Bahçeli Sakarya'da konuştu

Bahçeli, Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, seçimlere 19 gün kaldığını hatırlatarak, 25'inci dönem milletvekilliği genel seçimlerinin ülkenin birliği, milletin dirliği ve insanların refahına en üst düzeyde katkı sağlamasını diledi.

AK Parti iktidarının ömrünün sadece 19 gün sonra biteceğini savunan Bahçeli, "Milletimiz, yakın tarihinin en büyük tahribatını yaşadığı bir dönemi geride bırakmak üzeredir. AKP'yle geçen yıllar; huzur ve kalkınma arayan milletimiz için fırsatların kaçtığı, göz göre heba edildiği, gerilim ve çatışmaların yaşandığı, kaynakların israf edildiği yıllar olmuştur. Bu kara dönem, milli tarihimizde '2. siyasi bir fetret devri' olarak anılacaktır" ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli, AK Parti'yi bu duruma geride kalan yıllarda içine düştüğü gönüllü teslimiyetin düşürdüğünü ileri sürerek, şunları kaydetti:

"İnsanımıza karşı vurdumduymazlık düşürmüştür. İhanet boyutuna gelen gayri milli politikaları düşürmüştür. Bugün AKP, ihanet, gaflet ve teslimiyet üçgenindeki hassas bir denge noktasında salınıp durmaktadır. Artık AKP'nin milli karar verme imkanı kalmamıştır. Milli hiçbir vasfı bulunmamaktadır, gözü ve kulağı dışarıdadır, siyasetini dış talimatlar üzerine oturtmuştur, varlığını ve devamlılığını küresel çıkarlara hizmete adamıştır. Bu durum mütareke yıllarındaki Osmanlı hükümetlerinin girdiği açmazın benzeridir. 12 yıl 6 ay 3 günlük taviz ve teslimiyetin sonucu ortadadır. Türkiye'miz ağır ipotekler altındadır. Cumhuriyet tarihinin en ağır borç yükü sırtımızdadır, sürekli borçlanılmıştır. Bu borcun karşılığı olan servet ve yatırım, Sakarya'da yoktur. Bu para nerededir, hangi yatırıma dönüşmüştür, kimin cebindedir ve bu bedel nasıl ödenecektir? Hiçbir ciddi yatırım yoktur."

"TÜRK MİLLETİ YOKSULLUĞA MECBUR DEĞİLDİR"

"Çiftçi aç, esnaf yoksul" görüşünü savunan Bahçeli, "Hayvancılık tükenmiştir, küçük işletmeler atıl halde, üretim azalmıştır, sanayi hasarlıdır. O halde bu borcu Türk milleti neyle ödeyecektir? Bu borç nasıl ödenecektir? Ben sizlere söyleyeyim, aziz Sakaryalılar. Küresel dayatmalara teslim olarak, hakaretlere göz yumarak, çözülmeye bel bağlanarak, PKK taleplerini karşılayarak, Cumhuriyet tesisleri kelepir fiyata satılarak, teröre kulak tıkayarak ödenecektir. İşte dış mihrakların AKP'yi istemeleri, saraydaki '17-25 Erdoğan'a sıcak bakmalarının nedeni budur. Ermeni, Rum, Avrupa ve Amerika'nın AKP'yi desteklemesinin arkasında yatan gerçek budur" değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, AK Parti'yle birlikte sermaye piyasasının, milli varlıkların "özelleştirme" adı altında yabancılaştığını ifade ederek, bankacılık sektöründeki hakimiyetin de yabancılara geçtiğini iddia etti.

"Buna karşılık Başbakan ne yapmaktadır?" sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dönemlerinde hiçbir bankanın batmadığıyla övünmektedir. Elbette, biz bankalarımızın batmasını istemeyiz. Milletimizin kanaat ederek topladığı birikimlerinin heba olmasını düşünemeyiz ancak ülkemizde bir bankanın bu şartlarda batması zaten mümkün değildir. Sakaryalı kredi kartıyla alışveriş yaptıkça bankalar kazanmaktadır. Türkiye, bankalara borçlandıkça bankalar büyümektedir. Bu faizlerle batmaları da mümkün değildir. Bu soygun düzeninde bankaların batma ihtimali yoktur ama başka batanlar vardır. Dükkanlarını siftah etmeden kapatan esnafımız batmaktadır. Namuslu iş adamı, sanayici, kamyonunun tekerini döndüremeyen nakliyeci, AKP'de tanıdığı olmayan tüccar, tarlaları kurumuş çiftçimiz batmaktadır. Türkiye batmaktadır.

Buradan Türkiye'ye sesleniyorum. Türk milleti, bu yoksulluğa asla mecbur değildir. Hiçbir vatandaşımız bu zillete mahkum değildir. AKP politikalarını şiddetle reddediyorum. Yoksulluk talihimiz, yolsuzluk seçeneğimiz, onursuzluk kısmetimiz olamaz. Davutoğlu, Türkiye'yi uçurduklarını, devin uyandığını söyleyip övünmektedir. Sanal zenginlik ve başarı masalını tekrar edip durmaktadır. Bunun uçmak mı, yoksa sürünmek mi olduğuna siz karar veriniz. Bunun uyanmak mı uyumak mı olduğunu siz yorumlayınız. Dönemin Başbakanı ve bakanlarının evlatlarını kastediyorsa söyledikleri doğrudur. Onlar uçmuşlardır, kısa zamanda malı götürmüşlerdir ama kastettiği Sakarya'nın evladıysa durum çok farklıdır. AKP ile geçen 13 yılın faturası dışarıda taviz ve teslimiyet, içeride, çaresizlik, ilkesizlik, rüşvet, ihanet, kayırmacılık ve aymazlıktır. AKP'den arta kalan açlık, adaletsizlik, ahlaksızlık ve asayişsizliktir."

"ARTIK SEÇENEK KALMADI"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, artık seçeneğin kalmadığını vurgulayarak, "Ya önünüze uzatılmış bir lokma ekmeğe rıza göstereceksiniz ya da yeter artık, 'nerede benim hakkım' diye ayağa kalkacaksınız. Ya kalkınma ve zenginleşme hikayelerini dinleyerek durmaya devam edeceksiniz ya da 'hayır, soyguna, haksızlığa ve ahlaksızlığa dur' diyeceksiniz. Ya zulme, istismara, adaletsizliğe ve alçaklığa göz yumarak harama ortak olacaksınız ya da Milliyetçi Hareket Partisi'yle birlikte yürümeye başlayıp kendinize yeni ve aydınlık bir sayfa açacaksınız. İnançlı kadrolarla yürümeye başladık. Bunun için 'Bizimle yürü Sakarya' diyoruz" şeklinde konuştu.

Bu yürüyüşün korkaklara karşı cesurların kararlı, ahlaksızlığa karşı namusluların kudretli, talana ve yalana karşı faziletlilerin azimli yürüyüşü olduğunu ifade eden Bahçeli, Türk halkının bu şerefe dahil olmasını istedi.

Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Gelin bu tarihe siz de damga vurun. Hırsıza, arsıza, namussuza, yağmacıya, düzenbaza, istismarcıya, işbirlikçiye, soyguncuya, israfa karşı bizimle yürüyün. Birlikte atacağımız her adım, daha mutlu ve huzurlu Türkiye'ye doğru yol alıştır. Daha müreffeh, zengin, kaygısız bir hayata yöneliştir. Daha adil, hakkaniyetli, demokratik ve vicdani bir döneme başlangıçtır. Bu, yalnızca kararlı ve onurlu bir yürüyüştür. Biliniz ki Milliyetçi Hareket bir kez koşmaya başlarsa, duracağımız tek yer arsızın, uğursuzun, haramzadenin pes edeceği, ellerini kaldırıp teslim olacağı yer olacaktır. Sizde bize katılın. Bizimle yürü Sakarya."

AA