Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Cerattepe’de 20 yıllık bakır madeni direnişi

        Arif BALKAN / Erdem ŞAHİN / HT GAZETE

        Yemyeşil coğrafyasıyla bilinen Artvin’de bugünlerde en çok konuşulan konu bakır madeni projesi. 25 bin kişinin yaşadığı il merkezi, yaklaşık 32 hektarlık bakır madeni projesini de kapsayan Cerattepe ve Genya’nın eteklerine kurulu. Artvinliler, 20 yıldır bu projeye tepkilerini dile getiriyor. Haliyle bu mücadelede artık sembolleşmiş isimler de olmuş.

        ARTVİNLİLERİN NEŞE ABLA’SI

        1995’te kurulan Yeşil Artvin Derneği, adından da anlaşılacağı üzere, kentteki doğal dokunun korunması için bir araya gelen Artvinlilerin oluşturduğu bir sivil toplum kuruluşu. Dernek, Artvin Barosu’yla birlikte, bakır madeni projesine karşı kentte yükselen protestoların da önde gelen savunucularından. Dernek başkanı Neşe Karacan, geçtiğimiz yıl kanser hastalığını yenmiş bir isim. Karacan’ı Artvin’de tanımayan yok, herkes ona “Neşe Abla” diye sesleniyor. Gününün büyük bölümü kentte işlettiği pastanede geçiyor, ama aklı hep direniş alanında. “Her siyasi partiye eşit mesafede olduklarını” söyleyen Karacan, projeye itirazlarının yaşamı savunmakla yok oluş arasında seçim yapmak kadar somut olduğunu belirtiyor.

        TOPRAK DEDE

        Bir diğer sembol isim Hilmi Dede. Yaşını sorduğumda “26.12.1931” diyor ve ekliyor: “Cumhuriyet benden sadece birkaç yaş büyük.” Artvin’de açılacak bakır madeninin kentin su kaynaklarına zarar vereceğini duyduğu ilk andan itibaren tepkisini ortaya koyanlardan Hilmi Algın. Yani tam 20 yıldır bu direnişin içinde. Üstelik 20 yılın hemen her gününü de kaleme almış, bu da onlarca defter ediyor. Artvinliler için Hilmi Dede en büyük güç kaynağı. Her gören “Allah seni başımızdan eksik etmesin” diyor. Hilmi Dede’yle, proje alanını cepheden gören evinde konuşuyoruz. Yıllara meydan okuyan usta bir marangoz da aynı zamanda. “Bu projenin buradan gideceği günü görmek istiyorum. Yaşadığım yerin kıymetini biliyorum. Artvin gitti, insan gitti, ne uğruna? Ben artık yolun sonuna geldim. Ne diye uğraşıyorum? Bu doğa için. Burada tek bir gün gelsin yaşasınlar, kıyabilecekler mi? Ben toprakla varım. Buranın toprak dedesiyim” diyor.

        Artvin’de itirazların hedefindeki bakır madeni projesi Cengiz Holding bünyesinde. Proje Genel Koordinatörü Ünal Arkadaş ve mühendislerden Muhammed Bilgin’le firmanın kent merkezindeki ofisinde buluşuyoruz. Arkadaş söze, projenin hukuki durumunu anlatarak başlıyor.

        ŞİRKET : ‘HUKUKİ ENGEL YOK’

        Sahanın Özaltın şirketine ruhsatlı olduğunu, holding bünyesindeki bir başka şirketin rödovans anlaşmasıyla faaliyet göstereceğini belirterek, “Proje önünde hukuki bir engel yok. Geçtiğimiz ay, iptal edilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda gerekli değişiklikleri yaptık, bakanlık da onayladı. Faaliyete geçeceğiz” diyor. Daha önceki mahkeme kararlarına da değinen Arkadaş, şunları söylüyor: “Yargı, Kanadalı firmanın ÇED almadan çalışmasına izin vermedi. Yani ‘Madencilik yapılamaz’ demedi, ‘ÇED’siz yapılamaz’ dedi. Özaltın ihaleyi aldı. Ancak atık sahaları ve maden zenginleştirme için bakır madenine yakın bölgede tesis kurulması gerekiyor. Biz işe ÇED alarak başladık. Yargı ‘Yetersiz’ dedi. Yeni bir ÇED süreci başladı, olumlu sonuç aldık. Yeni ÇED mahkemeye verilebilir ama bu, çalışmayı engellemez. Yeni ÇED ile, daha önce iptal edilen ve şu an Danıştay’da olan ÇED hükümsüz kaldı. Yani Danıştay’da şu an bu konuyla ilgili bir dosya yok.” Arkadaş, “Sahada aktif basınçlı yeraltı suyu yok. Gözlem kuyularıyla takip ediyoruz. Suyun bakır madeniyle buluşma ihtimali düşünüldü, ÇED raporunda bu da belirtildi. İçme suları karşı dağda. Yani su ile bakır madeninin karışması mümkün değil” diyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ