Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, doğduğu evin bahçesinde ilk kez çocukluk yıllarını anlattı.

        1959'da Ordu'nun Ünye ilçesindeki Abdullah Haznedar Evi'nde dünyaya gelen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, çocukluk yıllarına ilişkin anılarını paylaştı. Yardımseverliği, edebi ve tevazusuyla bir neslin yetişmesinde büyük emeği geçen rahmetli babası İsmail Niyazi Kurtulmuş'un kendisiyle aynı ismi taşıyan dedesi Numan Kurtulmuş'la beraber yaklaşık 80 yıl önce İstanbul'un Fatih semtindeki bir apartmana taşındıklarını anlatan Numan Kurtulmuş, "Ama köklerimiz burası" dedi.

        Çamurlu Mahallesi'ndeki "Paşabahçe" olarak bilinen yerdeki Abdullah Haznedar Evi'nin denize bakan odasında doğduğunu ilk kez açıklayan Kurtulmuş, çocukluğunda her yaz İstanbul'dan Ünye'ye geldiklerini ve 2-3 ay kaldıklarını söyleyerek, "Bazen o eski Samsun vapurları vardı, buraya kadar gelir, Ünye'de açık denizde vapur durur, ondan sonra halattan iskeleler aşağı salınır, biz de küçük motorlara binerek buraya gelirdik. Yazın buraya gelmeyi iple çekerdik. Çok keyifli, son derece güzeldi" dedi.

        "GAZOZ KAPAKLARINI TOPLAYIP, ONLARLA OYNARDIK"

        O dönemde oturdukları evin karşısında yazlık sinema olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "O yazlık sinemada geceleri filmler seyredilir, güzel Ünye gazozları vardı. Gazoz kapaklarını toplayıp onlarla oynardık. Çevredeki binaların hiçbirisi yoktu, çok geniş ve güzel bir bahçeydi. Şu anda üzerinde durduğumuz bahçede halen annemin hissesinde olan arsalardan bir tanesidir. Güzel, keyifli, çok nezih bir ortamdı Ünye günleri. Yaz günleri kapılar açık, herkes birbirine gider, eş dost akraba güzel günlerdi" diye konuştu.

        Dedesi Abdullah Haznedar'a ait evde dünyaya gözlerini açan Kurtulmuş, "Bu evin halen böyle korunmuş olması ayrı bir güzellik" dedi.

        Kurtulmuş, Ünye'de geçen yıllarına ilişkin, "Çok hatıralarım var, rahmetli anneannemi hatırlıyorum, rahmetli dayımı hatırlıyorum, hemen yandaki bina da annemin amcasının eviydi. Çok güzeldi. O da iki katlı, küçük, her tarafında tarihi kapıları, tarihi sarnıçları olan bir binaydı maalesef bugün bu hale geldi. Dayımın eşi Gülzade yengeyi hatırlıyorum, o güzel sohbetlerini, bütün aileyi bir araya toparlaması, onlar sofraya oturmadan oturulmazdı. Daha küçük zamanlarda bahçede koşarak kan ter içinde oynadığımızı, ısırgan otlarının arasından geçerken ayaklarımızın nasıl yandığını hatırlıyorum. Bütün bu eski günleri hatırlıyoruz" şeklinde konuştu.

        AMENTÜ ŞERHİ'NİN YAZARI NUMAN KURTULMUŞ

        Latin harfleriyle yazılmış ilk Türkçe ilmihal kitabı olarak bilinen Amentü Şerhi'nin yazarı olan dedesi Numan Kurtulmuş'u da anlatan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

        "Babamın babası Kastamonulu, Ünye'ye Birinci Dünya Savaşı sırasında teğmenken geliyor. Savaş sırasında eşkıya takibi var, asker cephede savaşırken maalesef bir takım eşkıyalar da buralara dadanmış, Akkuş, Tekkiraz, Niksar ve o çevrelerde de eşkıyalar var, onları takiple görevlendirilmiş. Tekkiraz'da rahmetli babaannemi görüyor ve onunla evleniyor. Babaannemin abisi Ali Bey Dayı da hemen bu evlerin yanındaki evde oturuyordu. Tabii dedem ondan sonra askerliğe devam ediyor, savaşlara katılıyor. En son Sakarya Meydan Muharebesi'nde yüz metre mesafeden aldığı kurşunla kalça kemiği kırılıyor ve 39 yaşında binbaşı olarak malulen emekli oluyor. Emekli olduktan sonra İstanbul'daki Amentü Şerhi'ni yazıyor. Annem o zaman yeni gelin olmuş, o dönemleri biliyor şunu anlatır; hakikaten Allah rahmet eylesin. İmam Buhari herhangi bir hadis rivayet ederken, o hadisleri yazarken tekrar kalkar abdest alırmış ve o şekilde yazarmış. Dedemin ayağı kurşun yarasından dolayı 15 santim kısalıyor, ayağını uzatarak, yerde yatarak yazarmış ve sürekli abdestli dolaşıyor ama yine Amentü Şerhi'ni yazmaya başlayacağı zaman o sakat haliyle kalkar, tekrar abdest alır yeniden oturarak yazarmış. Amentü Şerhi, İstanbul Fatih'te yazılmış. Dedem sadece Amentü Şerhi'ni yazmak değil, 39 yaşından sonra Kur'an hafızı olmuş. Babam rahmetli anlatırdı, 'Ramazan'da bizlere hatimle teravih kıldırırdı' derdi. Gerçekten çok önemli bir insan, büyük bir alim ve mücahit olarak hayatını idame ettirmiş, vefat etmiş. Annemin babasını da, babamın babasını da hiç tanımadım. Dedelerime, babaanneme, ananem ve bütün aile büyüklerime rahmetlerimi diliyorum."

        ÖLÜMDEN KURTULDUĞU İÇİN "KURTULMUŞ" SOYADINI ALDI

        Binbaşı emeklisi Numan Bey, soyadı kanunuyla birlikte ağır yaralanmasının ardından ölümden kurtulduğu için "Kurtulmuş" soyadını alır. Binbaşı emeklisi Numan Bey, bir süre sonra Tekkiraz'dan gelerek Ünye'ye yerleşir. Ünye'de oğlu İsmail Niyazi'yi ilkokula gönderir. İsmail Niyazi, ilkokulu bitirince onun daha iyi okullarda okuması için ailecek İstanbul'a gider, oraya yerleşirler. İsmail Niyazi okur, doktor olur. Numan Bey, oğlu İsmail Niyazi'yi Ünyeli Haznedar Ailesi'nden merhum Abdullah Haznedar'ın kız kardeşiyle evlendirir. İsmail Niyazi Bey, bu evlilikten olan oğluna babasının adı olan Numan adını verir. Torun Numan Kurtulmuş, Ünye'de Paşabahçe'de dede evinde dünyaya gözlerini açar. Sonrasında sık sık Ünye'ye gelen, aile büyüklerinin yanında kalan Numan Bey'in Ünye ile bağlantısı hiç kesilmez.

        KURTULMUŞ SEÇİLMESİ DURUMUNDA İLK KEZ MİLLETVEKİLİ OLACAK

        Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ordu Milletvekili Adayı Numan Kurtulmuş, 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi çalışmalarına memleketi Ordu'da devam ediyor. Mesaisinin büyük bir bölümünü Ordu ve ilçelerinde geçiren Kurtulmuş, sık sık esnaf ziyaretleri yaparak hemşehrilerinin sorunlarını dinliyor. Her ziyaretinde vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaşan Kurtulmuş, 7 Haziran seçimlerinde Ordu'dan AK Parti'nin "5'te 5" yapmasını hedefliyor. 1998 yılında siyaset yaşamına milli görüş lideri Necmettin Erbakan'ın yanında giren Numan Kurtulmuş, seçilmesi durumunda 17 yıllık siyasi hayatında ilk kez milletvekili olacak.

        İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ