Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Akdeniz çanağında partileri suskun seçmen korkutuyor

        Muharrem SARIKAYA / HT GAZETE

        Doğu Akdeniz insanı için şunu söyleyebilirim; şivesi künefe kadar tatlı, duruşu kebap şişi gibi sağlam, dostluğu zeytinyağı kadar sağlıklı, arkadaşlığı tantuni ve cezerye tadında... Türkiye’nin küçültülmüş modeli gibi her ırktan, etnisiteden, dinden, renkten insan var... Hemşerileri Yaşar Kemal’in “İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar” sözünün tam da karşılığını veren toplum...

        Sandık Yollarında dizisi için 1 haftadır arkadaşım Adana temsilcimiz Neşet Karadağ ile dolaştığım Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay’da, Doğu Akdeniz çanağında yaşayan bu kadar çok özellikli seçmenin nabzını tutmak kolay olmadı. Ağırlıklı bölüm rengini belli etmek istemiyor, sandık konusu açıldı mı derin suskunluğa bürünüyor. Bazısı da konuşursa başına bir iş gelecekmiş gibi kaygılı bir bakış atıp anında susuyor; ağraz oluyor. Partileri de en çok seçmenin bu sessiz hali korkutuyor.

        MHP İLE HDP’NİN DURUMU ‘BİRLEŞİK KAPLAR’ GİBİ

        AK Parti ise bölgede sert eleştirilere yol açan Suriye politikasından kaynaklı olumsuzluğa karşın ‘icraatçı kimliğinin verdiği güç’ ve iktidar olmanın getirdiği kamu bürokrasisi desteğinin avantajıyla fazla erozyona uğramadan yoluna devam ediyor. HDP ise her ilde 1 milletvekili çıkarmayı garantilemiş olmanın sevincini yaşıyor. Mersinli cezerye esnafı Erkan Kaya’nın güldüren şu sözü Akdeniz çanağında siyasetin durumunu özetlemeye yeter: “Gönlüm, önseçim yapan, çok iyi beyanname açıklayan CHP’de, aklım baraj sorunu yaşayan HDP’de, beklentim MHP’de, ama AK Parti de kabul edelim ki çok iyi iş yapıyor...”

        MERSİN’İN HASSASİYETİ

        Aslında bu sözler Mersin’in bir dönem yukarı çıkardığını, sonrasında aşağı çekerken, gönlünü almasının da yansıması. Öyle ki bir dönem 4 vekil verdiği partiyi sonrasında 2’ye indirmiş, ardından belediyelerin neredeyse tamamını vermiş. Örneğin 2007 seçiminde 12 milletvekili olan Mersin; AK Parti, CHP ve MHP arasında eşit olarak 4’er vekil dağıttı. 2011 seçiminde bir milletvekili eksilen Mersin, AK Parti ve CHP’ye 4’er, MHP’ye 2, HDP’ye de 1 milletvekili verdi. Yerel seçimdeyse büyükşehirle birlikte 13 ilçeden 8’ini MHP’ye, 3’ünü CHP’ye teslim ederken, AK Parti ve HDP’ye 1’er ilçe dağıttı. Bu seçimde beklenti, CHP’nin önseçimden dolayı önde gözükmekle birlikte yine 4’te kalacağı yönünde. AK Parti ve MHP’nin 3’er, HDP’ninse 1 vekil alacağı en sık yapılan tahmin. HDP’nin 2 çıkarması halinde diğer milletvekilini kimden alacağı da en önemli tartışma konusu.

        LÜBNAN VE RUM TURİST

        Anamur’dan Tarsus’a kuş uçuşu bile 250 kilometreyi bulan sahil uzunluğuyla bir turizm kenti olması beklenen Mersin, son dönem ağırlıklı olarak Arap turisti çekmeye başlamış. Taşucu’nda, balık restoranı işletmecisi Ersoy Erdal, Lübnan’a haftada 3 kez yolcu gemisi gittiğini belirtti ve “Suriyeliler Lübnan’a geçip oradan buraya geliyorlar” dedi. Hatta bazıları otomobillerini de denizyoluyla getirip bölgede dolaştıktan sonra aynı yolla geri gider olmuş. Ancak geçen dönem kesilen müzakere süreci Kıbrıs’tan gelen Rum turisti bitirmiş. KKTC’nin yeni cumhurbaşkanının müzakereyi sonuçlandırması seçmenin en büyük beklentisi. Çünkü Rum turist çok harcayan kesimde yer almış.

        MERSİN’E ANADOLU TURİSTİ İLGİ GÖSTERİYOR

        Bodrum, Marmaris, Kuşadası’nı tercih eden zengin yerli turist bu bölgeye daha az ilgi gösterdiği için daha çok Orta Anadolu kentlerinden turist akını almış. Deniz sezonunu açmak için Konya’nın Çumra İlçesi Taşar Köyü’nden Kudret Özbek ile Türkmencamii Köyü’nden Muhtar Ali Şahin de bölgede sıklıkla görülen Orta Anadolulu turistlerden. Kızkalesi açıklarında denize girip serinleyen Özbek ve Şahin’in “Bakarsın akşama geri döneriz, belki de bir gece kalırız” sözü de gelen yerli turistin uzun dönemli kalmadığının göstergesi.

        SURİYELİLER KİRALARI 1500 TL’YE YÜKSELTMİŞ

        İlçeleri birçok ilden büyük olan Mersin’de 1 milyonu geçen seçmenin tercihini en çok etkileyen faktör işsizlik ve fakir Suriyeliler. Turizm mevsiminin çok kısa sürdüğü, Çukurova Havaalanı’nın söz verilmiş olmasına rağmen bitirilemediği, Antalya bağlantısının bir türlü açılamaması sorunlarına, feribotla Lübnan üzerinden gidip gelen zengin Suriyeliler eklenmiş. Çünkü onlar da kentte ev kiralarının 1500 TL’ye yükselmesine yol açmış. Sokaktaki seçmen, Mersin’de geçmişte olduğu gibi Akkuyu Nükleer Santralı’nı birinci öncelikli sorunu olarak konuşmuyor. Zaten Akkuyu’ya geçmişte karşı olan partiler de dilini değiştirmiş, “Biz nükleere karşı değiliz, yer seçiminin uygun olmadığını söylüyoruz. Çünkü deprem fayının üzerinde” söylemine yönelmiş.

        Mersin’de en önemli tartışmalardan biri de büyükşehir belediyesi; gidene de gelene de yaramamış. Eski Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan’ın yolsuzluk suçlamasından aranması, bazı belediye çalışanlarının tutukluluğu CHP’yi sıkıntıya sokmuş. Ancak bu sıkıntısını, önseçimden çıkan Fikri Sağlar’a seçmenin gösterdiği teveccüh perdelemiş.

        Toplumsal tabanı ağırlıklı olarak Toroslar’da yaşayan Yörüklere dayanan MHP ise aralarında Tarsus gibi büyük ilçelerin de bulunduğu 8 belediyeyi almanın avantajını görmemiş. Çünkü bozuk olan kıvrımlı yollardan Toroslar’ın tepe noktalarına kadar hizmet taşınması mümkün olmamış.

        AK PARTİ SORUNLARI LEHİNE ÇEVİRMİŞ

        Buna bir de yeni otogarının ihalesinin pahalı yapılması nedeniyle otobüs şirketlerinin tepki gösterip yeni alana gelmekten kaçınması eklenmiş. Ancak iyi aday sıralamasının yanı sıra belediyelerdeki işgücü ve hizmetini kullanan MHP alanda dinamik kalmayı başarmış. Alandaki adayları da Anamur’da merhum ANAP’lı İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’in oğlu TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen’de de görüldüğü gibi hangi sıradan olduğuna bakmadan cevval bir çabanın içine girmiş.

        AK Parti ise CHP ve MHP’nin belediye odaklı eleştirilen yönlerini seçim propagandasının en önemli kozlarından biri haline getirmiş; yereldeki sorunları lehine döndürmüş. AK Parti aday gösterdiği Muhsin Kızılkaya ile de bugüne kadar giremediği mahallelere girebilmeyi başarmış. Kızılkaya’nın söylemleri de özellikle sol ve Kürt mahallelerinde AK Parti’nin lehine etki yapmış.

        SONUCU PARTİLER DE KESTİREMİYOR

        Türkiye’nin bir yansıması olan Mersin’de bütün bunlar da seçmeni etkiliyor. Dikkat çekense Mersin’de yerlisinden çok dışarıdan gelenlerin sayısının fazla olması. Bunun en önemli göstergesi de cenazeler için alınan yol belgesinde ortaya çıkıyor. Cenazelerin büyük bölümü Mersin’de defnedilmeyip doğduğu veya kütüğünün kayıtlı olduğu memleketlerine götürülüyor. Bu da Mersin seçmeninin aidiyet bağının sandığa etkisini yükseltiyor. Siyasi partiler de adaylarını bu hassas dengeler üzerine belirliyor.

        Örneğin AK Parti Kürt kökenli entelektüel Muhsin Kızılkaya’yı listesinde ön sıraya koyarken, HDP AK Parti’nin genel başkan yardımcılığını yapmış, parti politikalarını eleştirip istifa etmiş bir diğer kürt aydını Mir Mehmet Dengir Fırat ile oy topluyor.

        Buna karşın MHP Yörük ve Türkmenlere, CHP Tahtacılar, Türkmenler, Yörükler ve Mersin’in köklü yerlilerine yöneliyor. AK Parti ve MHP’nin listesinde seçmeni en çok olan Tarsus’tan bir adayı alt sıralara koymasının yarattığı sıkıntıyı çözmek için bu ilçeye yükleniyor.

        AK Parti adayı Muhsin Kızılkaya’nın “Ben dışarıdan gelmiş birisi olarak kendimi Tarsus’un adayı olarak görüyorum” sözü de bu ilçede seçmeni etkiliyor. Herkesin kıyasıya yarıştığı seçimde nasıl bir tablonun çıkacağınıysa bugünden kimse tahmin edemiyor.

        Başta da belirttiğim gibi seçmendeki suskunluk bütün partileri ciddi oranda kaygıya itiyor. Belki de bundandır; bir seçmen partilerin milletvekili çıkarma sayısına göre bir gün yaptığı sıralamayı, ertesi günü değiştirebiliyor. Mersin’in nasıl bir sonuç vereceğini partilerin yerel yöneticileri de kestiremiyor. Mersin’de bütün partiler, nefes nefese kalmış bir yarışta, neredeyse omuz omuza koşuyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ