanmazsa, her zaman bir zayıf nokta vardır. Çalışma modelimizi yatay, koordinasyona uygun ve bu dediğimiz kodlamalar üzerinde netleştirmemiz, başlattığımız o güçlü yasanın ruhunu içselleştirmemiz lazım.

        "KOLAY DEĞİL, CENEVRE'NİN 2 KATI BİR NÜFUS BİR GECEDE ŞEHRİMİZE GELİYOR"

        Antep küçük bir İstanbul. Hem zor, hem kolay. Riskler ve tehditler var, ama büyük fırsatlar da sunuyor. Krizi fırsata dönüştürme yetisi var bu şehrin. Tarihe baktığımızda aynısını görürüz. Şiirler “Antepli, zoru kolay kılan insandır’’ der. Dolayısıyla belediye başkanlığı, vekilliğe ve bakanlığa göre çok daha hızlı hareket edilmesi gereken bir alan, toplumdaki geri bildirimi de çok hızlı.

        -Geçtiğimiz günlerde tüm Türkiye’de aynı anda yaşanan elektrik kesintisinin de Antep merkezli olduğu söylendi. Doğru mu bu?

        Yok öyle bir şey. Antep merkezli bir şey duymadık. Bize söylenen, Atatürk Barajı’ndan, dağıtım ve iletim hatlarından kaynaklı bir durum olduğuydu.

        -Bu şehir için ne hayal ediyorsunuz?

        Bu şehir İpek Yolu, mücadele yolu, kalkınma yolu... Kayıtlı 300 bin mülteci var burada, adeta şehir içinde şehir. Hazmetmeye çalışıyoruz bu kalabalığı. Göçü yönetmeye alışkınız Allah’tan, bir sanayi şehri olduğumuz için zaten göç alıyorduk. Cenevre’de anlattım Avrupa Birliği belediye başkanlarına, inanamıyorlar bu duruma, akılları almıyor. Cenevre’nin 2 katı bir nüfus bir gecede şehrinize geliyor, kolay mı! Bunu anlamaları için gelip yerinde görmeleri lazım. Bu şehir Suriyeliler konusunda büyük bir insanlık sınavından geçti. Ayrıca gerektiğinde alışveriş merkezi yıkıp park yapıyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ