Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Yerel mahkemenin "soyadı" kararına Yargıtay'dan son nokta

        İstanbul'da 2000 yılında Mahmut Ünlü ile evlenen Emine Ünlü, 2007 yılında eşinden boşandı. Çiftin 2005'te dünyaya gelen Ali isimli çocuklarının velayeti anneye verildi.

        Emine Ünlü, 2010 yılında Ali Ertaş ile evlenerek Ertaşsoyadını aldı. Kadın, eski eşinden olan çocuğunun yeni eşininsoyadını taşıması için İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı.

        Mahkeme davayı kabul ederek, çocuğun "Ünlü" olansoyadının "Ertaş" olarak değiştirilmesine hükmetti.

        Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

        Bozma kararında, 2525 sayılıSoyadıKanunu'nun 4. maddesindeki "evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceğisoyadıalır" ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu türsoyadıdavaları açtıkları anlatıldı.

        "EVRENSEL HUKUK DÜZENİ İZİN VERMEZ"

        Söz konusu düzenlemenin, velayet hakkının kullanılmasında kadın ve erkeğin birbiriyle eşit oldukları ilkesine aykırılık nedeniyle iptal edildiği anlatılan kararda, "Durumdan vazife çıkartarak ya da geçici elde edilmiş bazı hak ve imkanlardan yararlanarak kadın veya erkeğin kendi lehine bir üstünlük yarışına girmesine milli yasalar ile evrensel hukuk düzeni izin vermez" ifadesi kullanıldı.

        Kararda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesinin Anayasa Mahkemesinin incelemesinden geçtiği ve "çocuğun, ana ve baba evli ise aileninsoyadını alacağı" hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verildiği anlatıldı. Buradaki "aile" deyiminden babanın anlaşılacağının Anayasa Mahkemesince de kabul edildiği belirtilen kararda, aynı kanun maddesindeki "evli değilse ananın" ibaresinin baba lehine iptal edildiği bildirildi.

        Kararda, şunlar kaydedildi:

        "O halde, bir çocuğasoyadıverilmesi için o çocuğun doğum tarihinde anası ile babasının evli olup olmadığına bakılması gerekir. Doğum tarihinde ana ve baba evliyse çocuk ailenin, diğer bir anlatımla babanınsoyadını alacaktır. Çocuğunsoyadıbu surette belirlendikten sonra, onunsoyadını velayet hakkına veya başka nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Velayet hakkı, ana ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani 18 yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması halinde velayet hakkının anaya verilmiş olması çocuğunsoyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermez."

        Bozma kararında ayrıca, velayetin yeniden babaya verilmesi halinde bu kez babanın, çocuğunsoyadını değiştirmek isteyeceği, böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini ve istikrarı zedeleyeceği, çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratabileceği belirtildi.

        Bozma kararı üzerine dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme ise ilk kararında direndi.

        Direnme kararında, iptal edilen düzenlemenin, boşanma halinde dahi çocuğunsoyadını belirleme hakkını babadan aldığı, eşitlik ilkesi gereği bu hakkın anne tarafından da kullanılabilmesine olanak tanıdığı savunuldu.

        Direnme kararının ardından dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gündemine geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozarak, kadının boşandığı eşinden olan çocuğuna yeni eşininsoyadını veremeyeceğine hükmetti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ