Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Balçiçek İlter, Maltepeli 200 özel kadınla tekne turuna katıldı, hikâyelerine ortak oldu...

        Balçiçek İLTER / HT GAZETE

        Seçimlere çok ama çok az kala, siyasi söylemlerin oldukça sertleştiği şu dönemde “Memlekette iyi şeyler de oluyor yahu! Bütün zorluklara rağmen gülümseyebiliyoruz’’ dedirten onlar oldu bana ne yalan söyleyeyim. Geçen perşembe günü yaklaşık 200 kadınla beraberdim. 200 özel kadın. “Özel” diyorum çünkü onları dinledikçe, hikâyelerine ortak oldukça, kimi zaman hüzünlendim, kimi zaman gülümsedim, ama çokça umutlandım. Katıldığım her etkinlikte, yaptığım her konuşmada dile getirdiğim gibi, eğer bir gün dünyayı daha yaşanılası bir yer yapmayı becerebilirsek bunu kadınlar gerçekleştirecek, inanın...

        Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, bir süredir ilçesinde oturan kadınları tekne turuna götürüyor. Benim katıldığım 7’ncisiydi. Ne yalan söyleyeyim, sabahın çok erken saatinde Maltepe’de onca özenmiş, süslenmiş, püslenmiş, heyecan içinde kadını kendi gözlerimle görmesem sıradan bir belediye faaliyeti diye geçiştirirdim. Öncelikle şunu ifade edeyim, yapılan iş partilerüstü... Siyaset, çekişmeler, propaganda yok. Sadece kadınlar var. Ali Kılıç kısa bir konuşma yapıyor, ardından biraz dert dinliyor, dertleşiliyor ve sonra iniyor tekneden. Ve o kadınlar, ah o kadınlar; kimi çocuğunu kapmış gelmiş, kimi zor yürüyen, kimi daha hiç deniz görmemiş, evet yanlış okumadınız, hiç görmemiş o kadınlarla 3 saatlik yolculuk başlıyor. Dönüşte başka bir kadın kalabalığı bekliyor, yeni bir grup... “Hadi biraz çabuk olun, daha biz de gezeceğiz!’’ diyorlar.

        ‘KENDİMİ BİLDİM BİLELİ ÇOCUK BAKIYORUM’

        Sonra? Sonrası gözyaşları... Nuriye Teyze’nin kızı gırtlak kanseri olmuş, kendi anlatımıyla “şimdi bir de bu hastalık belasıyla’’ uğraşır olmuşlar. “Teyze” diyorum, soyadını yazamıyorum; gazeteci olduğumu öğrenince “Ama bey kızar, zaten buraya etrafa ‘Bana uygun iş var mı?’ demeye geldim, şimdi evde arıza çıkmasın’’ diyor. Diyor da beraber fotoğraf çektirirken “Güzel çıkalım ama...’’ demeyi de ihmal etmiyor. Yaşlısı-genci fark etmez, kadın her yerde kadın....

        Maltepeli kadınların birçoğu çocuklarının içine düştüğü uyuşturucu batağından şikâyetçi. Bir anne anlatıyor: “Eskiden kullandığını anlıyordum, şimdi bir göz damlası ne menem bir şey çıkmış, onu sürüyor. Gel de anla uyuşturucuyu; senden benden daha sağlıklı gözüküyor.’’

        Başkan Kılıç da konuşmasında değindi. İstanbul’da hemen her ilçenin yaşadığı sorunların başında geliyormuş, o yüzden hem belediye olarak mücadele etmeye çalışıyorlar hem de Narkotik’in yaptığı çalışmaları destekliyorlar.

        Bu kadar kalabalık bir kadın topluluğunda olunca yazacak çok hikâye var kuşkusuz. Ama malum, yer belli. O yüzden size 26 yaşındaki cesur bir yüreğin hikâyesini aktaracağım. Yaşanan ne olursa olsun hayata tutunmayı başaran, canla başla mücadele eden kadınlardan biri o. İsmi Sevinç Çelik. Sevinç gencecik bir kadın, duru bir güzelliği var. Ama yaşıtlarının birçoğu gibi aynayla pek barışık değil. Burnuna takıyor. “Güzelsin kızım” sözlerine aldırmadan bıçak altına yatıyor özel bir hastanede. “Hayatımın değiştiği andır o ameliyat Balçiçek Hanım. Bakın önceki halim bu. Şimdi bakıyorum da bugünkü halimden pek de farklı değil. Çok takmıştım burnuma, ille de ameliyat olmak istiyordum. Halbuki ne gerek var.”

        Önce yaşadıkları... “Bir günde tahlillerim yapıldı ve ameliyata alındım. Ameliyattan sonra kusmalar başladı. Bütün vücudum ağrıyordu. Hemen çıktık özel hastaneden ve bir devlet hastanesine gittik. Orada da serum verdiler ve ‘Bir şeyin yok’ dediler. O kadar çok ağrım vardı ki; ayaklarım ağrıyordu. Sonunda Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müracaat ettim. Ve bana dediler ki: ‘Sende ameliyathane virüsü var.’ Anlamadım, ‘Nedir o?’ diye sordum.”

        Sevinç soruyu sorduktan kısa bir süre sonra komaya girmiş. Verilen ilaçlara tepki verdiğini gören doktorlar, genç kadını hemen ameliyata almışlar ve maalesef iki bacağını birden kesmek zorunda kalmışlar. Çünkü enfeksiyon Sevinç’in bütün vücudunu sarmış, böbreklerine ve kalp kapakçığına yerleştiği gibi bacaklarını da kangren yapmış. “Karın ağrısı şikâyeti ile gittim ben hastaneye. Kusuyordum sürekli. Ağrım vardı. Yürüyemiyordum. Hastaneye 13 Mayıs’ta yatırıldım. Şuurum daha sonra kapanmış. Yoğun bakıma gönderilmişim. O sırada ayaklarım morarmaya başlamış; sonra babam anlatıyor kapkara olmuş bacaklarım. Septik tanısı konulmuş. İlaca tepki verdikten sonra kendime gelmeye başlamışım. Burun ameliyatı oldum, bacaklarımı bıraktım geldim.”

        ‘BİR GECE KALMAKLA ENFEKSİYON KAPILMAZ’

        Bu arada, Sevinç’in burun estetiği ameliyatı olduğu hastanenin yetkililerinin açıklamasını da sordum. Aynen yayımlıyorum: “Hastane enfeksiyonu hastanede uzun süre kalan hastalarda, özellikle yoğun bakımlarda yatan hastalarda görülür. Hastamız hastanemizde sadece 1 gece kaldı. 1 gece hastanemizde kalmakla hastane enfeksiyonu kapılmaz. Hastamız yaklaşık 1 hafta sonra yine yürüyerek geliyor. Kontrolün ardından tekrar hastanemizden çıkıyor. Ameliyatın yaklaşık 13. gününde ateş yükselmesi gelişiyor. Herhangi bir nedenden bu olabilir. Yediği bir şey ya da temas ettiği kişiler buna sebebiyet vermiş olabilir. Bunu hastane enfeksiyonuna bağlamak tıbben mümkün değil. Hastane enfeksiyonu hemen gelişir. 1 hafta beklemez.”

        Tabii dava süreci devam ediyor. O süreçte eşinden ayrılıyor Sevinç, 1.5 yaşındaki kızı Cemre ile baba evine dönüyor. İş yok güç yok anada babada, bir de üstüne yürüyemeyen bir kız çocuğu derken baba Durmuş Çelik, Maltepe Belediye Başkanı’na durumu anlatıyor. Önce anne ve babaya iş bulunuyor, ardından Sevinç’e bir çift protez takılıyor.

        AĞIR ENGELLİ SAYILMIYOR!

        İşte o mucizenin, yani haftalarca ayakta durma alıştırmasının ardından ilk kez Sevinç dışarı çıkıyor, yürüyor ve tekne gezisine katılıyor. Uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir hikâye daha olmamıştı. Neden mi farklı? Çünkü Sevinç sadece o protezlerle yürümeyi başarmadı. Onun çok ama çok daha büyük hayalleri var. Önce iş bulacak, çalışacak, kendi deyimiyle anne-babasına yük olmayacak, ardından kızı için güzel bir gelecek planlayacak.

        “Peki ya kocan, kırgın değil misin bırakıp gittiği için?” diyorum. Gülümsüyor belli belirsiz. “Zaten gidesi varmış, bacakların kesilmesi bahane olmuş!” diyor. Bu arada sağlık raporunda yüzde 69’luk engelli diye yazmasına rağmen Sevinç “ağır engelli” sayılmadığı için devletin hiçbir imkânından yararlanamıyor. Tekne gezisine engelli çocuklarıyla katılan birçok annenin de ortak derdiydi bu durum. Acilen Aile Bakanlığı’nın bu duruma çözüm bulacak bir yönetmelik yapması gerekiyor kanımca.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ